New York Tren yolunun üstünde örümcek adamın ağları koptu ve trenin üzerine düştü.




Yeşil cin biraz ilerde aracı ile havada duruyordu ve tren son hız ilerliyordu.
Örümcek adam ile trenin üzerinde mücadele etmeye devam ettiler.
Tren üst geçidin altından geçerken örümcek adam reflekslerini kullanarak boşluklardan geçmeyi başardı ve tekrar trenin peşine düştü.




Bir ara araç tam tepesindeyken tekrar araca ağlarını attı




ve ağlarını çektiği zaman eline çok sayıda kablo geldi o andan sonra yeşil cinin aracından duman yükselmeye başlamıştı. olduğu yerde dönmeye ve kontrolü kaybetmeye başladı.
Aracın arka tarafına geçen örümcek adam yeşil cini doğruca binanın duvarına yöneltti ve hızla çarpmasını sağladı.
iyice sersemleyen yeşil cin ve aracı olduğu yerde dönerek denize doğru ilerlemeye başlıyordu.

Binanın çatısından kendini boşluğa bıraktı örümcek adam..binaların arasından eve doğru hızlıca ilerlemeye başladı. Evinin oraya geldiği zaman aşağıda Mary Jane’i gördü hemen odasının açık camından içeri girdi ve kostümünü çıkarmaya başladı,




terlediği için spandex kumaş vücuduna yapışmış ve zor çıkıyordu.
Üstünü çıkarttı aynaya bakıp saçını başını düzeltti gözlüğünü taktı ve PETER PARKER haline döndü zaten 10 saniye sonra zil çalmıştı.
May hala kapıyı açtı ve “Mary Jane minik fıstığım hoş geldin” dedi. “ fakat peter evde değ…..”
Derken odasından peter çıktı ve “ hoş geldin Mary” dedi.
Peter sen nerden çıktın odandan ses gelmediği için çıktığını sanmıştım dedi may hala şaşırmıştı.
Bacayı temizlemeye çıkmıştım hala hatırlamadın mı ? dedi peter…..” neyse hala biz ders çalışmak için odama geçicez” dedi ve kızı çekerek odasına zütürdü.

- Peter Benjamin Parker randevumuz olduğunu gene unuttun değil mi ? (telefonu açarken adımın tamdıbını söylediyse gerçekten sinirlenmiş demektir)
- Hayır tatlım birazdan evde olucam…sen nerdesin ?
- Sizin evin 3 blok ötesinde ve hızla size doğru ilerliyorum.
- Peki tatlım evde görüşürüz
- Sen nerdesin peter rüzgardan sesin net duyulmuyor.
- Eeeeee şey evin terasındayım
- Peter sizin evin terası yok
- Çatıdayım yani çatıda.
- Ne işin var çatıda
- Bacayı temizliyorum
- Hazirandayız peter ne temizliği bu ?
- Gelince görüşürüz tatlııııııımmmm.

Peter’ın odasının hali gerçekten perişandı.




Peter parker bu odanın hali ne ?... sen ne kadar sorumsuz bir adamsın ya dedi mary jane ….. sen şimdi pazartesi gün ki sınava bile hazırlanmamışsındır heralde.
Pazartesi gün ki sınav için hazırım dedi peter ve televizyonu açtı.
Kanal inci açılmıştı ve ekrandaki muhabir kalabalık bir caddeden konuşuyordu.
“ Sayın seyircilerimiz Örümcek Adam bu seferde bu yanımda gördüğünüz kadını hayatını az önce kurtardı…..evet hanfendi olayı anlatırmısınız ?
Tabiki oğlumun ilaçlarını almak için merkezdeki eczanelerden birine gidiyordum. Erkenden orada olmak için ara sokaklardan birine girdim ama 2 tane kötü adam yolumu kesip çantamı almaya çalıştılar ama Örümcek Adam geldi ve o ikisini alıp birini duvara yapıştırdı diğerini de ağları ile sarıp orada bıraktı sonra ben polisi aradım ve o kötü çocukları polise verdim….örümcek adam olmasaydı belkide çoktan çantamı onlar çalmış olacaktı……. Evet sayın seyircilerimiz New York merkezi Örümcek adam sayesinde muhteşem bir öğleden sonrası geçiriyor……teşekkürler Örümcek Adam…..bu arada 1 saat sonra Central Park’ta inci Sözlük tarafından kimsesizler için bir yardım kermesi düzenlenecek…iyi Günler New York……”

