tutunamayanlar

alayı buradadır. bi gibe tutunamadınız aq.

o ekşide kız bloglarında, feysbukta, uludağda, bilmem nerede şu kitabı okuyup, okuduğunu belli etmeye çalışan şundan alıntılar paylaşan insanların zütünden gibmek istiyorum. gibtirin gidin lan sizin starbaks kahveniz elinizde kucağınızda kedi nereye tutunamayansınız küçük huurlar? hayatımda sizden tiksindiğim kadar hiçbir şeyden tiksinmiyorum amcık ağızlılar sizi. sırf şekilsiniz ama istediğiniz seviyeye o küçük zütlerinizin altına tutunamayanları koyarak yükselemezsiniz söylim. o fındık zütlerinize de koyayım ayrıca.

'allahim! nasil yasadim on yil o evde? birgun duvara bir resim asmak gelmedi mi icimden? allahim ben ne yaptim? iste sonum geldi! kotu bir resim asarim korkusuyla hic resim asmadim, kotu yasarim korkusuyla his yasamadim ben..'

selim,in mektuplarindan... sos!

Kimsenin yaşantısını beğenmedim: Kendime uygun bir yaşantı da bulamadım.

Selim ışık / Tutunamayanlar

87 gün olmuş vay dıbına koyayım kitabı okurken kitaptan çok kendi hayatımı düşündüm nedense tek diyebileceğim bu keşke selim ışık şu an yanımda olsa da sabaha kadar konuşsak

amk binleri,
5 sayfayı da okudum. hepiniz 5 para etmezsiniz. onlar nasıl yorum lan. siz okuduğunuzu nasıl anlıyorsunuz ?
eyes wide shut filmini yorumlayan yobaz entel ekşici numarası yapan huur çocukları sizi.

biri demiş bu roman oğuz atay'ın en iyi romanı değil. kaçıncı romanı dalağını gibtiğim ?

olm akıllı olun bak.

özet geçiyorum.
selim doğu ile batının arasında kalmış türk aydınını temsil ediyor.
turgut yarı aydın kesimi.

bu romanı anlamak için donanımlı olmanız gerek öncelikle. edebiyat bölümünde okuyanlar şanslı o bakımdan. dün bugün ve yarın türk aydınının yani selimin hayatını anlatıyor. cumhuriyetin ilanından 1970e kadar olan dönemi.
mesela türk solunu anlatırken başka bir yoldan gitmiş. orta asya türklerini kurban seçmiş. hiç mi isimler tanıdık gelmedi sana ? yoldaş hakmat ın yırları derken nazım hikmetten bahsediyor. bar bar bağarıyor lan herif.
size bir tak anlatılmaz. bu kadarla yetinin pekekentler. anlatmıyorum amk. size mi kaldı oğuz atay'ı anlamak. gibtirin gidin am peşinde koşun.

oğuz atay önüne kim gelirse vermiş ayarı, geçmiş dalgasını. adam hala çıkmış "çok güzel bi aşk romanı" ananın amı amk oğlu. senin ağzına kepçe kepçe sıçarım fularlı gavat seni.

Kitabı yeni bitirdim. selim ışık ile kendimde acayip benzerlikler buldum. küçükken horozdan korkması hep ikinci plana atılması dışlanması arkadaşlarının müstehcen hikayelerini büyük bir zevk ile dinlemesi kendisi ile alay edilmesi insanların yükselmek için selim ışıgı basamak olarak kullanması kerhaneye gittiğinde bile kendisinin duygularını anlayacak bir oruspu araması üniversitedeki en iyi arkadaşları yıllarca üniversiteyi bitirememiş olanlar ve onların başarısızlık hikayelerini büyük bir zevkle dinlemesi. işte bunlar aynı özelliklere sahibim ama selim ışık kadar bilgili ve kültürlü değilim toplumsal meselelere onun gibi yaklaşamıyorum onun gibi de değilim kendimi aştım artık kendimi ezdirmiyor eziyorum. bu kitap beni geri eski ben yapacak galiba.

oğuz atay'ın 1970 yılında ona trt roman ödülü'nü kazandıran, yayınladığı ilk romanıdır.

konusu ise kısaca şöyledir:

selim işık'ın intihar ettiğini öğrenen turgut özben, ihmal ettiğini düşündüğü arkadaşının geçmişinin izini sürmeye ve selim'in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. her insana farklı bir yönünü gösteren selim'in görüntüsü, turgut'un bu insanlarla konuşması sonucu okuyucunun ve turgut'un gözünde netlik kazanacaktır. romanda bir çok kişi vardır ama her biri aslında selim'in hayatındaki kişilerdir ve tüm anlatılanlar selim işık'ı aydınlatır. selim işık "düşünen ve sorgulayan insan"ın simgesidir ve bu yüzden "tutunamamış"tır. (kaynak: vikipedi)

bu kitaba overrated diyen ya da beğenmeyen adamlar tutunmuşlardır zaten.

