1. 301.
    0
    yorumla panpa, hayal ettiklerime benzer kepsler bulmaya çalıştım

    1..gökyüzü açık, hava güzel, bir bahar sabah erken saatleri. biraz sonra güneş hafiften ortalığı yakmaya başlayacak. bir bozkırdayım arkama baktığımda dümdüz bir ova görüyorum, ufka kadar sadece çimen. bahar mevsimi olduğu için bozkır yemyeşil bir çim denizi gibi görünüyor. sağ tarafımdan önüme doğru epey uzak olduğu halde sıra dağlar uzanıyor. yürüdüğüm yol o sıra dağlara doğru. çok eski bir yolda yürüyorum. çayırın ortasında çiğnene çiğnene ot kalmamış, toprak bir yol. yüzyıllardır insanların uzun mesafeleri katettiği bir yol. ortalık sessiz, ara sıra bir iki böcek sesi.. arada bir gökyüzünde uçan büyük bir kuş görüyorum. kartal mı, şahin mi nedir bilmiyorum. neden bu yolda yürüdüğüm hakkında hiçbir fikrim olmadan yalnız başıma yürürken birden kendimi bir kervanın içinde buluyorum. bir anda 20-30 tane yüklü deve, onların yanında yürüyen 50 kadar insan; kadınlı erkekli, kılık kıyafet 500 sene öncesi gibi. az ilerden giden 6-7 tane silahlı, kılıçlı atlı. bu kalabalığı koruyolar heralde. birden nerden çıktı lan bunlar diye düşünmüyorum ama, böyle şoka girmiş gibi mal mal devam ediyorum. bu halde yürümeye devam ediyoruz işte panpa

    2..epey bir gittikten sonra önümüzde uzanan dağların eteklerine yaklaşıyoruz, ara ara ağaçlar başlamış, küçük bir akarsu var ağaçların olduğu yerden akan. böyle kamp yeri gibi bi ufak, sulak bir alan işte. kervan, o alana doğru ilerliyor bende peşlerine takılıp gidiyorum. herkes bi dinlenme havasına giriyor. bende millet ne yaparsa aynısını yapıyorum. suya yanaşıp elimi yüzümü yıkıyorum, yanımdakiler sudan içiyor. dememk ki içiliyo bu su deyip bende içiyorum. tadı güzel soğuk bir su işte.

    3..yola devam ediyoruz, ekipten kimse konuşmuyor. böyle zombi gibi yürüyor herkes sessiz sakin. bende o şekilde yürürken yerde bir fincan görüyorum. normal bir kahve fincanı işte, gerçekten hiçbir anlamı yok. heralde develerden birinden falan düştü diyip -hatta demeyip- yola devam ediyorum. fincan sadece bir anlık yerde duran bir görüntü yani. yola devam

    4..artık iyice sıra dağların içlerinden ilerliyor yol. dümdüz ova yerine ormanlık vadi tabanlarından devam ediyoruz.bir müddet sonra toprak, doğal yolun sağında şöyle 40 santimlik falan taş duvar devam ediyor. yer yer yıkılmış. sanki eskiden bir duvar varmışta şimdi bi gibim kalmamış gibi. taşların aralarında çürümüş odun parçaları, pet şişeler, poşetler, karpuz kabukları falan var ara ara. ama genel manzara çok pis değil. onların aralarında bir anahtar görüyorum. böyle ev içindeki kapı anahtarları gibi, elime alıp şöyle bir bakıyorum. sonra sallayıp atıyorum. dağın başında bi tane anahtar, yanıma almam yani.

    5..artık iyice ormanlığın içinden devam ediyor yol. bizim sessiz sedasız kervanla yürürken üstüme koşan ayıyı görünce çok tırsıyorum birden. birden o insanlar, kervan yok oluyor. ortada yalnızım birde ayı koşuyo üstüme ağaçların kayaların sık olduğu yerlere doğru kaçıyorum. düz bir kayaya tırmanarak ayıdan uzaklaşıyorum. kan ter içinde ayıyı atlatıyorum. oturup dinleniyorum. nooldu lan bu kervana diye düşünüyorum;birden yok oldu. allah allah..

