/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +9 -1
    Bulutlar…soğuktu kendimi salmıştım serin ve huzurlu bir şekilde gökyüzünü izliyordum sessiz hafif rüzgarın etkisiyle vücudumun gıdıklanması ,balıklar ayağımın altında dans ediyormuş hissi , aklımda Mirindanın masum gülüşü böyle huzurlu bir şekilde hayaller kurarken annem Adorenin sesiyle hayallerim güneşin batışı gibi batmıştı, tekrardan normal yaşantıma dönmem lazımdı çok fazla hayal kurarak vakit harcıyordum. bu arada annemi unuttum sahi ne diyordu annem ,kendimi suyun içinde hafif toplayarak arkamı döndüm ve annem biraz kızmış olmalıki ellerini beline koymuş gelmemi bekliyordu daha sahile adımımı atar atmaz’’Taurin ! ustan her yerde seni arıyor, yapılacak bir sürü iş var ve bu tembel sürtükle uğraşmaktan bıktım diye gelip bana çatıyor’’ annemin bir süre daha konuşmalarını hissiz bir şekilde dinledikten sonra ‘’peki’’ deyip köyün yolunu tuttum daha köyün girişindeyken Marsilionun sesini duymuştum ‘’lanet olası köpek ,hoşt amk iti hoşt’’ köyümüzün itiyle dalaşıyor olmalıydı,bu arada marsilioda bahsedeyim kendisi uzun yıllar demircilik yapmış ve bir çok filozoftan eğitim almış bilgin ve kültürlü bir adamdı , bir çok savaşa katılmış ve en son girdiği muharebede sol el parmaklarını kaybetmiş ve huzuru bu topraklarda bulmuş. Banada 10 yaşımdan beri savaş sanatı ve felsefe dersleri veriyor , savaş sanatında gösterdiğim başarıyı ne yazık ki felsefede gösterememiştim.bu yüzden ustamla aramda pek iyi değildi ama yıllar sonra fark ettiği kalın kafalılığıma sinirlensede bunca yıllık emeklerim boşuna gitmesin diye savaş sanatı üzerinde eğitimlerimize devam ediyorduk. yanına gittiğimde beni görür görmez elindeki değneğini havaya kaldırıp vurması bir oldu bende hıncını artırmamak için kendimi serbest bıraktım ,hıncını aldıkdan sonra ‘’ot kafa sabahtan beri seni arıyorum nerdesin hem ocaktaki işler hem senin derslerin ömrümü yediniz’’ diye hayıflandıktan sonra biraz rahatlamak amaçlı sandalye oturdu ve derin nefes aldıktan sonra ‘’bugün senin ki geldi, buralarda saf saf dolandı seni arıyor olmalıydı. bana saçma sapan bi kaç uyduruktan bişeyler sordu gitti içeride misin diye bakmış olmalı’’ ‘’hay ağzını yiyim moruk diyip bunun anınlından öpüp ocaktan çıktım koşarak Mirindagilin çiftliğine doğru gittim.
    ···
   tümünü göster