1. 73.
    0
    rezerve bi ara yazarım
    ···
  2. 72.
    0
    1. kurak arazi, dümdüz bi yol sağda solda akbabalar kafatasları falan var çok ıssız bi yer ölüm kokuyo.
    2. çok berrak bi su yanında kaktüs var geçerken gördüm girip serinleyesim geldi. ama etrafındaki kurbağaları görünce tiksindim girmeden geçtim.

    3. fincanı beyaz böyle kupa tarzı bişey biraz büyük ama gibime bile takmadan yanından geçtim.
    4. han kapısı gıbı bı yerın anahtarı elımde tutuyorum ve gezerken elımde oynuyorum oyle.
    5. ananı gibeyim haykırışlarıyla koşmaya başladım arkama bile bakmadan koşuyorum çok fena boğazım kurudu elimdeki anahtarı fırlattım ve koşmaya devam ediyorum sanırım yakalanıcam gözlerimi kapadım umarsızca kaptırdım gidiyorum.
    6.ayıya yakalandım
    ···
  3. 71.
    0
    reserved yapıcam.
    ···
  4. 70.
    +1
    @75 LetmeHealYou

    yolu çok iyi gözlemlemiş, detaylandırmışsın panpa. net olmaması, vitrinlere aldanmadığın anldıbına gelir. sen çok akıllı bi adamsın haa, bunu öncelikle söyliim. hiçbir dayatmayı yemezsin sen. sorgular da sorgularsın. kafana yatmayan isterse kuranı kerim olsun farketmez. aga bana uymadı, pardon dersin. buna mukabil çok soğukkanlı, ılıman, sakin ve tartışılabilir adamsın. işte bu nedenle de elbette ki yalnızsın. klagib öğretilere hapsolmuş kalabalığın içinde harika bir sosyal ciks olabilmen na mümkün elbette.
    hayata bakışında hüzün var, coşku var, ümit var, üretkenlik var, herbi tak var. farkındalığın yüksek yaşıyorsun. o küçük sincabı fark etmen beni duygulandırdı. savunmasız ve iyi niyetli herkes sana dost, yoldaş olabilir.
    aşk’a bakışın da çok güzel. onun ne kadar muhteşem olduğunu biliyorsun. yağmur yağıyor suya. senin kontrolünde olmadığını da biliyorsun. bir kayaya oturup bakıyorsun ona. atlamıyorsun. çünkü sana neler yapabileceğini de biliyorsun. sen onu yaşadığın zaman çok yüksek yaşıyorsun. dile getirmen kolay olmuyor artık ama. boş sandalı yollaman beni hüzünlendirdi. inancını yıkmış birileri. güvenini ezip geçmiş. çok uzun kalmışsın nerde kaldıysan, ağzına sıçmış ve acısı geçse bile önyargıların geçmesi sana bağlı.
    bu konuda umudunla deneyimin savaşıyor. harika ve güvenilir birileri olabileceğini düşünmek istiyorsun. lekelerin olmadığı bir şey... ama sonra kırıyorsun onu yerde ve yoluna devam ediyorsun. işte bu önyargı önüne hep çıkabilir ve değerli olabilecek şeyleri sana kaybettirebilir. buna dikkat etmeni öneririm.
    bilgiye değer veriyorun. kesinlikle okuyan eden, eli kalem tutan ve güzel şeyler öğretecek, insanlara bir şeyler verecek birisin ya da olacaksın.
    düşmanca değilsin ama gerekirse de savaşırsın. ama anahtarı kullanmayı düşünmen, senin her zaman önce bilgiyle savaşılacağına inandığını gösteriyor.

