0
insanın erken yaşta aklının ermesi bir mükafat değil olsa olsa bir cezadır. bunu ilk 3 yaşımda falan anladım. koca koca kadınlar adamlar gelip yanağımı sıkarken şekilden şekile giriyorlardı allahım bu nasıl bi çirkinliktir anlatamam. nasıl göründüklerini bilseler bi daha çocuk sevmezler.. erken anlamaya baladığım için çok sevilen bi çocuk değildim.. şöyle anlatayım bahçede oyun oynarken çocuklarla, birden birinin halası geliyordu ve muhteşem soruyu soruyordu: büyüyünce ne olacaksın? biri asker, biri hemşire, polisti, doktordu, derken sıra bana geliyordu ben sana ne diyordum. içimden beni nüfusuna alacak sanki kaltak diye geçiriyordum hep( hakkaten ne pis bi çocukmuşum). sonra biraz daha büyüyünce 8 yaş civarı arkadaşlar oyun oynarken hani salak oyunlar var ya saklambaç, ebeleme gibi moron oyunları işte onlardan oynarken ben sürekli mahalledeki bakkalı gözetliyordum biriyle sevişirken falan görürsem kameraya alıp şantaj yaparım ve ömür boyu bedava çikolata, pizza kraker yerim diye. evet en büyük hayalim buydu.. tabi kameram yoktu, bakkalda 80 yaşında olduğu için sevişme ihtimali de yoktu ama umut dünyası işte.. mahallemizde bi de ayfer abla vardı liseye gidiyordu o zamanlar ama ne kızdı be, bu dünyadan değildi aydan bi parça kopmuş, yeryüzüne gelmiş ve bizim mahalleyide allah çok seviyormuş, bizim mahalleye göndermiş öyle bir kızdı işte. okuldan akşam ezanı okununca gelirdi.. ezan okununca sokağa fırlardım ben ayfer ablayı göreyim diye. bakardım bakardım geçişine aynı öküz gibi bakardım. beni farkederdi bazen keyfi yerindeyse bakıp gülerdi kahpe.. bazen şarkı söyleyerek geçerdi sertapın şşt şştt sakin ol şarkısını söylerdi ya da tarkanın kıl oldum abi sini.. hakan diye bi yavşağı seviyordu bizim üst komşuydu hakan abi.. sinirimden/kıskançlığımdan ayakkabısına taş doldururdum..