-
213.
0ucan teneke
hayatının kontrolü senin elinde değil panpa, henüz direksiyon başkasında. canın sıkkın ve kayda değer ölçüde yalnızlık hissediyorsun. çoook ciddi bir yalnızlık bu. içinde fırtınalar kopuyor ama sen günlük hayatın akışında kendini dik tutmaya çalışıyorsun. umudun var, yok değil. ama artık çok sıkılmışsın koşullarından. içindeki inanç sana güç veriyor. bence dini inançları olan birisin. lakin yolun çok engelli. sevdiğin, seveceğin, seni mutlu edecek olan insanlar dağların arkasında bir yerlerde sanki. yanındaki koltukta olsa bile gerçek bu ki, ulaşamıyorsunuz birbirinize.
aşka bakışında da aynı negatiflik var. çamur çıkacak sonunda yani illaki. seni pisletecek, bozacak bir şey aşk sanki. güzelliğini biliyorsun ama sonrasını da önyargıların öğretmiş gibi. insanı büyüler ama sonra kirletir diye düşünüyorsun.
kadına bakışın da üzgünüm, hiç oturmamış. kadın elinin kiri değil panpa ve bu düşünce hiç kimseyi mutlu edemez. sen sevgilin olacak kişi senden önce ne yaptı diye kafayı yiyebilirsin. asla güvenmezsin ve hiçbir zaman sana yeterince temiz gelmez o. sana dayatılan klagib öğretilerden, ezberlerden kurtulmanı dilerim. her defasında terk edip gittiğin ‘bir kadın’ olmayacak çünkü. kendi mutluluk ihtimalini terk edeceksin her seferinde. oysa bir kadını anlamayı, ona ulaşmayı, yaralarını sarmayı biliyorsun. içinden gelmiyor, bunların hepsi önyargılardan.
bilgiye verdiğin değer güzel aslında. boş adam değilsin. her şey senin eline bakıyor. kendini geliştirmek için hayata kızmak yerine bir şeylere sarılman en güzeli olacak.
düşmana bakışın ne kadar güzel çıkmış. dostluk ve huzur var içinde, düşmanın sana saldıracağını düşünmüyorsun. onun gözünden bakmayı biliyorsun. merhametli ve adaletlisin. insani kumaşın çok kaliteli.
duvar sorusunda inancın yine göstermiş kendini. bu yaşam yolu bitmiyor, devam ediyor. bu nedenle ölümden güçlü korkuların yok. anahtarla açıyorsun duvarı. ki bu güçlü bir iç huzuru seni bekliyor demektir. senin bütün sıkıntıların koşullarından kaynaklı panpa. kadına bakışını değiştirmeni öneririm. -
212.
0@214 tamam panpa, yapıyorum.
-
211.
01.Elbetteki dağ yolu bigibletimle gidiyorum , yolun aşağısı uçum sayılabilir diğer tarafı ise dimdik yıları çıkıyor keskin bir yol kıvrımları var sürekli ama hava çok sisli korku filmlerindeki gibi vucudumdan buharlar çıkıyor rahat nefes alabiliyorum hava serin sayılır nereye gittiğim hakkında bir fikrim yok sadece yolu hayal edebildim yolun sonunu hayal edemiyorum
2.Yolda giderken karşıma bir göl çıkıyor ama şu gündüzleri güneş altında masmavi olanlarından tabi alacakaranlık olduğu için şuanda siyah gözüküyor üstüne hafif bir sis çökmüş durup biraz gölü seyredip devam ediyorum
3.Yolda giderken fincanı gördüm yerde duruyordu bu nedir diye bakıyorum sonrada yola devam ediyorum
4.Sonrada karşıma anahtar çıkıyor bildiğin ev anahtarı kale kilitlerden yakınlarda biyerde ev olabileceğini düşünüyorum ama evin yerini bilmediğimden anahtarı yolun kenarına bırakıp devam ediyorum
5.Yolda giderken karşıma bir ayı çıkıyor kahverengi bir ayı en tehlikelilerinden durup bana bakıyor ben sakinliğimi korumaya çalışıyorum önce o beni fark etmiş olucakki saldırmıyor eğer aniden önüne çıkmış olsam saldırır dönüp yolun aşağısına doğru devam ediyor rahat bir nefes alıyorum
6.Yolda giderken aniden duruyorum önümde kocaman bir duvar tuğladan kiraçle boyanmış üstünde geçilmez yazıyor ulan diyorum bu kadar yol geldik bigibleti kitleyip duvara tırmanıyorum boyum uzun oldugundan çok fazla zorlanmıyorum duvarı geçtiğimde sisten çok uzağı gözükmesede burada farklı bişeylerin oldugunu anlıyorum askeri bölge gibi sanki hayvanları itlaf ediyorlar gibi daha sonrasını yine hayal edemiyorum
bekliyorum panku -
210.