    6..ormanlık yoldan devam ederken karşıma duvar çıktı ve üstünde tehlikeli ve yasaktır yazıyor. duvara tırmanıp dümdüz baktığımda değişik hiçbir şey görmüyorum panpa. arkama baktığımda gördüğüm manzaranın aynısı. lan burası askeri arazi falan mı ki diyorum ama yok. farklı bir şey yok yolun devamında araya bir duvar sadece. belki ilerde bi takluk vardır korkusu olsada pek giblemeden duvardan atlayıp devam ediyorum
    Tümünü Göster
    ···
  2. 302.
    0
    1-) asfalttan bir yol, sırtımda bi çanta yürüyorum... etrafta hiçbişey yok kızgın kumlardan başka bazı yerlerde de ağaçlar ve kısa kısa kuru otlar falan... yürümeye devam ediyorum,
    2-) karşıma çıkan yolun kenarında küçük bataklık gibi bişey su çok pis içilecek gibi değil. ayakkabımın tabanını suya değdirip oluşan çamurlu görüntüye bakıyorum, suya girmeden yoluma devam ediyorum
    3-) daha sonra karşıma çıkan ağzının bi kenarı kırık fincana rastlıyorum elime alıp kumla dolduruyorum fincanı sonra da o kumu havadan aşağıya suyu döker gibi döküyorum fe fincanı uzağa fırlatıyorum.
    4-) karşıma çıkan anahtar ise gümüşten bişey ama kirlendiği için biraz kötü görünüyor ben de kıyafetimin köşesiyle siliyorum. anahtar baya bi güzel işlemeli falan hoşuma gidiyor cebime atıyorum ve yola devam ediyorum.
    5-) yol boyunca ilerlerken akşam olduğunda havada serinliyor ve ben bunun mutluluğuyla ilerlerken karşıma çıkan ayıyı görünce gerisin geriye kaçmaya başlıyorum bi süre sonra ayı kayboluyor
    ve
    6-) karşıma duvar çıkıyor 'geçmek tehlikeli ve yasaktır' yazısını giblemeden dah başıma ne gelebilir ki diyerek tırmanmaya başlıyorum duvara duvarın tepesine ulaştığımda tepeden çevreye bakıyorum gördüğüm alan duvarın diğer tarfındaki kısmının tersine tam da istediğim gibi soğuk hafif karanlık ama huzur verici bi şekilde sakin bi yer, çam ormanları ve baykuşlar var son olarak da olmadan yaşayamayacağım muhteşem güzellikte bir çeşme ve göl...

    yazdım panpa
    edit: soruları madde madde ayırdım
    ···
  3. 303.
    0
    rezerved yazıcam.
    ···
  4. 304.
    +2
    kronik çatlak

    Hayata bakışın sıkıntılı. Sırtında bir çanta olması da, kendini bulunduğun yere ait hissetmediğinden olabilir. Hatta çok sıkıntılısın diyebilirim. Nereye gideceğini bilmiyorsun, hedeflerin belirsiz ve amaçsızca yaşıyorsun. Seni mutlu edecek şeyler yok. Yoğun bir yalnızlık duygun var.

    aşka bakışın da bir felaket. neredeyse hiç inancın yok gibi aşka. ayakkabının tabanını değdiriyorsun ve su olarak bir çamur hayal ediyorsun. fincana tavrın da buna paralel zaten. kadına verdiğin değer çok fena. doğal olarak sevgiliye verdiğin değer de böyle bir şey. canın yanmış olabilir, belki de birileri önyargı bıraktı sende. ama bu kafayla güzel bir aşk yaşayabilmen ve mutlu olman mümkün değil. aşk seni bulup da tokatlayacak ve kendine getirecek bir şey değildir. onu biz kurarız. bunun için de inancımızın olması lazım.

