Beyler bi partın yarısını daha yazdım devamı gelmiyor 12 tane falan part attım gözlerim ağırmaya başladı gözlükler eskidi amk ciddiyim salın beni bugünlük

edit:Sohbet edelim ama soruları falan yazın cevaplarım

Eylül'ün ilk sabahından günaydınlar beyler. Çok sormuşsunuz söyliyim ben veterinerim çalıştığım yer küçük bir yerdi hane şu hayvanları aşı yapmak için getirdiğiniz yerlerde o aşıyı yapan kişiydim. Çalıştığım yerdeki adam yurt dışına gitti bende tek başıma bakamam fiyatları bile bilmiyorum deyince 3 ay yani tatil bitene kadar tanigimizin bakkalına bakıyorum olay bu. Ek olarak belirtiyorum bugün patron bakkalda hatta şuan ters ters bana bakıyor eğer uzun bir süre yazmazsam anlayın ki telefonu kaptırdık.

edit:1k entryi geçmiş vay be

Geldim beyler telefona elimi suremedim bugün part bile atmadım ne deseniz haklısınız ama amk işi yüzünden şu tatil bitsede kurtulsam gitsem asıl işime

Durağa doğru giderken lafa girdim
+Ben niye geliyorum velinmiyim amk
-Ya bende yalnız buluşmak istedim ama bi kız arkadaşıyla buluşacakmış ondan gelmek zorundasın
+Bi dakika sen diğer kızla konuşucağımı düşünmüyosun değil mi?
-Ben mi konuşayım amk ne bu namus kız yemez seni dedi. Beyler ben daha yeni Eylül şoku yemişim şimdi gidip başka kıza nasıl güleyim.
+Ben gelmiyorum Mehmet
-Hocami giberim seni kıza 2 kişi gelicez dedim şimdi yaptığın ayıp.
+Mehmet ben başka bir kızla buluşmak istemiyorum zaten aramız uçurum olurda görür falan bütün umutlar çöp olur.
-Eee ne yapıcaz o zaman
+Bilmiyorum ama başka bir fikir lazım dedim ve durakta düşünmeye başladık.

+Nerde buluşucaktınız
-Ataşehir'de
+Neyse amk gidelim o zaman dedim. Kadıköy'den başka yere gitmezdi buna güvenerek bindik gebze-hareme gittik tamirhaneye. Yolculuk boyunca mesajlaştı Mehmet ve müstakbel yengem olan Sena. Tamirhane'de inip başka bir arabaya bindik ordan bir kafeye girdik ve beklemeye başladık.

-Azcık gül kıza erken kalkarlarsa senden bilirim dedi
+Amk ya şu halimize bak
-Kardeşim senin planındı hem şu işi yapayım dile benden ne dilersen
+Bak bu lafı unutmam
-Şu iş olsun ben unutturmam zaten sana
+iyi bakalım dedim ve planları kurmaya başladım. Şimdi Mehmet benden büyüktü çevresi daha genisti her türlü bir işime yarardı. Benim yapmam gereken bir daha ki buluşmayı ayarlamaktı ben bunları düşünürken iki kız yanımıza oturdu daha doğrusu karşımıza.

-Hoşgeldiniz dedi Mehmet bende ona uyarak Hoşgeldiniz dedim. Tokalaşma faslı geçtikten sonra ne içelim sorusu masaya düştü.

-Ben kahve alayım dedi Sena
-Bende latte alayım dedi arkadaşı. Mehmet bana baktı ne istersin der gibi
+Çay dedim yalnızca. Başka bir içecek olabilirmi sizce çay varken? Garsonu çağırdı Mehmet
-1 latte 1 çay 2 kahve dedi
-Kahveler nasıl olsun efendim dedi garson
-Orta şekerli olsun 1 tanesi diğeri ise diyip Sena'ya baktı
-Bendimki de orta şekerli olsun dedi ve garson gitti. Biz ise sohbete başladık..

Sena ile Mehmet kendi sohbetlerine dalmışlar bizi unutmuşlar adeta. Dediğim gibi Sena Mehmet'e karşı boş değildi kesinlikle. Kız benim gibi suskun çıkınca biz 5 dakika kadar konuşmadık bunu fark edince Mehmet koluma vurdu. Mesajı alınca hemen sohbete girdim

+Adım hocami dedim elimi uzattım
-Bende Gizem dedi el sıkıştık. Gizem'i tarif edeyim size. Saçlarını sarıya boyamış 1.65 boyunda klagib Türk kızı. Kısacası gideri vardı.
+Nasılsın dedim samimi olmaya çalışıyordum amacım sohbetin uzun sürmesini sağlamaktı.
-iyiyim sen nasılsın dedi. Konuşması çok düzgündü beyler sadece 2 dakika konuşsanız bile bunu anlayabilirdiniz. Hangi üniversitede okuyosundan girdim ebesinin amından çıktım desem yeridir. Ağzım iyi laf yapıyordu biliyosunuz zaten. Neyse beyler kız avukatlık okuyormuş benden 1 yaş büyük.