0@217 oldumu panpa
-
209.
0@217 tmm panpa bekle
-
208.
0@216 yaparmısın panpa benim analizi
-
207.
0@214 ilk üç soru daha uzun panpa. başlığa da yazdım, ilk entrye de. malesef... editlerken yaparım.
-
206.
0@215 yok panpa değilim, sadece bu testin analizini iyi biliyorum.
-
205.
01=) yolda gidiyorum filmlerde ıssız yollar oluryo taşlar var yolda yanımda biri var arabayla gidiyoruz yol toz içinde toz var çok taşlar kenarlara yığılmış arabayı ben kullanmıyorum ağaçlar sanki hayattan bıkmış gibi sanki yanlızmışım gibi hissediyorum kendimi arkadaşım yokmuş sanki aslında araba kendiliğinden gidiyor ben sadece dünyadaki tek insanım gibi sanki insanlık bitmiş ben hala insan arıyorum ama bulamıyorum bakıyorum dağlar var ama dağların dağ olduğuna bin şahit lazım sanki hiç mutlu değilim burda hüzünlüyüm derin bir off çekiyorum radyoda klagib müzik var umutluyum elbet birgün ulaşacağım amacıma ama ne zaman diyo soru soruyorum kendime ve yoluma devam ediyorumTümünü Göster
2=)su berrak karşısına geçip bakıyorum ve yansımadan kendimi görüyorum su küçük yani küçük bir birikinti gibi su böyle birşeyi özlemiş gibi üstünde kağıt gemileri yüzdürmek ister gibi sanki büyük bir denizden kalan küçük bir birikinti gibi böyle berrak berrak olmasına ama mutluluk vermiyor bakınca kendimi ayağımla suyun ortasına çap diye vuruyorum su fışkırıyor üstüme çamur geliyor sonra çamuru temizliyorum suya parmağımı sokuyorum ve çıkarıyorum başparmağımla ovuşturduktan sonra elimi üstüme sürüp devam ediyorum uzun yoluma
3=) fincan kırık ve içinde sıvı çamur var fncanın ordaki çamuru döküyorum ve fincana dikkatli bakıyorum fincan sade prenseslerin sade ama böyle en ince işcilikle işlenmiş insanın içine huzur veren gibi fakat kırılınca bütün değerini yitirmiş gibi o işcilikteki çiçekler felan çamura bulanmış parçalar yerde benm elimde sadece bir parçası var bakıyorum böyle diğer parçalara birleştirmeye çalışıyorum ama olmuyor küçük parçalar olmadığı için birleşmiyor yamuk yumuk duruyor bırakıp gidiyorum fincanı
4=)anahtara bakıyorum değerli birşey ama fincan gibi çamura bulanmış sanki bir hazine anahtarı gibi fakat değerini kaybeden hazine anahtarı gibi çamurun içinden alıyorum anahtarı temizliyorum üstünde yazı var ama okuyamıyorum ve cebime atıp devam ediyorum
5=)ayı üstüme doğru koşuyor ama saldırmak için değil sanki birşeyi geri almak için gibi yavrusunu kaybeden anne gibi koşuyor arabaya atlıyorum bagajda tüfek var alıyorum ama sıkmıyorum ayıya daha tehlikeli olabilir can havliyle diye jip biraz dayanıklı içerden onu izliyorum sanki bana değil başka birşeye saldırıyor veyada onu geri almak istiyor ama beni aradaki engel parazit gibi görüyor gibi şoku atlatıyorum ve ayı ellerini jipten çekiyor tekrar jipe atlamak için hazırlandında gaza basıp oradan ayrılıyorum
6=) duvarı araştırıyorum tuğla renginde yani aslında tuğlayla örülmüş duvara bakıyorum ama tırmanamıyorum ama orada sanki bir delik görüyorum oraya cebimde bulduğum anahtarla bir ilişkisi varmış gibi anahtar deliğine anahtarı sokuyorum ve çevirip açıyorum sonra aklıma gelen ilk şeyi söylim bu yolculuğa en baştan başlarkenki yolu görüyorum arabam duvarın önünde bekliyor arkadaşım beni hadi gel sesiyle çağırıyor ve başlıyoruz tekrardan
ha bu arada panpa sevgilimle felan ayrılmadık ve hayatımda önemli birisini kaybetmedim ayrılık ölüm gibi
biraz çabuk yaparsan bu şeyi benim için iyi olur meraklandım -
204.
