/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +3 -1
    beyler ben siyaset konuşmayı fazla sevmem ama bazı gerçekleride es geçmek olmuyor.
    bu mesajı öğlen saatlerinde 3 kere göndermeye çalıştım ve nedense hiç bir hata vermeden kullanıcı giriş sayfasına yönlendirdi beni. sanırım gizli bir sansüre maruz kaldım kullandığım kelimeler yüzünden.
    o yüzden bu sefer ki yazışım da bazı sansürleri kendi kendime uygulucam.
    bu satırdan itibaren malum partinin adına "AMPÜL", kişinin adınada "UZUN" dicem, siz anladınız ne olduğunu.

    malumunuz ülkemiz insanları %50 - %50 ikiye bölünmüş durumda.
    kimi AMPÜL'ü allahın bir lutfu olarak görürken kimide bir bela olarak görüyor.
    AMPÜL'ü iktidar da tutan kesim genelde kırsal iklimde yaşayan köylü tabanlı, eğitim seviyesi düşük insanlar.
    eğitim seviyesinin yanında evrensel bakış açısıda bulunmayan ve sığ düşünceli insanlar.
    yine bir çoğu sırf dini inançları nedenediyle akp'ye oy veriyor.
    yanlış anlaşılmasın AMPÜL dine hizmet ettiği için demiyorum bunu. iyi pazarlıyorlar halka, o yüzden.

    neyse konuya geliyim. eminim ki sözlüğün büyük bir kısmı AMPÜL'ün patlamasını istiyor.
    sadece sözlük değil halkında %50'lik kısmı bunu istiyor. peki bunu başarabilir miyiz?
    önce şuan ki devlet ve ülke durumunu enine boyuna bir özetleyelim ve sonra çözüm bulunabilir mi bunu konuşalım.

    AMPÜL'ün kontrol ve denetim alanlarına göz atarak başlayalım.

    ysk, yök, tübitak, tsk, anayasa mahkemesi(haşim kılıç da ortadan kaldırıldı artık), hsyk, tbmm, bakanlıkların tümü, yerel yönetimlerin büyük çoğunluğu, diyanet (hristiyan liderler dahil), emniyet, istihbarat, yaş ve aklıma gelmeyen irili ufaklı kurumlar.

    bunların yanında; basın-yayın-medya kuruluşlaır, dini cemaat ve tarikat önderleri, sivil toplum kuruluşlarının bir çoğu, öğrenci kulüplerinin büyük çoğunluğu, eğitim-öğretim görevlilerinin büyük çoğunluğu, bir çok sendika yönetimi, holding patronları, mühendis odaları, barolar, sağlık ve tıp sektöründeki resmi ve sivil kuruluşların çoğu, sosyal yardım kuruluşlarının çoğu, sanat dünyasının büyük bir çoğunluğu, tarım ve sanayi odaları ve daha sayamadığım bir çok alan.

    burada dikkat ederseniz cemaat-tarikat önderlerini, sendikaları ve sanat dünyasını saydım.
    bunları sayma sebebimi açıklıyayım merak edenler için.

    cemaatler ve tarikatlar AMPÜL'e mecburdur. AMPÜL'de onlara.
    bugün herhangi bir cemaat-tarikat önderi AMPÜL aleyhine konuştuğu ve fetva verdiği zaman bu AMPÜL'ü istemedikleri anldıbına gelmiyor.
    bu sadece insanlar arasında rekabet ortamı yaratmak için yapılır. senin tarikatın benim cemaatim kavgası tartışmasında AMPÜL taraf belirtmez ve hepsini kucaklar.
    buda tüm müridleri AMPÜL ortaklığı noktasında buluşturup tarikatların yanlışlığı ve sömürücülüğü üzerinde tartışmasını engeller. çünkü güven sağlanmış olur ve müridler bunu düşünmezler bile. kısaca böyle. ayrıntı isteyen pm atsın.
    geometri(anladınız siz) cemaatini bundan ayrı tutabiliriz. onların çoğu eğitimli insanlar oldukları için durumu tersine çevirip gücü kendilerine almak AMPÜL'ü ise araç olarak kullanmak istediler ve başarısız oldular.

    sendikaları sayma sebebim ise sendika yöneticileridir.
    sendikaların çoğu komünist rejimden yana oldukları halde asıl işbirlikçi bu sendikaların kurucuları ve yöneticileridirler.
    karl marx'ın ideolojisinin bir ütopya olduğunu fark etmiş olan bu insanlar tarikatların mürdilere yaptığını işçi sınıfa yapmaktadır.
    işçiye fazladan bir kaç lira kazandırmakta, kendileri bir kaç bin lira kazanmakta, patronlara bir kaç milyon lira kazandırmakta ve devletide kaos ortamından koruyup yetkililere yığınla para yeme imkanı sağlamaktadırlar.