    ölümden fobik bir korkun yok. her insan gibi sağlıklı bir korkun var. sonrası ile ilgili düşüncelerin net değil ama huzurlu bir insan olduğun için sen sonrasına bir başka türlü güveniyorsun. bir adalet doğanın içinde, kendisinde var sanki. klagib dini tabulara bağlı olduğunu hiç sanmıyorum. buna mukabil bir dindardan çok daha yüksek enerjili bir inancın var senin. hayata ve sisteme inancın var. neyin olması gerekiyorsa o olacaktır ve sen kendinden eminsindir. çünkü dozların adamısın. içinde hem beyefendi, hem serseri, hem de çocuk var. hepsi de birbiriyle barışık.
    tanıştığımıza memnun oldum panpa 
    Tümünü Göster
    ···
  5. 69.
    0
    1-hayalimde ki yol sınırsız bir yol sadece isteklerine göre varolan ve ilerleyen bir yol yani yolda istediğin ne varsa o an aklında ne varsa önüne çıkıyor.
    2-su, eğer o an aklında su adında bi kız geçiyosa kana kana gibebileceğin bi kız/su ne dersen de amk.
    3-fincanda türk kahvesi var. ama fincan eski tarihten kalma motiflerle süslü bi fincan. yakıyon cigaranı kahveni içiyon huzur içinde. nostalji merakım var evet..
    4-anahtar bi taka yaramıyo amk zaten yol istediğin kapıyı açık bırakan bi yol anahtara gerek yok çöpe atıyorum onu.
    5-önce ayıyla bi iki muhabbet kurmaya çalışırım, baktım olmuyo iki kol-ense atarım yığarım oraya. (dedem eski güreşçilerdendi rahmetli)
    6-o duvarı beyin gücümle karşımda paramparça ediyorum. yolun kenarında ki silah dükkanına gidip ne varsa kuşanıp geçiyorum oradan.
    arkada, yaşadığım hayat boyunca gördüğüm tüm korkularım ve yarım kalan planlarım var. hepsini kurşuna diziyorum ve sonunda diyorum ki hepsine, "hepiniz, bir hayalgücünden bile daha tehlikeli değilsiniz!"

    not: beyler simdiden söyliyim kafam iyi olabilir ama ben içinde kendimdeyim!

    edit: fazla kasmadım aklıma ilk gelenleri yazdım, sende fazla kasma tahlil yapmak için panpa. zaten kimse beni tamamen çözebilmiş değil şu ana kadar. (kendim bile)
    ···
  6. 68.
    0
    bingil bingil

    panpa hayata bakışın iyi değil. korktum a.k. çok yalnız ve savunmasız ve kötümser görünüyorsun arkadaşım. hayatın belki şu anda taktan olabilir ama hep böyle olmayacağını en başta kendine söylemelisin. sanki seni hayata bağlayacak şeyler eksilmiş yaşamından. ne bileyim, bir şeyler olmuş. tadını alamıyorsun hiçbir şeyin. zevk vermez olmuş sana. sanki yorgun düşene kadar yürüyüp sonrada uyumak ve uyuyarak kaçmak istiyorsun hayattan. nereye gittiğini bilmiyorsun. amacın nedir bilmiyorsun. bir yere varacak mı, bilmiyorsun. çünkü şu an boşluktasın. korkuyorsun ama kimse sana yardım edemeyecek diye birini de istemiyorsun. güvendiğin hiç kimse mi yok acaba? merak ettim hayatı niye böyle gördüğünü.

    e bu durumda haliyle aşka bakışın da böyle olacak tabi. onun güzelliğini görüyorsun. ama sürmeyecek, sanki illa ki bitecek, taka saracak, yaşayamayacaksın diye vazgeçiyorsun. sana göre ömürsüz her ilişki. inancın kalmamış.
    sevgiliyi de böyle düşünüyorsun. acı verecek illa ki. sen düzeltmeye çalışacaksın ama olmayacak. ve bu hayat hep böyle sıkıcı, bunaltıcı geçecek. düşüncen bu.
    arayışın ve sorgulaman bitmiş değil aslında. ama çıkışı bulamıyorsun. lakin umudun var. hala savaşmaya çalışıyorsun.

    ama ölümden korkuyorsun ki, buna sevindim. çünkü ruh halinde yaşama bağlılık yok. lakin ölümden korkman iyi. ama sana biraz içsel huzur lazım. hayatta her şeyin bir nedeninin olduğunu ve bir şeylerin mutlaka seni gözettiğine inan. Bu karanlık hissiyattan kendini uzaklaştır panpa. savaşma gücün ve umudun buna yeter.
    ···
  7. 67.
    0
    yeniden yazdım yap bakalım bi analiz.

    1.texas gibi bi yerdeyim kaktüsler falan var etrafımda öle yürüyom. baya kurak bi arazi üzerindeyim bi tane baraka var sıcaktan yandım amk buz gibi bira buldum orda barakanın dibine gölgelik bi yere oturdum hem dinleniyom hem bira yudumluyom. güneş cayır cayır yakıyo ama gölge ve bira iyi geldi. mutluyum baya. bundan önce 4 saat falan durmaksızın yürümüşüm. ayaklarım feci yanıyo ve sızlıyo. ayakkabılarımı çıkarıp biraz dinleniyom. ayaklarım da serinliyo biraz daha iyi hissediyom kendimi. sonra sanki acelem varmış gibi tekrar yola koyuluyom. serinlemiş ve biraz dinlenmiş olduğum için daha dinç oluyorum.

