-
76.
+3Eve gidene kadar birkaç kere araba sıyırdı geçti lan. Yok arkadaş, bu normal bir şansız gün değil. işin ucunun hayaletlere bağlanacağı hissini içimden atamıyorum. Sonunda eve geldik.Tümünü Göster
Mert-"Ben geri okula geçiyorum. Sen de kendine dikkat et."
b-"Kanka, gerçekten teşekkürler. Bu iyiliğini unutmayacağım."
Mert-"Önemli değil kanka. Görüşürüz." dedi ve gitti. Ben de anahtarı deliğe soktum ve... Anahtar içinde kırıldı... YETER LAN! YETER. KiMiN YAPTIĞINI BULURSAM ÖLÜMDEN ÖLÜM BEĞENSiN.
2 saat sonra abim geldi.
Abi-"Burada ne işin var lan? Ne dikeliyon kapıda? Bu halin ne lan?"
b-"Anahtar kırıldı, kırık parçası içeride kaldı."
Abi-"Hay senin elinin ayarını... Gidip çilingiri çağırsaydın ya."
b-"Abi, ben bir yere kımıldamak istemiyorum. Bugün başıma gelmeyen kalmadı. Şu halime bak! Rezil rüsva oldum okulda. Pantalonum yırtıldı, üstüm başım çamur içinde... "
Abi-"iyi iyi bahaneni gibeyim. Ben getiririm çilingiri." dedi ve aşağı indi. BAHANE NE BEYNiNi gibTiĞiM. LAN KÜFÜR ETMEYEN BEN KÜFÜRDEN MANi YAZACAM YETER LAN! MEDiNE DiLENCiSiNE DÖNMÜŞÜM HALA BAHANE DiYOR! Ben hiç yerimden kımıldamıyorum bile. Merdivende oturdum. Birden üzerime su döküldü.
Komşu-"Pardon Bir Bine, merdivenleri silecektim de seni görmedim." Lan önünde dağ gibi duruyorum, nasıl görmedin? Çıldıracağım. Sakin kalmam lazım. Abim de geldi çilingirle:
Abi-"Bu kapı abi." dedi ve çilingir de kapıyı yapmaya başladı. Kapı açılır açılmaz içeri koştum. Yeter, dışarıda durmak istemiyorum. Hemen banyoya girdim. Şofbeni açmaya çalıştım... Ama açılmıyor. Açılmıyor. Neden açılmıyor? SOĞUK SUYLA DA OLSA DUŞUMU ALACAĞIM LAN. Saçımı sabunladım ve tam suyu saçıma tutacaktım ki sular kesildi. Bu klişeyi yaşamak zorunda mıydım? Mecburen havluyla saçımı kuruladım. Şampuanlı bir şekilde. Odaya doğru giderken bir ayna var. Aynada kendime baktım. Berbat gözüküyorum.
b-"Cehase. Artık gel." Üzerimde uğursuzluk var. Bu uğursuzluktan nasıl kurtulurum ki? internetten araştırmam lazım... Olmaz, bilgisayar bozulursa abim beni yaşatmaz. Kitabım var. Zamanında hayaletlerle ilgili aldığım bir kitapta bu uğursuzluktan falan bahsediyordu. Onu okuyayım bari. Kitabı açtım ve sayfaları birbirine yapışmış. Neden lan? Tamam, artık %1000 eminim. Bunun hayaletlerle bir ilgisi var. Cehase'nin gelmesi lazım. Kitap yırtıldı. Anasını... Kitaptan görebildiğim kadarına baktım.
"4 yapraklı yonca uğursuzlukları zütürür, uğur getirir." Kitabın bu yazılı olduğu sayfayı okuyabildim sadece. Tamam, denemeye değer. Dışarı çıktım, ve yonca aramaya başladım. -
-
1.
+3Çıkma çarpılırsın. Gusül al tüm dertlerinden kurtul
-
1.
-
77.
+3Sınav bitti ve ben boş kağıt verdim. Operacı pekekent de huzura kavuştu. inşallah cehenneme gitmiştir.
Fenci-"Bir Bine. Soruları anlatmama rağmen bana boş kağıt verdin. Dersi dinlemiyor musun sen?" Şimdi buna nasıl açıklama yaparsınız? Doğal olarak, ben de sessiz kaldım.
Fenci-"Yarın velini çağır gelsin." HAYIIRR! BABAM BU SEFER BENi ÖLDÜRMEZSE HiÇBiR ZAMAN ÖLDÜRMEZ.
b-"Nasıl isterseniz." dedim ve boynum eğik bir biçimde sırama oturdum.
Mert-"Bugün kendin gibi değilsin."
b-"Ben kendim gibiyim. Bugün bütün felaketler beni buluyor. Mert, eğer bugün olürsem, Bilgisayarım-E:\- Windows - System 32 yi sil."
Mert-"Windows'u E ye mi kurdun?"
b-"Hayır." ... (Bunu anlamazsanız harakiri çekmeyi planlıyorum.)
Mert-"Anladım kanka. O gün geldiğinde sana karşı olan son vazifemi yerine getireceğim. Ama o günün bugün olduğunu sanmıyorum."
b-"Üstüm başım çamur içinde, sınavda kulağım birden tıkandı hocanın ne dediğini anlamadım ve boş kağıt verdim, sabah uyandığımda yatağım kırıldı. Daha ne olabilir ki demeye korkuyorum. Sence ben bugün yaşar mıyım?"