1 saat kadar konuştuk Mehmet'e baktığımda Sena ile bizi dinliyordular.
+Neyi dinliyosunuz sizde konuşsanıza dedim
-Sizin sohbetinizi dinlemek daha zevkli ne çabuk anlaştınız dedi yenge hanım.
+insan tanımadığı birini bulunca anlatacağı çok şeyi oluyor dedim.
-Aynen öyle dedi Gizem beni onaylar şekilde.
-Neyse sizi bıraksak akşama kadar konuşursunuz ama zaman önemli ne yapalım şimdi dedi Mehmet ve öneriler masaya atılmaya başladı.

-Sinemaya gidelim yeni korku filmi çıkmış dedi Gizem
-Ben korkuyorum o filmlerden dedi yenge hanın.
+Bence go karta gidelim
-Aaa çok güzel olur dedi yenge hanım. Mehmet hemen hesabı istedi. Beraber ödeyelim dediysem de ödetmedi. Kafeden çıktık ve en yakın go kart mekanına yöneldik. Ben ve Mehmet arkada kaldık bir süre yürüdükten sonra

-Ulan hocami sana 1 iyilik borcum var unutma
+Bu kadar kolaymıydı yani
-Kıza baksana ağzı kulaklarında resmen dedi Sena'yı göstererek.
+O senin başarın hade kızın yanına git dedim ve Mehmet hızlanıp yenge hanımın yanına gitti..

Mehmet yenge hanımın yanına gidince Gizem yavaşlayıp benim gelmemi bekledi. Yanına gidince bana omuz attı. Ne yapıyo bu amk diye ters ters bakarken

-Şunlara baksana sence olurlar mı dedi Mehmet ve Sena'yı göstererek.
+Bence kesinlikle olucak bakışmalarından belli
-Oooo tecrübelisin galiba bu işlerde
+Hayır tecrübeli değilim tek bir sevgilim oldu
-Eee devam etmiyomusunuz dedi. içimden biraz küfür ettim. Ulan "oldu" diyorsam geçmiş zamandır dimi ne diye bunu soruyorsun.
+Etmiyoruz dedim soğuk bir ses tonuyla
-Özel bir nedeni yoksa neden ayrıldınız acaba dedi. Özel amk ilişkiler özeldir zaten sığır diye içimden geçirdim.
+Bu konuyu değiştirsek nasıl olur
-Hmm anladım unutamamışsın dedi gülerek. Sinirlendim beyler doğal olarak

+Konuyu kapatalım demiştim
-Konuşmak istiyorum hep senin istediğin olucak değil ya
+iyi git bu konuları başkasıyla konuş benim hoşuma gitmiyor.
-Seninde nazını hangi aptal kız çekti merak ettim dedi ve benim sigortalar attı.
+Aptal senin anan o zaman lafını geri al
-Ne diyosun be sen
+Lafını geri al diyorum
-Almıyorum geri falan gerizekalıya bak
+Ulan 1.65 boyun var egon 3 metre ağzına siçarım lafını geri al diye bağırdım. Mehmet ve Sena dönüp bize doğru geldiler.

-Hocami ne oluyor dedi Mehmet telaşlı bir sesle
+Eylül'e aptal dedi dedim sinirli bir ses tonuyla
-Gizem oluyor dedi Sena
-Ergen arkadaş aşk acısı çekiyor bir sey olduğu yok diyip gülmeye başladı ama nasıl gülüyor huur kahkahası atıyor bildiğiniz. Kıza el kalkmaz ben böyle gördüm böyle bilirim ama o an kendimi zor tuttum hane sıktım yumruğu vursam ölecek amk. Mehmetin kulağına eğilip

+Mehmet ben gidiyorum sen takıl yengeyle sonra gelirsin
-Ne oldu amk şimdi gibecem ya dedi
+Para lazım mı
-Lazım değil ama gibeyim kafanı
+Ben gibeyim bu nasıl kız amk
-Tamam konuşuruz gelince erken uyuma
+Tamam diyip yenge hanımın elini sıktım döndüm arkamı gidiyordum Gizem bağırdı
-Hocami bizde burdayız diyip güldü. Bu huurlar beni nerden buluyor diye kadere isyan edip Gizeme döndüm..

edit:5 dakikadır sözlüğe girmeye çalışıyorum amk gri ekran yemekten bıktım

Günaydın beyler, dün 3 part falan attım ama hiç fırsatım olmadı ondan dolayı. Hane bi tarafları kalktı gibi söylemler de bulunanları takmıyorum bile. Bu arada hayırlı cumalar namazınızı kılın.