    bilgiye verdiğin değer, sevgiliye verdiğin değerden çok daha fazla. sen kitap okuyan, kafası çalışan, sorgulayan falan birisin kesin. dünyadan haberin olsun istiyorsun, muhtemelen de araştırıyorsun. bu güzel olan tarafın.

    düşmanlığı sevmiyorsun. dost bir yapın var. iyi bir adamsın. sevdiklerini kırmazsın. kırarsan da sonrasında içine dert olur.

    ölümden fobik bir korkun yok. inançlı olduğunu düşünüyorum. dindar tarafların olabilir ama fanatik olacağını sanmam.

    özetle, senin kumaşında problem yok. Senin enerjiye ve pozitif bakış açısına ihtiyacın var. Hayatta bazı şeylerin çok hızlı değişebileceğini unutma. Her şey, herkes, her olay sana karşıymış gibi düşünme. hayatındaki güzel şeyleri gör ve kadına daha güzel bakmaya çalış. empati kur onlarla. önerim budur.
    ···
  5. 305.
    0
    @255 panpa yazdıkların birebir doğru şukular feda olsun sana özellikle aşk ve bilgiye verdiğim değer konusunda tamamen doğru bir tespit yapmışsın
    ···
  6. 306.
    +2
    kronik çatlak;
    eyvallah panpa, sağolasın.
    ···
  7. 307.
    +1
    1)dümdüz ve parlak yeni gibi bi asfalt yol. yalnızca 2 şeritlik. kenarlarındaki çizgiler sarıya boyanmış ortadaki beyazlardan farklı. allahın gibtir ettiği biyerdeki bu yola kim bu kadar özenmiş diye düşündürüyor beni. etrafta yalnızca dip dibe sık sazlıklar var, hiçbir tepe yok dümdüz ve karşıya baktığımda sanki gökyüzüne çıkıyormuşcasına ufukla birleşiyor yol. etrafta çok nadir toplasan 5'i geçmeyecek ağaçlar görüyorum. etraftaki yeşillik ndıbına olan tek şey bunlar. sağ tarafımda düz araziden dolayı muhtemelen gerçekte olduğundan daha yakında gibi gözüken minik bi değirmen ve yanında tek katlı küçük bi ev görüyorum tahtadan inşaa edilmiş. fakat terkedilmiş gibi duruyor bulunduğum yerden herhangi bi hareket sezemiyorum. gidip bakasım geliyor fakat vazgeçiyorum enerjimi gereksiz harcamış olabileceğimden. sazlıkların hışırtısını duyuyorum sapsarılar. gün yakıcı güneşli gökyüzü birkaç parça beyaz bulut dışında apaçık. sazlıkların sarı tonları yansıyor her yerden havada hafif rüzgardan uçuşan kopmuş parçaları savruluyor. yol sazlıklarla aynı seviyede yani yer seviyesinden biraz yükseğe inşa edilmiş, sazlıkların boyu yarı boydan biraz daha az geçiyor yalnızca yolu ve etrafta normalden biraz uzun ve sarı çimenlerle çevrili gibi bir görüntüye sebebiyet veriyor bu. yolda bi süre ilerlediğimde sazlıklar yerini hafiften çorak toprağa bırakıyor. sol ileride biraz açıkta uçurumun başladığını görüyorum. dik ve baya yüksek bi uçurum yine çorak dağları gören bi manzarası var. muazzam bi hissiyat uyandırıyor. çok küçük hissettiriyor insana kendini. burası yeşillikten nasibini almış biryer değil pek veya sıcaktan dolayı böyle olmuş olabilir. uçurumun tam kenarına iskele gibi bir inşaanın üzerine kurulmuş dinlenme yeri-çaycı gibi çok yalın, basit bi mekan görüyorum. gidiyorum oraya. burası da terkedilmiş ve içi boş. yalnıca cam kırıkları ve tellerinin bikaçı ekgib bir gitar var. gitarı elime alıp biraz takılıyorum. iskeleden aşağı uçuruma doğru yüksekten korksam da şöyle bi sarkıp bakıyorum sonra yola devam ediyorum.

