/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 26.
    +9
    Türk dili ölü bir dil diyen kafanı gibeyim senin. Ölü dil konuşulur mu amk um dil öldüyse bitmiştir. Türkiye Türkçesinin sözcük kökenlerinin 89.687 si Türkçe, 6.463 Arapça, 4.974 Fransızca, 3.000 civarı da Diğer diller kökenlidir. görüldüğü üzere yaklaşık 90 bin Türkçe 10-13 bin diğer diller kökenli ki bu çok normal. Bir dilin ölmesi için sayı sisteminin olmaması, eklerinin, sıfatlarının bilmem zarflarının falan değişmiş olması gerekir dünya üzerinde 300-400 milyon belki daha fazla Türkçe konuşan insan vardır. Ural-Altay olarak olaya baktığımızda en azından bu sayı 700-800 milyonlara ulaşır Ural-Altay diyorum Türkçenin de içinde bulunduğu dil ailesi. Ural-Altay dimdik ayaktadır Türkçe de öyle. Böyle saçma salak şeyleri kimin zütünden çıkarıyorsunuz bilmiyorum ama okumadan, bilmeden saçmalıyorsunuz. Adam Türkçe ölü dil diyor neden dersen ya Arap alfabesini kaldırdılar atamızı anlamıyoruz diyerek arapçılık yapar Türk dilini arap abecesinden ibaret sanar, ya da yaa offf Türkçeye çok yabancı sözcük girddiii der, kendisi Türkçesi olan sözcük yerine marjinallik davalarına girişerek Fransızca, ingizlizce, italyanca sözcükler sokuşturur konuşmasına. Dilimiz ölmedi beyler ama öldü derseniz ölür bu dil öldüyse biz hangi dili konuşuyoruz Allah aşkına.

    edit: hesabına göz gezdirince anladım oç. git fars dili kırması olan dil dediğiniz 300 sözcüklük k*rtçeni konuş sen
    ···
    1. 1.
      -3
      nasıl sinirlenmiş, aklına ne geliyorsa yazıya dökmüş kıyamam ya. :( ölü dil "konuşulmayan dil"dir, doğrudur. türkçeye "ölü dil" dememin sebebi de artık konuşulmaması zaten. mesela şu yazdığın yazıdaki kelimeleri en az yüzde 80'i etimolojik köken olarak farklı dillerden geliyor. nişanyan sözlük diye bir mecra var lan, her şeyi de ben mi anlatayım. teker teker kopyalıyorsun sözcükleri, etimolojik kökelerini anında öğreniyorsun. yani durum tespitini kendi kendine yapma olanağın da var. ha durum da şu, günlük türkçe'de artık neredeyse o bahsettiğin 90.000 (aksdkadkdks) kelimenin hiçbiri kullanılmıyor. türkçe osmanlı döneminde farsça - arapçaya, aydınlanmadan beri de fransızcaya mahkum kılınmış bir dil konumunda. bir cümlenin en az (bak burada biraz da avans veriyorum türkçe'ye (: ) yarısı fransızca-arapça-farsça kökenli sözcüklerden oluşmuyorsa senin kendini ifade etmen neredeyse imkansız. şimdi "ama uygurlar şöyle, ama buharalılar böyle" falan deme uyanıklığı da yapmazsın umarım. arapların fetihler sırasında islamiyeti yaydığı ilk türk bölgeleri oralar zaten. anadolu'dan çok çok önce islamiyetle tanışıyorlar hatırladığım kadarı ile de çoğu şu an dahi arap alfabesi kullanıyorlar. kullanmayanlara da ufak bir etimolojik araştırma çekerek (örneğin uygurca, özbekçe herhangi bir madde bul vikipediden kelimelerin etimolojik kökelerini araştır) arapça'nın türkçe içinde ne denli etkisi bulunduğunu kendi gözlerinle de görebilirsin. ha tuva türkleri var mesela, o bir istisna mesela. onlar da devletleşemediklerinden veya kendi dilleri hakkında derinlikli araştırmalar, düzenlemeler yapacak düzeyde bir kurumlaşmaya sahip olmadıklarından onların dilleri de uzun ömürlü değil.