Veterinerlik okuyacağımı bilindiği için lafı yapıştırdım.

+Önümüzde ki ay gel aşını yaparım sonra tokalaşırız diyip durağa gittim otobüse atlayıp eve geldim ve direk yatağ girdim. Gün içinde hareket ettiğimden değil insanların beni yormasından bitkin düşmüştüm. Akşam 10 gibi Mehmet beni uyandırdı.

-Hocami uyan amk
+Ne oldu
-Uyuma demiştim daha saat 10 nasıl uyuyosun bu saatte
+Ya dinleniyorum uyumadım
-Tabi tabi neyse kalk elini yüzünü yıka bize gel
+Tamam geliyorum 5 dakkaya
-Nur'u yollattırma bana
+Tamam dedik amk dedim ve gitti. Ben yatakta biraz esneme hareketleri yaptıktan sonra kalktım elimi yüzümü yıkayıp karşıya geçtim. Kapıyı Nur açtı

-Hoşgeldin hocami
+Nasılsın Nur
-iyiyim sen nasılsın
+Biraz sinirliyim ya
-Aaa ne oldu ki
+Anlatırım şimdi Mehmet'e bi bakayım diyip içeri girdim. Nur değişecekti, iyi bir insan olucaktı. Belki sevgilim olmiyacaktı ama iyi bir dostum olucaktı. Mehmet balkonda oturmuş sigara içiyordu bizde Nur'la yanına oturduk.

+Eee ne oldu anlat bakalım
-Nur sen biraZ gidermisin özel dedi. Nur tek kelime etmeden kalktı gitti. Bende Mehmet'in kulağına eğilip
+Ben bugün konuştum kendine çeki düzen vericek sende şans ver kıza
-Ne bileyim ya güvenmiyorum
+Ben güveniyorum çağırıyım mı kızı
-iyi çağır bari dedi ve Nur'a seslendim yanımıza gelmedi bende kalkıp kaldığı odaya yanına gittim. Kapı kapalıydı tıklayıp

+Gelebilirmiyim
-Gelme dedi ama sesinden ağladığı belliydi.
+Gelmek istiyorum
-Neden
+Ağlamanı istemiyorum dedim kapıyı açtı sarıldı hiçbişey demedim. Normalde sarılmasına izin vermezdim ama durum farklıydı.
-Hocami hayatımdan bıktım dedi
+Sen değişmeye karar vermedin mi bu ne böyle hemen pes ettin
-insanlar bana yardımcı olmuyor
+Tamam ben yardım edicem sana sen değişmeyi iste yeter
-Teşekkür ederim dedi gözlerini elinin tersiyle sildi ve balkona Mehmet'in yanına çıktık..

Mehmet Nur'a döndü
-Özür dilerim Nur dedi
-Önemli değil dedi buruk bir sesle. Ortamdaki salak saçma gergin ortamı dağıtmak için lafa girdim
+Eee anlat bakalım Mehmet bey neler oldu
-Hocami senden sonra Gizem gitti. Giderken de Sena ile tartıştı yol üstünde gibtir çektiler birbirlerine
+iyi oldu amk kaşarına
-Harbiden ne oldu lan orda tam olarak siz niye kavga ettiniz
+Ya özet olarak Eylül'e aptal dedi.
-Vay amk hak etmiş zaten sen giderken lafı soktun kıpkırmızı oldu dedi Mehmet. O sırada Nur kulağıma eğildi

-Mutfağa gelirmisin
+Şu konuşma bitsin Mehmet'i çok yalnız bıraktık
-Tamam dedi ve sohbete devam ettik.
+Ee bir sonraki randevu ne zaman
-Yarın işi varmış ondan sonraki gün buluşucaz
+Hayırlısı olsun kardeşim dedim. Yarım saat kadar sonhbet ettik sonra Nur aklıma geldi

+Nur bana bi su verirmisin dedim kalktım ayağa
-Sen otur getirir dedi Mehmet
+Gideyim içeyim orda
-Sen bilirsin dedi ve Nur'la mutfağa gittik.
+Ne oldu Nur
-Hocami geçen gün sahilde Eylül'ün yanında yaptıklarım için özür dilemedim senden, özür dilerim dedi. Hayatımı gibtin Nur ne özürü demek istesem de
+Önemi yok dedim yalnızca. Ayak üstü biraz konuşup balkona geçtik.

