/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +52 -5
    anayasamızın maddelerini ve bu maddelere ne kadar uyulduğunu incelemek için 1 haftadır bir araştırma yapıyorum
    ve sizlerin de görüşlerinizi bekliyor, fazla uzatmadan maddeleri sorgulamaya başlıyorum.

    MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

    bu maddenin ikinci maddeyle beraber daha anlaşılır olacağını düşünüyorum.

    MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
    haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve
    sosyal bir hukuk Devletidir.

    maalesef toplumun huzurunu kaçıran, halkı kutuplaştıran, dayanışmayı zedeleyen, insanların yaşama hakkını dahi hiçe sayan, atatürk ün
    adını her yerden silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan, demokratik olmadıklarını hatta karşıt görüşlere
    müsamaha gösterilmemesi gerektiğini bizzat savunan, laikliği imparatorluk hedefleri doğrultusunda birincil engel gören,
    karşısında hukukun tarafsızlığını yitirdiği, parayı verenin düdüğü çalması gerektiğini düşünen bir hükümetimiz var.

    MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
    Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
    Millî marşı “istiklal Marşı”dır.
    Başkenti Ankara’dır

    yakında gda bölgesine giderken vize almamız gerekeceğini, osmanlıca bilmeyenin cahil damgası yiyeceğini,
    şehitlerimize ithaf edilen istiklal marşımızın yerine mehter marşını geleceğini, başkentimizin imparatorluk hedefleri
    doğrultusunda istanbul a taşınacağını düşünmemek elde değil.

    MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2
    nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif
    edilemez.

    bu maddeyi aşırı otoriter bir dikta rejimine bağlayan bu yüzden uygulanamaz ve akp iktidarının adından da anlaşıldığı
    gibi sütten çıkmış ak kaşık olduğunu düşünen birçok yandaş bürokratın olması ülkenin istikbali için ne yazık ki
    hiç de hoş bir durum teşkil etmiyor.

    MADDE 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
    bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
    sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette
    sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için
    gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

    öncelikle devletle hükümet aynı şey değildir, pkk ile devlet olarak görüştük hükümet olarak görüşmedik diyip kafaları
    karıştırmak isteyen ama devleti yönetenin de kendi hükümeti olduğunu bilen bir cb var. bu durumda türk milletinin
    bağımsızlığı hatta ve hatta imparatorluk hedefleri doğrultusunda taviz vereceği şehit kanıyla sulanmış toprakları
    türkiye değil o hükümet vermiş olacaktır. M2 den de yola çıkılarak bu maddenin ne kadarının uygulandığı tartışılır.

    MADDE 6- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
    Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
    Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya
    organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

    egemenlik sözde milletindir diyen lakin sadece sandıkta cevap aranabileceğini düşünen bir cb var. dünya nın en demokratik
    25 ülkesinin 16sı monarşiyle yönetiliyor ve türkiye tabi ki bu sıralama içinde değil. norveç, ingiltere gibi ülkelerde
    yönetim krallık olarak gösterilse dahi halk hoş görmediği bir yasayı meclise iade edebiliyor, benzine 5 kuruş zam yapıldı mı
    sokağa dökülüp zammı geri çekebiliyor. işte burda egemenlik kavrdıbının günümüze değin nasıl taşındığı çok önemli, halkımız bir
    nevi sindirilmiş vaziyette. M6 nın devamında belirtilen ve olmaması gereken sınıf farklılıkları ağalık, dervişlik mertebesiyle
    sağlanmasa bile gayri safi milli hasılaya yansımıştır. son olarak ipini koparan anayasayı okumadan yorumluyor ve
    de devlet yetkilerini paylaşabiliyorsa sözün bittiği yerin ötesindeyizdir zaten.

    MADDE 7- Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.

    bizde ne yazık ki parlamenter sistemin değerleri yavaş yavaş siliniyor. zaten şu sıralar dillendirilmese dahi yarı başkanlık
    sistemine geçtiğimiz inkar edilemez hatta ve hatta başkanlığa doğru açık adımlar atılmaktadır, şöyle ki cb olan kişi
    akp milletvekillerine (tarafsızlık yemini etmiş olsa dahi) yasa tasarısını sunuyor ve yine onların oylarıyla yasayı geçiriyor
    veya kendisi M175 te belirtilen yetkilerle de onaylayabiliyor. o zaman sormak gerekir: nerde bu güçler ayrılığı?

    MADDE 8- Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve
    kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

    cb & bk ikisi de tarafsız davranmakla yükümlü olmalarına rağmen akp sözcüleri olarak gündem yaratıyorlar, fazla söze gerek yok.

    MADDE 9- Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

    buradaki anahtar kelime bağımsızdır. bağımsız mahkemeler ülkemizde var mıdır? elbette işini layıkıyla yapmaya çalışan,
    hukuk & siyaset iki kefede dengede tutayım diye düşünmeden objektif davranan şerefli yargı mensupları mevcuttur; lakin
    ne yazık ki ülkenin genel algısı giden ağam gelen paşam olduğu için tarafsızlık çoğunlukla sorgulamaya açıktır.

    MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
    ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
    Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
    Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
    etmek zorundadırlar.

    M6 biraz değindiğim üzere parayı veren düdüğü çalar, illa zümre ayrımından bahsetmeye gerek yok. Kanun önünde kanunlarca herkes
    eşit olmalıdır; lakin bizim ülkemizde bazıları daha eşit anlaşılan.

    MADDE 11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş
    ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
    Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

    belki de en önemli maddelerden birisi. açıkça belirtiliyor ki normlar hiyerarşisinde en üstte bulunan anayasa (uluslararası antlaşmaları
    hesaba katmazsak) onun altında bulunan kanunların, kararnamelerin, tüzüklerin, vb.lerinin hepsini şekillendirir. anayasaya aykırı
    kanun oluşturulması bizzat suçtur. şuan kabul edilmeye çalışılan hatta birkaç maddesi kabul edilen iç güvenlik paketi dediğimiz sözde
    hukuki işleyişi kolaylaştıracak kanunların bir kısmı anayasaya açıkça karşı gelmektedir. (bundan ileride detaylıca bahsedeceğim)

    değerli incisözlük yazarları anayasamızın genel esaslar adlı 11 maddelik ilk bölümüne bile ülkemizde ne denli uyulduğu sorgulanmalıdır.
    bu yazının devamı gelecektir, bunları yazarken sürç-i lisan ettiysem affola, ayrıyaten hepinizin görüşlerini bekliyorum.

    saygılar...
    ···
   tümünü göster