    2. güneş tam tepemde olmasa da gene de kavuruyo. her yer sıcak kurak toprakta bazı yerler çatlamış. tektük sıcağa dayanıklı bitkiler var. onlardan birinin dibinde bi su birikintisi görüyorum. sanki biri bitkiye acımış bi bidon su dökmüş gibi geldi bana. yeni dökülmüş gibi bi hali var suyun çünkü daha buharlaşmamış ya da toprak emmemiş hepsini. etrafa bakıyom kimse yok lan nerden geldi bu su diyom. belki de yer altı suyu falandır diyom ama o sıcakta tam da bitkinn altından kaynak suyu çıkacak hali yok. suya elimi sokuyorum. elimi hafif ıslatıyorum demeye kalmadan toprağa karışıveriyo su.güzel bi toprak kokusu alıyorum suyun toprağa karıştığı yerden. çocukluğumu hatırlatıyo bana. içim hafiften kıpır kıpır oluyo 2 saniye falan sonra tekrar yola bakıyorum eğildiğim yerden kalkıp yola doğru yürüyorum.

    3.sonra kalktım fincanı gördüm yol kenarında aldım elime biraz inceledim. lan ne işi var kahve fincanının burda diyorum. acaba benim tanıdığım ya da beni tanıyan en azından benim gibi başka insanlar da mı geçti acaba bu yoldan diyorum. neyse çok önemsemiyorum öle elimde fincan yürüyom. baktım yolda bişeyler buluyom ben de yere baka baka ilerliyom belki bişey daha bulurum diye.

    4.sonra bi anahtar buluyom.pek alışık olmadığım cinsten değişik bi anahtar. altın kaplamalı gibi bişey. barakanın anahtarı mı ki diye düşünüyom ama bi anahtara bakıyom bi barakayı düşünüyom pek oranın değilmiş gibime geliyo. cebime atıyom ilerde bi ev falan görürsem bi de orada bakarım diyerek devam ediyom.

    5.öle yürürken karşıdan ayı gibi bişey geliyo. çölde ayının ne işi var amk diyip tekrar seçmeye çalışıyom baya baya ayı geliyo barakaya doğru kaçmaya başlıyom. ayı yaklaştıkça yaklaşıyo mesafeyi baya kapatıyo. fincanı çıkarıp fırlatıyom ayıya gözüne geliyo ayı gibi bağırıyo.onu yavaşlatıp zaman kazanıyom barakaya doğru koşuyom ayı beni yakalamadan barakaya varmayı düşünüyom. neyse ayı biraz geride kaldı rahat rahat varırım barakaya diyom çok da acele etmeden ama temkinli bi şekilde ilerliyom barakaya varıyom. tekrar bakıyom şöle anahtarlık bi durum var mı diye ama göremiyom. pencereden ayıya bakıyom gözünü ovuşturuyo inliyo falan sonra çekip gidiyo. ben de çıkıyom yola devam ediyom.

    6.karşıma bi duvar çıkıyo. upuzun duvar sağa sola balıyom atrafından dolanacağım yer yok. bu ne amk diyom. kapı falan aranıyom. kapısı varsa belki anahtar uyar diye düşünüyom. duvar boyunca kapı arıyom sağ tarafa doğru duvarı takip ediyom. kapı falan göremiyom. duruyom ilersini görmeye çalışıyom göremiyom. sol tarafa bakayım mı ki diye geçiriyom içimden ama sağ tarafa doğru baya yürüdüm sol tarafa gitmeye üşeniyom bi ara hava sıcak zaten amk pestilim çıkmış. duvarın altından toprak kazıp arkasına geçebilirmiyim diye bakıyom. toprak sert geliyo. anahtarla kazmaya çalışıyom toprağı ama küçük geliyo "çok uğraştırır bu" deyip anahtarı cebime atıyom gene. ayakkabımı çıkarıyom ucuyla kazmaya başlıyom duvarın altından baya bi 1-2 saat yavaş yavaş kazıyom arada bi arkamı kontrol ediyom ayı falan geliyo mu ki diye. sonra duvarın öbür tarafına ufak bi delik açıyom şöle bakıyom orası da çöl amk aynı arazi yani.e diyom ne skime yaptınız bu duvarı amk. burası sınır heralde diyom eyaletler ayrılıyo. sonra lan diyom heralde duvarın diğer tarafından biri bu anahtarı bu tarafa var gücüyle fırlattı diyom. geçebileceğim kadar kazıyom toprağı geçiyom duvarın arka tarafına. hafiften de karanlık çökmeye başlıyo tırsıyom hafiften amk yalnızım koca araazide. neyse geçiyom öteki tarafa sığınacak biyer aranmaya başlıyom iyice yoruldum çünkü.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 66.
    +2
    @71 adaman
    ümraniye gibi bi yerde oturuyosun
    otobüste karı görürsen fordluyosun
    zate karı dediğin nedir ki
    zütün sıkışırsa düşmanla el sıkışırsın
    malsın ama kendinle barışıksın
    ···
  9. 65.
    0
    spbdae