Yerden çantayı alıp kadına verdi. “ buralar tekin yerler değildir hanımefendi….etrafta çok sayıda lağım faresi olabilir…”
Kadın çantasını alıp adamlara doğru baktı ve arkasını dönmeden ;
Teşekkür ederim örümcek adam dedi çantamda oğlumun ilaç parası vardı…tanrı seni korusun…
Örümcek adam’a bakacağı sırada onun çoktan gittiğini gördü. Gökdelenlerin arasından ilerlerken o hep çıkardığı çığlık sesi geliyordu….
Binaların arasında ilerlerken cep telefonu çaldı. Hemen yüksekçe bir binanın üzerine çıkarak telefonu açtı.
Arayan Mary Jane Watson’du……




Sevgilisi…..

Arkasını döndüğü zaman yeşil cinin aracını gördü aracın altındaki makinalı tüfekler ile ateş etmeye başlamıştı.




Rastgele ateş ediyordu.örümcek adam olduğu yerde ağlarını atarak oradan uzaklaştı ve arkasından yaklaşarak sırtına sert bir şekilde tekme attı.
Kontrolü kaybeden yeşil cin olduğu gibi duvara çarptı ve tekrar arkasını dönerek “ bakalım başkalarının hayatları senin için önemli mi ? “ diyere yerdeki bir polis aracını alarak kalabalığın içine doğru fırlattı.
Ama örümcek adam ondan daha hızlı davranarak aracın altına girerek arabanın kalabalığın arasına girmesini engelledi.




Tekrar ağlarını attı bu sefer yeşil cinin aracının tam altına denk gelmişti. Araçla beraber uçmaya başladılar.

iNCi RADYO…….
“ GÜNAYDIN SEVGiLi NEW YORKLULAR………. Güzel bir haziran sabahında tekrar birlikteyiz hava açık, sıcak ve muhteşem görünüyor…..ve Örümcek Adamda her zaman olduğu gibi aramızda gezmeye devam ediyor….Bu adam bize Tanrının bir lütfu sanki…Geçen gece Times meydanında yaptıklarını halen konuşuyoruz…..O kızda çok şanslı bu arada…….şehir hatları açık ve trafik sağdan düzenli ilerliyor…..bu günkü ilk şarkımız bu çiftimiz için gelsin…………GÜNAYDIN NEW YORKKKK……”
https://www.youtube.com/watch?v=wQzn4a5qHT4

“ e şimdi ne olucak bay stark zırhınız olmadan ne yapacaksınız köprü bu kadar ağırlığı uzun süre taşıyamaz…”
“Onun içinde bunu düşündüm dedi ve yerdeki çantaya ellerini geçirdiği zaman vücudunu kaplayan başka bir zırh oluşmuştu.”




Köprü iyice yan yatmaya başladığı zaman “ ne yapacağız bay stark “ dedi Örümcek adam.
Arkalarından Mary jane gelmişti.
“Köprüdeki ağırlığı fazla tutmayan demirleri alarak köprü ayaklarına kaynak yapabilirsiniz” dedi kız.
Iron Man mantıklı dedi ve havalandı. Aynen kızın dediği gibi yapmış ağırlığı diğerlerinden az taşıyan demir kolonları alıp köprü ayaklarına kaynak yapmıştı.




“ bu köprüyü biraz daha dayandırır ama acele ederek kalabalığı buradan uzaklaştır” dedi örümcek adama “ben köprünün siz burayı terk edene kadar dayanmasını sağlayacağım.”