Mert-"Sadece şansız bir günündesin kanka. Arada ben de şansız günümde oluyorum." Birden sıra öne doğru düştü. Meryem de o arada orada yürüyormuş ve ben de Meryem'in üzerine düştüm. Bir süre toparlanmaya çalıştım. O arada Meryem:
Meryem-"NE YAPIYORSUN SEN YA?"
b-"Yanlışlıkla kaydım düştüm. Ne bağırıyon?" Arkama baktım ve sıramın ayağı kırılmış. SIRAMIN AYAĞI KIRILMIŞ LAN! ÇILDIRACAM AMK. Ayağa kalktım.
b-"Yok bu böyle olmayacak. Ben eve gidiyorum. Zaten bugün yok yazılmıştım. Bu saçma gün bitene kadar da geri dönmem." dedim ve çantamı alıp koşmaya başladım. O arada pantolonum sıranın askılık çıkıntısına takıldı ve yırtıldı. Donum ile beraber tüm sınıfın önünde kaldım. Sınıf gülmeye başladı. Mert hemen kalktı ve ceketini belime sardı.
Mert-"NE GÜLÜYORSUNUZ LAN! pekekentLER. Ben de seninle geleyim." Ağlayacak gibiyim.
b-"Gelmene gerek yok. Yok yazılma boş yere."
Mert-"Daha devamsızlığım yok. ilk olacak bu. Hadi gidelim."
b-"Teşekkürler." dedim ve ikimiz de evime doğru gitmeye başladık. -
-
1.
+1Windows E ney. Ben bilmiyorum panpa, aff@
-
-
1.
0Pnp espri çok inceydi. Kimse anlamamış zaten :D Kısaca gizli videoları olan klasörünü silmesini istiyor. Gizli videoları anladın ( ͡° ͜ʖ ͡°)
-
1.
-
1.
-
78.
+3Dagaar-"Bir Bine. Arkadaşın güvende." dedi ve kafesini kırdı. Cehase de bana doğru uçmaya başladı.
b-"YANIMA GELME. EVE GiT VE BENi BEKLE." Eğer yanıma yaklaşırsa yine Nilay yakalayabilir.
Cehase-"Nasıl isterseniz." dedi ve eve doğru uçmaya başladı.
Dagaar-"Artık onların nasıl biri olduğunu biliyorsun."
Nilay-"Bir Bine'nin aklını çelemezsin. Gerekirse kuralları çiğner ve bir milenyum olan seni öldürürüm."
Dagaar-"Hahahaha. Bir cadı bir milenyuma dokunamaz. Sen sadece 20 yaşındasın. Bir Bine'ye boş güveninden bahsediyorsun ama senin de boş bir güvenin var cadı."
Nilay-"BANA CADI DiYiP DURMA!"
b-"Sana asla katılmayacağım. Arkadaşım... Cehase... BUNCA ZAMAN ONU HAPSETMEYE NASIL CÜRRET EDERSiN!"
Dagaar-"Artık neden bana katılman gerektiğini biliyorsun Bir Bine. O cadı sadece biri. Eğer benim yanımda olursan ailene ve arkadaşlarına asla zarar gelmeyecek."
b-"Reddediyorum."
Dagaar-"NiYE AMK?" Amk mı? Vay amk. Koskoca milenyuma bile küfür ettirdim.
b-"Sana daha önce de söyledim. Ruhum ve bedenim bana ait. Ama arkadaş olabiliriz." dedim ve elimi uzattım.
Dagaar-"Tanıdığım en garip insansın Bir Bine. O cadıya ne yapacaksın?" Elim havada kaldı mk. Sonra ona soğuk bir bakış attım ve:
b-"Elbette ki hiçbir şey yapamayacağım. Bir daha asla karşıma çıkma. ASLA." dedim ve sokaktan dışarıya doğru yürümeye başladım. Dagaar da kayboldu. Nilay arkamdan bakakaldı. -
79.
+3Cehase'nin arzuları demek. Neyine dikkat etmiyorum acaba? Anlamıyorum. Evet, bana atarlı davranıyor ama neden? Hala olduğu yerde oturuyor. Güneş de batmak üzere. Hızlıca eve dönmem lazım.Tümünü Göster
b-"Bir Bine. Leydi Ekonis, Kurt ve Tilki'ye mesajını ilettim."
bb-"Abi, sen mi geldin? Çok teşekkür ederim. Leydi Ekonis'in mutlu olmasına sevindim."
b-"Pek mutlu değildi. Leydi Ekonis seni çok sevdiğini iletmemi istedi. Bana göstermedi ama Kurt bana yas tutmak için odasına gittiğini söyledi." Bir Bine önümde ağlamaya başladı.
bb-"Güneş ve aydan bahsettiğimde tek benimle dalga geçmeyen oydu. Bana her şeyi o öğretti. Hikayemi dinler misin abi?"