    yolu kısa anlatmışsın panpa. neyse, yapıyorum.
    yaşamı seviyor ve çok güzel görüyorsun. huzuru seviyorsun, dozunda yaşamayı, büyük riskler almadan sakin sakin takılmayı seviyorsun. aşk da senin için hayatın güzelliklerinden biri. ama her şey değil. aşk, koşullarıyla birlikte anlamlı senin için. yan ürünleri olmazsa öyle mecnun olacak tip yok sende. bir kere maceralı bir aşkta yoksun. sakin olacak. ne olduğunu, nereye yürüdüğünü bileceksin. bir bakarsın nedir, ne değildir? çevresi nasılsın, kimdir, nerden gelmiştir. evet keyfini çıkartırsın ama yoluna da devam edersin.
    sevgililerin sıktı mı seni acaba? galiba. bir şeyler yaşadığında bu güzelim hayattan sıkılmaya başlamışsın, bezdirmişler sanki seni. bu konuda çok umutlu görnüyorum seni. kupa olarak görmüşsün fincanı. sanki sonra hep aynı şeyleri yaşayacakmışsın gibi. güzel başlasa bile, sıradanlaşacak ve bu karıların hepsi birbirine benzeyecekmiş gibi.
    okumayı araştırmayı seven bir adamsın. tutkuyla bir şeyler yazmış, üretmiş adamlara büyük saygın var.

    senin bir kötümser, dengesiz yanın var ki, bazen çıkıyor ortaya. kötü bir şey olduğu zaman paniğe kapılıyorsun ve her şey sanki daha da kötü olacakmış gibi.
    yola arabayla çıktın. sana ayı görüyorsun dedim, arabayı bozdun. oysa araban vardı ya... en kötüsünü düşünüyorsun olabilecek şeylerin ve böyle düşünürsen en kötüye doğru gitmen kaçınılmaz olur. tamam huzur seviyorsun ama her aksiliği bu kadar kötüye yorma. (bi de arabanın üstünü açık yapmışın a.k) sen ayı gelince ne kadar hazırlıksız, savunmasız yakalattın kendini öyle. neyse ki sabrın ve umudun var, ayı sıkılıp gidiyor. yani en olmayacak şey oluyor. köşe kapmaca oynayıp yoruluyo ayı. hayal dünyanı gibiiim, güldüm a.k
    panpa bu kötümserlik yüzünden ideallerinden ve sevdiğin şeylerden vazgeçebilmen mümkün. fazla konformistsin. sana biraz macera cesareti lazım yoksa hayatın harbiden göl kenarında pikniğe benzeyebilir.
    ···
  10. 64.
    0
    yol bildiğin belediye yolu amk ıssız etraf tarla üstte bi köprü var hava bulutlu işte
    ikiye geçiyim su değil lan o kolayı görüyom amk içiyom kana kana doymaksızın içiyom
    fincanın içinde kahve vardı bin biri fal bakıp bırakmış desenliydi fincanda
    bizim evin anahtarıydı amk aldım cebime koydum sonra
    ayı gelip elimi sıkıyo ve konuşmaya başlıyoruz arabama binip şehire dönüyoruz
    duvara çıktım arkasında newyork var amk kocaman binalar falan var amk renkli bi şehir görüyom
    ···
  11. 63.
    0
    az osbir cek

    kentçi bi adamsın sen. tam bir sosyal, şehir adamı. köyde de yaşasan şehre benzetirsin orayı kesin. hayatla çok barışıksın. bu, adaletsizlikleri görmediğin anldıbına gelmez. izinde gizli ama sağlam bir solcu olduğunu düşünüyorum. vefalı birisin. aileden travma görmemişsin. biri seni korumuş harbiden. güçlü bir anne ya da baba eli olmuş sırtında. onun sana verdiği gücün ve korunağın farkında, hiç unutmadan yaşıyorsun. iyi yürekli bir dava adamı olur senden. kolay uyutulamazsın, kafalanamazsın. ama sen kimseyi de uyutmak istemezsin panpa.