Saat tam on bir buçuktu ve oraya gitmesi için yarım saati vardı.
Gidebileceği en hızlı yoldan times meydanına doğru ilerledi.



Oraya vardığı zaman. Bütün ekranlardan aynı anda yeşil cinin görüntüsü gelmeye başladı.
“ sayın New York halkı….ben hepinizin çok yakından tanıdığı gibi Yeşil Cin’im bu geceki konuğum Örümcek Adam ve onun biricik sevgilisi Mary Jane Watson…..ama sizlere çok yazık olacak çünkü bu iki sevgiliyi ayırmak zorunda kalmam gerekiyor….bunun içinde ikinizden birisinin ölmesi lazım…..ya ben kızı alıp aşağı atıcam kız ölücek….yada kızı kurtarıyım derken sen ölüceksin Örümcek Adam….Sonra yani sen öldükten sonra o Allahın belası yüzünü tüm ülkeye göstericem….seni sürüngen pislik…
VE OYUNNNN BAŞLASINNNNN…”
Dedi ve kızı binanın tepesinden bıraktı.




Örümcek adam hangi bina olduğunu öğrenmek için etrafına baktı.
Ve gördü hemen sağındaki binanın tepesinden aşağı doğru Mary Jane düşüyordu…
Meydana toplanan kalabalık korku içinde bağırmaya başladı.
Örümcek adam kızın peşinden gitti.
Aşağı düşerken ağını attı ve kızı yere 3 metre kala kurtardı.




Kalabalık topluluk sevinç içinde bağırdı bu sefer….
Yer indiğinde “mary jane uzaklaş burdan” dedi “ ben seni bulurum”
Marj jane koşmaya başladı kalabalık onu korumak için arasına almıştı.

O gece herkes uyuduktan sonra gizlice evden çıkarak ben amcanın öldürüldüğü yere gitti…




Etrafta güvenlik kamerası aradı ve tamda olayın meydana geldiği yere bakan bir kamera gördü.
Ortalıkta başı boş gezen hayaletler gibiydi.
Cihazın yan tarafından seri numarasına beraberinde getirdiği çantadaki defterine not etti.
Doğruca bölge polis merkezine yöneldi.
Gideceği yeri biliyordu…..
Arşive gidip o kameraya ait görüntüleri inceleyecekti.
Görüntülerin orijinalleri New York Polis merkezinde olmalı diye düşündü.
Gecenin karanlığında polis merkezine doğru ilerliyordu.




Haziran sonlarına yaklaşıldığı için camlar genelde açık olurdu…
Açık camların birinden içeri girdi örümcek adam girdiği gibi kendini tavana attı ve orada kaldı.
Binada nöbetçi kalan polisler vardı ve görülürse bu onun için büyük tehlike oluşturabilirdi.
Koridorda kimsenin olmadığını gördüğü zaman kameralara yakalanmadan ilerlemeye başladı.
Koridorun tam ortasında binanın bir planı vardı.
Arşivi bulmaya çalıştı….
Hay aksi…..
Arşiv binanın bodrum katındaydı.

Bulunduğu yerin 4 blok ötesinde bir büyükçe bir kamyon arabaları önüne katarak ilerliyordu.
O sırada kulaklığından olayı duydu radyodaki adam deli gibi bağırarak anlatıyordu.




“ New york sakinleri şu an dışarı çıkmak için pek uygun bir zaman değil çünkü manyağın biri arabaları önüne katarak ilerliyor. Kamyonda Oscorp’a ait olan Plutonyumların olduğu gelen bilgiler arasında….”
Örümcek adam “ Güne hızlı başlıyoruz” diyerek kamyonun olduğu yöne doğru ilerlemeye başladı. Kamyonun üzerine geldiği zaman kendini boşluğa bıraktı ve aracın kasasına düştü.
Şöförün olduğu yere doğru ilerledi ve yukardan şoförün olduğu yere baktı.
“ sayın şoför size kötü bir haberim var ben örümcek adamım ve az önce sizi yakalamış bulunuyorum” dedi.
Şoför camı kapattı ve sürmeye devam etti.