Shera-"Lütfen Cehase. Sen de dinle. Şu an efendine karşı soğuksun. Bunu hissedebiliyorum. Ben de efendime soğuk davrandım ve o kendini benim için feda etti. Lütfen dinleyin."
b-"Anlat. Dinliyorum."
bb-"Teşekkürler abi. Ben fakir bir ailede doğdum. Ailem için sokakta dileniyordum. Tabi o zamanlar babam beni dilendirip parayı tanrıya zütürdüğünü söylüyordu. Ben de tanrı bana yemek verecek, su verecek diye hep dilenmeye devam ettim. Yaşama isteğimi tutan kişiler Güneş ve Ay'dı. Her sabah Güneş gün boyu gülümser, her akşam da ay bana evime kadar rehberlik ederdi. Bir gün ay rehberlik ederken sokakta bir serçe buldum. O da Shera'ydı. Ölmek üzereydi. O gün de babam az para kazandım diye yemek ve su vermemişti. Ben de gizlice eğer babam yemek vermezse diye ayırdığım yemeğimden Shera'ya yemek ve su verdim. Bütün gece ölmesin diye başında durdum. Sonraki sabah durumu iyiydi ama kanadı kırıktı. Kanadına dal ve bir ip bağladım ve onu odamdaki boş kutuda sakladım. Sonra da dilenmeye gittim. O gün bir adam geldi. Saçları güneş kadar sarıydı. Beni aldı ve bana yemeğe zütürdü. Sonra da bana para verdi. Bana o gün garip bir kağıt verdi ve bana akşamki yemeğimi tam yememi söyledi. Anlamamıştım. Parayı önemsemememi de söylemişti ama onun bu söylediğini dinlemedim. Bana verdiği paranın bir kısmını babama verdim ve diğerlerini sakladım. Daha sonra eve geldiğimde annem bir et yemeği yapmıştı. Ben de yedim... Sonra... "
Shera-"O benim vücudumdu. Ben iyileşince kutunun içinde şarkı söyledim ve annesi beni buldu. Beni öldürüp pişirdi ve Bir Bine'nin yemesi için önüne koydular. Hala pişmanlık duyar ama iyi ki o gün bedenimi yiyen oydu. O gün gelen adam ona benim bedenimi yemesini söylemişti. O da başımı bile çöpten çıkarıp yedi." Anne babasını gibeyim bunun. huur çocukları. Çocuğun serçesinden ne istediniz lan? O adama güvenmesine şaşırdım. Çocuk çok saf hayallerle büyümüş.
bb-"Sonra babam beni dövdü ve odama kitledi. O gece aralıksız ağladım. Cebimdeki kağıt ısınmaya başladı. Cebimden çıkardım ve kağıt yandı. Ondan sonraki sabah tekrar dilenmeye gittiğimde Shera yanımdaydı."
b-"Shera mı yanındaydı? Pişmanlığı mı vardı yani?"
bb-"Hayır. Öyle değil." dedi ve parmağından bir zincir çıktı. Zincir Shera'ya bağlıydı.
b-"Bu zincirler... Leydi Ekonis'in zincirleri mi?"
bb-"O sarışın kişi Tilki'ydi. Bana Leydi Ekonis ile anlaşma kağıdı verdi ve Shera bağı ile yeminini mühürledi. Tabi o zamanlar ben bilmiyordum. Bir gün teyzemler geldi. Kuzenim de geldi. Teyzemler geldi diye annem temiz kıyafetlerimi vermişti O gün ne kadar mutluydum anlatamam. Teyzem ve kocası beni gezdirdiler, avm ye gittik, sinemada film izledik... Ve dilenmeye gitmeme de gerek yoktu. Her şey çok güzel gidiyordu. Taa ki o güne kadar. Babam bir gün yakama yapışıp beni uyandırdı. Ve teyzemin parasını çaldığımı iddia etti. Ben çalmamıştım. Dolabımı açtı ve Tilki'den alıp sakladığım parayı buldu. Teyzem ve annemler zaten kavgalıydı. Bu da son darbe oldu. Teyzemler eşyalarını toplayıp evden gittiler. Ben de dayak yedim. Eğer Tilki'yi dinleseydim ve aç gözlülük yapmasaydım teyzem sayesinde okul da okuyabilirdim. Ama okuyamadım. Aylarca dilendim. Shera ruh gücü ile beni iyileştirebiliyordu. Ama her geçen gün zayıflıyordu. Ben ne kadar ruh gücü ile beslersem o kadar güçleniyordu. Ama bu sefer de ben zayıf düşüyordum. Zaten ruh gücümü Shera'ya nasıl kontrollü vereceğimi bilmiyordum. Daha sonra Kurt geldi ve beni ailemden satın aldı. Tabi insan vücudu ile. Beyaz saçlı genç biri olarak geldi. Ailem de parayı görünce beni hemen sattılar. O gün hiçbir gün kadar acı çekmedim. Daha sonra beni konağa zütürdüler. Tüm dünya ile ilişkim kesildi. Leydi Ekonis cahil kişileri sevmezdi. Ben de onun için her şeyi öğrenmeye başladım. Ne de olsa benim kurtarıcımdı. Kendimi ona adamalıydım. Yeni bilgiler öğrendikçe öğrendim. 16 yaşıma geldim."
b-"16 yaşına mı? Sen 16 yaşında mısın?" Çok genç gösteriyor.
bb-"Hayır. Şu an 13 yaşındayım. Anlatacağım abi. En son 16 yaşımı anlatıyordum. 16 yaşıma geldim ve Shera ile aramız soğumaya başladı."
Shera-"Burada sizin hatanız yoktu. Benim boş gururum yüzünden siz sürüklendiniz. Cehase.