0okumadım nasıl yazacam amk
-
203.
0bırak yazmaya üşenmemeyi okumaya bile üşendim
-
202.
0@210
eyvallah panpa, adam gibi yazarak testin hakkını verdiğin için ben sana teşekkür ederim. -
201.
0@209 ulan ben sana ne diyim kendimi tanımlayamıyodum her şeyi serip dökmüşsün ortaya eyvallah hocam eyvallah. yorduk seni hocam eyvallah 2.sigarayı yakıyorum şerefine
-
200.
0@206 raadolcacaTümünü Göster
hayata bakışın fevkaladenin fevkinde pozitif panpa. yaşamı sevme anlamında diyorum. detayları gören, her şeyin farkında olan, zeki, güzelliklerin tadını çıkarabilen ve her şeyden önce yaşıtlarından (kaç yaşında olursan ol) daha olgun birisin. asla akasya durağı gibi şeyler izlemezsin sen çünkü zeka seviyen ve espri düzeyini karşılayamaz sıradan işler. biraz konformistsin ama en ağır basan yanın romantizm. senden çok sıkı bir mecnun ya da Ferhat çıkabilir. ne yaşasan derilnlemesine yaşar, yaşadıklarını unutmaz, insanlara hakkını verir ve onları önyargılı değerlendirmezsin. senin kişiliğinde ‘vizyon’ var. bazı insanlar bunu dünyayı gezerek ya da çok okuyarak bulur, kiminin kumaşında vardır. sen kumaşı kaliteli olanlardansın.
Aslında biraz eski toprak tiplere benziyorsun sen, çağın televizyonu zaplayarak, tuşlara basarak yaşayan gençlerine değil de... Hakiki bağlılıkların, uzun ilişkilerin, derin aşkların zamanından gelmiş gibisin. “Biz” diyebilenlerdensin. yaşadığın düzene isyanın var doğal olarak. ‘hagibtir’ deyip duruyorsundur muhtemelen her gün. Yalnızlık duygun olduğunu söyleyemem asla. Yalnız bir adam değilsin ama içsel bir yalnızlığın var ki, bu da seni fiziksel olarak yalnız kalma arayışına itebilir. kafanın içinde çok şey dönüyor.
aslında basit bir hayatın olacak. basit, güvenli ve huzurlu. görkem sevmezsin mesela sen. hatta utanırsın paranla hava atmaya. dostsun bu yüzden de daima dostların olacaktır. insanlara yardımcı olmayı sever ve içtenlikle onların dertlerini paylaşırsın.
