/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 106.
    +1
    rreeez meeeeez
    ···
  2. 105.
    +1
    Olaylar heyecanlanmaya başlıyor. Rez panpa
    ···
  3. 104.
    +5
    Eve nasıl koştuğumu hatırlamıyorum. Öyle bir endişeliydim ki. Eve koşa koşa girdim.

    Anne-"Oğlum acelen ne? EKMEKLER NEREDE?" Hızlı bir bahane bulmam lazım, yoksa salmayacak belli.

    b-"Fırında ekmek kalmamış. Birazdan çıkaracaklarmış, üstümü değiştireyim gidip ne kadar ekmek istersen alırım." dedim ve odaya koştum. Kapıyı da kapattım. Cehase orada klavyenin üzerine konmuş bekliyordu. Abim odada değil. Cehase beni görür görmez üzerime uçtu. Ben de avucumu açtım ve avucuma kondu. Bağrıma bastım ve ağlamaya başladım. Sessiz ama hıçkırarak ağlıyordum.

    Cehase-"Efendim, lütfen ağlamayın. Benim yüzümden uzun süredir acı çektiniz."

    b-"Hayır. O yüzden ağlamıyorum. Seni hiç merak etmedim, neredesin diye düşünmedim. Tehlikeye gireceğin aklıma bile gelmedi. Ben iyi bir arkadaş değilim. Sana layık bile değilim."

    Cehase-"Lütfen böyle düşünmeyin. Sizi endişelendirmediğim için sevindim."

    b-"Bir daha tek başına bir yerlere gitmek yok. Aylardır senden haber alamadım, hiç merak da etmedim. Tam karşımdaydın ama seni kurtaramadım. Dafaa gelmeseydi de kurtaramazdım." Adının Dafaa olduğundan emin olmasam da...

    b-"Cehase. Artık ne yapmam gerektiğini biliyorum. Daha da güçleneceğim. Sizi korumak için. Annemi, babamı, abimi, seni, Mert'i, Halime Teyze'yi, Ref'i, Raf'ı ve Meryem'i." içimde bir ateş yanıyordu. Güçsüz olmanın veridiği acı ve bu kadar süre boyunca saf olmam. Artık saf olmayacağım.

    ---

    BUGÜNKÜ HiKAYEMiZ DE BU KADAR GÖRÜŞMEK ÜZERE.
    ···
    1. 1.
      +1
      Şarj 1 bi ara yorum atacağım :P
      ···
    2. 2.
      +2
      Gucsuzlugun atesi yakti gencimizi yarin neler olucak bakalim sanki dizi izliyorum amk
      ···
    3. 3.
      0
      Bu devirde iyi olanı gibiyolar anasını. iyi olma boşver mk. https://youtu.be/vMH9mcGhjN0
      ···
      1. 1.
        +1
        Hahahaha :D
        ···
    4. diğerleri 1
  4. 103.
    +3
    Dagaar-"Bir Bine. Arkadaşın güvende." dedi ve kafesini kırdı. Cehase de bana doğru uçmaya başladı.

    b-"YANIMA GELME. EVE GiT VE BENi BEKLE." Eğer yanıma yaklaşırsa yine Nilay yakalayabilir.

    Cehase-"Nasıl isterseniz." dedi ve eve doğru uçmaya başladı.

    Dagaar-"Artık onların nasıl biri olduğunu biliyorsun."

    Nilay-"Bir Bine'nin aklını çelemezsin. Gerekirse kuralları çiğner ve bir milenyum olan seni öldürürüm."

    Dagaar-"Hahahaha. Bir cadı bir milenyuma dokunamaz. Sen sadece 20 yaşındasın. Bir Bine'ye boş güveninden bahsediyorsun ama senin de boş bir güvenin var cadı."

    Nilay-"BANA CADI DiYiP DURMA!"

    b-"Sana asla katılmayacağım. Arkadaşım... Cehase... BUNCA ZAMAN ONU HAPSETMEYE NASIL CÜRRET EDERSiN!"

    Dagaar-"Artık neden bana katılman gerektiğini biliyorsun Bir Bine. O cadı sadece biri. Eğer benim yanımda olursan ailene ve arkadaşlarına asla zarar gelmeyecek."

    b-"Reddediyorum."

    Dagaar-"NiYE AMK?" Amk mı? Vay amk. Koskoca milenyuma bile küfür ettirdim.

    b-"Sana daha önce de söyledim. Ruhum ve bedenim bana ait. Ama arkadaş olabiliriz." dedim ve elimi uzattım.

    Dagaar-"Tanıdığım en garip insansın Bir Bine. O cadıya ne yapacaksın?" Elim havada kaldı mk. Sonra ona soğuk bir bakış attım ve:

    b-"Elbette ki hiçbir şey yapamayacağım. Bir daha asla karşıma çıkma. ASLA." dedim ve sokaktan dışarıya doğru yürümeye başladım. Dagaar da kayboldu. Nilay arkamdan bakakaldı.
    ···
  5. 102.
    +4
    Artık herhalde evime geçebilirim. Dünya bana başka felaketler de sunmazsa eğer. Çok yorgunum. Esneyerek yürümeye başladım. Hava da karardı. Sokağın sonundan küçük bir kız çocuğu beni görünce bana doğru koşmaya başladı. Önüme geçti ve:

    Çocuk-"Bir Bine abi sen misin?" Hayalet. Ten renginden belli. Bu arada benim adımı nereden duydu ki? O kadar ünlü mü oldum?

    b-"Evet, benim. Bir sorunun mu var?"