Şu an sen de boş gururuna sürükleniyorsun. Artık efendim benimle daha az konuşmaya başlamıştı. Bana daha az ihtiyacı oluyordu. Kendimi işe yaramaz hissediyordum. Bedenime de özlem duyuyordum. Onun yanında nedensizce kafeste hissediyordum kendimi. Bir gün boş gururumu fark etti ve benimle konuşmaya çalıştı. Ve ben de ona hiçbir şey anlatmadım. Bu içimde büyüdü ve bir gün kavga ettik. Ona yaşamak istediğimi söyledim. O da yalnızca bana gülümsedi. Başımı okşadı ve 'ben de senin yaşamanı istiyorum' dedi. Geçmişe giden kapıyı biliyordu. Gitti ve Leydi Ekonis ile konuştu. Leydi Ekonis şiddetle karşı çıktı. Çünkü biliyordu ki geçmişe gitse bile artık ruhlarımız bağlıydı. Eğer ben yaşarsam onun yaşam süresi benim yaşam süreme düşecekti. ikimiz de aynı anda ölecektik. Üstelik yaşadığımız sürece birbirimizi ve tüm olanları unutacaktık. Efendim bunu bilmesine rağmen tereddüt bile etmeden kabul etti. Ve o kapıdan geçtik. Bana sapandan gelen taşın yönünü değiştirdi ve zamanı devam ettirdi. Taş bana gelmemişti ve ben de kaçabilmiştim. O her gün dilenmeye ve acı çekmeye devam etti."
bb-"Acı çekmedim. Zamanı geri alınca tilki bana para vermedi ve ben de Teyzem'in sayesinde okula başladım. Parayı çalan kişi de kuzenimdi. Suçu bana atmaya çalıştı ama kanıtı yoktu. Sonra para arkasındaki küçük cebinden çıktı. O gün babası ve annesi sadece azarladı ve o konu kapandı. Ama o gün sayesinde ben okula başladım, annem ve babamın artık beni görmesi bile yasaklanmıştı. Dilenmek yerine okulda arkadaşlarım olmuştu. Sonunda da Shera ömrünü doldurunca ben de ömrümü doldurdum. Ve buradayız. Hikayemiz böyleydi." dedi ve mavi bir şekilde parlamaya başladı. Mavi mi? Güneşin kızıl rengi onu mavi gösteriyordu.
bb-"Son kez Güneş bizi selamlıyor Shera. Artık yanına gidebiliriz."
Shera-"Evet efendim. Size diğer dünyada da hizmet etmekten gurur duyarım."
bb-"Bana hizmet etmeni istemiyorum. Sadece sonsuza kadar birlikte kalalım."
Shera-"Nasıl istersen Bir Bine." dedi ve kayboldular. Orada yaklaşık birkaç dakika kalakaldım. Kımıldayamadım. Kımıldayamıyordum. Ben kendi yaşadıklarıma dert diyordum bir de. Hayalleri olan bir çocuktu sadece. Bu kadar acı çekmesine gerek yoktu...
b-"Cehase. Sana böyle hissettirdiğim için özür dilerim. Sana her zaman ihtiyacım olduğunu bilmeni istiyorum. Eğer sana işe yaramaz hissettirirsem beni sertçe uyarmanı istiyorum." Kafam yere eğik ve ağlıyordum. Kafamı kaldırmak bana ağır geliyordu. Cehase'nin duygularını görmezden geldim. Ona kendisini işe yaramaz hissettirdim.
Cehase-"Bir daha böyle bir duygu içimde asla dolaşamaz. Dersimi aldım. Bizim sonumuz onlar gibi olmayacak. Size söz veriyorum." Gözyaşlarımı sildim ve Cehase'ye döndüm.
b-"Akşam oldu bile. Ben acıktım. Hadi eve gidelim."
Cehase-"Nasıl isterseniz." dedi ve arkamızı dönüp Gülay Abla'nın evine doğru yürüyecekken birinin kafamı okşadığını hissettim. Bu çok sıcak bir eldi. Bir anda arkamı döndüm ve güneşin son ışığının da kaybolduğuna şahit oldum.
Cehase-"Siz de mi hissettiniz?"
b-"Evet. Rüzgardı herhalde. Güneş olacak değil ya hahahah."
Cehase-"Evet. Güneş olamaz. Gidelim." dedi ve yürümeye başladık. Ne şanstı ki bu gece de dolunay vardı... -
80.
+3Bir ahır kapısı buldum. Burada kullanmam doğru mu acaba? Kimsenin görmediği tek yer de burası ama.Tümünü Göster
Cehase-"Karşımızda bir Milenyum olacak. Eğer onu kızdırırsanız o evde hayatımız ve ruhumuz son bulabilir."
b-"Korktuysan gelmeyebilirsin. Seni zorlamak istemiyorum."
Cehase-"Geleceğim." Dedi. Derken sesi biraz sitemliydi. Acaba nesi var? Kilidi soktum ve kapıyı açtım. içeri girdim. içerisi saray gibi. Burası gerçekten ahır kapısından mı açıldı? Kocaman bir hole girdim. Karşımda iki kişi belirdi. Biri kurt, diğeri de tilki:
Kurt-"DAVETSiZ MiSAFiR. NE CÜRRETLE BU EVE GiRERSiN."
Tilki-"ÖLÜMÜNE HAZIRLANSAN iYi OLUR." Holün önündeki merdivenlerden biri inmeye başladı. Yüzünü göremiyorum.
-"Siz ikiniz. Konuğuma neden saygısız davranıyorsunuz?" dedi ve ikisinin de boynunda zincirler oluştu. Zincirler ikisini de geri çekmeye başladı. Acı çekiyorlardı.
b-"Ceza vermenize gerek yok. Ben buraya Bir Bine için geldim." diyince zincirler kayboldu. Ve Tilki ile Kurt kendilerini toparlamaya çalıştılar.
-"Ben Leydi Ekonis. Milenyumlar arasındaki en asil varlık benim." Merdivenlerden inmesi bittiğinde yüzü hep kıllıydı. Kürkü var. Hayvanlar gibi. Ama insan gibi iki ayak üzerinde yürüyor. Kurtadam falan mı acaba?