Kamera kaydını taşıyan kaset eski bir kasetti ve bunu oynatan cihazlardan bir tane olması lazımdı.
Peter kostümünü çıkarıp odasında cihazı aramaya başladı ve haliyle oldukça fazla gürültü çıkarıyordu.
Yaptığı seslerden odanın kapısını may hala çaldı ve neler olduğunu sordu önemli bir şey yok dedi peter aramaya devam ederken.
Aradığı şeyi bulmuştu…
Kasedi koydu ve izlemeye başladı olay anınını bulması çokta zor olmadı.
Ben amca adama karşı koymuş bir an ittirmenin arkasından adam ben amcaya 3 el ateş etmişti.
Görüntüyü durdurdu ve anlık görüntüyü bilgisayarına geçirip resimdeki pusu kaldırmaya çalıştı.
Resim artık en berrak halindeydi ve adamın suratını en iyi şekilde seçebiliyordu.
Resmi incelemeye başladı. Onu diğer adamlardan ayırabilecek bir işaret aradı.
işte oradaydı…..

Peter parker radyoyu dinliyordu..
Venom neler yaptırdı bana diye düşündü..
Sabah erkenden kalkmış alışveriş yapmış ve May halaya kahvaltı hazırlamaya başlamıştı...
En sevdiği yemeği yapıyordu….
Patatesli yumurta…
Kokuya uyanan may hala peter’ı mutfakta gördü “ Peter inanamıyorum yemekmi yapıyorsun…en son seni mutfakta gördüğümde sanırım Michael Jackson zenciydi…..”
ikiside gülüştüler ve sonrasında May hala ekledi “ işe gitmeden önce süper bir kahvaltı yapmayalı çok oldu”
- iş derken may hala ne işi bu ?
- işe girdim Peter….ahh sen bilmiyosun zaten…
- Neden may hala ?
- Evin giderleri için peter…. artık yetmemeye başladı
- Anladım…nerde peki ?
- Eski hastanemde….yönetim ile konuştum onlarda eski personellerini tekrar görmekten mutluluk duyacaklarını söylediler.
May hala eski bir hemşireydi aslında uzun süre önce emekli olmuştu sadece.
Peter halasına baktı o yaştaki kadının çalışması kanına dokunmuştu.
May hala dedi “ mary Jane aradımı hiç ?”
“ evet aradı peter…..çok kırmışsın kızı ama senin yüzünü bir daha görmek istemediğini söyledi.”
Peter’ın bozuk olan morali dahada bozulmuştu…
Ben amcasının sözleri aklına geldi




“ BÜYÜK GÜÇ BÜYÜK SORUMLULUK GETiRiR”
Peter bu sınavdan başarısız olmuştu.

Önce okuluna gitti ve projedeki son durumu inceledi kendine bir yol haritası çizdi okuluna devam edecek projesini teslim edecekti faka Mary Jane olmadan bu biraz imkansız olabilirdi.
Akşama kadar okulda kaldı ve öğretmenleri ile görüştü. O sırada dışardan gelen polis sirenlerine kulaklarını tıkadı..
Örümcek adam yoktu…..
Eve gelirkem may halasının hastanesine uğradı ve işten çıkana kadar onu bekledi.
Çıktıktan sonra beraber alışveriş yaptıktan sonra eve geldiler…
Odasını bir güzel topladı…




Herşey derli toplu bir haldeydi…
Akşam yemeğinden sonra may hala çok yorgun olduğu için odasında dinlenmek istedi.
Peterda gazetelerden iş ilanı arıyordu.
Daily Bugle amatör fotoğrafçılar arıyordu…
Ertesi gün okuldan erken çıkıp doğruca Daily Bugle binasına gidip iş ilanı hakkında görüştü.
Getirdiği her fotoğraf için ona 5 dolar para vereceklerdi..