    2)tekrar sazlıkların arasına dalıp ordan yola çıkıp ilerlemeye devam ettiğimde yolun biraz uzağında hafif bir yamaçtan sonra başlayan gölü fark edip oraya yöneliyorum. temiz görünüyor etrafı küçük taşlık bir araziye dönüşüyor burda topraktan. diğer tarafında gölün tepeler ve üzerlerinde dönmekte olan rüzgar pervaneleri var birsürü. taşların arasından yeşillikler uzanıyor. suya giresim geliyor fakat ne kıyafetlerimi çıkarıp bırakasım var ne de suyun temizliğinden emin olamıyorum yakından baktığımda oldukça temiz gözükse de. diğer yandan hiç insan görmemiş olsam da şu ana kadar, biri gelir de kıyafet ve çantamı çalarsa diye de tırsıyorum. gölün kenarına oturup sigaramı yakmakla yetiniyorum. bir yandan gölü izlerken bir yandan sigaramı bitiriyorum. dramatizasyona bağlayan düşünceler geçiriyorum aklımdan anın güzelliği ve sigaram sebebiyle.

    3)kalkıp ilerlediğimde gözüme beyaz, ağız kısmına yakın yeri mavi ve yaldızlı işlemeli bir fincan takılıyor. fincan eski tarz. şu annane evlerinde olan büyük boy fincanlardan. bir-iki parçası kopmuş ağız ve kulp kısmından. normalde beyaz olan rengiyse baya sünmüş beje dönmüş. sanki çok uzun yıllardır duruyormuş gibi. altına bakınca yazıların da silindiğini görüyorum. belli belirsiz bi iz kalmış sadece. burda bi fincan bulmak saçma geliyor en başta. sanırım bu terkedilmiş yerlerde vaktinde takılanlar arada buralara gelip keyif yapıyorlarmış diye düşündürüyor. bu fincanı burda unutan insan şuan çoktan ölmüş bile olabilir. fincanı alıp göle dönüyorum suya sokuyorum ve mümkün olduğunca temizliyorum. sonra da buraya benden başka biri gelip de görürse diye oldukça muntazam bi şekilde bulabildiğim en büyük düzgün taşın üstüne koyuyorum.

    4)ilerlediğimde güneşin de yansımasıyla parlak birşey gözümü alıyor. nerden geldiğini anlamaya çalışıyorum yansımanın ve ilerlediğimde bir anahtar buluyorum. anahtar da fincan gibi eski tarz bir şey. büyük bir kulbu var. anahtarı bulduğum yerin yanında toprak eşelenmiş gibi. sanki biri ayağıyla toprağı ittirmiş veya toprağa tekme atmış-savurmuş gibi. biri sinirle birşeyler yapmış olabilir, veya bi kavga yaşanmış olabilir ya da belki de hayvanın tekinin toprağı kazmasıdır ve anahtarla alakası yoktur diyorum. ya da belki de eşelenmiş yerde bir şey gizliydi fakat kazmaya başlayanın başına birşey geldi, biri saldırdı ve anahtarını düşürdü. önceden bulduğum fincanla bu anahtar aynı kişi-kişilerin olabilir de. anahtarla fincanın olduğu yere gidiyorum, fincanı alıyorum. eşelenmiş toprağı fincanın yardımıyla biraz kazıyorum. fakat bir şeye rastlamıyorum. fincanı gölün kenarına geri zütürüyorum bıraktığım haline tekrar getiriyorum. anahtarı da temizledikten sonra hatıra gibin boynuma falan asarım la ben bunu diyip yanıma alıyorum.

