yazmaya üşenmeyene karakter testi

1. ne başlangıcı ne de sonu görünmeyecek kadar ortasındayım bir yolun. hani olur ya filmlerde, yıldızlı bi gecede, 70 model camaro ile adam tek başına ilerler o yolda, benim altımda araba yok işte yürüyorum öyle. yanımda da bir iki ihtiyacım, gitarım falan. ihtiyaç demişken, hayal kurmak büyük bir ihtiyaçtır gözümde, -işte sırf o yüzden- lsd tribindeyim. trip nasıl bi tripse ama, hani rakı masasından kalkarsın herkes evlere dağılınca bi yalnız kalırsın böyle, dünün bugünün ve geleceğin gelir aklına, her şeyi düşünürsün. öyle garip bi trip işte amk. etrafta pek ağaç yok, sadece yıldızları görüyorum, ne zaman bir şey görmek istesem etrafıma bakınsam, sadece yıldızlar. ilerliyorum, ama mecazi anlamda sanki, hep aynı yerdeymişim gibi hissediyorum.

2. ilerlerken bir suya denk geliyorum ve bu bana gerçekten ilerlediğimi kanıtlıyor. eğilip yüzümü yıkıyorum suda, ne hikmetse neyşınıl ciyoğvrafik fotoğraflarındaki alabalık yakalayan ayıların bulunduğu göller gibi bi ortam. kayaların arasından şarıl şurul akan su. etrafta bir iki ağaç, yeşillikler. biraz uzanıp uyuyorum o suyun kenarında, su sesi her zaman rahatlatmıştır beni.

3. fincan baya bi tozlu topraklı, dudak kısmında bi kırık var, bi şey içmeni engelleyecek cinsten, kesici duruyor. bunun haricinde fincan sağlam, ama yine de işe yaramaz.

4. anahtar babamın honda civic arabasının hep evde duran yedek anahtarından, kırmızı, honda sembolu falan var. anahtara tekme atıp savuruyorum onu, babamdan nefret ederim.

5. gibtiğimin ayısı nerden çıktı lan şimdi, ay ben korkarım :( önce aklıma ilk gelen şeyi uyguluyorum, yere çömelip bekliyorum ama sonra köpek olayı için geçerli olduğunu fark edip geriye doğru koşmaya başlıyorum. geri giderken bi ağaç çıkıyor karşıma, zar zor tırmanıyorum. tam pusacak bi yer bulmuşken dal kırılıyor ve ağaçtan düşüp kafamı bi taşa çarpıyorum, bayıldığım için ayı ölü taklidi yaptığımı sanıp gidiyor.

(bkz: ölü taklidi yapın beyler)
(bkz: ayı yogi)

6. duvar beni şaşırtmıyor, çünkü en başından beri bu yolun benim hayatım olduğunun farkındayım. zorluklar, yara bere, ani ve kısa süreli mutluluklar, ardından gelen yoğun öfkeler.. ve zar zor bi şeyleri bitirip, kendimce bir şeyler başardıktan sonra büyük bir engelle karşılaşmam. aslında kendim için en büyük engel benim, hatta o duvar benim bunun farkındayım. 'geçmek tehlikeli ve yasaktır' yazısı da bana aklımın cebindeki son kaçış planını anımsatıyor her zamanki gibi, intihar. ayıdan bile kurtulmuşken kendi ellerimle kendimi öldürüyorum, böylece duvarı da yıkmış oluyorum. duvarı da geçiyorum haliyle, ama ilerisi sadece sonsuzluk.

toz olup sonsuzluğa karışıyorum, toz olarak yaşamaya çalışıp dünyanın pisliğinde kaybolmaktansa.