Cehase-"Kendini tanıt." dedi kısık sesle. Kendimi toparladım ve:
b-"Şeref duydum Leydi Ekonis. Benim ismim Bir Bine." Saygılı konuşmak ne zormuş. Cehase'den ders almalıydım.
Cehase-"Benim ismim de Cehase, Şeref duydum Leydi Ekonis. Buraya sizin hizmetkârınız Bir Bine'nin isteği ile geldik."
Ekonis-"ESKi hizmetkârım. Yanımdan ayrıldığı için onu azât ettim. Misafirlerimize salona kadar eşlik edin. Kusura bakmayın, hazırlıksız yakalandığım için ev kıyafetlerimle görmek zorunda kaldınız beni. Hazırlanıp size salonda katılacağım." Dedi ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Ev kıyafeti miydi onlar? Lan üzerinde kırmızı elbise vardı. Kurtadama benzemese tam yavşamalık... Lan aptal aptal düşünme. Belki düşüncelerimi falan okuyan biri vardır aq.
Tilki-"Lütfen beni takip edin. Yardımınız için teşekkürler. Bir Bine nasıl peki?" Takip etmeye başladık ve yolda sohbet ediyorduk.
b-"Bir Bine öldü."
Tilki-"O yüzden gelemedi demek ki. Elçi olarak da sizi yolladı. Ölmesine üzüldüm. Onu uyarmıştık oysa."
b-"Ne için?"
Kurt-"Bunu Leydi Ekonis anlatır. Biz sadece hizmetkârız." En sonunda kocaman bir kapının önüne geldik. Kapıyı Kurt ve Tilki beraber itip açtılar. Salon kocaman. Ve bembeyaz. Bizi koltuğa doğru yönlendirdiler ve:
Tilki-"Burada bekleyin. Leydi Ekonis sizi karşılayacak." dediler ve dışarı çıktılar. Bir süre sonra Kurt geldi ve önümüze tatlı tuzlu (ve daha önce sadece televizyonda görebildiğim) aparatifler (bize öyle söylüyor. Bu kadar aperatife kabile doyar.) koydu ve gitti. Çay da koydu. Çayın kokusundan ne kadar kaliteli olduğunu anlayabiliyorum. ingiliz kraliyet ailesinden falan olabilir mi? Sadece merak ettim. Aperatiflerden biraz yedim ve çayımı yudumlamaya başladım. Çok güzel lan. Keşke annem, babam ve abim de yiyebilselerdi. Üstünde simsiyah elbisesiyle Leydi Ekonis kapıda gözüktü. Karşımdaki tekli koltuğa (Tekli koltuk demeye bin şahit ister. Sanki taht.) oturdu.
Ekonis-"Söyle bakalım insan. Bir Bine benden ne istiyor?"
b-"Leydi Ekonis, Bir Bine hayatını kaybetti." Gözü seyirdi.
Ekonis-"Bunun benimle ne alakası var?"
b-"Muhtemelen size gelmemi istemesinin amacı sizi sevmesiydi."
Ekonis-"Herkes beni sever. Bu serveti, bu malı mülkü. Parayı bütün insanlar sever."
b-"Ama siz söylemiştiniz. Bu evi terk ettiği için azât edildi diye. Demek ki servetinizi önemsemiyordu."
Ekonis-"Ağzın iyi laf yapıyor Bir Bine. Ama hala gelişinin amacını söylemedin."
b-"Size bir mesaj iletmek için buradayım. Bir Bine hayatını güzel yaşadığını iletmemi istedi ve o kapıyı ona açtığınız için de teşekkür ettiğini söyledi." Derin bir nefes alıp verdi.
Ekonis-"Kapıyı sana anlattı mı peki?"
b-"Hayır. Kapıdan haberim yok. Sadece huzura kavuşması için elçi olarak buraya geldim. Benim amacım hiçbir ruh yok olmadan huzura kavuşmalarını sağlamak."
Ekonis-"Bu görevi sana kim verdi peki?"
b-"Hiç kimse. Sadece ben öyle olmasını istedim ve bu yönde ilerliyorum. Tırpaan ve Tanrı adında iki kişi kendisine katılmamı istese de reddettim."
Ekonis-"Tırpaan değil. Dagaar. O kokuşmuş kurta katılmaman senin için daha iyi olmuş. O egolu Tanrı'ya da. Onların kim olduğunu hala bilmiyorsun değil mi?"
b-"Bilmiyorum."
Ekonis-"Fazla vaktinin kalmamış olması ne üzücü. Bir Bine'yi azat edince yanıma yenisini almadım."
b-"Size katılmamı istemeyeceğinizi umuyorum."
Ekonis-"Ben yalnız yaşamayı seven bir milenyumum. Tarikat kurmaya ihtiyacım yok. Hem seni yanıma almaya kalksam beni tarihten silebilecek bir kadın var... Herneyse. Kısaca yalnız yaşamayı seven bir milenyumum." Tarihten silecek kadın mı? Fazla sorgulamamı istemiyor gibi.
b-"Yalnız değilsiniz. iki tane ruhunuz yanınızda."
Ekonis-"Onlar hizmetkârlarım. Aynı senin hizmetkârın gibi."
b-"Cehase mi? Kesinlikle o benim hizmetkârım değil. O benim dostum. Onun verdiği kararlara ben karışmam."
Ekonis-"Onun arzularını yok sayıyorsun. Aynı önceki Bir Bine gibi. O da Shera'nın arzularını yok saymaya başlamıştı."
b-"Arzularını yok saymıyorum. Ne arzusu olduğunu bilmiyorum ki."