    5)yola doğru tekrar çıkıp devam etmek üzereyken ayıyla karşılaşıyorum. bear gryls abimiz geliyor aklıma kollarımı açıp olabildiğince heybetli durup boğazımdan çıkabilecek en yüksek seste kükremeye çalışıyorum ama uzaktan onun da bana doğru anırmasıyla altıma sıçarak topuklarımı zütüme vuruyorum. yolu aşıp sazlıkların olduğu alana kaçıyorum, yönümü değiştirip olabildiğince sessiz çömeliyorum. ayının kükreme sesleri bittikten sonra bi süre daha bekliyorum. daha sonra dikkatlice etrafa bakarak geri çıkıyorum.

    6)duvar çok koyu bir yeşil. üzerinde hafif dökülmüş ve yıpranmış beyaz boyayla geçmek tehlikeli ve yasaktır yazıyor. üzerindeki girintilere ayağı elimi sıkıştıra sıkıştıra tırmanıyorum ve tepesinden ileriye bakıyorum. çıkarken merak tavan yapıyo bende. kafamı uzattığımda uzun bir boş arazi var bu bölgede hava biraz buğulu ve boğucu kokuyu hemen alıyorum, arazinin ilerisinde yaklaşık 200 metre sonra bacaları kara dumanlar tüten yapılar ve bu yapılara birşeyler taşıyan insanları görüyorum. hepsi robot gibiler tüm yaptıkları birinin kazıp çıkarttığı şeyleri diğernin alıp fabrikadan bozma bu yerlere zütürmesi. içim kararıyor aşağı iniyorum duvarı takip ederek yürüyorum, demir parmaklıklı büyük bir kapıya varıyor duvar. kapıyı ittirmeye çalıştığımda kilitli olduğunu fark ediyorum. kapının üzerinde anahtar deliği var. bi şans diyip anahtarımı çıkartıp açmayı denediğimde gerçekten de açılıyor kapı ama büyük gıcırdama sesiyle. ileriden birinin şşşş aloo napıyosun ulan sen dediğini duyuyorum, adama baktığımda güvenlik görevlisinden bozma bi tip görüyorum, bana doğru bakıyor ve elinde yolun orda bulduğum fincandan var. fincana bi süre gözlerim takılıyor sonra topuklayarak oradan uzağa yola doğru koşuyorum.

    hacı uzun dedin uzun yazdım umarım kafanı gibmemişimdir.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 308.
    +1
    muharpozisyonuzede
    enteresan bir kişilik olduğunu söylemem lazım panpa. kolay çözülebilir bir insan evladı değilsin bir kere. hayata panoramik bakan birisin. olayları pek çok açıdan değerlendirebilecek empati yeteneğin ve objektif bakış açın var. enerjin yüksek ve bence şanslı olduğunu düşünüyorsun. bilimsel ya da sanatsal konularda özel yeteneğin olduğunu düşünüyorum.
    her taku sorgularsın sen. o yüzden de fanatik bir dindar olamayacağın kesin. kafana yatmayana ‘yok’ dersin, bu da toplumla arana mesafe koyar. her akıllı ve zeki adamın başına gelecek olan şey, toplumdan kopuş senin de başına gelir. aksi mümkün değil.

    hayatın taktan yanlarını gayet iyi görüyorsun. detaylara ve küçük şeylere takılabilirsin hayatta. her hareket, her işaret senin için bir tüyo olur. insanlara da bu gözle baktığın için iyi ya da kötü yapılan şeyleri kolay unutmazsın. disiplinli birisin ya da olacaksın. kontrol edebilme, organize edebilme özelliklerin de var. Bulunduğun ortamlarda kıyıda köşede kalan biri olmazsın ama hak ettiğin yere gelmen de kolay değil.