POLiS TELSiZi…

- Bütün birimler... bütün birimler 14. Caddede 1029 durumu var en yakın ekibin oraya gidip kontrol etmesi gerekiyor
- Sizi duyduk ben Jameson olay bölgesinin 3 blok doğusundayım.
- Anlaşıldı.

Venom kulaklığından durumu öğrenmiş ve harekete geçmişti.




Durum bir adamın kadına kapkaç yapması ile ilgiliydi.
Kadının çantasını gasp etmiş ve kaçmaktaydı. Venom gene her zaman olduğu gibi adamın peşinde bitmiş ve hızla adama doğru ilerliyordu.
Önce ayaklarına ağ attı ve adamın yere yuvarlanmasına neden oldu. Yere düşen adam belinden çıkardığı tabancası ile üzerine doğru gelen Venom’a doğru ateş etmeye başladı fakat sadece havayı vurabildi…
Hiçbir mermi isabet etmemişti.
Şarjörü bittiği zaman venom adamın koluna çok güçlü bir tekme vurdu. Hem silahı uzak bir yere atmıştı hemde heralde adamın kolunu kırmıştı.

Örümcek adam olmuş şehrin kahramanı olmuş fakat May Halasına karşı sorumlu bir oğul ve Mary jane’e karşı sorumlu bir sevgili olamamıştı.
May hala çıktıktan sonra ilk iş Mary Jane ‘i aradı. Telefon cevap vermemişti tekrar aradığında ise meşgule düşmüştü. Anlaşılan halen birileri ona çok kızgındı. Sonra tekrar ararım dedi içinden okulunu aramaya karar vermişti. Okul hocası peter’ın sesini duyduğuna çok sevindi neden okula ve projesine devam etmediğini sordu peter “ kendi ile ilgili sorunlardan dolayı” diyerek yeniden devam etmesinin bir yolunu sordu öğretmeni “tabiki gelebilirsin peter parker….istediğin zaman ” diyerek cevap verdi
Venom herşeyi mahvetmişti ama Peter bütün bu olanları düzeltecekti.
ÖRÜMCEK ADAM OLMAKTAN VAZGEÇSE BiLE YAPACAKTI BUNU…

Elindeki odun ile dağılan kafasını görmeyi o kadar çok istiyordu ki elleri titriyordu heyecandan.
Ben amcasının intikdıbını alacaktı…..
Bir an duraksadı….
Son günlerde neler yaptığına inanamadı birden….
Elinde kalınca bir odun ve yerde ölmeyi bekleyen bir adam vardı….
Kafasına vuracağı tek bir darbede ölebilirdi….
Peki ya sonrasında ?
Sonrasında ne olacaktı….
Üzerindeki siyah kostümü sırf bu adamı bulmak için yapmıştı ve bulmuştuda…
intikam planları yapmıştı…
O kadar kendini kaptırmıştı ki kişiliği değişmişti adeta…..
Marj Jane gitmişti….
May hala yüzüne bakmıyordu…..
Daha önemlisi…
Peter parker değil ama Venom bir kişinin katili olmuştu….
Şu an arkasına saklanabileceği bir maske yoktu…
Tamamen Peter Parker’dı
Ve Peter bu adamı öldürürse…
Ondan hiçbir farkı kalmayacaktı…..
Elindeki odunu yere bıraktı…..
Etraftan küçük tahtalar bulup kırık bacağına ve kollarını düzeltip bir tür atel yaptı
Ve etrafını ağlarıyla sıkıca sardı….
En son vücudunda kırık yada çıkık olması riskine karşı vücudunuda sımsıkı sararak onu polislerin kolayca bulabileceği bir yere bıraktı…..