-Ne yapıcaz amk şimdi dedi Mehmet
+Ne yapalım dedim.
-Dışarı çıkalım dedi Nur.
-Hava güzel değil ki dedi Mehmet. Nur'un suratı düştü. Ne desem yanlış oluyor amk havasındaydı. Olaya hemen el attım.
+Bence çıkalım biraz dolaşırız dedim.
-iyi o zaman çıkalım dedi ve ben eve gittim üstümü değişip Mehmet'lere geçtim. Anahtarı bulamıyolar amk 15 dakika anahtar aradılar en sonunda balkonda yerde buldular. Mehmet'in annesi ve babası memlekete gitmişlerdi. Yani ev Nur ve Mehmet'e kalmıştı.

Dışarı çıkınca da aynı soru soruldu
-Ne yapıcaz şimdi amk dedi Mehmet
+Yürü işte nefesin açılır dedim.
-Sahile geçelim bira falanda alırız dedi Nur
-Hava soğuk hasta oluruz
+Herkes kalın giyinmiş bişey olmaz gidelim dedim. Oy fazlalığıyla sahile geçtik..

Biralarımızı alıp bir kayanın üzerine oturduk. Herkes efkarlı, herkesin bir derdi var. Beyler belki görürüm diye etrafıma bakınıp durdum ama görmedim Eylül'ü. O gün herkes derdini anlattı. Ben Eylül'ü anlattım, Mehmet Sena'yı, Nur ise hayatından şikayetçi oldu. Ondan sonraki 2 hafta boyunca sınavlar açıklandı ve tercihleri yapmayla uğraştık. Tercihlerimi yaptıktan sonra aklım Eylül'ün puanı ve tercihlerine takıldı. Evlerinin çevresinde dolaştım, sahilde ki yerimize gittim sürekli ama yoktu beyler. En son babamın yanına gittim.

+Baba nasılsın
-iyiyim aslanım sen nasılsın
+iyiyim baba şey diyecektim
-Ne oldu söyle
+Eylül tercihlerini nereye yapmış biliyomusun dedim. Beyler babalarımız tanışma gününden beri hep buluşuyorlar. Biz ayrıldığımızda bile sohbetlerine devam ettiler.
-Bilmiyorum ama istediği yeri kazanmış öğretmenlik sanırım.
+Evet öyle teşekkür ederim baba diyip odama geçtim. Gidicektim beyler bu şehirden bu evden ve Eylül'ü bir daha belki de göremiyecektim.

Zaman hızla akıyordu ve Eylül'ün doğum günü yaklaşıyordu. Bende istanbul'da bir yurta kaydımı yaptırmıştım. Üniversite için gerekli olan herşey tamamdı ancak gitme zamanım yaklaştıkça Eylül'ü daha da bir düşünmeye başladım. Doğum günü hediyesi hazırlamamıştım ama 1 hafta sonra doğum günüydü. 1 hafta boyunca Eylül'ü görebileceğim yerlere baktım bulamadım. Doğum gününde bizim yerimize gittim oturdum. Kendimi çok yalnız hissediyordum.

Bizim tayfada tatilden dönmüştü. Tarık pgiboloji okuyacaktı. Kaan ve Cihan bilgisayar mühendisliği. Bartu ise bir taku kazanamadı. Daha doğrusu istediği yeri kazanamadı tercih yapmadı bundan dolayı. Tayfa ile sahilde buluştuk.

-Hocami bugün Eylül'ün doğum günü değilmi dedi tarık
+Evet öyle dedim
-Ne diye bizlesin amk belki bir daha göremiyeceksin birbirinizi gitsene kızın yanına
+Söz verdim kendime olmaz dedim.
-inadını gibeyim gibtir git kızın yanına
+Nerde olduğunu bilmiyorum
-Ara o zaman
+Açmaz telefonu
-Numarayı söyle dedi telefonunu çıkartarak..

Beyler anneannem bi yerden düşmüş rize'de tek kalıyodu. 70 yaşını devirmis kadın buraya getiricem. komşular falan ilgileniyo ancak ben bugün ilk ucakla gidicem not defterine depolarım o sırada atarım bi dua edin beyler anneanneme bişey olmasın

Beyler hikaye başından beri küfür edenlere göz yumdum ama olay anneannem ve durum kritik. Hastanede kalıyor şuan kadın istanbul'a dönmemize bile izin vermiyor doktorlar. Dedemden bana kalan tek şey belkide anneannem durum farkına varın adam olun lan!

"HiKAYE YARIM KALMIYACAKTIR ACiL BiR DURUM ÇIKTI BENDE iZiN ALDIM VARSAYIN"

Sinirden söylemeyi unutuyordum günaydın beyler.