    aynı zamanda ağır bir de hüznün var senin. sosyal olmana rağmen kurtulamadığın bir yalnızlık hissi... hayatın tehlikeli bir yerindeymişsin ya da oraya ilerliyormuşsun gibi bir kaygı... bazen hayattan sıtkının sıyrılmasına neden olan ve hatta seni yaşamı umursamayacak hale getiren içsel bir sorun. duyarlı ve iyi bir kumaşın var.
    aşka bakışın güzel aslında. yani onun ne şahane bir şey olabileceğini biliyorsun. göl olarak düşünmen aşkı huzurla ve güvenle anlamlı bulduğunu gösteriyor. Göl sakindir çünkü. Ve sazlıkları, yamacı aştıktan sonra suyu fark etmen de, aşkın ulu orta bir şey olmadığını düşünmene delalet. yani göz önünde değil, kolay bulunmaz ve onu keşfetmek gerekir. lakin aşktan tırsıyorsun da. seni çıplak, savunmasız bırakabilir. bence böyle bir şey oldu ve tekrar yaşamak istemezsin o acıyı. bu yüzden kenarına oturuyor, bir sigara yakıyor ama girmiyorsun. insanların alayına maruz kalmak da istemiyorsun. aslında kendini korumak istiyorsun çünkü bir kez inanırsan biliyorsun ki o aşk sana çok şey yaptırabilir.
    sevgiline karşı çok hassas olursu. kadına bakışın da kötülük yok, aşağılama yok. aslında yaralarını sarar, onu onarır ve iyi de bakarsın. onu anlamak, geçmişini tanımak istersin, çok sorgulamazsın. lakin bir şekilde niye ona layık olmadığını, niye hak etmediğini düşünüyorsun anlamadım. onu yüksek bir yere bırakıp ayrıldın. son aşkının hüznünü taşıyor olabilirsin belki hala.
    bilgiye verdiğin değer çok güzel. araştırmak, öğrenmek, okumak sevdiğin şeyler. fincanı tekrar dönüp alman, sevdiğin kişiden kolay vazgeçmeyeceğini ya da vazgeçmek istemediğini gösteriyor. Bu bana yine geçmişteki birinde takıldığını düşündürüyor. Ama fincanı yine oraya bırakıyorsun. sanki ne yaparsan yap bunun geri dönüşü yok, ne kadar kazansan da kaybedeceksin onu. ilginç.