    Çocuk-"Benimle gel." dedi ve beni çekiştirmeye başladı."

    b-"Dur dur nereye gidiyoruz?"

    Çocuk-"Sen gel." dedi ve çekiştirmeye devam etti. Mecbur peşinden gittim. Beni bir ara sokağa kadar zütürdü. Ara sokaklardan nefret ediyorum. Aylar önce fare yüzünden geçirdiğim taciz anılarım aklıma geldi. Yeminle içim titredi. Beni birinin yanına doğru çekiştirmeye başladı. Adamı göremiyorum. Kız beni adama doğru çekiştirmeye devam ediyor. Adam değil... Kadın. Sarışın biri. Yüzünü görünce hatırladım. Bu kelebeğin bana rüyamda gösterdiği kadın. Daha yaşlı gözüküyor.

    Sarışın-"Sonunda tekrar karşılaştık Bir Bine."

    Çocuk-"Abla, sana abiyi getirdim. Şimdi huzura kavuşabilir miyim?" Sarışın kafasını okşadı.

    Sarışın-"Elbette. Gidebilirsin." dedi. Çocuk gülümsedi ve parlamaya başladı. Daha sonra kayboldu.

    b-"O yaşta ölmesi... "

    Sarışın-"O bir insan değildi. O kardelendi. Kardelen ve hercainin hikayesini biliyor musun?"

    b-"Hayır. Ama bunu mu konuşmalıyız? Sen kimsin?"

    Sarışın-"Hikayeden sonra kim olduğumu söyleyeceğim, söz. Bir zamanlar birbirine sevdalı iki çiçek varmış. Biri Hercai diğeri de Kardelen. Ama birbirlerinden uzaklarmış. Diğer çiçeklerle aynı anda büyüdükleri için de birbirlerini göremiyorlarmış. Bir gün Kardelen Hercai'ye birbirleri ile görüşemediğini ve yazın solup kışın açalım demiş. Hercai de kabul etmiş. Ve Kardelen solmuş. Kış olduğunda Kardelen Hercai'yi görmek uğruna karı delmiş. Ama etrafına bakmış ve onu bulamamış. Daha sonra üzüntüsünden bembeyaz olmuş. Aşkı için karı deldiğinden dolayı ismi Kardelen olmuş." Hikaye güzeldi. Ama kendimi salamam.

    b-"Hikaye güzeldi ama konumuzla alakası yok. Sen bana kim olduğunu söyle."

    Sarışın-"Sen bunca zaman hayaletlerin hikayeleriyle büyüdün Bir Bine. Bu hikaye ilgini çektiğinin de farkındayım. Hatta bir bitkinin ruhunu ilk kez gördüğün için şaşkınsın. Seni çok iyi tanıyorum."

    b-"Beni bu kadar iyi tanıyorsan adını söylemediğin için kızmaya başladığımı da farkındasındır. Ve beni nasıl bu kadar iyi tanıdığını da merak ettiğimi fark etmişsindir."

    Sarışın-"Benim ismi Nilay. Ruhları etkisiz hale getirme yöntemini çok safça buluyorum. Sana istersen saatlerce uğraşmadan ruhları etkisiz hale getirmeyi öğretebilirim."

    b-"Ruhları 'etkisiz' hale getirmiyorum. Huzura kavuşturuyorum. Gerek yok. Ben böyle iyiyim. Daha geçen dalgaa dan da aynı teklifi aldım."

    Nilay-"Bu güçsüz halinle neyine güveniyorsun? Daha bir fare ile bile başa çıkamadın."

    b-"O fareyi sen mi gönderdin?"

    Nilay-"Hayır, ama onu tanıyordum. Yıllarca Tanrı'ya hizmet etti."

    b-"Tanrı mı?"

    Nilay-"Milenyumlardan biridir."

    b-"Milenyum mu... Kafam çok karıştı. Benden ne istiyorsun."

    Nilay-"Bize katılmanı istiyorum. Sana ruhlar ile mücadele etmesini öğreteyim."

    b-"Reddediyorum."

    Nilay-"Kendine boş bir güvenin var Bir Bine." dedi ve bir hayalet elinde kafesle Nilay'ın yanına geldi. Kafesin içinde Cehase var.

    b-"ONU HEMEN BIRAK!"

    Nilay-"Kendine güvendiğin o boş gücünle gelip kafesi benden al. Eğer alabilirsen bir daha karşına çıkmayacağım." dedi

    Cehase-"Efendim, benim hatam. Beni bırakın ve gidin."

    b-"ASLA" dedim ve üzerine koşmaya başladım. Kafese elimi uzattığım anda hızlı bir refleksle geri çekiyor. Sanki ben bir çocuğum da yetişkin birinden şekeri almaya çalışıyormuşum gibi. Cehase karşımda ve ona ulaşamıyorum. Ulaşmalıyım... Ulaşmalıyım... ULAŞMALIYIM...