ezicipro

panpa senin dünyadan habersiz, sıradan bi adam olmadığın belli. Böyle bir farkında oluş içinde bağnazlık, fanatizm, düşmanlık barındıramaz kolay kolay. hassasiyetlerin olduğu için de kendini pek çok zaman yalnız ve uzaylı gibi hissetmen normal. Şaşırıyorsun insanların at gözlüğü ile dünyaya bakmalarına, empati kuramamalarına, aklı kullanmamalarına. seninse inceliklerin var. bu nedenle de korkuların var. her şeye rağmen hayattan keyif alıyor, almak için de gerekenleri yapıyorsun. hayvanları da, insanları da seviyor, acı çeken yoksul insanlar için üzülüyorsun. Bu yüzden bazen suçluluk hissine bile kapılıyorsun ki bu yaş aldıkça daha fazla artar.
Uçurumun kenarından yürümen ilginç. büyük bir sıkıntın var. ya bunu bilinçaltının derinlerine gömmeye çalışıyorsun ya da farkındasın. ama bu ciddi. korkularını kontrol etmeye çalışmalısın. bu iç sıkıntısı yapar ve seni hedeflerinden uzaklaştırır. geçmişten gelen yaraların olabilir. konuşuyor, gülüyorsun ama kendini dinlediğin, bir başına kaldığın zamanlarda acı çektiğin oluyor.

aşka bakışın da çok fena. aslında onun yaşam veren bir kaynak olduğunu biliyorsun. ama bir şey çok canını acıtmış. bence sen öyle yoğun bir acı çekmişsin ki, sanki aşık olduğunda yeniden aynı şeyler başına gelecek zannediyorsun. ağır bir haksızlığa uğramış olabilirsin bu konuda. hem de çok inanmışken.

sevgiliye bakışın da bu yüzden önyargılı. hiçbirinin göründüğü gibi olmadığını düşünüyorsun. sadece çamur görüyorsun onlarda ve uzaklaşıyorsun. bence birisi senin değerlerini, içindeki masalları alt üst edip gitmiş.

bilgiye verdiğin değer daha güçlü. sen okursun, araştırırsın, bilginin peşinden gidersin. sadece bu konuda biraz tembelliğe kaçıyorsun, kafan dağılıyor sanırım. ama yapmak istediğin şeyler var. onları geriye atma. takvimini yapmanı, daha disiplinli olmanı öneririm. bir şeylere özel yeteneğin olduğunu düşünüyorum.

düşmana bakışında da savunmasızlık var. entrikalar yapacak, arkadan işler çevirecek, politik davranacak biri değilsin. sen olduğun gibisin ve o yüzden de zarar görebilirsin.

ölümden korkun gayet sağlıklı. sende hiç intihar eğilimi yok. kumaşın güzel panpa. başından kötü şeyler geçmiş. bu ‘kötü’ görece bir durumdur tabi. senin ruhunu etkilemiş ve sende önyargılar bırakmış. kötü anıların bize yapabileceği en kötü şeydir bu. deneyimler aynı zamanda önyargıdır. onları aşmanı dilerim panpa. iyi adamsın.

cikibombastik

büyük bir hüzün, yalnızlık ve ait olamama var panpa senin hayata bakışında. Sanki bu gezegene ait değilsin. Çok duyarlısın, hayatı, durumu, herşeyi sorguladığın için de insanları, bağnazlıklarını ve at gözlüğü ile körü körüne bir fikre sabitlenmelerini anlamıyorsun. Baş kaldıran birisin ve bunu laf olsun diye ergen tripleriyle yapmıyorsun. Gerçekten sürünün dışında birisin. Hayal kurman doğal çünkü düş dünyan da, dağarcığın da zengin. iletişimde olduğun çok kişi olabilir ama bu yalnız olduğun gerçeğini değiştirmiyor. Hedefini, amacını, ne yapacağını, niçin yaptığını, sonra ne olacağını daima sorguluyorsun ve yaşam sana pek çok zaman anlamsız geliyor. Yolu gece görmen zaten bu karamsarlığını net olarak anlatıyor. Ağır bir travma var panpa senin geçmişinde. Affedemediğin bir ebeveyn ve çok kötü hatıralar olabilir. Ama gökyüzü yıldızlı panpa. Bu da aynı zamanda kendinle ve pek çok şeyle alay edebildiğini, dalga geçebildiğini, hayata matrak bir yerden bakabildiğini gösteriyor. Dirençlisin yani.