    aşka bakışın da çok güzel. denize bağlamışsın suyu. yani o hayatın yarısı zaten ve bunu biliyorsun. akıyor. aşkın sadece huzur olmadığını biliyorsun. ama aşkı da iki kişilik yaşamazsın, sosyalsin dedim ya, kalabalık, neşeli bir hayatınız olur sizin. ama temiz olacak. sen pekala modern ve akıllı bir kadını taşıyabilirsin.

    sevgilin şanslı. ya da yoksa, şanslı biri olacak. onun sırlarına ortak olur, yaralarını sarar, onu dinlersin sen. hoş bu konuda toplumsal çekincelerin tamamından yırtmış değilsen de, yine de dayatmalar yönlendiremez seni.
    bilgiye verdiğin değer çok güzel. ayrıntıları kaçırmaz, her şeyin birbirine bağlı olduğunu bilirsin. empatin yüksek, düşünceli ve duyarlısın.

    sağlam bir aşkın her zaman bir hayatı kurtaracağını biliyorsun. sen düşmanlara karşı da akılcısın ki bu çok önemli. zor zamanlarda asla sevdiklerini bırakıp kaçmazsın. sen tehlikedeyken bile onları düşünürsün. onların ne kadar üzüleceğini.

    yaşama bağlı, ölümün farkındasın. pek çok açıdan normal ve sağlıklı bir ruhun var, tebrik ederim panpa.
    ···
  12. 62.
    0
    yedek gol avcısı

    hayata bakışın çok güzel panpa. sen zamanı gelince harika şeylerin olacağını düşünüyorsun. bu umut seni sımsıcak tutuyor. yaşamın tadını çıkaran bir tipsin. yaşamı keyifli hale getirecek olanın kendin olduğunu biliyorsun. sen ne yaparsan, o olacak. geçmişten ağır travmalar almadan kurtulmuşsun. konforuna, keyfne düşkünsün. lakin tehlikelerin de farkındasın. aslında senin en önemli özelliğin, pek çok şeyin farkında olmana rağmen içinde taşıdığın yüksek enerji. hüzün de hayatın bir başka keyfi diye düşünüyorsun. yoksa hüzünsüz değilsin ama melankoliye düşmüyorsun. akılcı yaşıyorsun. ayrıntıları görerek. genel olarak pozitif ve coşkulu birisin. sosyal ve genellikle bir gruba dahil olacak kişiliğin var. Atıyorum, tutkuyla bir takımın taraftarı, yöneticisi, bir davanın adamı olabilecek gibi bir kişilik mesela.

    aşk hayatın önemli bir parçası sana göre. ama onu neden derin görmediğini, sığ gördüğünü merak ettim. orda bırakmıyor, yolculukta yanına alıyorsun. onun az bulunduğunu biliyorsun. yoluna çıkarsa mutlaka değerlendirirsin. ama ki yoluna çıksın. kolay değil güvenmek ve biriyle yola çıkmak. bakıyorsun. körlemesine gitmezsin sen. lakin bu güvenmeme durumuna açıklık getireyim ki, sen de çok güvenilir değilsin bir kadın için. mesela ben arkadaşım olsan da sana karşı dikkatli olurdum, öyle bir gizli yüzün var senin. I’m sory, tatlil bu, yanılıyor da olabilirim elbette.

    panpa bence çok üzücü, canını yakan bir hikayen var sevgili konusunda. ve o her kimse, ağzına sıçmış farkında değilsin. sana önerim, yaşadığın deneyimin sende önyargı oluşturmasına izin verme! Sana geçmişi hatırlattığı anda birilerini kırıp dökme. ‘bu bitecek’ deyip de hıyar gibi kendin bitirme. bitecek olan biter zaten. hayata bu kadar güzel bakarken, kadına bu kadar işkilli ve güvensiz bakmak sadece sana zarar verir. öfkeni yen. çünkü onu o herkimse, sadece o yaptı. herkes o değil. sana kötü hatıralar bırakması bir yana, o kişi sana bu önyargıyı bırakıp öyle gitmiş. Ve sen karşılaştığın her kızın ağzına sıçmaya adaysın şu anda. (aradasın aslında)

    Belki yaşadıklarından dolayı bilmiyorum, belki de doğan gereği, fazla kurnazlık yapıyorsun. bencilleşiyorsun. ama bunların bir nedeni var, eminim ki.

    insanlardan zarar görmüşsün. önlemlerini alıyorsun ve gerekirse savaşıyorsun ama seni saran bazı korkular burda açığa çıkıyor. deneyimlerin sana her an her şeyin olabileceğini öğretmiş. bu yüzden de yaşama karşı kalkanların hep açık. kincisin sen. yapılan kötülükleri asla unutmuyorsun. ama nefret yükünü azaltmanı öneririm, geleceğine zararı olur.