" Eskiden buhranlı gecelerin sabahında , güneşin doğuşu beni sakinleştirirdi. Şimdi sıkıntı veriyor: yeni bir güne başlamanın sıkıntısını. Basma perdenin arasından giren ışınlar , yaşanacak uzun günü gözüme sokuyor.''

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

Bir kaç ay sonra editleyeceğim kısa sürede normalden çok daha fazla okudum sardı beni bu kitap Nietzsche den sonra iyi geldi ayrıca

Bat dünya bat.

hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu .

Beni kötü yetiştirdiler. Annemde, babamda bana gerekli eğitimi vermediler. Yaşamak için demek istiyorum. Bana yaşamasını öğretmediler. Daha doğrusu bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Bende kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara.

Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da anormal dediler.

Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma.
Boş yere mağaramdan çıkarma beni.
Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.

uyurken bu kitabı yanıma koyup "seni çok seviyorum iyi geceler" diyip uyumuşluğum var

"Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. insan olmaktan korkuyoruz. insana benzetirsek, onlara acımaktan korkuyoruz. işin içine bir kere acıma girerse, ondan bir daha kurtulamamaktan korkuyoruz."

okuduğum bir çok kitaptan güzeldir. Not: 5 kitap okudum

gibişemeyen ya da az gibişen enteller

@111 benim yorumum. Kitabı bitireli yaklaşık 5-6 ay oldu. Tutunamayanlardan sonra birçok kitap aldım hepsini yarıda bırakıp bir köşeye attım. hiç bir kitap yerini tutmuyor abi. önceden macera romanları alırdım okurdum. çok hoşuma giderdi böyle cinayet olsun korku romanları olsun bayılırdım böyle kitaplara. bu lanet kitabı okuduktan sonra hiç bir kitaptan zevk almamaya başladım. bazen derin düşüncelere dalıp selim ışıkı turgut özbeni düşünmeye başlar oldum. ben olsam ne yapardım veya selim benim yerimde olsa ne yapardı gibisinden. aklımdan çıkmıyor abi hele o hitlerli 2. abdülhamitli selimin rüyasını tekrar tekrar düşünüp gülüyorum. 5 dakikalık saygı duruşu ne ya. mimar olduğu anlaşılmayan genç vardı birde. haha espirinin a.koyan kitap diyebiliriz. yanlış anlaşılmasın adını koyan. bu kadar eğlenceli ve bu kadar hüzünlü bir kitap görmedim. öyle kitap kurdu falan değilim şimdiye kadar okuduğum kitap 20 yi geçmez. ama bu kitap beni çok değiştirdi. hayata bakışımı değiştirdi. insanlara olan saygımı arttırdı. sokaktaki dilenciye bile.

sanırım oğuz abimiz yanılmıyorsam 15. bölümdü imla kullanmamış. kafası güzeldi galiba o gün. ilk başta yayın evinin hatası diye düşündüm. biraz araştırınca olayın farkına vardım.

kitabı bitirmem 5-6 ay sürdü. okuduğum en sıkıcı ama en eğlenceli en çok mesaj veren insanı en çok düşünmeye iten ve okuduğum en güzel kitap oldu. kitabı okumaya başlarken güzel sözlerin altını falan çiziyordum facebookta paylaşmak için. eğer bu yazıyı okuyup da kitabı okumak isteyen varsa sakın altını çizmeyin. selim öyle bir tokat vuruyorki böyle insanlara kendinizi kaybedersiniz. bu kitap beni edebi kitaplara yönlendirdi. az önce çarşıdan geldim kürk mantolu madonna, şeker portakalı ve genç werterin acılarını aldım. bir nebze olsun bu kitabın yerini tutabilsinler diye. neyse arada yazarım buraya ben böyle çünkü bu kitabın üstüne binlerce kitap yazılır. tek cümlesinden 5 tane kitap çıkar şerefsizim. okuyun lan bu kitabı dıbına koduklarım.

okurken sesli sesli güldüğüm tek kitaptır. bazen öyle ince espiriler oluyorki insana kahkaha attırıyor.

özetlemek gerekirse bat dünya bat.