    Nilay-"Boş gururunu geride bırak ve teklifimi kabul et." Birden elindeki kafes kayboldu ve arkamdan ses geldi:

    Dagaar-"Dedi sarı cadı. Avının zihnini çelmek için çok uğraşıyordu, arkadaşını alırsa avı da ona itaat etmek zorunda kalacaktı. Ama planlamadığı bir şey vardı. Avının arkadaşı Cehase isterdiği zaman huzura kavuşabilirdi. Ve az daha da efendisine zulmetmemek için kavuşuyordu."

    Sarışın-"Ben de nerede kaldı diyordum." Gözleri soğuk bakıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Birileri ATV dizilerine sarmış belli
      ···
      1. 1.
        +1
        Bu hikayeyi bana kardeşim anlattı, ona da annem anlatmış. Araştırdım ve bir diziye ait olduğunu öğrendim :D hikayeyi beğendiğim için de silmeyim dedim. :D
        ···
      2. 2.
        +1
        Diziden sonra hercai ismine antipatim oldu, öncesinde de vsrdı zaten. Neyse senin hatrına ddjvm
        ···
  6. 101.
    +4
    EBEM ÖLDÜ! Belim koptu amk. Babası pinti biriymiş bunu da öğrenmiş olduk. iki tane amele tutamadın mı... Tuttu. Biz neye varız amk. Yasemin elinde tepsiyle iki tane bardakta kola getirmiş. Bardakların biri köpekli, diğeri kediliydi. Yanımıza geldi ve:

    Yasemin-"Ellerinize sağlık. Evi bitirdik sonunda." Ben köpekli bardağı, Mert de kedili bardağı aldı.

    Mert-"Yasemin, bir daha ölsen mezarına gelmem. Gider mezar taşını da bize diktirirsin." Nefes nefese kaldı çocuk. Normalde de güçlü biri değil zaten, bir de bu kadar işi yapınca çocuk ölü gibi gözüküyor. Ben de farklı değilim ama abim sağolsun biraz kondisyon sahibiyim.

    Yasemin-"Amaan sende. iki eşya taşıdın, hemen kendini saldın."

    b-"O zaman sen taşısaydın?"

    Yasemin-"Ben de yeni evde taşıyacağım. Sanki tüm gün boş oturacağım dedim. Neyse, bu son görüşmemiz zaten. Aramız kötü ayrılmayalım."

    b-"Heyecanlı mısın bari gideceğin için?"

    Yasemin-"Hem heyecanlıyım, hem de değilim. Yani yeni yüzler görmek, yeni insanlarla tanışmak beni heyecanlandırsa da şimdiki arkaşlarımı bırakıp gitmek beni üzüyor."

    Mert-"Meryem ile konuştun mu?"

    Yasemin-"Onunla vedalaşmadım. O ağlar şimdi, ben de giderken vicdan azabı çekerim."

    b-"iki konuda yanlışın var. Bir Meryem hayatta ağlamaz, onda öyle bir kalp yok. ikinci ise sen vicdan azabı çekmezsin, çünkü sende vicdan yok." Mert kahkaha attı.

    Yasemin-"Yaaa. Çok kötüsün. Meryem sert gözükse de içten çok narin bir kızdır."

    b-"Belki sana öyle ama bana değil. Halime teyze olmasa Raf ve Ref'i görmeme izin vermeyecek."

    Yasemin-"Babamın kedilere alerjisi olmasa onları kesin evime alırdım ya. Çok şirinler." Kamyon çalıştı ve gitti. Babası da arabayla geldi ve:

    YB-"Hadi Yasemin, gidiyoruz." Adam öküz. insan teşekkür eder amk. Amele parası vermedim diye seviniyordur da ha kesin.

    Yasemin-"Bardaklar sizde kalsın. Anı olarak." dedi ve arabaya bindi. Arabada el salladı ve gitti. Bu kadar mıydı? Kendimi kötü hissettim. O giderken aklıma ilk tanışmamız geldi. Cem, Hakan, Selin... Acaba orada iyiler mi? Cehase nerede onu da merak ediyorum.

    Mert-"Biraz manyaktı, ama iyi kızdı."

    b-"Evet. Seninle tanışmamı bile Yasemin'e borçluyum. Onunla tanışmadan önce insanlarla nasıl konuşmam gerektiğini bile bilmiyordum. Sınıftaki herkes bana deli muamelesi yapıyordu. Onun sayesinde benimle dalga geçenler bayağı azalmıştı. Dediğin gibi, iyi kızdı." Elimizde bardaklarla sanki ölmüş gibi Yasemin'i yad ettik. Bir daha görüşemeyebilirdik ne de olsa.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 100.
    +3
    Sokakta telefonum çaldı. Lan iyi ki telefon aldım durmadan arıyorlar. Kaydırağı çektim:

    b-"Alo." Kimin aradığına bakmadım.

    Yasemin-"Bir Bine, koş yetiş."

    b-"Yasemin? Sen misin?"

    Yasemin-"Evet. Hemen evimin önüne gel."

    b-"Tamam tamam sakin ol ne oldu... " derken telefonu suratıma kapattı. Ne oldu lan acaba? Hemen koşmaya başladım. Kızın başına bir şey mi geldi? Hiçbir şey düşünmeden koşuyordum. Ve sonunda vardım. Evlerinin önünde kamyon var. Eşyaları kamyona taşıyorlar.

    Yasemin-"Bir Bine, buraya." diye işaret etti. Yanında Mert de vardı. Ben de yanlarına gittim.

    b-"Sorun nedir? Haciz falan mı geldi?"

