1. 1.
    0
    Yine Shire’ın yeşilliklerinde oturmuş ot içiyordum. O’nu düşünüyordum. Gül’ümü.. Ne güzel kızdı. Geçen gün tarlabaşında sıkıştırıp ‘benim olacaksın lan. Seni kimseye yar etmem’ demiştim O da ‘ne diyon be salak’ deyip beni kolayca refüze edeceğini sanmıştı ama ben daha da ileri gidip dudaklarından öpmeye kalktım. Tam kafasından kavrayıp dudaklara yapışacaktım ki bu inat edip dudaklarını eşek büzüğü gibi yaptı, yetmedi dilini çıkarttı. Baktım inceden tiksiniyorum, salıverdim. Bu hemen ağlayarak kaçtı. ‘Seni babama söyleyecem pislik’ diye otların arasından kayboldu kodumun pikmesi. Benden de selam söyle diye bağırdım ama bi yandan da tırsıyordum. Çünkü biz hobbitler de namus önemliydi. Eğer bu yaptığımı gerçekten babasına anlatırsa derimi yüzebilirdi. Cigaradan derin bi nefes daha aldıktan sonra uzanıp gökyüzünü seyretmeye başladım. Kafam pilot..

    Derken yol kenarından sesler gelmeye başladı. Merak edip kafamı kaldırdım ama hobbit olduğum için uzun otlardan pek bi şey göremiyordum. Yola doğru iyice yaklaşıp baktığımda sesin kimden geldiğini daha net görebiliyordum artık. Frodo ve Büyücü Gandalf’tı bu.. Gandalf’ın kağnısında muhabbetin dibine vuruyorlardı. Bu büyücü her geldiğinde köyümüze uğursuzluk getiriyordu amk. Korkuyordum bi gün köyü yakacak diye. Ama muhtarla kanka olduğundan kimse bi şey söyleyemiyordu tabi. Bunlar beni farkedince ‘ooo hoş geldin Gandalf ne zamandır yüzünüze hasret kalmıştık yine torpil, kızkaçıran getirdin mi? Ulan saçın sakalın ağardı sen hala zevzeklik peşindesin zehehehehe’ diyerek kısa mesafeli esprilerle hem muhabbete katılmak hem de kağnısına binip bir iki torpil neyin aşırayım diyordum. Bu bana şöyle bi süzerek baktı ve piposundan 2 duman çekip yoluna devam etti. Frodo da beni görmezden geliyor tabi.. Yolun kenarında 15 saniye gib gibi kaldıktan sonra hiç bozuntuya vermeden geri döndüm, sonra tekrar yola geri dönüp ’akşama Bilbo’nun doğum günü partisinde görüşürüz Boz Gandalf !’ diye bağırıp laf vurdum buna. Sınavları veremeyince Ak Gandalf olamamıştı denyo..

    Akşam olmuş ve parti başlamıştı. Bizim yaşlı Bilbo sınırsız içki ve havai fişek gösterisiyle sonradan görme olduğunu bir kez daha göstermişti. Herkes deli gibi oynuyor, dans ediyordu. Bense bi kenarda Gülümü kesiyordum. Kıvrak dansıyla nasılda kıvırtıp beni benden alıyordu. O dans ettikçe ben biranın dibine vuruyordum. Sonra birden masaya Frodo muallaksi geldi. Hadi Sam, Gül’ü dansa kaldır ne duruyorsun dedi. ‘Ya bi sktirgit ben sanki halaydan başka oyun mu biliyorum amk’ deyip sert bir dille karşılık vererek gündüz ki olayın öcünü almak istemiştim. Ama bu çapsız cüce beni tuttuğu gibi Gül’ün üstüne fırlattı. Lavuk beni öyle bir fırlattı ki kendimi kızın degajında memelerini tutarken buldum. Tam bu bana bağıracakken birden gökyüzüne bakıp ‘Ejderheeeee’ diye bağırdı.
    - Ne ?
    - Ejderheeee !
    Ne diyon lan ne ejderhası demememle arkamı döndüm ve ne göreyim, yanan bir ejderha üzerimize doğru hamle yapıyordu. Ben o korkuyla ‘güç kalkanlarını devreye sokun laaaayyynn’ diye bağırdım. Birden herkes durup bana baktı. adamın. Gandalf’da dibinde. Yüzüğe çaktırmadan baktım hala boynunda asılı. Gittim yanına ‘olm her zaman şanslısın lan. Biz buraya gelecez diye anamız ağladı sense krallar gibi yatıyon amk’ dedim. Ve dışarı balkona çıktım. Manzarayı süzüp, acaba devlet buraya TOKi yapar mı diye düşündüm. Her çeşit insan buradaydı cücesi sivri kulaklısı, hobitti..
    ···
  1. 2.
    0
    peki
    ···
  2. 3.
    0
    tamam
    ···
  3. 4.
    0
    olur.
    inci sözlük hatası: entry metni girilmelidir.
    ···
  4. 5.
    0
    nasıl istersen
    ···
  5. 6.
    0
    reserved
    ···
  6. 7.
    0
    hmm...
    ···
  7. 8.
    0
    devam ederse degerlenir reserved
    ···
  8. 9.
    0
    Oldu o zaman
    ···