    düşmancıl değilsin hiç. düşmanına bile acırsın sen. en trajik olayları komik bulabilir, kendinle de dalga geçebilirsin. entrika düşünmez, sana zarar verecek olan şeyden uzaklaşırsın. intikam seven bi tip değilsin.
    ölümle ilgili değişik düşüncelere sahip olabilirsin. henüz kafanda netleşmiş değil her şey. ölümden korkmakla birlikte sanki üzerine gidebilecek bir yapı da görüyorum sende. duvarda kapı araman bu. ve sevgilini duvarın ötesinde, yani ölümden sonrasında görmen yine enteresan. fincanı orda yine görüyorsun. ölüme kadar süreceğini, her zaman taşıyacağını düşündüğün bir yaraya sahipsin bence. sevdiğin birini kaybetmediysen, bunu başka türlü yorumlayamam.
    karakterinde problem yok panpa. gayet hatta fazlasıyla duyarlısın. yolun açık olsun.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 309.
    +1
    beni niye atladın panpa, durum o kadar vahim mi? @252'deyim
    ···
  10. 310.
    0
    1. gittiğim yolda kuraklık var sadece önümde bir ağaç var tek dal oda ölmek üzere amk bunu görmek istemiyorum ama bunu görüyorum lan devam ediyorum susuzluğum var ama fazla baskın değil yürü yürü bitmiyor bitkin bir haldeyim ne kadar hızlı yürüsemde o ağaca çok az yaklaşıyorum yani aramızdakı mesafe çok fazla oluyor koşsamda yürüsemde aynı mesafe amk o ağaca neden yürüdüğümü bilmiyorum orada bişe olduğunu sanıyorum
    2. su dairesel dairesel dalgalanıyor suya dokunuyorum fazla su yok biyerden su damlıyor dokunuyorum ama giremiyorum önce suyu kontrol ediyorum temizmi değil mi temiz olduğunu görünce içiyorum tadı hafif şekerli ama öyle bildiğimiz şeker değil sussuzluk ve güneşten dolayı çok iyi geliyor bana gerçekten ama içemiyorum tam olarak daha sonra ileride fincanı görüyorum yanına gidiyorum fincanın
    3. fincanda gümüş üçgenler var yanlarında içinde içilmiş bir kahve var cebime koyup devam ediyorum arkamdaki su aklıma gidiyor kahveyi su da yıkayıp suyu içiyorum amk
    4. anahtar parlıyor işime yarasada yaramasada cebime koyuyorum daha sonra geriye gidip suyu adam gibi içiyorum fincanla panpalar
    5.ondan hızlıca kaçıyorum beni takip ediyor benden hızlı olduğunu biliyorum o yüzden kaçamayacağımıda biliyorum bir yere saklanıyorum onu peşimden çıkartamasamda çıkartıyorum diyelim amk savaşsam giber beni
    6.geçmek tehlikeli ve yasaktır yazıyorsa benim gibi biri geçmeden duramaz öleceğimi bilsem bile geçiyorum baktığımda kapı var cebimdeki anahtarla o kapıyı açıyorum açtığımdam kuraklık bitiyor yeşillik başlıyor sular akıyor evler var kenarlarda insanlar yaşıyor iyi insanlar kötü taraf geride kalıyor. oraya geçiyorum ve esinti başlıyor orada iyi bir esinti kötü değil hasta eden değil iyi olandan. oraya gidip kapıyı kitliyorum
    ···
  11. 311.
    +1
    girmedik al

    ha görmedim panpa, yaparım şimdi.
    ···
  12. 312.
    0
    hizli ve öfkeli kaplumbağa,

    olmaz öle. örnekler var yukarda panpa, uzatabildiğinde bakarım.
    ···
  13. 313.
    0
    girmedik al

    panpa o görüntülerle olmaz. resimlere bakmıyorum, bu test öyle değil.
    yani anahtarı ve herşeyi bana sen anlatacaksın. bunu yaptığında mesaj at, bakayım.
    ···
  14. 314.
    0
    uzattım panpa biraz daha oldu mu
    ···
  15. 315.
    0
    hızlı ve öfkeli kaplumbağa

    çıktığı kadarıyla bakıyorum panpa.
    ···
  16. 316.
    0
    @266 bak panpam kusura bakma uzatmaya çalıştım ama daha uzarsam sallıyor amk
    ···
  17. 317.
    +1
    @264 yaptım. hala @252'deyim
    ···
  18. 318.
    +1
    @259 tüylerim diken dinledim panpa. acayipsin.
    ···
  19. 319.
    0
    1- yol kum, çakıl falan böyle bi yol panpa. ama etrafı uçsuz bucaksız hep kum, çakıl,taş var. yürüyorum panpa ve yürüdükçe çatır çutur sesler geliyor. sessiz bi ortamda o çatır çutur çakıllardan çıkan ses çok hoşuma gidiyor leblebi yiyormuşum gibi sanki. sürekli yürüyesim geliyo ama yol hep aynı. tepe mepe hiç bişey yok amk dümdüz;

    2- su panpa böyle yerin altına doğru yani dedim ya yolda hiç çıkıntılık yok. su böyle mini gölet tarzında. suya elimi uzatıyorum şöyle bi avuç alıp bakıyorum temiz mi diye. avuçlarımın arasından yavaşça gölete tekrar döküyorum. sonra yere uzanıp kana kana içiyorum amk. sonra bi anda şüpheleniyorum suyun içinde hayvan var mıdr falan diye hemen kalkıp içmeyi bırakıyorum.