aşka bakışın muhteşem. nasıl kafa sayısı kadar düşünce çeşidi varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır derler. bir kere aşk seni yansıtmalı. kendini bulabilmelisin onda, ona kendini koyabilmelisin. yoksa, olmasın daha iyi. sen aşkı asla küçümseyenlerden ya da hızlı bulabilenlerden değilsin. çünkü biliyorsun öyle olmadığını. bu yüzden aradığın aşkı bulman zor olabilir. ve bu aşkı birine sabitlersen ondan kurtulman da zor olabilir. bu bir takıntı halini alabilir. çünkü aşk senin için büyülü, konuşmadan anlaşmak gibi bir şey. bir ön yargın var o aşka ulaşamayacağına dair. dikkat etmeni öneririm, bu kodlama mutlu olmanı engelleyebilir. Gerçi biraz da hüzünden besleniyorsun sen. kumaşın da acının keyfi de yok değil yani. acıdan bile keyif
işte. fincanın rengini siyah seçmenden bile belli. her ne yaşadıysan, seni alıp bi odaya kitlemiş hacı. ah nasıl kitlemiş, fincanda tam olarak çıktı ortaya. nasıl sevmişsin sen böyle. kimse öyle gülemez mi? kimse mi öyle bakamaz? o aklında hala canlı tutmaya çalıştığın anıların üstü örtülecek diye korkuyo musun? çektiğin acıya rağmen sadece ve sadece onunla mutlu olacağını mı düşünüyorsun? kafanda tekrar tekrar onu evirip çevirmek, neler söylediğini düşünmekten bıkmıyor musun? yazık... hala bütün hayalerinde o var. çok derin bir aşkın ‘pencesinde’sin panpa. kendine bir iyilik yap, bu konuyla hesaplaş. sen çok iyi bir insansın ve kimsenin seni bu kadar üzmeye hakkı yok. kendi değerini bilmen lazım. ama diyorum ya, sen biraz bu acıdan besleniyorsun.
senin bu duygusal bakışın, çağın erkeklerinden ayırıyor seni. empati gücün kadına bakışına da yansıyor ve onlara asla önyargılı, küçümseyici bakmıyorsun. aslında çok keyifli ve güzel bir şey yaşayabilirsin, bir kadın için çok şahane bir ‘kısmet’ olduğunu söyleyebilirim. Okumayı, öğrenmeyi, sanatı, şiiri seven düzgün birisin.
bazı insanların sabır eşiği yüksektir ama onu geçince de korkmak lazımdır. sen düşmana karşı bile düşmanca davranmazsın, onun nedenlerini, durumunu gözden geçirirsin. ama gerçekten senin ya da sevdiklerinin canını yakarsa o zaman işte senden korkmak lazımdır. affetmezsin. sende her şey ‘ya hero ya mero’ gibi. bekleyişin de sabırlı, düşmanlığın da. dirençlisin.
ölümden her insan kadar korkuyorsun ama sende farklı olarak bir de sonrasına dair bir huzur var. bu yüzden ölüm korkusu fobi olmaz sende. hayatın daireselliğinin süreceğini, bir şeylerin devam edeceğini hissediyorsun içten içe. Hatta bazen çok güzel olabileceğini bile düşünüyorsun. Ama sevdiğin ve seni seven insanları önemseyen vefalı bir adam olduğundan ölmeyi asla düşünmezsin.
senin karakterle ilgili bir problemin yok panpa. sadece herşeyi köküne kadar yaşayan, insanları düşünen biri olduğun kadar kendine de ayıp etmemeni öneririm. -
199.
0reserved
-
198.
0raadolcaca
o kadar yazmışın panpa, niye yorumlamiiim. birazdan geliyorum, yapıyorum analizini. -
197.