    Yasemin-"Yok, taşınıyoruz."

    b-"Bunun için mi aceleyle çağırdın beni?" Cehase olsaydı önden gönderir troll mü değil mi baktırırdım amk. Ama aylardır Cehase yok. Yoruldum lan. Tüm gücümle koşmuştum.

    Yasemin-"Ne zaman çağırsam SBS'ye çalışıyorum diye beni ekiyorsun. Onun için ben de bu yalanı uydurdum."

    Mert-"Peki ya benim ne günahım vardı?"

    Yasemin-"Sen arada kaynadın. Olur o kadar."

    b-"Nereye taşınıyorsunuz?"

    Yasemin-"izmir'e taşınıyoruz. Babama oradan iyi bir teklif geldi babam da kabul etti. SBS ye de orada gireceğim."

    Mert-"Yani veda etmek için çağırdın. Direk söyleseydin de gelirdik."

    Yasemin-"Yaaaniiii... "

    b-"Eşyaları taşımamız için çağırdın değil mi?"

    Yasemin-"Bingo. Bir Bine'ye 100 puan."

    b-"Reddediyorum."

    Yasemin-"Onu da düşündüm. BABA. ARKADAŞLARIM GELDi." diye bağırdı. Babası da bize doğru yöneldi. Yanımıza geldi ve:

    YB-"Hoşgeldiniz çocuklar. Gelin bakalım, yardım edin." Şimdi reddetme şansım tamamen gitti. Genelde tanımadığım bir kişi benden yardım isteyince ister istemez yardım ediyorum. Bu huyumu da bildiği için babasını yanına çağırdı. Babası önden yürüdü biz de arkasından, amelelik başlasın.
    ···
    1. 1.
      +1
      Şarj iki hızlı
      ···
    2. 2.
      +1
      Yasemin kimdi Meryem kimdi ? :/
      ···
      1. 1.
        +1
        Başkan hadi Yasemin'i unutmanı anlıyorum, uzun süredir ortada yoktu da Meryem'i nasıl unuttun :D

        Kısa özet: Yasemin sınıf başkanıydı. Genel olarak yan karakterdi.

        Meryem ise onun yakın arkadaşıydı. Hatta kediler Raf ve Ref onda kalıyor. O da anneannesiyle beraber yaşıyordu. Anneannesinin ismi de Halime deyip hatırlatmamı bitiriyorum.
        ···
      2. 2.
        0
        Sorry bro. işler karışık. Gerçek hayatla hikayeyi bsğdaştırıyo beynim jsgmdgm
        ···
  8. 99.
    +3
    13 Haziran 2009

    Raf-"Bir daha Ref ile konuşmam."

    Ref-"Bir daha Raf ile konuşmam."

    Halime-"ikisi de tüm gün böylelerdi. Birbirlerine yaklaşmıyorlar. Birlikte yemek de yemiyorlar."

    Meryem-"Ne yaptıysak birbirlerine yaklaşmadılar. En sevdikleri topu verdik, en sevdikleri yemeği koyduk ama nuh diyor peygamber demiyorlar."

    b-"Bir de ben deneyeyim bakalım. Raf, Ref sorun nedir?"

    Raf-"Onun gibi bir kafasızla beraber daha fazla duramam."

    Ref-"Onun gibi bir beyinsizle beraber daha fazla duramam." Bu halde bile birbirleri ile aynı cümleyi söylüyorlar.

    b-"Peki neden kavga ettiniz?"

    Ref-"Annem en çok abimi seviyor diyorum beni dinlemiyor."

    Raf-"Hayır, annem en çok ablamı seviyor diyorum beni dinlemiyor."

    Ref-"SENi SEViYOR!"

    Raf-"SENi SEViYOR!"

    Meryem-"Ne oldu sesleri arttı birden? Barıştırırsın diye çağırdık daha fazla kavga ettir diye değil."

    b-"Ben de neye uğraşıyorum sanıyorsun? Bekle biraz." dedim ve Raf ve Ref'i kucağıma aldım. Halime teyzeye doğru tuttum.

    Ref-"Bir Bine abi. Beni yere bırak. Onunla yakın durmak istemiyorum."

    Raf-"Bir Bine abi. Beni yere bırak. Onunla bu mesafede durmak istemiyorum."

    b-"Halime teyze. En çok Raf'ı mı seviyorsun, yoksa Ref'i mi?" Halime teyze ikisini de kucağımdan aldı ve:

    Halime-"ikisini de eşit seviyorum tabii ki. Birisi oğlum, diğeri kızım." dedi ve ikisinin de kafasından öptü.

    b-"Raf ve Ref. Şimdi tatmin oldunuz mu?"

    Ref-"Evet ama en çok abimi sevsin. Ne de olsa insanlar onu sevmiyor."

    Raf-"Evet ama en çok ablamı sevsin. Ne de olsa ruhlar ablamı sevmiyor."

    Meryem-"Sen nasıl anladın kıskançlıktan kavga ettiklerini?"

    b-"Kavgaları kıskançlıktan değil ki. ikisi de Halime teyzenin diğerini daha çok sevmesini istiyor. Bu yüzden de kavga etmişler. Boşa üzdünüz Halime teyzeyi."

    Ref-"Özür dilerim."

    Raf-"Özür dilerim."