    3- fincan kanka böyle beyaz üstünde koyu gri bi şekilli süslemeli bi fincan. fincanı çakılların, kumların arasına daldırıyorum sonra tekrar döküyorum falan bu işlemi 4-5 kez tekrarlıyorum panpa nedense. yüksekten kumların düşmesi göze hoş geliyo panpa. çakılların kuma tak diye yapışıp kalması bile etkiliyor beni

    4- anahtarı çakılların, kumların arasından aldım üstündeki kumları temizledim panpa. bildiğin yuvarlak başlı anahtar panpa. alıyorum ve direk fırlatıyorum çok uzağa ve düşünce çıkardığı sesi duyuyorum o bile hoşuma gidiyor amk

    5- ayıyı görünce arkamı dönüp köpek gibi kaçıyorum panpa. titreye titreye korkudan olanca hızımla kaçıyorum. saçma sesler çıkarıyorum koşarken. arkamı bile dönemiyorum tam korkudan. koşmakta da zorlanıyorum aslında kumlardan dolayı falan.

    6-duvarı gördüm panpa bi bakıyorum ki vahşi hayvanlar var. aslan, kurt,kaplan. hepsi bi arada amk. sanki özellikle toplanmış gibi. birbirlerine bişey yapmıyolar öküz gibi kükrüyo hepsi ve ben korkudan hemen iniyorum tırmandığım yerden köpek gibi dua etmeye başlıyorum panpa
    ···
  20. 320.
    +1
    hızlı ve öfkeli kaplumbağa

    hayata bakışın pozitif değil panpa. ciddi sorunların olduğunu düşünüyorum. büyük ekgibler mi desem, büyük hüzünler mi, bilemedim. Sanki bu hayatta senin için önemli tek bir kişi varmış gibi... ve problemlerden yorulmuşsun gibi... bir türlü şans yüzüne gülmemiş, işler yolunda gitmemiş gibi. bunun için hep çok çaba harcamışsın ve yalnız kalmışsın gibi... ulaşmak istediğin biri var ama aranızdaki mesafe küçülmüyor. hayattaki hedeflerinden ve amaçlarından emin değilsin. kafan karışık panpa. ve susuzluk da aşktan uzak olmak demektir. hayatında sevgi problemi olmuş ya da olmakta. Özgüven sorunu var sende. Rahat konuşamıyor olabilirsin mesela. Kararlı tavırlar sergileyemiyor olabilirsin. içine kapanık biri olabilirsin.

    aşkla ilgili düşüncelerin net değil. dalgalanıyorsa bir yerden damlamaz o. ya göldür, ya birikmiş sudur. diyosun daireler var, sonra damlıyo diyosun. sen hatunla çıksan gözüne zor bakarsın söyliiim sana. aşktan korkuyorsun, kontrol edemeyeceğini düşünüyorsun. içiyorsun ama tam içemiyorsun. yani tedirginsin. çooook tedirgin. bu nedenle içine hatta evine kapanık olman konusunda ısrarcıyım.

    kadına yumuşak ve iyisin. sevgiline güzel bakarsın, yanında olursun. bırakıp gidersen de pişman olur, tekrar dönersin. yumuşak yürekli, duygulusun. yani aslında iç seslerin bunlar, süper sevgili olursun. lakin içinde kırman gereken bir duvar var.

    ölümle ilgili tuhaf bir yakınlığın var. neredeyse ‘iyi ki ölüm var’ diye düşünüyor bile olabilirsin. enteresan. enerjin hiç fena değil aslında ama buna rağmen ölümden sonrasıyla ilgili pozitif şeyler düşünüyor, sanki bir nevi özlüyorsun. neyse cenette gidersin nasıl olsa. biraz dışarı çık panpa.
    ···