    sanat dünyası derken asıl hedefim magazin dünyasıydı bunu söyliyip açıklamamı yapıyım.
    malumunuz son 5-6 yılda bir çok ünlü isim konserlerinde tv programlarında AMPÜL lehiene açıklamalar yapıp sahnesini sağlamlaştırmaktadır.
    gezi olaylarında bunların içinden olsun dışından olsun çok sayıda magazin yüzünü ve sanatçıyı AMPÜL aleyhine açıklamalarıyla gördük, açıklamalarının yanı sıra AMPÜL'e adeta savaş açtılar diyebiliriz.
    fakat geçtiğimiz yıl bir operasyon yapıldı biliyorsunuz. uyuşturucu operasyonu. 40 ın üzerinde ünlü isim göz altına alındı, ki bunların neredeyse tamamı gezi olaylarında AMPÜL aleyhine çalışmalar yapmış en önlerde isyanı temsil etmiş isimlerdi.
    ve bir tanesi de tahliyesinin ardından beklenmedik bir dava sonucuyla içeri tıkılıp haksız yere hapsedildi.
    yapılan operasyon bir tehditti o isimler için. "istersek sizi hemen içeri tıkarız" mesajı verildi.
    büyük ihtimal bu mesaj fazla etkili olmadı ki daha sonrasında diğer malum kişiye hapis cezası verilip tutuklanma emri çıkarıldı.
    tabi bu 2. adım yeterince etkili oldu. 2 sene önce AMPÜL patlasın diye her yerde konuşan o isimler artık AMPÜL ve UZUN aleyhine konuşmamakta hatta bazıları lehine açıklamalar yapmaktadır.

    işte böylesine güçlü bir yönetimle karşı karşıyayız.
    bu durumda bizler daha önce hangi çözümleri denedik, AMPÜL ne gibi durumlarla başa çıktı onları bir sıralayalım.

    kapatma davası: çok güçsüz olduğu dönemlerde bile başarılamadı, ki artık tamamen imkansız. anayasa mahkemesi, hsyk AMPÜL'ün kontrolünde. üstelik parti kapatmayı engelleyen yasalarda mevcut zaten.

    yolsuzluk dosyalarıyla istifaya zorlama: hem bu dosyaları açıcak bir savcı yok hemde millet bu konuda bile AMPÜL'e sahip çıkıyor. sürekli deneniyor fakat başarısız olunuyor.

    askeri darbe: ilk dönemlerde denendi başarısız olundu. şuan ise tamamen imkansız, tsk AMPÜL'ün kontrolünde.

    sivil darbe: 2 sene önce denendi. polis görevini yanlış anladığı için halkın değil yönetimin yanında saf tuttu ve başarısız olundu. üstelik AMPÜL güven tazeledi ve sivil gücünü arttırdı.

    ekonomik çöküş sonucu istifaya zorlama: AMPÜL'ün ekonomik manüpilasyonları çok başarılı olduğu için en büyük krizleri bile bir zafer olarak yutturmayı başardı. krizi devletin kasası yerine halkın cebine yönlendirdi. paramız yok diyen halka sabredin devletimiz hala ayakta mesaj verdi. halk bunu yuttu.

    halkı bilinçlendirme çalışmaları: ülkemizde yapılması en zor şey ki zaten sürekli denenmesine rağmen başarısız olunuyor. insanlar farklı görüşlere karşı tahammülsüz. haliyle bilinçlendirme girişimleri başlamadan geri çevriliyor.

    eğitim ve medya ile bilinçlendirme: iki kurumda tamamen AMPÜL denetiminde olduğu için çoğu çalışma engelleniyor. engellenemeyenlerde sansürleniyor. eğitim ve öğretim görevlileri hayat şartları konusunda bastırıldığı için aleyh de konuşamıyor ve bilgiler veremiyor. zaten çoğunluğuda AMPÜL taraftarı oldukları için atananlardan oluşuyor.

    üniversite öğrenci kulüpleri ile bilinçlendirme: öncelikle üniversitelerde çoğu öğrenci kulübü AMPÜL taraftarı. öyle olmayanlarda olanlar tarafından ve polis tarafından bastırılmakta. bugün öğrenci haklarının savunulduğu bir kampüs mitingine polis ve güvenlikten önce diğer öğrenciler müdahele ediyor.

    siyasi birleşme ile yönetim değiştirme: belki en basiti ama aynı zamanda hiç denenemeyeni. açıkçası mümkün olması da zor. mhp-bdp-chp'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bile bir araya gelemediklerini göz önüne alırsak. hükümet için birlik olmaları çok daha zor hatta imkansız diyebiliriz. böyle bir birleşme olsa bile ysk zaten AMPÜL'ün kontrolünde olduğu için başarı ihtimalimiz şansımıza kalmış durumda.

    bilim ve sanat ile bilinçlendirme: sanırım bunu saymak bile sizi güldürmüştür. ülkemizde herşey değişsede bilim ve sanata bakış açımız en son değişecek şey olarak kalır diyorum. müthiş bir ön yargı var bilim ve sanata karşı.

    silahlı ayaklanma ve iç savaş: uzaktan yakından denenmeyen hatta hiç düşünülmeyen bir seçenek. belki sonuç belli olduğu için belki de daha önce çok fazla yaşandığı ve acıları bilindiği içindir. elbette görmek istemeyiz kardeşimizin başına silah dayadığımı günleri. (bu konuda çok ayrıntılı konuşmak gerekir tabi, çünkü en gerçekçi olan seçenek budur her ne kadar hoş gözükmesede)

    gördüğümüz gibi belki unuttuklarım varsa da temel olarak durum bu denenenler ve başarısız olunanlar bunlar.
    sizler ne düşünüyorsunuz? bu konuda net tür çözümlemeleriniz var? kendi çözümümü yazmadan önce sizlerin çözümlerini bilmek ve bu konuda sonuçlara beraber varalım istiyorum.
    kim bilir devrimin temelleri belki bu sözlükte atılır.

    özet geç bin diyenlere: ananızın dıbına kadar yolunuz var. sizden bi tak olmaz.

    edit: gönderirken de 2 defa başarısız oldu ve en sonunda bir kaç yeri daha sansürleyip ancak gönderebildim.
    ···
   tümünü göster