    Halime-"Sen bir tek insanların içini değil, hayvanların da içini görebiliyorsun. Derslerin Meryem kadar iyi değil ama kalp gözün açık. Bu saf yapından dolayı olsa gerek. Sayende barıştılar."

    Meryem-"Saflıkla bir alakası yok. Nasıl yaptı ben de anlamadım ama... gerçekten hayaletlerle falan konuşuyor olabilir misin?"

    b-"Evet, konuşuyorum." Artık saklamaya çalışmaktan falan sıkıldım. Valla bak. Sbs'ye de az kaldı. Normalde Meryem'lerin evine bile 2 haftada bir falan gelmeye başlamıştım. Çünkü bu sınav biraz önemliydi.

    Meryem-"Kesin konuşuyorsundur."

    b-"Sana nasıl kanıtlayabilirim?"

    Meryem-"Bana hayaletleri göster o zaman."

    b-"Tek zeki de sensin. Eğer başkalarına gösterebilsem sence deli muamelesi mi görürdüm? Hayalete en yakın şey olarak şu ikisi var." dedim ve Raf ve Ref'i gösterdim.

    Meryem-"Onlar sadece çok zekiler. Benim dediğimi de anlıyorlar." Telefonum çaldı. Samsung E250. Kaydırmalı. 2007 nin en iyi telefonu seçildi. Havalıyım hanny... Telefonu çıkardım ve annem arıyor. Kaydırağı kaydırıp açtım.

    b-"Alo."

    Anne-"Ne zaman geleceksin?"

    b-"Belli olmaz. Ne oldu ki?"

    Anne-"Eve gelirken 2 ekmek al."

    b-"Abim ne halt yiyor?"

    Anne-"Onun sınavı var."

    b-"Benim de Sbs var. Ama kimsenin umrunda değil."

    Anne-"AYY. BiR BiNE ÇILDIRTMA BENi. DIŞARIDASIN DiYE SANA AL DEDiM."

    b-"Tamam anne anladık. Gelirken alırım." dedim ve yüzüme kapattı. Suçlu benim mk. Her şeyde suçlu benim. Yeminle Dalgaa'yı çağırıp teklifini kabul edecem mk. ismi Dalgaa mıydı? Ne bileyim mk. Umurumda da değil.

    b-"Sizi barıştırdığıma göre ben eve geçiyorum."

    Halime-"Çok sağol oğlum. Sen de olmasan Raf ve Ref'i nasıl barıştırırdık?

    b-"Önemli değil Halime teyze. Kendine iyi bak." dedim ve evden çıktım. Bugün başka işim yok. En iyisi evime döneyim.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 98.
    +1
    REEEEEEEE
    ···
  10. 97.
    +2
    BUGÜN HiKAYE YOKTUR. YARIN GÖRÜŞÜRÜZ.
    ···
    1. 1.
      +1
      Rez o zaman
      ···
    2. 2.
      +1
      Rez rezzzz
      ···
    3. 3.
      +1
      Rezzz mk. Feci sardı jdjdjd
      ···
    4. 4.
      +1
      Rzzzzzszz
      ···
    5. diğerleri 2
  11. 96.
    +1
    rezervessss
    ···
  12. 95.
    +1
    Rezzerve
    ···
  13. 94.
    +1
    Qumqi okumadan duramıyorum yaz yauv
    ···
    1. 1.
      0
      knk bekleyemiyorsan diğer hikayelerimi de göz atabilirsin (bkz: bir bine bende binem hikaye serisi) Yarın hikayenin geleceği de kesin değil zaten. Dışarı çıkma ihtimalim var.
      ···
    2. 2.
      +1
      Eyv pnpa adamsın
      ···
  14. 93.
    +1
    Sardı sarıyo *rez *
    ···
  15. 92.
    +4
    AKTARDA

    Sarışın-"BUNA NASIL iZiN VERiRSiN? BiR BiNE'NiN DAGAAR iLE KARŞILAŞMASINA NASIL iZiN VERiRSiN? ONU KORUMAMAMI SÖYLEDiN AMA ONU DAGAAR'IN ÖNÜNE ATTIN. SADECE FARE iLE UĞRAŞMASI GEREKiYORDU."

    Aktar-"Beni çok büyük görüyorsun. Ben bile Dagaar'ın nerede olacağını tahmin edemem. Hem sonuç olarak o katil ruhlu kutsal hayvanla bile anlaşabildi. Başka bir şey test ediyordum ama bunu da görmem iyi oldu."

    Sarışın-"Bir daha Bir Bine böyle büyük bir tehlikeye girerse, artık kendi gözlerinle bir şey göremezsin."

    Aktar-"Öfken benliğini ele geçiriyor. Dagaar'ın karşısına çıkmasını ben de beklemiyordum. Daha çok erken."

    Sarışın-"Peki şimdi ne yapacağız? Dagaar da işe karıştıysa... "

    Aktar-"Bir Bine'ye kendini gösterme vaktin geldi." Dedi ve sarışın aktardan çıkıp gitti. Aktar Bir Bine'de görmesi gerekeni görmüştü.