    ölümden korkuyorsun ama ölüm sonrasıyla ilgili düşüncelerin ve duyguların net değil. içsel yolculuğunu sürdürüyorsun panpa.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 61.
    +1
    Oha pic cok guzel yazmissin verdim sukunu.
    ···
  14. 60.
    0
    1. upuzun, kurak bi yerin ortasında bi yol. yolun sonunda büyük bi dağ var. baya büyük. yolun ortasından uzun sarı bi çizgi geçiyo, yer yer çatlaklar var ve yolun kenarında kurumuş orta boylu yapraksız ağaçlar var. üzaktaki dağa kadar her yer dümdüz, sanki dünya düzmüş gibi. hava aydınlık, ama güneş ya da bulut yok. yürüdükçe karınca sürülerinden başka hiç bişeye rastlamıyorum. sıkıldıkça cebimdeki kibritle bikaç karıncayı yakıyorum, sonra yürümeye devam ediyorum, ama hiç bi yere varamıyorum. gittikçe artan kum fırtınası yüzünden dağ belli belirsiz bi gölge gibi görünüyo artık.

    2. su temiz görünüyo ama içince tak gibi geliyo. görünüşte tertemiz, dibi görünen havuz genişliğinde bi su birikintisi, o kuraklıkta görünce susuzluk hissini arttırıyo ama tadı çok kötü. ama yine de susadığım için içiyorum, yüzümü yıkıyorum, saçlarımı ıslatıyorum. kenarına oturup ayaklarımı daldırıyorum, kenardaki taşları sektiriyorum bi süre. derinlerden yavaşça bana doğru yaklaşan kırmızı büyük balığı görünce gidiyorum.

    3. fincan küçük beyaz ve üstünde çiçek işlemeleri olan porselen anne fincanlarından. uç kısımlarında çatlaklar var. biraz inceleyip yere atıp üstüne ayağımla vurarak kırıyorum. çok küçük parçalara ayrılıyo, normalde kırıldığında olacağından daha küçük parçalar, nerdeyse kum gibi. fincan bana ilk içtiğim türk kahvesini ve çok beğendiğimi hatırlatıyo. canım kahve çekiyo ama bulamıyorum, bi sigara yakıp yürümeye devam ediyorum.

    4. anahtar biraz büyük, bakır renginde ve paslı, cebime koyuyorum. belki ilerde sandık felan bulurum amk.

    5. ayı üstüme koşarken onu nası öldürebileceğimi düşünüyorum. yere hareketsizce yatıp beni koklamasına izin veriyorum. sonra aniden kalkıp bıçağımı açık ağzından içeri sokup gırtlağını deşiyorum. ayı koluma pençesiyle sertçe vurduktan sonra ölüyo. ama kolumun dıbına koydu resmen nerdeyse koptu.

    6. beyaz tuğlalardan oluşmuş çok yüksek bi duvar. her tuğlanın üstünde bi isim yazıyo ya da bi şekil çizilmiş. hepsi de çok tanıdık geliyo bana. duvara balyozla vurup geçebileceğim kadar bi delik açıyorum ve geçiyorum. duvarın arkasında normal hayatlarını sürdüren yüzlerce insan var. duvardan geçtiğim an hepsi durup susarak bana bakıyo. 5 saniye sonra giberim diyip kırdığım delikten geri dönüyorum, ve deliği yeni tuğlalarda örüyorum.

    bunlardan tahmin edilebilir olanların dışında çıkarımlar yaparsan ve doğru olursa seni şimdiden tebrik ederim panpa.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 59.
    0
    hadi bakalım. yazmak bayağı zamanımı aldı. 62'yi gördükten sonra tekrar düşünüp ekleme yapmak zorunda kaldım.