01) sol tarafında deniz, sahil onlardan 10 santim yüksekte kaldırım böyle yürüyüş yolu gibi bigiblete binenler, köpek gezdirenler, spor yapanlar vs. sağ tarafında yol var yolun sağında sıra sıra dizilmiş birbirinden güzel rengarenk evler. sonra yürüyorsun tek başına gidiyorsun ama o yol öyle uzun ki bitmiyor sürekli gidiyorsun. denizde yolun kıyısında o yolda yürürken mutsuz olma ihtimali yok sanki insanın denizin mavisinde buluyorsun huzuru. giderken yürüdüğün yerin hemen altında, sahilde, dondurmacı falan gibi seyyar satıcıları görüyorsun. benim yolumda kaldırımda yani bi büfe var yarısı kaldırımda diğer yarısı sahilde yani boşta düşecek gibi ordan da servis yapıyor http://tinyurl.com/74l9j3f çayın solundaki büfe gibi. sonra sıkılıyorsun tam o anda bi merdiven görüp sahile inesin geliyor, iniyorsun sanki başka bi dünya orası, nargileci var, tekel var, çay bahçesi falan var sanki yol bitmiş gibi geliyor. sonra bi bakıyosun akşamüstü olmuş böyle hafif bi rüzgar, giriyorsun tekele bir iki bira alıyosun günü batırıyorsun orda.(ha bunları yaparken yanımda olmasını istediğim bi kişi var, etkiler mi bilmem etkilese bile konuşmazdık onunla susardık.)Tümünü Göster
2) suyun başına dikilir sudan yansıyan 'bana' bakardım. gidip bi bira alır gelirdim, bi sigara yakardım suya yaşadıklarımı anlatmadan, bi yazar gibi anlatırdım her şeyi. beni anlamasını umardım, suya söylediklerimi aslında söylemem gereken kişiye söylemeyi dilerdim. düşünürdüm sonra, su bile olduğum gibi yansıtmıyor beni; dalgalanıyor, yüzüm allak bullak şekilsiz bişey oluyor. ne kadar temiz, kirlenmemiş olduğu dikkatimi çekerdi, o suya bi isim takmaya çalışırım aklıma bişey gelmez. sonra 1-2 rüyamı anlatırdım suya, keşke gözleri olsaydı suyun, mimikleri olsun isterdim konuşmasını bende istemezdim çünkü bende sevmem konuşmayı içimden anlattım her şeyi ona, dudaklarım kıpırdamadı, arada bi iç çektim, birkaç nefeste sigara o kadar. suyun canlanıp bana sarılamayacağını anladığımda, o berrak, saf sudan bi avuç alırdım ve çarpardım yüzüme. sonra devam ederdim yoluma.
3) fincanın dışındaki işlemeleri bana halıları hatırlattı. küçükken şeritlerinde araba sürdüğüm halıları. ne güzeldi o günler, gerçek mutluluk o günlerimdeydi neyse fincan beyaz değil siyah kapkara, çok şaşırdım bi yandan da çok sevindim, en sevdiğim renkti siyah. ona yaklaşırken anlayamamıştım ne olduğunu geçerken vurarım gider demiştim ama kıyamadım aldım elime oturdum oraya öylece bakıyorum inceliyorum. kimin yapmış olduğunu merak ediyorum, neden siyah bi fincan yaptı acaba? sonra aklıma türk kahvesi ve sigara ikilisine bayıldığım geliyor aklıma, diyorum bu fincanı eve zütürsem, iyice yıkasam, sonra bi kahve yanına bi sigara ne iyi olurdu. ama kahve yapmayı beceremezdim, şekerli kahveyi daha çok severdim ama orta şekerli içmeye çalışırdım nedendir bilmem. türk kahvesini kim buldu acaba, ilk kim tattı o lezzeti? hep böyle güzel miydi bu kahve? hep fincanda mı içtiler onu? sonra cebime koyuyorum fincanı kafamda sorularla devam ediyorum yoluma.
4) fazla ilgimi çekmedi ama cebimdeki anahtarı andırdığı için aldım elime baktım. üstünde kale yazıyordu benimkinde de vardı o yazı, hatta tüm anahtarların yarısında canaş diğer yarısında kale yazıyor, anahtar üreten firmalar mı bunlar? hiç batmaz mı bu firmalar bebelik günlerimde bile bunlar vardı, evdeki eski anahtarlardan anlıyorum. sonra kendi anahtarımı çıkarıp bakıyorum aynı boydalar, dişleri farkı ama. tek başına buldum zaten anahtarı birine ait olabileceğini düşünmedim ama hangi evin kapısını açtığın merak ettim. önemliydi veya değildi sadece bilmek istiyordum ama buna imkan yoktu.