Ekonis-"O kadar zamandır yanında ve anlayamıyor musun? Bu senin kendi problemin. Misafirliğinizi burada bitirmenizi isteyeceğim. Ben asil bir milenyum olsam da çok hızlı yorulurum. Şimdi bile yorgunluğumu sizden saklamak için fazladan enerji harcıyorum. Bana bu haberi iletmek için geldiğinden seni ödüllendirmek istiyorum. O kapının ne işe yaradığını sana söyleyeceğim. O kapı geçmişe açılıyordu. Zaten evi o kapıdan terk etti. Geçmiş iğrenç yaşantısına geri dönmek pahasına... Neyse. Sana o anlatır bunları." Sonra ayağa kalktı ve Kurt'un kulağına eğildi. Bir şeyler söyledikten sonra odadan çıktı.
Tilki-"Size kapıya kadar eşlik edeyim. Ve anahtarı da alayım. O benim anahtarımdı." dedi ve ben de anahtarı ona verdim. Anahtarı ağzına aldı ve yuttu. Kapıya geldik ve:
Kurt-"Leydi Ekonis sizden bir mesaj iletmenizi istiyor. Bir Bine'ye onu çok sevdiğini söylemenizi istedi. Aramızda kalsın ama vücudu dayanıksız kaldığından değil, yas tutmak için odasına gitti. Onu çocuğu gibi severdi. Bir Bine bizi hiçbir zaman hizmetçi olarak görmedi. Biz de onun ölümünün yasını tutacağız."
b-"Huzura kavuşamaz mısınız?"
Kurt-"Hayır. Biz Leydi Ekonis'e zincirlerle bağlıyız. Hem huzura kavuşmak da istemiyoruz."
Tilki-"Biz ona hizmet için varız. Bir Bine'ye bizim de onu sevdiğimizi ilet. Merak etmesin. Leydi Ekonis'e iyi bakacağız."
b-"Tamam. ileteceğim. Misafirperverliğiniz için teşekkür ederim."
Kurt-"Rica ederiz. Elveda."
Tilki-"Rica ederiz. Elveda." Bir an aklıma Raf ve Ref geldi. Onlar gibi konuştular. Kapı arkamızdan kapandı ve eski haline geldi. Artık sıradan bir ahır kapısı. Şimdi Bir Bine'nin yanına gitmemiz gerekiyor. -
81.
+3EVET MiLLET. 1. SEÇENEĞi YAPACAĞIZ. BEN ARKA PLANDA HiKAYEYi BiTiRDiKTEN SONRA SiZE MESAJ ATACAĞIM. BURAYA VEYA DUYURUYA YORUM YAZANLARA MESAJ ATACAĞIM. HERKESE HAYIRLI RAMAZANLAR.
-
-
1.
+1Rez alayım
-
2.
+1RE(i)Z
-
3.
+1Rez Pm bak la
-
4.
+1Rez aldim
-
5.
+1Rezizze
-
6.
+1Rez... Devam et be çabucak
-
7.
+2Ben vazgectim her gun yaz sen ag daha senin gibi saglam yazan yok hepsi bi 2 kelime yazip fiyiyor amk
-
-
1.
0Knk elimde olsa da yazsam hem sınavım var hem iş... Elimden geldiğince hızlı ve fazla yazıp bitireceğim, yani yarım yamalak bir bitiş yapmamaya çalışacağım.
-
1.
-
8.
+1Rezervasyon
-
9.
+1Rezzzzzzz
-
10.
+1Rezervasyon
-
11.
+1#204563771 ..
-
12.
+1rezervasyon
-
13.
+1Rezzz sadece yanit yazabiliyom
-
14.
+1Her gun sayfayi yenilemekten cigerim soldu reisss ozledik
-
-
1.
0Hala yazmaktayım knk. Az kaldı bitireceğim.
-
2.
+1Acele etme panpa. Nasıl içine sinerse o şekil hallet sen. ;) kıps
diğerleri 0 -
1.
-
15.
+1Bitmedimi broooo hadidaaaa jwjxjexj
-
-
1.
0knk hikaye bitti de yarın doluyum. Cumartesi günü paylaşacağım. Yarın herkese mesaj atacağım.
-
1.
-
16.
+1yerimi alayım tekrardan hade bakam
bi de şimdi bu orijinin hikâyeleriyle aynı evrende mi geçiyor? -
-
1.
+1knk yarın hikayeyi bitiyorum. Ve hayır. Orijin ile aynı evrende geçmiyor. ileride aynı evrende bir hikaye yazmayı planlıyoruz ama.
-
1.
diğerleri 14 -
1.
-
82.
+3ikimiz de eve döndük. Eve dönerken abime her şeyi anlattım. Başımdan geçen her şeyi. Konu konuyu açtı, hatta odada konuşmaya devam ettik.
b-"Abi, beni orada neden durdurdun? Bıraksaydın da ağızlarının payını verseydim."
Abi-"Verseydin ne olacaktı peki? Bu sefer de Meryem'in üzerine daha fazla gideceklerdi. Dedeme hayaletleri gördüğünü söylediğin için kalp krizi geçirmişti hatırladın mı? Bakkala söylediğinde hiçbir şey olmamıştı. Bu da aynı durum. Eğer onlara bir şey söyleseydin sen gittikten sonra Meryem'in üzerine daha çok giderlerdi. Bu yüzden sana arada beynini kullan diyorum. Durmadan duygularınla hareket ediyorsun."
b-"Böylesi Meryem için daha mı iyi oldu?"
