yemekteyiz hasan

@358 çılgın sedat sıtayla, faforimsin

@356 sağ olasın, devam aynen

hasan sen tam bir çılgınsın.

iyilik be dostum.

beğendiğim bi yazarsın severek okuyorum seni böyle devam edersn umarım

@353 saçlarımda ne var? korkma, uzat sen deriko.

@352 banyo falan yok kat'iyen, sağ ol

saçlarım böyle olucak diye uzatmaktan korkuyorum amk

şuanda banyodayız (:

yazılarıda güzel

15. sayfama hoş geldiniz yarakolar

http://i2.ytimg.com/vi/r-XsSSQyw4I/0.jpg

@346 zoruna mı gitti yarram?

sağ olun beyler, bu zor günümde yanımda oldunuz

panpanın nickaltını doldurun lan binler

çok kral adamdır

@315 ben de seni severim. add to faforis.

en sevdiğim yazarlardan, yemekteyiz hasan bu hafta eskişehirden bildiriyor

Angara'dan döndüm yarakolar

dıbına koycam ortalığın

yemekteyiz Hasan, casuslarını şövalye kılığına bürüyüp, düşman çadırlarına kadar sokmuştu. Bizim leventler içinde ispanyolca'yı ve başka kafir dillerini ana dili gibi konuşanlar çoktu. Hatta içlerinde on yıldan fazla ispanyol gemilerinde forsalık yapmış olanlar vardı. Bunlar vaziyeti hemen yemekteyiz Hasan'a bildirdiler. Oğulluğum, anladı ki, birşeyler yapılabilirse, bu gece yapılacaktır. Yoksa yarın sabah, iş yaman olur. Leventlerini ve gönüllülerini dağ yolundan geçirtip kafir ordugahının arkasına düştü. Ay, bulutların ardına gizlenmişti. Gece kapkaranlıktı. Yağmur başladı ve gittikçe şiddetlendi ve testiden boşalır gibi yağmaya başladı. Nihayet hava fırtınaya çevirdi. Bütün bu alametler, Cenab-ı Hakk'ın, biz mücahit kullarının yanında olduğunu gösteriyordu. Leventlerim, düşmanın burnunun ucuna kadar gelmişti. Fakat düşmanın gözü yalnız gece karanlığından ve fırtınadan dolayı kapalı değildi. Gözlerine Tanrı tarafından gaflet perdesi de çekilmişti. Sarhoş köpekler gibi, çadırlarında sızmışlardı. - gazavat-ı hayrettin paşa

sağlık olsun dıbınakoyim, ilk şoku atlattım. zütüncü felan olsaydık ne yapardık, bırak entryi nik altını komple kendimiz giderdik lan. onlara da yazık