Partları biriktiriyorum hastanede fazla zamanım olmuyor gün içinde ama geceleri 3-5 part yazıyorum hepsini istanbula gelince bir anda atıcam ne zaman geliriz bilmiyorum ama fazla sürmez dua edin beyler bu arada sözlüğe bakamıyorum internetim yok denecek kadar az mesanlara ve entrylere sonra tek tek cevap vericem. Sabrınızdan dolayı teşekkür ederim saygılar..

Ne yapmaya çalıştığını bilmiyordum ama numarayı verdim zaten ezberimdeydi. Aradı uzun uzun çaldı en sonunda açtı. O masum sesiyle
-Alo dedi.
Aramaya cevap verince telefonu bana attı. O anın heycanıyla

+Alo diyebildim yalnızca
-Hocami senmisin
+Evet dedim titreyen sesimle
-Ne oldu niye aradın dedi
+Doğum günün kutlu olsun diyebildim yalnızca oysa aklımdan roman olacak cümleler geçiriyordum. Boğazımda kelimeler düğümlendi adeta.
-Teşekkür ederim başka bir şey söylicekmisin dedi. Tabii söyliyim ama konuşamıyorum ki o anın heycanıyla.
+Nerdesin
-Neden sordun
+Hediyeni vermek için dedim ama ortada hediye bile yok beyler. Belki son kez görürüm umuduyla söylenmiş bir yalandı.
-Evdeyim mesaj atarsan aşağı inerim dedi
+Tamam diyip telefonu kapattım.

Bizimkiler heycanla bana bakıyor bartu lafa girdi
-Lan sen hediye almamıştın ne tak yiceksin
+Bilmiyorum amk ne tak yiyecem harbi
-Hallederiz hediye tek derdin olsun dedi cihan
+Ne yapıyoruz çabuk bi plan yapalım dedim ve plan yapmaya başladık. Kimisi evinin önünü yakalım diyo kimisi şarkı söyleyelim diyor ama aralarında öyle bir fikir vardıki "beni yapıcaksınız ulan" diye bağırıyordu.

Tayfayla ortaya para koyduk ve albüm aldık ama albüm çok daşşaklı sadece albümü versek içine fotoğraf koymadan bile hediye niteliği taşır. Albümü halledince sırada fotoğraflar kalıdı. Bir fotoğrafçıya gittik
+Abi bizim fotoğraf çıkarmamız lazım diyip çıkarılacak fotoğrafları gösterdim.
-Sıra var yarın gelin alın dedi ve kaan ortaya atladı ve yeteneklerini sergiledi.
-Abi bak bu çocuk sevgilisinden ayrıldı bugün doğum günü kızın eğer bu hediyeyi yetistiremezsek bir aşkı bitirirsin
-Zaten bitmedimi
+Abi bi umut var dedim üzgün ve acınası bir ifade takınarak..

Not:Günaydın beyler anneannem taburcu oldu istanbul'a döndük dün gece bu sabah yazdığım partlara baktım hepsi leş gibi düzgün kafayla yazılmadıkları belliydi neyse partları düzenleyip atıcam mümkün oldukça seri olucam çok beklettiğim için kusura bakmayın.

Adam bana acıyarak baktı ve
-Tamam gelin 1 saat sonra alırsınız dedi. Biz güle oynaya dükkandan çıktık 1 saatimiz vardı ne yapalım sorusu yine beyinleri kurcalıyordu.
+Beyler gelin Tekken'e gidelim
-Yok be oğlum hiç havamda değilim şurda bi yere oturalım 1 saat hemen geçer zaten dedi bartu. Öyle diyince bende hak verdim. Bi kafeye oturduk çayları söyledik beklemeye başladık. Klagib daşşak kokan sohbetleri yaptıktan sonra 1 saatin sonuna gelmiştik. Hesabı ödeyip fotoğrafçıya gittik. Hesap dediğimde 1 saat boyunca herkes ikişer tane çay içmişti.

Fotoğrafçıya gittiğimizde
-Geçin oturun 5 dakikaya herşey hazır olur dedi. Bizde ordaki sandalyelere yerleştik. Beklemeye başladık ortaya para koyduk ve 5 dakika sonunda adamın sesi tekrar çıktı.
-Gelin gençler
+Saol abi sen olmasan ne yapardık
-Önemli değil dedi ve ücreti söyledi kaç lira söyledi tam hatırlamıyorum ama ucu ucuna yetmişti paramız. Bir banka gidip resimleri yerleştirmeye başladık. Kronolojik sıra ile yerleştiriyorduk. Resimleri hallettikten sonra bizimkilere teşekkür edip Eylül'ün evinin yolunu tuttum.