Abi-"Evet, kız arkadaşın yaşayacak merak etme. iki kızar sonra da zaten mecburen dönerler."
b-"O KIZ ARKADAŞIM DEĞiL!"
Abi-"O zaman niye el ele tutuşuyordunuz? Demek ki eller günahkar puhahhaha" Şu an karşımda eski abimi görüyorum. Biraz daha büyümesi lazım. Benim de biraz daha büyümem lazım... -
83.
+3Rez aldım
-
-
1.
+3Köşeye kıvrıldım kanka idare et
-
-
1.
+2Telden göremedim geldiğini knk hoşgeldin.
-
1.
-
1.
-
84.
+3Okunsun up
-
85.
+3Evet beyler, yarına kadar bekleyemem diyorsanız sizi şu hikayeye alalım (bkz: kalbimden vurdun beni) Yakın bir arkadaşımın serisidir, güzel yazardır. Okumanızı tavsiye ediyorum.
-
86.
+3Dışarı çıktık ve parka geldik. Raf ve Ref beraber karlı çimlerde koşuyorlar ve bayağı da mutlu gözüküyorlar.
b-"Cehase. Onlara göz kulak olur musun? Ben dikkat edeceğim ama olur da gözden kaçırırsam... "
Cehase-"Merak etmeyin. Siz keyfinize bakın. Ben göz kulak olurum." dedi ve Raf ve Ref'in yanına gitti.
Meryem-"Hava çok soğukmuş."
b-"Valla. Buz gibi."
Meryem-"Üniversiteyi Almanya'da okuma ihtimalim var."
b-"Almanya'da mı? Hani sana oturma izni çıkmamıştı?"
Meryem-"Eğer sınav puanım iyi olursa annem ve babam Alman konsolosluğuna tekrar başvuru yapabilirler. Ve kabul edilebilirim. Hatta çifte vatandaş bile olabilirim."
b-"Bence çifte vatandaş olmak iyi bir şey de... Gitmek istemiyor musun?"
Meryem-"Aslında burayı seviyorum. Ama bir gün gitmem gerektiğini de biliyorum."
b-"Gitmek zorunda değilsin. Anneannenin yanında yaşarsın."
Meryem-"Evet ama bir gün olur da anneanneme bir şey olursa yanlarına gitmek zorunda kalacağım. Burayla tek bağın anneannem."
b-"Ben de varım... Yani biz de varız. Annem de seni kızı gibi sever."
Meryem-"Biliyorum ama annem ve babam kabul etmezler. Şehir dışında üniversiteye gitme fikrimi bile kabul etmediler. Düşüncelerim değişir ve tembelleşirim diye düşünüyorlar."
b-"Annen ve babanın senin hayatını yönlendirmesine izin verme. Bu hayat senin hayatın. Dünyaya bir kere gelirsin."
Meryem-"Sen bunu bir de onlar anlat... Neyse ya üşüdüm. Eve dönsek mi?"
b-"Tamam. Raf, Ref. Eve dönelim." ikisi de ortada yok. Cehase de ortada yok. Neredeler lan?
Meryem-"Bir Bine. Raf ve Ref nerede?"
b-"Bilmiyorum. Arayalım." dedim ve hışımla ayağa kalktım. içimi bir korku sardı.
b-"RAF... REF... CEHASE... " Bağırıyorum ama ses veren yok. Hava soğuk. Parktan da çıkmak istemiyorum. Eğer buradalarsa ve buradan ayrılırsam geri döndüklerinde bizi bulamayabilirler. Meryem geldi ve:
Meryem-"Hiçbir yerde yoklar. Anneannem haklıydı... "
b-"Meryem. Sen parkta kal. Ben aramaya çıkacağım. Eğer gelirlerse beni ara."
Meryem-"Tamam. Bulursan sen de beni ara."
b-"Tamam." dedi ve ayrıldık. -
87.
+2Vay amk böyle bir son kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Güzel yazıyorsun panpa. Takipteyim.
-
88.
+2
-
-
1.
+2Hahahhahaha. Güzeldi knk :D
-
1.
-
89.
+2DEVAM EDELiM BAKALIM. BUGÜN HiKAYEYi BiTiRiYORUM. UMARIM BEĞENiRSiNiZ.Tümünü Göster
---
20 KASIM 2009
Abim şehir dışından döndü. Ha. Size anlatmadım mı? Abim veterinerlik kazandı ve şehir dışında okuyordu. Vizelerinden önce eve 1 haftalığına gelmiş. Ve Halime teyze de bunu duyunca ikimizi de davet etti. Meryem\'in anne babası da oradalar. Umarım yanlış bir şey yapmam.
Cehase-"Biraz stresli gibisiniz."
b-"Sadece biraz. Sence orada başımıza bir şey gelir mi dersin?"
Cehase-"Her gün Nilay ile aynı sınıfta ders görüyorsunuz. Bu sizin için sorun olmamalı." Evet. Nilay bizim sınıfta. O günkü konuşmamızdan sonra Tanrı ona kendini gençleştirdiği için ceza vermiş. Benimle beraber okuyacak. Eğer düşük not alırsa büyüdüğünde saçlarında erken beyazlama, erken kırışıklık gibi cezalar verecekmiş, ve geri almayacakmış. Onun için Nilay\'ın dersleri geçmesi lazım. Ve sınavlarda hayaletlerden de yardım alması yasak. Sınıfın önünde bir yığın saçma hareket yapıyor. Arada omzuma yatıyor falan... Sınıftaki erkekler beni dövmek için sıra bekliyorlar resmen.
b-"Haklısın. Nilay ile aynı sınıfta olmaktan daha kötü olamaz. istediğim bilgileri toplayabildin mi?"