    1.uzun, çok uzun bir yoldayım. Tamamı asfalt olan, sonu olmadığına inandığım bir yol. yoldan geçen ne araba ne insan var. tamamen yalnızım ve yol bana ait. hava da yağmurlu. yağmurun altında hızlı adımlarla yürüyorum. yolun etrafındaki geniş yemyeşil çimenliklerden ve uzaklaştıkça küçülen yoldan başka hiç bir şey görünmüyor. çimenlikler çok canlı bir yeşile sahip aynı zamanda. Etraf çok sade ve neredeyse her yer aynı diyebilirim. Çimenlikler yer yer seyrekleşiyor ve buralarda kurumuş ağaçlar bulunuyor. yükselti ve alçaltıların bol olduğu bir yerde bu yol zira görüş alanı kısıtlı ve ilerledikçe görebiliyorsun. Bir yerden sonra ağaçlar sıklaşıyor. iğne yapraklı bu çamların altları bolca kozalakla dolu. Ve ağaçların arasında bir sincap farkediyorum. Çok sevimli kahverengi ve sağlıklı görünümlü bir sincap bu. Çok canlı ve sürekli hareket ediyor. görüşümde bu sincap ve benden başka hareket eden hiç bir şey yok.

    2.göl denilebilecek büyüklükte masmavi berrak bir su kütlesinin yanındayım. yağmur damlalalarının suya düşmesi çok güzel bir görüntü oluşturuyor. yoldan biraz uzaklaşıp gölün kenarına geliyorum ve buradaki kayalıklardan birinin üstüne oturuyorum. bu kaya gölden biraz yüksekte kalır şekilde ve üstünden ayaklarımı boşluğa salıyorum. o şekilde oturarak düşünüyorum ve manzarayı seyrediyorum. Sonra telefonumdan en sevdiğim şarkılardan biri olan sweet child o mine'ı açıyorum ve sesi maksimuma alıyorum. ŞArkıya yüksek sesle neredeyse bağırarak eşlik etmeye başlıyorum. Şarkı bitene kadar orada bekliyorum ve şarkının bitmesiyle kalkıp gölün sahil gibi olan suya sıfır kısmına gidiyorum. Yer taşlarla dolu ve hoşuma gidenleri alıp göle fırlatmaya başlıyorum. Mümkün olduğunca daha uzağa. Gölün etrafında yürümeye devam ediyorum ve bir kayanın arkasına yaslanmış bir şekilde duran, uzaktan farketmediğim bir sandal görüyorum. Sandal hasarlı ama yine de iş görür gibi duruyor. Bu sandalı yerinden çıkartmak için itmeye başlıyorum. Ve sonunda olduğu yerden çıkartıp suya doğru son gücümle itiyorum ve oradan uzaklaşıp tekrar yola koyuluyorum.

    3.fincanı görünce elime alıp incelemeye başlıyorum ve bir yandan yürümeye devam ediyorum. fincan klagib porselen kahve fincanlarından birisi. beyaz ve üzerinde yeşil şeritler olanlardan. Yerde bulmama rağmen daha önce hiç kullanılmamış gibi ve neredeyse tertemiz. Parlak bir görüntüsü var ve biraz küçük. Kulpuna parmağımı sokarak tuttuğumda biraz zorlanıyorum. Üzerinde nadiren de olsa bulunan lekeleri parmağımla kazıyorum. Ve nasıl olsa işime yaramayacak olan bu fincanı daha sonra yere sertçe fırlatarak kırıyorum ve devam ediyorum.

    4.anahtar fantastik bir görünümde, altın ve hafiften kirli. başında 3 su damlası şeklinde desenleri var. ilk görünüşte bir zindan anahtarıymış düşüncesi veriyor. Görüntüsü hoşuma gidiyor ve güçlü bir nefesle üfledikten sonra cebime atıyorum ve yola devam ediyorum.

    5.bir anda önüme çıkan ayıyı görünce şaşkınlığa uğruyorum. etrafımda herhangi bir nesne yok. kaçmayı düşünüyorum fakat işe yaramaz. uçsuz bucaksız yerler ve sığınacak bir yer yok. mecburen kavga etmeye karar veriyorum. ayı üzerime geldikçe kararlı bir tavır takınmaya çalışıyorum ayının üzerinde etkili olabilir diye. üzerime doğru hızla geldikçe tekmemi hazır pozisyona getiriyor ve tam geldiğinde çenesinin altına denk getirecek şekilde vuruyorum. ben korkumdan ve heyecanımdan o ise darbeden kaynaklı geri çekiliyor. bu sırada aklıma anahtar geliyor belki bir şey yapabilirim ayıya karşı düşüncesiyle. fakat ayı da saldırmaktan vazgeçince ben de yoluma devam ediyorum, ayı da.