Hiçbir yol o kadar heycanlı geçmedi beyler nefes almakta güçlük çekiyordum desem yeridir. Binanın önüne geldiğimde Eylül'ü aradım uzun uzun çaldı en sonunda açtı
+Eylül ben aşağıdayım
-Aaa ben arkadaşlarla dışarı çıktım ama unutmuşum dedi ama sesinden bilerek pisliklik yaptığı belliydi. Sinirden gözlerim doldu hiçbirşey demeden telefonu kapattım hediyeyi yanıma alıp eve çıktım. Sinir ve kandırılma hissi yüzünden delirmiştim ama şimdi sakin olmalıydım annesi ya da babası birazdan kapıyı açıcaktı. Beyler şu işe bakın siz bütün gün hediye için uğraşın cebinizde eve dönecek paranız kalmasın hepsi hediyeye harcansın ama hanımefendi benle daşşak geçsin ben delirmiyim de kim delirsin. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım olabildiğince gülümsedim ve kapının açılmasını bekledim. Ayak sesleri yaklaştıkça heycanlanıyordum her ayak sesi beynimde yankılanıyordu ve kapı açıldı..

Karşımda Eylül duruyordu yüzümdeki gülümseme bir anda nefrete dönüştü.
-Hocami dedi kekeleyerek. Hiçbir şey demedim gülümsedim yalnızca hediyeyi önüne atıp binadan çıktım. Hediye zaten kronolojik bir sıra ile sıralandığı için bir "elveda" niteliği taşıyordu. Sinirden koşmaya başladım önüme gelen insanlara çarpıyor kimseyi umursamiyordum. Koştukça sakinleştim yorulduğumu hissettiğimde bir banka oturdum. Telefonum titremeye başladı cebimden çıkartıp baktığımda arayanın Eylül olduğunu gördüm cevap vermedim. Arama bittikten sonra telefona baktım 6 cevapsız arama 3 mesaj. Tahmin ettiğiniz gibi hepsi Eylül'den. Mesajlara baktım

-Hocami telefonu aç
-Hocami lütfen acarmisin
-Hocami özür dilerim yazmıştı. Haklı bir konumda iken haksız konumuna düşmüştü bana yalan söyleyerek ama bir daha aradığında açıcaktım telefonu. Dinlemediğim için zamanında çok sürünmüştüm. 10 dakika kadar oturdum bankta baktım arıyacağı yok bende yürümeye başladım. Eve kadar yürüyeceğimi bildiğim için fazla kendimi yormuyordum çünkü yol uzundu. En sonunda telefonum çaldı heycanla telefona baktım ama arayan Eylül değil Cihan'dı üzülmüştüm açıkçası ama telefonu düzgün bir ses tonuyla açtım.

+Efendim kanka
-Hocami babamın arabayı aldım dolaşıyoruz nerdesin alıyim seni. Durumu bildiğiniz için bu teklif çölde bulunmuş su gibi birşeydi.
+X ilkokulunun ilerisindeyim
-Ne işin var orda amk
+Param yoktu eve gidiyordum
-Kafanı gibeyim bekle orda geliyoruz dedi ve kapattı. Çok üzgündüm bizimkilerden yol parası alıp sahile bırakmalarını isteyecektim. Gülüp eğlenecek havam yoktu. 10 dakika sonra cihan geldi arabayı üzerime sürüyor amk saykosu. Geleneksek Türk şakasını yaptıktan sonra arabaya bindim.

+Tarık nerde
-O gelmedi bi işi varmış dedi bartu
+Ne işi olucak amk
-Bilmem belki yengenin yanına gitmiştir
+Aynen olabilir
-Eee hocami seni nereye bırakalım
+Beni sahile bırakın birde dönüş için para verinde karta para atayım 5 kuruş kalmadı kartta dedim. Birbirimizden para isterken kimse çekinmiyordu çünkü o paranın her türlü geri dönüceğini biliyorduk. Beni sahilde bıraktılar görüşürüz faslından sonra karta para yüklemeye gittim sonra ise bizim bankımıza yürüdüm..

edit: işteyim ama part atmaya calisicam uzun zamandır dükkanda yoktum duye tak zütürüyor temizlik yapıcaz amk

Bira alıcak para yoktu ki cebimde gidip biramı alıp içeyim. Boş boş denizi izledim uzunca bir süre orda oturdum zütümü hissetmiyordum desem yeridir. Bi ara yoksa züt kanserimi oldum amk gibi saçma bir düşünceye bile kapıldım. Akşam 8 civarı birisi yanıma oturdu dönüp bakmadım bile. Belli bir süre sonra bana 1 şişe bira uzattı. Kafamı kaldırdığımda Eylül'ü gördüm. istifimi bozmadan birayı aldım ve içmeye başladım. Eylül'ün elinde de bira vardı yavaş yavaş içiyor ama konuşmuyorduk. 15 dakika kadar konuşmadık sessizliği bozan Eylül oldu.