Aşka bakışın mükemmel. Ne şahane bir şey olduğunu ve başına geldiğinde onu çok güzel yaşayabileceğini biliyorsun. lakin girmiyorsun suya. çünkü aşka değil, insanlara güvenmiyorsun. senin sevgini ve güvenini hak edecek biri olması lazım ki buna da çok inanmıyorsun. sence üzülmeye değmez kadınlar için. onlar duyarsızlar ve senin içindeki şiirleri okuyamazlar. ama için öfke dolu değil böyle düşünen pek çok kişi gibi. aşk huzur vermeli ve kıyısında uyuman da en azından bu konuda tamamen umutsuz olmadığını gösteriyor. insan güvendiği yerde rahat uyur.

Fincanda sevgiliye bakışın daha net çıkmış. ‘kesici’ duruyor. yani sana zarar verir. o yüzden de silahlarını kuşanmış olarak gezdiğini düşünüyorum. kolay kolay o yalnızlığının kapısını açıp da birini almazsın içeri. ama sen de kapının öbür tarafında tek başınasın aslında. bunu mutlu olman için engel olarak görüyorum. aşmak için hayata daha pozitif bakman lazım. inanmadığımızda her şey inanmadığımız gibi oluyor çünkü.

Anahtarda büyük tüyo çıktı. Anahtar bilgidir aslında. Babanla ilişkilendirip tekmeyi koymuşsun. Bu, onunla ilişkilendirebileceğin her şey için büyük tehlike oluşturuyor panpa. Zor durumdur, bilirim. Çünkü ben de babamı hiç sevmedim. Ama bunu bize zarar vermeden atlatabilmemiz lazım. Kolay bir şey değil. Ama insanın gücü de orada ortaya çıkıyor.

o kadar düşmanlıktan uzaksın ki, düşmana karşı geliştireceğin bütün entrikalar seni komik duruma düşürüyor. dostluk adamısın sen sadece yaralısın panpa. Çok yaralısın. Seni üzmüşler ve hak etmediğin bir sürü şey yaşamışsın. Ama kumaşına sahipsin. Böyle güzel bir kumaşa sahipsin. Herkesin türlü yaraları olduğunu ve aslında hepimizin yalnız olduğunu unutma derim. Hiçbir şey göründüğü gibi değil çünkü. iyiliğinle onaracaksın kendini. Ve hayat iyi insanların karşısına er geç mükemmel aşklar çıkartır.

duvar bölümünde zaten sır bırakmamışsın. Ortaya çıkmış her şey. Bu tehlikeli panpa. ve bu tehlikenin ciddiyetini şu anda ilk kez fark ediyorum. Bulunduğun durumu sana örnekle anlatmaya çalışıcam.

Şöyle düşün. Birine bir ilaç verirler, güçlü bir ölme isteği duyar. O bir saati atlatabilse, her şey geçecektir aslında. Şimdi o bir saat senin uzun bir zaman dilimine denk geliyor olabilir. Her şey değişir zamanla panpa. Bu söylediğime inan. Hayat, ona yüklediğimiz anlamlarla güzelleşir. Biraz çaba göster, zaten bu konuda hiç de fena değilsin. Uçurumun içinden bile eğlenmeye devam edebilirsin sen. Dünyada pislikler olduğu kadar, senin gibi güzel yürekler de var. Dostluklar hala direnebiliyorlar bu hayata. Betonun arasından çıkan yeşil filizler gibi meydan okuyorlar düşmanlığa.
Özetle; giberim belanı hayat güzel. Senin gibi iyi adamlar da giderse dünya seraya döner bir sürü beyinsizle. Kendine iyi bakacaksın panpa. Daha çalacağın bir sürü güzel şarkı var.