5) etrafıma bakardım diğer insanlara hepsi kaçışıyor ayı bana geliyor. arkadaşlarım geldi aklıma eskiden ayı diye dalga geçiyordu binler gelin amk görün ayıyı demek geldi içimden. acaba gücüm yeter mi diye düşündüm sonra birkaç haber geldi aklıma ayının parçaladığı adamlar falan, bir de turist ömerde oynayan ayı geldi ne kadar kötü olabilirdi ama ayıyı nasıl oynattıkları hakkında birkaç bişey duymuştum, işkenceden başka şey değildi.pandaların sevimliliği geldi aklıma, kutup ayılarının balık tutacak yetenekte olmaları, bal yiyen bi çizgi film karakteri vardı winy the poo muydu neydi ne kadar tatlı göbeğim vardı diyodu o masum şey geliyo aklıma, yoginin binlikleri var. düşünmem gereken bu değil taktiklerdi ve karar verdim kaçıyorum. bırakmıyor peşimi, köpek kovalamıştı zamanında ayı köpek kadar hızlı değil yavaş koşuyorum yorulmamak için. aklıma bi apartmana girip saklanmak geliyor ama taşlar görüyorum yerde irili ufaklı 2-3 tane aldım elime büyüklerden hani kitap gibi büyüksün allah dedim gelsin diye beklemeye başladım. taşın birini attım gelmedi diğerini attım gelmedi sonra kaçmaya başladım. arayı açmıştım ama aklımdan çıkmıyordu ayı saklanmak gelmiyordu içimden kafasını parçalamak geçiyo. bekliyorum bi çöpün yanında bi süpürge sapı buldum demirden dedim içimden bu sefer gibtim belanı ayı geldi bi tane taş vardı elimde onu attım gözüne geldi sendeledi biraz süpürgenin sapını kaptım beynine beynine vuruyorum çat çat çat çat. sonra kanlar içinde yığılıyo oraya öldü mü ölmedi mi bilmiyorum merakta etmiyorum. içime bi huzur doluyo, süpürgenin sapını çöpe atıp yavaş yavaş gidiyorum.
6) ulan küçükken hep geçmiştim böyle yerlerden korkmuştum bazılarında ama çoğu fos çıkmıştı. hep tehlikeli denilen yerlerden geçme derdi annem. bu yaşıma gelince bunların toplum dayatmaları olduğunu anlıyorum ve inadını yapma denilen şeyi yapıyorum ve atlıyorum duvardan. yok böyle bi güzellik. 3-4 katlı bi ev müstakil ama ahşap değil beton. yemyeşil bir bahçe kocaman, sağ tarafında ufacık bir havuz bebe havuzu gibi, havuzun az önünde 2 şezlong 2side dolu birinde bi kız çocuğu var diğerindeki kişiyi seçemiyorum, sol tarafta ufak bi köpek kulubesi, sonra burnuma gelen mis gibi bi koku ne kokusu olduğun bilmiyorum, bahçeyi çevreleyen duvarların dibinde binbir renk ayrı ayrı çiçekler, bahçenin en solunda köşede bir bahçıvan bahçe makası var elinde çiçeklerle uğraşıyor, evin kapısı açık tahtadan devasa boyutta bir kapı, kapıya bir 4-5 basamaklı bir merdivenden çıkıyorsun, kapının hemen önünde evin beyi gibi duran bir adam var elinde şampanya var, hep gülüyor ama tipinden pek haz etmiyorum bahçede şezlongların az önünde iki çocuk var biri kız biri erkek kız şipşirin kedi yavrusu gibi çok tatlı bişey, oğlan gözlüklü biraz çekingen gibi ama çok sevimli
uzun olmuş olabilir hocam artık ister yorumla ister yorumlama vakit geçirmek için yazdım. -
196.
0reserved
-
195.
+1kısa yazan düdük makarnaları o cümleleri uzatsınlar ve soruları birbirinden ayırsınlar.
müneccimle cinsel münasebette bulunmadım daha. -
194.