    6. yazıyı farkedince çok dikkatimi çekiyor ve yaklaşıyorum. bir kaç açık tuğlalardan destek alarak yükseliyorum ve en son uyarı yazısının bulunduğu plakanın üzerine basarak duvarın üstüne yükseliyorum. duvarın üstünde dengemi sağladıktan sonra neler var diye bakıyorum ve biraz uzakta bir ev görüyorum. tek katlı nispeten büyük bir ev. yaklaşık 3 metre boyunda olan duvardan aşağı doğru atlamaya karar verip kendimi aşağı itiyorum. hafiften yüksek olan çimenlerin etkisiyle de sağlam bir düşüş yapıyorum ve eve doğru yürümeye başlıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 58.
    0
    @62
    zahmet olmuş panpa, benim de kafam o kadar güzel olursa yaparım analizini bi gün.
    ···
  17. 57.
    +1
    delimi gibti sizi bu yazılar ne böyle
    ···
  18. 56.
    0
    Şu an melankolik bi an yaşadığım için gittiğim yol karanlık hiç bir şey yok. Ama su bir ağaç yaprağından damlıyor. Yavaşça.. fincan beyaz ama üstünde kahverengi desenler daha çok kavisli çizgiler üzerinde sivrice dallanıp budaklanan dikenler. Fincana bakıp geçiyorum alamıyorum ellerim yok. Anahtarı ağzımla alıp anahtarı fincanın kulbundan geçirip içindeki boşluğu yapraktan damlayan su ile dolduruyorum. Susamışım. Ayı üstüme koşuyor çünkü çok susamış onada biraz su veriyorum. Artık arkadaşız. Duvarın dibine ayı ile yatıp ölümü bekliyorum. Kafam güzel hafiften bunlar geldi aklıma.
    ···
  19. 55.
    0
    tamam panpalar, yazınca mesaj atarım.

    bu arada yeni yazacaklar için söylüyorum.
    lüften yolu, suyu ve fincanı özellikle uzun yazın.
    'göldü oturdum, serindi girdim, yoldu sıçtım' olmasın. hayal kurun a.k
    ···
  20. 54.
    0
    1)2 tarafı ağaçlarla kaplı soonu pek görünmüyor gibi. korkmayacak olsam gece yürümeyi tercih ederim ama korkuyor gibiyim.o yüzden gündüz daha iyi olacak gibi. yanımda kimse yok yalnız yürümek istiyorum. yorulmayacak olsam hep yürüyebilirim ama yorulacakmışım gibi geliyor korkuyorum.ama yorulduktan sonra dinlenecek ve güzel yemek içeceklerin olduğu bi yer de durman istiyorum ve dinlendikten sonra devam etmek.hep böyle sürüyor.

    2)daha ikinci soruya bakmadan o suyu görmüşüm amk. dinlendiriyor beni tekrar yürümeden önce tadını çıkartacağım bir an oluyor.ama o sırada nede olsa bitecek birazdan tekrar yürüyeceğim deyip karamarlığa kapılıyorum.bu biraz tadını kaçırıyor. neyse biraz daha içeyim şimdi zamanı düşünmeyeyim diyorum ve devam ediyorum.o sırada dinlenme vakti bitiyor ve tekrar yola koyuluyorum.

    3)fincan kahve fincanı. içiyorum onu tadı acı. sonra kendi kendime fal bakmaya çalışıyorum ama saçma geliyor ve yola devam ediyorum.

    4)anahtarı görüyorum ve kapı arıyorum fakat görünmüyor.ne yapsam bunu derken cebime koyuyorum bunun bir sebebi olsa gerek diye düşünüyorum ve yola devam ediyorum

    5)ayıyı gördüğüm anda ödüm takuma karışıyor çok korkunç amk. ne yapsam derken kaçmaya başlıyorum ve arkamdan geliyor. fakat yolun çıkmaz olduğunu biliyorum ve onla bir şekilde savaşmam gerektiğinin farkındayım.o beni kovalarken düşünüyorum ne yapabilirim diye ve bir alet olmadan onu yenmek imkansız gibi geliyor o surada bir demir görüyorum ve bi yandan kaçarken bi yandan saplamaya çalışıyorum birinci de olmasa da ikinci darbede ondan kurtuluyorum.

    6)duvarı görüyorum ve şaşırıyorum daha sonra düşünmeye başlıyorum bu kadar yol geldim ne tak yiyeceğim diye ama bi yandan da duvara yaklaşmaktan korkuyorum. duvara dokunmak onla temasa geçmek tehlikeli olduğu için korkutucu geliyo ama arka tarafı da çok merak ediyorum. yakınlarda yüksek bi ağaç buluyorum ve onun tepesine çıkıp duvarın arkasına bakıyorum. bana saldıran ayı tarzı tehlikeli haycanlar var ve oraya geçmem imkansız gibi görünüyor.
    ···