    ---

    YARIN PAYLAŞAMAYABiLiRiM, EN GEÇ PERŞEMBEYE GÖRÜŞÜRÜZ.
    ···
    1. 1.
      +2
      Eve gideceğim daha sonra okusak? :D
      ···
      1. 1.
        +2
        Knk istediğin zaman oku :D
        ···
    2. 2.
      +1
      Reis kalemin cok Saglam vallaha bak ama su sarisin meslesini nedir ne degildir bunu aeaya kattin zaman bisiler kopuyor aslinda ya tam detayina gire olaylarin kendi hayal dunyadan yada yuzeysel degilde tam ortasindan gecmen daha guzel olur
      ···
      1. 1.
        0
        knk daha Bir Bine'nin sarışının kim olduğundan haberi yok :D Onun için sarışın kimin nesidir, o aktar kimdir bahsetmedim. Zamanla kendi öğrenecek.
        ···
  16. 91.
    +2
    Evime gidip üstümü değiştirdim ve duş aldım. Sonra da Meryem'lerin evine gittim. Meryem kapıyı açtı ve:

    Meryem-"Artık habersiz mi geliyorsun?"

    Halime-"Hoşgeldin Bir Bine oğlum. Geç içeri."

    b-"Kusura bakmayın, habersiz geldim."

    Halime-"Ne kusuru. Kendi evin gibi istediğin zaman gelebilirsin."

    Meryem-"O kadar da değil anneanne."

    b-"Raf, Ref. Gelin bakalım. Size bir süprizim var." ikisi de sesimi duyunca yanıma koştular.

    Raf-"Hoşgeldin Bir Bine."

    Ref-"Hoşgeldin Bir Bine."

    b-"Alın bakalım bununla ben gidene kadar oynayın." dedim ve bir topu gösterdim. Onlara doğru eğildim ve sessiz bir şekilde:

    b-"Topu parçalayın içinde fare var. Öldürmek dışında ben gidene kadar istediğinizi yapabilirsiniz." dedim ve topu önlerine koydum.

    Ref-"Oley be! Uzun süredir fare ile oynamıyorduk"

    Raf-"Oley be! Uzun süredir fare kovalamıyorduk." intikam alındı.

    Salona geçtik ve çay içmeye başladım.

    Fare-"BiR BiNE! ÖZÜR DiLEAAAHHHHH" içimin yağları eriyor. Bana 1 günde bana kafayı yedirdi. Şimdi de o kafayı yesin.

    Meryem-"Bugün sınıf üzerine çok geldi. Sen üzerime bir anda düşünce ben de çok sinirlendim. Özür dilerim." Bir dakika. Meryem benden özür mü diledi? Bir yaşıma daha girdim. 4 yapraklı yoncanın etkisi falan herhalde.

    b-"Ne dedin anlamadım?" Meryem kızgın bir şekilde baktı.

    Meryem-"Kafanın içinde beyin olmadığı için anlamamanı anlayışla karşılıyorum. Bunu benden bir kez daha duymayacaksın."dedi ve test kitabına döndü.

    Bir saat kadar oturduktan sonra:

    b-"Ben kalkayım artık. Her şey için teşekkürler."

    Ref-"Bir Bine! Daha hevesimizi almadık"

    Raf-"Bir Bine! Daha tam oynamadık."

    Fare-"Özürdilerimözürdilerimözürdilerim... " Ona bu kadarı yeter galiba.

    Meryem-"Bence de git. Bir daha da habersiz gelme."

    Halime-"Meryem! Ne ayıp. istediğin zaman gel oğlum annene de selam söyle."

    b-" Her şey için teşekkürler." dedim ve evden çıktım. Kendi evime ve odama geçtim.

    b-"Şimdi gelelim sana fare efendi. Önünde iki seçenek var. Anladığım kadarıyla istesen huzura erebilirsin ama kendini tutuyorsun. Çünkü insanlarla uğraşmayı seviyorsun. Doğru mu anladım?"

    Fare-"E evet Bi Bi Bi Bir Bine Bey."

    b-"O zaman önünde iki seçenek var. Ya huzura kavuşursun, ya da Cehase adında bir serçem var. Seni onunla da tanıştırırım." Fare parlamaya başladı. Tam da düşündüğüm gibi.

    Fare-"Her şey için özür dilerim " Dedi ve kayboldu. Derin bir nefes alıp verdim. Ne gündü be! Acaba Cehase ne yapıyor? Böyle bir gün daha yaşamak istemiyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 90.
    +2
    Aktar-"Ağlama artık. Olan olmuş."

    b-"Dayı nasıl ağlamayım ya! Yol boyunca taciz edildim diyorum. O da yetmedi cüzdanımı çaldılar."

    Aktar-"Tecavüz edilmedin sonuçta."

    b-"BiR DE TECAVÜZ ETSELERDi DAYI? BiR gibMEDiKLERi KALDI ZATEN!" ara sokakta ebeme atladılar. Üstüne üstlük cüzdanımı da çaldılar. 4 kişilerdi. Ellerimin dolu olduğundan faydalanarak beni etkisiz hale getirdiler. Sonra da... (Tecavüz etmediler lan merak etmeyin)

    Aktar-"Sana söz verdiğim yoncayı vereyim. Bunu ye, kendini daha iyi hissedersin." dedi ve bir kabın içinden 4 yapraklı yonca alıp bana uzattı. Gözyaşlarımı sildim ve:

    b-"Yiyeyim mi?"

    Aktar-"Benim bildiğim yenir."

    b-"Tamam o zaman. Bismillah." dedim ve ağzıma attım. Yuttuktan sonra içimde karıncalanma hissettim ve göğsümden bir şey fırladı.