Cehase-"Benden istediğiniz şey neredeyse imkansız bir görev. Tanrı ve Dagaar hakkında bilgi almamı istediniz ama adını birine söylesem ya konuşmuyor ya da kaçıyorlar."
Dagaar-"Benim hakkımda bir sorun varsa bana sorabilirsin."
b-"Arkamda, değil mi?"
Cehase-"Evet efendim." Arkamı döndüm ve:
b-"Senin hakkında daha fazla bilgi almak istiyorum. Kimsin, nesin, nasıl milenyumlarca yaşadın vesaire."
Dagaar-"Henüz her şeyi bilmeye hazır değilsin. Kendin bulmalısın." dedi ve kaybolup gitti. Kaçtı. Sırf bunu söylemeye mi geldin amk. Nasıl hazır olacam ben? Bari onu da söyle.
Abi-"Yine kendi kendine ne konuşuyorsun?" Abim çok değişti. Eski keko abim gitti, yerine gözlüklü, çalışkan ve sosyal abim geldi. Aslında onu değiştiren kişi üniversitede yaptığı sevgilisi oldu. Gül abla. Bir başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır deyimi doğruymuş. Veya abim çok kolay manipüle oluyor.
b-"Hiiç."
Abi-"Bir Bine. 14 yaşına geldin bak. Hala salak salak hareketler yapıyorsun, çocukken hayaletleri falan görüyorum diyordun tamam, anlarım. Belki dikkat falan çekmeye çalışıyordun. Yalnızlıktan kafayı buldun kendi kendine konuşuyorsun. Ama artık biraz büyü."
b-"Abi. Sana binlerce kez açıkladım, yine açıklayacağım. Ben. Bu. Koduğumun. Hayaletlerini. Görebiliyorum. Sözüm meclisten dışarı." dedim ve Cehase\'ye baktım.
Abi-"Görebiliyorsan kanıtla o zaman. Yıllarca bana sadece görüyorum diyorsun, kanıtlama adına hiçbir şey yapmadın." Tamam lan. Kanıtlayacağım amk. Damarıma bastı iyice.
b-"Kanıt mı istiyorsun, al sana kanıt. Sence şu an Gül abla ne yapıyordur?"
Abi-"Ne bileyim ne yapıyordur."
b-"Ama ben bilirim. Cehase, git ve Gül abla ne yapıyor bir bak. Ondan sonra tekrar yanıma gel."
Cehase-"Nasıl isterseniz." dedi ve hızlı bir şekilde gitti. Yaklaşık 1 dakika sonra geri döndü. Ve bana ne yaptığını anlattı. Ben de abime döndüm ve:
b-"Duştan yeni çıkmış. Pembe ve üzerinde ayı desenli bir bornoz giyiniyor. Hatta şu an saçlarını kurutuyormuş." Abim yakama yapıştı ve:
Abi-"Ne diyon lan sen?" dedi ve tam vuracakken:
b-"inanmıyorsan ara." dedim. Yakamı bıraktı ve telefonunu çıkardı ve aramaya başladı.
Abi-"Eğer bir çıkmasın seni eşek sudan gelinceye kadar... "
Gül-"Alo. Aşkım bir şey mi oldu?"
Abi-"Hiç. Öylesine aradım. Ne yapıyorsun?"
Gül-"Hiç. Duştan yeni çıktım da. Saçımı kurutuyordum." Abim olduğu yerde kalakaldı.
Abi-"Üzerinde pembe renkli ve ayı desenli bornozu mu giyindin?"
Gül-"Nereden bildin? Beni mi gözetliyorsun yoksa?"
Abi-"Bir kere evine gelmiştim de orada görmüştüm. Kesin senin bornozundur dedim."
Gül-"Üstümdekini sormak için aramadın herhalde?"
Abi-"Yok ya. Öylesine aramıştım. Notları alıyorsun değil mi? Bak ekgib not istemiyorum. Finallerde de 1 hafta ben notları alacağım."
Gül-"Tamam aşkım benim. Bütün notlarımı tam alıyorum söz verdiğim gibi... TAMAM GELiYORUM. Kızlar beni çağırıyor. Yemek yapacağız. Hadi bay bay."
Abi-"Bay bay." dedi ve telefonu kapattı. -
90.
+2https://imgim.com/RgE90Z.jpg
Evet. Hikaye bitti. Yarın dolu olduğum için yarın değil, cumartesi günü paylaşacağım. Beklediğiniz için teşekkürler. Yarın gece herkese mesaj atacağım.
EDiT: Buraya linke tıklayınca bozuk gözüküyor ama neyse. Cumartesi görüşmek üzere. -
-
1.
0Rezzz babababaa rezzzzz
-
2.
0Cumartesi oldu knka.
-
-
1.
+1Uyanık :D
-
2.
0Resimde ne vardı panpa , açılmadı da
-
3.
+1"Yazdım ve günlüğümü kapattım. Sayfaları doldu bile. O kadar az anı yazmama rağmen. Zaman ne kadar hızlı geçti... "
yazıyordu. Sonunu bir de görün siz :D
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
91.
+2kanka filmi yapıldı bunun ya. şaymalamayan pekekenti'nin tek iyi filmidir ayrıca.
-
-
1.
+1Filmi adı ne
-
-
1.
+1Tam ben soracaktım.
-
1.
-
1.
-
92.
+2Reserved
-
93.
+2Rez
-
94.
+2Rez alırım tez okurum
-
95.
+2omaywaa