+1gadamTümünü Göster
çok zorluk yaşamışsın sen panpa. yokuş yani, daha noolsun. hep yokuşa sürülmüş işin. büyük bir sıkıntı, üzüntü ve her şeyden önemlisi bir konuda derin ve güçlü bir pişmanlık hissediyorsun. Aslında hiç ama hiç hak ettiği yerde olan biri değilsin. Senin okul yerine iş hayatında olduğunu zannediyorum çünkü pişmişsin. Gururunu kırmışlar çok fena. Her şey bambaşka olabilirdi diye düşünüyorsun şimdi. Oysa ki akıllı, çok duyarlı, vefalı ve hakikatli bir insansın. Ama yaşamın bu tarafı yüzünden melenkoliye kapılmışsın, büyük ihtimalle arabeske feci kaptırmış bile olabilirsin.
Gelecek kaygıların çok büyük. Yine de kafanı dağıtmaya, mutlu olmaya ve çevrendekileri mutlu etmeye çalışıyorsun. Lakin yakın çevrende de çok hüzünlü durumlar olduğunu sanıyorum. Tek bir derdin yok senin. Sevdiklerinin yükünü ve hüznünü de taşıyorsun empatin çok güçlü olduğu için. bu vahşi hayata ve vahşi insanlara karşı savunmasızsın. bazen insanların nasıl bu kadar kötü olduklarına inanamıyorsun, aklın almıyor.
aşka bakışın güzel. biliyorsun önemini. onu nasıl yaşayacağını ve hakkını vereceğini. hep yanında olması gerektiğini. senin yaşam enerjin için çok önemli aşk. sen ‘ilişki’ diye bakamazsın birlikteliğe. adam gibisi olmalı. canını bile verebilmelisin. ve o buna değmeli. her zaman, herşeyi onunla yapabilmelisin. ama inanmıyorsun. karşına hiç çıkmayacak ya da ebediyen ayrılacaksınız sanki. kötümsersin ve bunu aşman lazım. çünkü böyle düşünürsen karşına çıktığında onu göremezsin.
belki birini üzmüş olabilirsin geçmişte ve bunun pişmanlığını yaşıyor olabilirsin. sanki unutamadığın biri var ve herkeste onu görüyor da olabilirsin. kendine bu konuda şans tanıman lazım.
anahtarı parçalaman ‘bilgiyle’ ilgili bir pişmanlığın olduğunu söylüyor bana. öğrenmen gereken bir şeyi öğrenmemişsin sanki. belki yanlış mesleği seçtin, bir konuda tembellik ettin, bilmiyorum. anahtarı gömüyorsun. bu yanlışı unutup geçmeyi yeğliyorsun. ama unutmuyorsun da.
savaşçı değil ruhun. kimseye zarar vermeyi istemezsin. ne düşmanına, ne huurlara, ne de başkalarına. gerçekten çok iyi bir insansın.
bazen ölüme yaklaşıyorsun. her karanlığın sonunda ışık vardır panpa. bir an önce bu negatif ruh halinden kurtulmanı ve toparlanmanı diliyorum.
-
türk kızları cikse düşman değil olm
-
sokie işte hırslanıp hırslanıp buraya yazma
-
handsome truth ne haber brom
-
asyayı hiç terketmeyeydik
-
c31k
-
reyis alfa kral
-
kedi kestik çok vahşiyiz ow yea
-
axento belgeseli
-
31sporkulubu oe
-
gardaş bü dersane mersane ne diyür
-
reyis alfa baslik aciyor
-
onların lgbtci günaydın başlığı varsa bizim de
-
aga türkiyede zengin olmak harbi efso bişi la
-
akılı telefonun olmadıgı bı zaman sankı
-
cfrkn anayin amunda tilki gibi
-
erlikten ilişki tavsiyeleri
-
aslında kimse islama inanmıyor
-
karton toplamamız zoruna mı gitti kardaş
-
bu axento riyakas miymiş
-
geçen gün celal hocayla polemiğe girdik
-
yağmur duası tuttu allah senden razı olsun
-
ucan kedinin entryleri
-
alexandra stan görele konseri
-
zorbacan staj defteri
-
makatta yanma ve batma hangi hastalığın
-
eskıden internete foto atmak ve gercek
-
the fuckings
-
cccrammsteinccc bu foto sana kimiiı
-
internet bir köydür
-
sozlugun yarısı kamılın yan hesabı
- / 2