    -"AHH. Canım yandı." Fareye benziyor. Demek beni bu felakete sürükleyen o. Hemen yanına gittim ve elime aldım.

    -"Bırak beni!"

    b-"SENiN YÜZÜNDEN BUGÜN BAŞIMA GELMEYEN KALMADI."

    Aktar-"Kiminle konuşuyorsun?"

    b-"Dur dayı şimdi. Kendi kendime konuşuyor bil beni yeter."

    -"O zaman ruhumu yok et ve bu iş bitsin."

    b-"Ruhunu yok etmek mi? HAHAHAAH. Sana o kadar merhametli davranmayacağım. Gidiyoruz. Görüşürüz dayı." dedim ve çıktım. Nereye gideceğimi biliyorum.
    ···
    1. 1.
      +2
      Şimdi ananskm fareee!
      ···
    2. 2.
      +1
      Ne ağlaması ne cüzdanı lan. Entry mi kaçırdım?
      ···
      1. 1.
        +1
        Yok knk kaçırmadın, ben direk ara sahneyi geçtim diyelim
        ···
      2. 2.
        +1
        Zaten kısa açıklama da yaptım.
        ···
      3. 3.
        +1
        Anladım panpa. Halletim kendi içimde :Dd
        ···
      4. diğerleri 1
  18. 89.
    +4
    Nalbur'a kazasız belasız vardım. Bir iki kere yere düşsem de sadece yere düşmeyle atlattığım için mutluyum. Nalbur'un içi çivilerle dolu. Sivri, delici, kesici alet çok. içeri girerim de uğursuzluğum çalışırsa kesin ölürüm. Korkuyorum. O kurtun teklifini kabul etmeliydim. ismi Dagyaa mıydı yav? Amaan, unuttum gitti. Cesaretimi topladım ve içeri girdim.

    b-"Seldıbınaleyküm."

    Nalbur-"Aleykümselam."

    b-"Ben aktardan geliyorum. Sizden demir raf ve çivi sipariş etmiş. Getirmemişsiniz."

    Nalbur-"Şaka yapıyorsun herhalde? Demir rafı ne yapacak? Ciddiye bile almadım adamı."

    b-"Şimdi de beni gönderdi abi. Hazırlaman ne kadar sürer?"

    Nalbur-"Sen ciddi misin? Demir rafı demir çivi tutar mı?"

    b-"Adam belki rafları başka bir şey için kullanacak. Sen o adama malzemeleri vermek zorundasın."

    Nalbur-"Anladık. Hazırlardan vereyim dur." dedi ve depoya girdi. Bir yığın bir şeyler yıkıldı galiba.

    Nalbur-"HAY ANANI... " istemediği bir şey oldu galiba. Sonunda raflarla ve çivilerle geldi.

    Nalbur-"Al bunları, o bunağa da söyle bir daha benim nalbura gelmesin." pekekentteki egoya bak. Hem suçlu hem güçlü .

    b-"Bu saatten sonra ben ve tanıdıklarım da bu nalbura gelmeyiz." Dedim ve dışarı çıktım Aktara doğru yola koyuldum.
    ···
  19. 88.
    +3
    Acaba 2 sokak öteye gidip gelene kadar yaşayabilecek miyim? Bu şansızlıkla değil iki sokak geçmek, tek sokakta bile yaşayabileceğimi sanmıyorum. Üstelik Nalbura gidiyorum. Ara sokaktan gidersem daha hızlı varırım... Hız mı güvenlik mi? Bu lanetten ne kadar hızlı kurtulursam o kadar iyi. Ara sokaktan gideceğim. Umarım ölmem...

    Ara sokaktan gitmeye başladım. Ama o kadar çok korkuyorum ki biri karşıma çıkacak diye... Üzerime biri su döktü. Balkondan kafama su döktüler lan. Üstelik kirli su olduğu çok belli, beyaz giydiğim kıyafet bile simsiyah oldu.

    b-"YETER AMK YETER LAN! BAŞLAYACAM ŞANSIZLIĞINIZA DA SUYUNUZA DA... "

    -"Bu kadarcık şeye çok yaygara yapıyorsun. Beni uykumdan uyandırdın." Ses arkamdan geliyor. Anca başıma geleni bilmeyen bir salağın konuşması. Arkamı döndüm ve:

    b-"TABi YAPARIM LAN! SEN Kimsi anangibm" Karşımda kocaman bir kurt duruyor mk. Tamam. Anlıyorum.

    -"Benim ismim Dagaar. Senin sesine uyandım. Demek sen de nadir doğansın."

    b-"Maalesef ki öyleyim. Başıma gelmeyen tak kalmadı."

    Dagaar-"ismimi duydun ve hala burada durabiliyorsun."

    b-"Ruh gücünü boşa beni korkutmaya harcama. Yok olmanı istemem, gerekirse huzura kavuşturabilirim. Ama şu an işim var."

    Dagaar-"HAHAHAHA. insan. Sen beni huzura kavuşturacak güçte değilsin." Etrafımda dolaşmaya başladı.

    Dagaar-"Sıska bir vücut, çelimsiz ayaklar, düşük bir ruh gücü. Beni öldürmene imkan yok. Daha içindeki fare ile başa çıkamıyorsun."

    b-"Seni öldüreceğimi mi söyledim? Ruhunu huzura kavuşturacağımı söyledim. istemiyorsan beni oyalama, daha şu şansızlığımdan kurtulmam lazım"

    Dagaar-"içindeki fareden bahsediyor olmalısın. istersen seni ondan kurtarabilirim. "

    b-"içimdeki bir şeyden dolayı mı tüm günüm mahvoldu?"

