-1
Yavuz Sultan Selim, henüz şehzadeyken iran Şah'ı Şah ismail'in çok iyi bir satranç ustası olduğunu duyar. Bu bilgi onu taa iran'a müsabakaya sevk eder. Kendisini saklamak istemektedir. Kollarını yırttığı eski bir derviş elbisesini giyerek alır sırtına bohçasını düşer yollara. iran çöllerinde gece gündüz yol aldıktan sonra en nihayetinde Acem topraklarındadır.Önce bir handa kalır birkaç gece. iran'da satranç çok meşhurdur. Neredeyse bilmeyen yok gibidir. Yavuz Sultan Selim, handa kalan diğer yolcularla da satranç oynar ve herkesi mağlup eder.Bu olay sonra Yavuz Sultan Selim'in şânı kulaktan kulağa yayılmaya başlar. Şah'ın sarayında da duyulur. Kendisi de çok iyi bir satranç ustası olan Şah ismail, rakibi olmasına tahammül edemez ve emreder "Derhal o dervişi huzuruma davet edesünüz! Bir de biz tecrübe edelim." Yavuz Selim, saraya davet edilir. Zaten maksatı da budur. Satranç tahtasında kapışmak.Şahın huzuruna çıkan Yavuz Sultan Selim, küçümseyici bir tavırla Şah ismail tarafından süzülür. Ne de olsa basit bir derviş görünümündedir.
Şah ismail satranç diliyle sorar "Bre derviş! Sen misin Şah'ın karşısına vuruşmak için rakip diye çıkan piyade?" Yavuz Selim'in cevabı yine satranç niteliğindedir "Bazen bir piyade bile devirir şahı bu meydanda. Bilmez misin?" Kısa fakat dostça bir muhabbetten sonra müsabaka başlar. Sarayda nefesler tutulur. Lakin Yavuz Sultan Selim, kısa sürede mat olur. Şehzade Selim, elbette kasıtlı olarak mat olmuştur. Evvela düşmanını bir tanımak, tartmak ister. Şah ismail, rakibinin bu kadar kısa sürede mat olmasına bir anlam veremez. içten içe şüphelenir ve tekrar oyun oynamayı teklif eder. Taşlar yeniden dizilir bu defa da çok kısa bir sürede Şah ismail mat olur. Hem de az önce rakibinin olduğu gibi değil. Seçimsiz ve çaresiz bırakılarak mat olur. Daha önce hiç mat olmamıştır. Öfkelenir ve gürler "Bre derviş! Hiç şahlar mat edilir mi?" Elinin tersiyle de bir tokat atar. Tokatın cevabını birkaç yıl sonra verecektir. Şah ismail mat olmuştur sinirlidir. Lakin bağırır "Verin şu dervişe 1 kese altın uzaklaşsın buradan!" Şah ismail, hala onun Yavuz Sultan Selim olduğunu anlamamıştır. Yavuz Selim altın kesesini alır ve Şah ismail'in sarayını terk eder. Lakin kapıdan çıkmadan önce şu şiirini okur:
Sanma şahım herkesi sen sadıkhane yâr olur.
Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur
Sadıkhane belki ol âlemde serdâr olur
Yâr olur ağyâr olur serdâr olur dildar olur.
Yavuz Sultan Selim'e ait olan bu kıta onun ne büyük bir şair olduğunun kanıtıdır. Zira mısralar soldan sağa da yukarıdan aşağıya da okunsa aynıdır. Bu tarzda yazılan ilk şiirdir.
Yavuz Selim, aldığı bir kese altını Tebriz'de büyük bir meşe ağacının altına gizlice gömer. Ve Tebriz'i terk eder. Aradan seneler geçer. Yavuz Sultan Selim, padişah olur ve iran üzerine bir sefer düzenler. Çaldıran ovasında 2 güçlü şah karşılaşır. Yıllar önce satranç tahtasında karşılaşan bu iki şah yıllar sonra gerçek bir savaş meydanında ordularıyla karşılaşmışlardır. Yavuz Selim, yıllar önce yediği sebepsiz tokatın acısını unutmamıştır. işte şimdi bu tokatın karşılığını verme zamanıdır. Kıran kırana bir savaş olmuştur. Ve sonunda skor 2-1 i gösterir. Şah ismail, 2. defa mat olmuştur.