-Hocami daha ne kadar acı çekicez
+Bunu senin sorma hakkın yok
-Haklısın sana yalan söylememeliydim ama seni görünce bütün acıları yeniden yaşıyacak gibi hissediyorum.
+O zaman burda ne işin var
-içmeye gelmiştim yalnız olmayı planlıyodum
+Tamam başka yerde de içebilirsin
-Olmaz burası çok özel benim için
+Benim içinde öyle dedim ve 5 dakika kadar yine kimse konuşmadı.

-Hocami ben Ankara'ya gidiyorum dedi. içimden ağlamaya başladım beyler.
+iyi yolun açık olsun dedim sakin bir ses tonuyla
-Sen nereye gidiceksin
+Biliyorsun zaten
-istanbul yazdım bende ama tutmadı
+Boşver ne yapıcaksın Istanbul'da
-Seni görürdüm belki
+Daha demin unutmaya çalışıyorum demeye çalışan kızmı bunu diyor dedim. Sustu birşey diyemedi ama sarıldı. Tepki vermedim ama sarılmasına izin verdim. Özlemiştim beyler çok özlemiştim onun sarılması bile iyi geliyordu.

-Hocami söz takalım dedi kafasını göğsüme dayayarak. Şok olmuştum beyler ne diyeceğimi nasıl tepki vereceğimi kestiremedim.
+Sevgili olan insanlar söz takar
-Tamam o zaman zaman sevgili olalım dedi ve gözlerini bana dikti bir cevap bekliyordu..

Hayatımda ki en aptalca karardı belki ama
+Eylül bana cevabını vermediğin onlarca soru var aklımda eskiden bunların üstünü örtebiliyordum ama artık olmuyor kusura bakma şunuda ekliyim seni seviyorum dedim ve kalktım gittim. Bana kızacak olanlara söylüyorum "benim yerimde olsanız ne yapardınız". Arkamdan gelmedi bende arkama dönmedim. Koç burcuydum Rize'liydim yani inat ederek ölebilirdim gerçi bunda inat yok ama durumun farkındasiniz zaten. Durağa doğru yürümeye başladım telefonum çaldı arayan Eylül'dü. Açsammı açmasammı diye çok tereddüt etsemde sonra pişman olmamak için açtım.

-Hocami geri dön istediğini sor cevaplayamazsam kalkıp gidersin hatta ben giderim
+Eylül yoruldum gerçekten yoruldum ben bu kovalamadan
-Bu kadar mı yani
+Evet bu kadar
-Yazıklar olsun sana diyip telefonu kapattı. Duyduğum son cümlesi "yazıklar olsun sana" oldu. Haklı olan bendim kim ne derse desin o gün o gece haklı olan tek kişi bendim. Eve gittiğimde ölü gibiydim soğuk suyun altına girdim ancak öyle kendime geldim. Bira sarhoş etmedi beyler beni Eylül bu hale getirdi.

Duştan çıktıktan sonra babam yanına çağırdı
-Hocami bi gelsene
+Efendim baba
-Eylül nerde
+Sahildeydi en son
-Eve gitmemiş git bul kızı dedi. Haydaaa şu kadere bak amk.
+Baba daha yeni duştan çıktım hasta olurum
-Arabayı al o zaman o kızı bulup eve zütür ayrılmanız umrumda deil dedi. Arabayı duyunca işime gelmişti
+Tamam baba diyip üstümü giyindim hemen babamdan anahtarları alıp arabaya atladım. Daha mahlleden çıkmadan babam aradı

+Efendim baba
-Arabayı vurursan eve gelme
+Tamam baba merak etme
-He he hep öyle derler dedi kapattı. Babam ciddiydi bundan dolayı bende ciddi bir şekilde davranıyordum. ilk durağım sahil oldu ve yanılmadım bankta tek başına oturuyordu yanına yaklaştım ve korna çaldım..

edit: 5 part attım yol yorgunuyum zaten bugün işte iyi bi gibildim temizlik yaparken yatıcam birazdan ama yarın devam edicem eskisi gibi işte beyler geri döndüm

Kafasını çevirip bakmadı bile bir daha çaldım kornayı ama yine bakmadı. Arabadan inmem gerekiyordu mecburen. Yeni duş aldığım için üşüyerek Eylül'ün yanına gittim.
+Eylül baban seni merak etmiş dedim. Tek kelime etmedi.
+Eylül hade kalk evine bırakıcam dedim yine tek kelime etmedi. Ağzını bıçak açmıyordu demek çok doğru olurdu. Yanına oturdum ben de konuşmadım 10 dakika sonra babam mesaj attı.
-Eylül'ü buldun mu dedi. Mesajı olduğu gibi Eylül'e gösterdim. Belki inanmamıştır diye. Mesajı okudu gözlerini devirdi tek kelime etmedi. Bende babama cevap yazdım
+Buldum baba yanımda şuan.