    Dagaar-"Düşük seviyeli bir ruh. Seni ondan kurtarmak tek hamleme bakar. Ama karşılığında senden bir şey istiyorum."

    b-"Biriniz de bir şey istemesin. Söyle bakalım."

    Dagaar-"Benim için yaşa. Ölünce de benim yanımda ol. Ben milenyumlarca yaşadım. Sana bildiğim her şeyi öğretebilirim. Kimse senin karşında duramaz, bu gözleri biliyorum, ezilen bir insanın gözleri. Yıllarca kimse sana inanmadı, herkes seni aşağıladı ve hor gördü. Bir daha hiçbir varlık seni hor göremeyecek. Sadece kabul etmen yeterli." Cevap belli amk.

    b-"Reddediyorum."

    Dagaar-"Çok hızlı oldu. Neden?"

    b-"Denize düşen yılana sarılır hesabı gidemem. Ruhum bana ait, bedenim de. Şimdi müsadenle, Nalbur'da işim var."

    Dagaar-"HAHAHAHHA. SENi SEVDiM iNSAN. BENiMLE BU KADAR KORKUSUZ KONUŞABiLEN iLK iNSANSIN. KABUL EDECEĞiN ZAMAN ADIMI SESLEN VE KABUL EDiYORUM DE. YANINA GELiP ANLAŞMAYI SAĞLAYACAĞIM. Umarım düşman olarak karşılaşmayız." Dedi ve toz olup gitti. Cidden toz oldu. Saçma sapan ruhlarla uğraşıyorum aq. Nalbura sağ varmak istiyorum. En azından artık içimde bir ruh olduğunu biliyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 87.
    +4
    Değil 4 yapraklı yonca, 3 yapraklısını bile bulamadım. Nereyi aramam gerektiğini bile bilmiyorum. Halime teyzeye mi gitsem, o bilgilidir. Ama hayır, gidemem. Onu da şansızlığımla etkilemek istemiyorum. Cehase'ye ihtiyacım olduğu zaman ortada yok. Çıldırıyorum. Bir hayalet yürüyordu. Bana doğru yürürken birden durdu, bana baktı ve benden kaçmaya başladı. Hasgibtir. O hayalette bir şey var. Hemen arkasından koştum. Yoksa o mu benimle uğraşıyor? Kovalarken bigiblete çarptım ve yere düştüm. Bigibletteki de yere düştü. Bigibletteki kalktı ve benim yanıma koştu.

    Bigibletli-"iyi misiniz?"

    b-"iyiyim. Maalesef hala yaşıyorum."

    Bigibletli-"Ayağınız yaralanmış. Hemen size ilk yardım uygulayım." Sepetindeki çantayı aldı.

    b-"Gerek yok. Bir şey soracaktım. Burada yonca bulabileceğim bir yer var mı?"

    Bigibletli-"Şehrin göbeğindeyiz, yonca bulman zor. Ama bu yolun ilerisinde bir aktar var. Orada kesin vardır."

    b-"Teşekkürler." dedim ve ayağa kalktım.

    Bigibletli-"ilk yardım yapsaydım."

    b-"Gerek yok. Ben iyiyim." dedim ve vedalaşıp aktara doğru gittim.

    Aktar'a girdim ve:

    Aktar-"Hoş geldiniz." Yaşlı bir adam beni karşıladı.

    b-"Hoş bulduk. Dayı bana 4 yapraklı yonca lazım."

    Aktar-"4 yapraklı bir de. Batıl inançlı biri misin yeğenim?"

    b-"Hayır, değildim. Ama bugün başıma gelenlerden sonra aklıma gelen tek şey 4 yapraklı yonca bulmak."

    Aktar-"4 yapraklı yoncam var, ama pahalıdır."

    b-"Ne kadar?"

    Aktar-"150 tl."

    b-"Yuhh. Pardon. 150 tl çok fazla." (2009 yılında bir öğrenciyiz, unutmayın.)

    Aktar-"Bana bir konuda yardım edersen sana bedava veririm."

    b-"Nasıl yardım edebilirim?"

    Aktar-"2 sokak ileride bir Nalbur var. Oraya günler önce demir raf ve çivi sipariş vermiştim. Ama hala getirmedi. Senden Nalbur'a gidip siparişlerimi bana getirmeni istiyorum."

    b-"Tamam."

    Aktar-"Şunu da belirtmek istiyorum, eğer 4 yapraklı yonca işe yaramazsa başka bir şeyle takas edemezsin, yine de kabul ediyor musun?" Adam haklı. işe yaramama ihtimali de var. Ama yine de şansımı deneyeceğim. işe yaramazsa en azından adama yardım etmiş olurum.

    b-"Yine de kabul ediyorum. Denemeden bilemem."

    Aktar-"iyi öyleyse, git bakalım." Dedi ve dışarı çıktım.
    ···
    1. 1.
      +2
      Demir Raf??? Raf yani tamam.
      ···
      1. 1.
        +2
        Özel isim Raf değil yav :D
        ···
    2. 2.
      +2
      He he yedim hadi :D
      ···