Yere düşen adamı tekmelemeye başladı Venom bir taraftan küfrediyordu.
Suratına tüm gücüyle bir tekme attı ve ayağa kaldırıp duvara yasladı.
“ sen kimsin neden bana bunu yapıyorsun” dedi hırsız.
Her yeri kan içindeydi doğru dürüst nefes alamıyordu.
Venom maskesini çıkardı ve “ yüzüme bak anasını s.ktimin evladı…..yüzüme bak….hatırladınmı beni ?”
Dedi.
Hayır dedi adam çaresizce. Yanında getirdiği ben amcanın resmini gösterdi “ bu adamı tanıdın mı p.ç kurusu SÖYLE HA TANIDIN MI ?” tek eliyle adamı kaldırırken öteki yumruğu ile çenesine sert bir yumruk atmıştı.
“ hayır bu adamı da tanımıyorum” dedi adam tekrar.
“ nasıl tanımazsın bu adamı sen öldürdün 2 sene önce “ diyerek bağırdı ve ekledi “ şimdi ben seni öldüreceğim “
Sert bir şekilde yere attı hırsızı ve yerden kalınca bir odun aldı..
Önce bacaklarına vurmaya başladı…..
Bacaklarını kırdı önce…
Sonra çenesinin altına elindeki odunla sertçe bir kez daha vurdu….
Kemik sesleri gelmişti çenesinden…..
En son darbeyi kafasına indirecek ti……

Venom tam duymak istediği şey aylar sonra duymayı başarmıştı.
Hızla adresin verildiği yere doğru ilerledi.
Aşağıda trafikte hızla yol alan bir araba vardı o sırada telsizden suçlunun bir araba çalıp kaçmaya çalıştığı ihbarı gelmişti.
Arabanın peşinden ilerlemeye başladı.
Adam ara sokaklara girerek izini kaybettirmeyi başarmıştı.
Fakat unuttuğu bir şey vardı….
Venom…..
Peter Parker…..
Ve ikiside çok sinirliydi…
Adam arabasını köhne bir binanın yanına bıraktı ve araçtan çıkıp binaya girdi. Çatıda venom vardı.
Hırsız binanın içinde temkinli bir şekilde ilerliyor ve ses çıkarmamaya çalışıyordu.
Venom takipteydi.




Bir ara camdan gelen giden varmı diye pencerenin önüne geldi.




Arkasını döndüğünde Venom karşısıdaydı.
Adam şaşkınlıktan bir süre öylece kaldı.
Venom önce adama sert bir şekilde kafa attı ve yakasından tutarak arkasına doğru fırlattı.
“ beni tanıdın mı or.spu çocuğu” dedi. yerdeki adam “ kimsin sen” diye karşılık verdi.
“BEN” dedi “ SENiN EN BÜYÜK KABUSUNUM”

Olay gününün sabahında Mary jane telefondan peter’ı aramıştı
- Peter hayatım ?
- Ne var mary ?
- Ne var mı ?
- Hımmmmm
- Peter sana neler oluyor anlayamıyorum
- Neler oluyomuş
- Değiştin,çok farklı biri oldun bir buçuk aydır yüzünü adam gibi göremiyorum sürekli uyuyorsun depresyona girmiş gibisin….
- Benim bir şeyim yok…iyiyim ben….
- Değilsin peter Benjamin parker……
- Gene başlama M.j. uyucam ben sonra görüşürüz.
- Görüşemiyoruz peter uzaklaştın benden.
- Derdin ne Mary Jane Tony Stark ile konuşamayınca bana mı geldin ?
- Bunlar nasıl laflar peter sen neler söylüyorsun
- Duydun işte
- Seni terkediyorum Peter Benjamin parker
- S.KTiR GiT MARY JANE WATSON ANLADINMI BENi S.KTiR GiTTTTTTTT



Telefonu Mary Jane’in suratına kapatmış. Ardından uyumaya devam etmişti May hala konuşmayı kapının arkasından dinlemiş ve oturma odasında sessizce ağlamaya başlamıştı.
Yıllardır oğlu yerine koyduğu çocuk ellerinden kayıyordu adeta…..