20 dakika konuşmadım belki kendisi bir şey der diye ama yok beyler harbi tek kelime etmedi. En son çare olarak kalktım Eylül'ü kucağıma aldım. Kucağıma aldım derken hane yeni evli çiftler yapar ya damat gelini kollarına alır öyle yani aklınız fikriniz cikste olduğu için bir açıklıyım dedim. Arabaya doğru giderken biraz vurdu bana ama bişey demedim. Zaten şamar oğlanı olmuştum Eylül yüzünden. Arabanın kapısını açmak için yere indirdim ama bir kolumla tutuyordum. Kapıyı açıtiğimda kendisi içeri geçti. Bende direksiyon başına geçtim Eylül'ün evine sürmeye başladım.

Aynadan arada Eylül'e bakıyordum ama yüz ifadesi hiç değişmiyordu. Konuşmayacağını anlamıştım bende hiçbir şey demedim. Evlerinin önüne gelince durdum. inmesini bekledim ama inmedi. Arkama baktım geldik der gibi ama beni takmıyordu bile. inip kapıyı açsam hade gibtir git demiş gibi olurum diye açmadım bekledim sadece. Gitmek istemiyordu, bende bırakmak istemiyordum ama artık zordu be beyler. 5 dakika boş boş oturduk sonra kendisi indi. Camdam kafamı çıkartıp iyi geceler dedim ve eve sürdüm. Onun bu hareketleri benim pişman olmam yönünde olduğunu bildiğim için artık yemiyecektim bu tuzağı.

Mahalleye girdiğim de babam aradı.
-Bakkala git kola cips al
+Neden misafir mi var
-Canım çekti misafir yok
+Tamam diyip bakkala yöneldim. Kola cips alıp eve geri döndüm. Arabayı park ettikten sonra eve çıktım..

Babamın istediklerini anahtarla birlikte verip odama geçtim. Muhteşem bir yorgunluk vardı üzerimde direk yastığa başımı koyup uyudum ama rüyamda hep Eylül'ü gördüm. Kötü rüyalar gördüm sabah kan ter içinde uyandım. Ertesi gün annemi aradım
+Alo anne
-Efendim oglum
+Ben teyzeme gidicem okul açılmasına az kaldi zaten orda kalicam
-Nerden çıktı bu şimdi akşam konuşuruz
+Tamam diyip kapattım. O gün akşama kadar boş boş dolaştım. Bi ara Nur aradı yanıma gelmek istedi ama müsait olmadığımı söyledim. Aklım hep Eylül'deydi. Sevdiğini ve sevildiğini bilip kavuşamamak 10 kat daha acı veriyordu.

Akşama kadar sahilde dolaştım, sevgili olanlara bakıp iç çektim. Akşam olunca eve gittim ve bizimkilerin yanına oturdum.
+Baba ben teyzemlere gitmek istiyorum
-Nerden çıktı şimdi
+Zaten okullara az kaldı gidiyim tatil yapmış olurum
-Burda çalışıyorsun sankide tatil yaparım diyosun
+Orası öyle de istanbul'a gitmek istiyorum
-Neden Eylül yüzünden mi dedi ve iyi bir gol yedim bişey diyemedim utancimdan ama annem yardıma koştu.
-Teyzeni ara müsaitse git oğlum
+Tamam anne diyip teyzemi aradim.

+Alo teyze
-Efendim paşam
+Size gelebilirmiyim okul acilana kadar sizde kalsam olurmu
-Gel oğlum bu nasıl soru atla gel hemen
+Yarın gelirim teyze diyip telefonu kapattım. Bizimkilerin yanına gittim
+Yarın gidiyorum ben diyip odama geçtim. Evden ayrılmak zor biseydi. Yıllardır bulunduğun evi yarın terk ediceksin bilincinde olmak zordu. O gün gözüme 1 gran uyuku girmedi evin içinde döndüm durdum balkona çıktım saat 3 gibi. Dertlo dertli iç çekiyordum babam yanıma geldi. Gece gecw korkmuştum amk.

-Paraya ihtiyacın olunca ararsan sadece para yollamam dedi güldük ikimizde.
+Merak etme baba her olayda ararım seni
-Hade bakalım inşallah dedi. Kimse bişey demedi 5 dakika sonra sessizliği bozan ben oldum.
+Baba ben yatmaya gidiyorum
-Uyuyabilicekmisin
+Deniyecem diyip kalktım. Başımı yastığa koydum ama uyuyamadim sağa dönüyorum sola dönüyorum derken sabah oldu ve ben 1 dakika uyumadım..