      sonuç olarak türkçe ölen bir dildir. esasen kürtçe de ölü bir dildir. ona şimdi girmeyeceğim ama. lakin türkler tarihte bir iki ufak deneyim hariç devlet deneyimi yaşayamamış kürtlerle aynı sorunu yaşıyorlarsa bu olsa olsa türklerin beceriksizliğidir bence.
      ···
    2. 2.
      +2
      ulan o 90.000 sözcük zaten şimdi kullanılan verilere göre hazırlanmış.
      Öldü dediğin tutmadı ölmeye başladı diyorsun saçmalama biraz sonra dünyanın en iyisi dersin.
      Yazılarımın ardından bak borodo kollondoğon sozcukloron çoğo Türkçe doğol de diyeceğini biliyordum çünkü beyinsizlik edip her defasında karşı saldırıda bu söylenir yazdıklarımı sen araştır tek tek sözcüklerin kökenine bak. Böyle yok şu Türkçe değil bu Türkçe değil ile olmaz bu işler. Şunu söyleyeyim ölen bir dile yabancı sözcük direk girer. Ancak Türkçe gibi yaşayan dillere bu sözcük dilin uyumuna göre şekil değiştirir çekimlemesi girdiği dile göre değişir yani Türkçeye giren yabancı sözcükler Türkçe çekimlenip, okunur, yazılır yani Türkçeleşir ki bu Türkçede kullanılan yabancı sözcüklerin mutlaka Türkçe karşılıkları olur. Alttan ittirmeli falan filan değil onlar o tarihlerde bir derginin TDK ile dalga geçmesiyle oluşan uydurma sözcükler özTürkçe karşılıklar var her zaman bunlar ara ara felsefede, sosyolojide, pgibolojide, coğrafyada falan birçok bilimde kullanılır. kürtçe aslında geldiği yere göre Farsçaya göre çekimlenir kimi zaman arapçaya göre kendi çekimi yoktur bu yüzden kürtçe ölen bir dil değil hiçbir zaman olmamış olan bir dildir sayı sitemi farsçadır. Dilin kökenine baktığın kadar değişimine de bakman lazım. Şöyle bir şey de var: Tarih boyunca bazı sözcüklerin kime ait olduğunu anlayamazsın yani bir sözük ele alalım bu sözcük zamanında Türkçeden Farsçaya geçiyor değişiyor aradan çok uzun yıllar geçince belki farklı belki yakın bir anlama gelerek Türkçeye yeniden evriliyor. Sen bu sözcüğe farsçadan Türkçeye geçti ya da Türkçeden farsçaya geçti diyemezsin. Türkçe gerek fonetik yapısı, gerek çekimlenmesi-eklemesi, gerek sözcükleriyle çok farklı bir yere sahip olan zengin bir dildir. ingilizcede sözcük üretme kıtlığından sözcük baş harfleri bir araya getirilir son derece yetersiz bir dildir buna rağmen dünya konuşur. Türkçe ise sözcük üretme konusunda gayet açık, kolay üretilirdir bu nedenle zamanla ölecek bir dil varsa o da ingilizcedir. Türkçe yaşayacaktır. Şimdi sen o kevaşeliğinle bir daha Türk adını ağzına alma
      ···
    3. 3.
      -1
      uzun yazmışsın, iyi de yazmışsın ama kusura bakma hayatımda bilimden bu kadar uzak, hacmen bu kadar dolgun olup da ileti olarak hiçbir şey ihtiva etmeyen bir yazı ile karşılaşmamıştım. neyse, cehalet çok konuşup az şey anlatma sanatı değil midir zaten? ufak ufak yürüyelim bakalım.

      öncelikle "ölmeye başlayan dil" tarzı bir tanımlama kullanma sebebim kesinlikle senin konuştuğun dil değil, ısrarla anlatmama rağmen sürekli kendi üzerine alınıyorsun. ben o tanımlamayı tuvalara, bazı kıpçak boylarına falan haksızlık yapmamak adına kullandım, senin konuştuğun bir dille alakası yok tanımlamayı değiştirmemin. senin kullandığın, benim de sana cevap yazdığım bu dil, bir ölü dildir. buna kanıt olarak bir şey sunamamışsın, "omo böylö döyöcöğönö bölöyördöm" tarzıyla kendi sahanda top çevirmişsin fakat bırak golü, bir atak bile geliştirememişsin. kısacası geviş getirmişsin. ha, türkçe kelimelerle alakalı bir sayısal veri sunmuşsun bak, hakkın var. zaten tüm yazıyı da "kökeni öz türkçe olan ve günlük hayatta hala kullanılan 90.000 kelime" üzerine kurgulamışsın. biz de bunu sorgulamakla başlayabiliriz bu işe. senden iki şey isteyeceğim. ilk olarak senden "türkçe'de günlük hayatta kullanılan 90.000 kelime var" savının kaynağını (günlük hayat nüansı önemli çünkü senin iddian 'günlük hayatta kullanılmayan kelimelerin bu listede yer almadığı' yönünde), son olarak da 90.000 kelimenin bir listesini rica ediyorum. 90.000 kelimeye şöyle bir göz gezdirirsek bu listenin tamamen günlük hayatta kullanılan kelimelerden oluştuğunu ya da tersini anlayabiliriz. evet, kaynaklarını sunmanı bekliyoruz. dök artık eteğindeki taşları.

      "ölen bir dile yabancı sözcükler girer" tamlaması da çok talihsiz olmuş. esas ölen bir dilin kelimeleri, oluşan yeni dilin içerisinde yer alır. örneğin "avesta dili" ölü bir dildir fakat günümzde avesta dilinden köken alan birçok kelimenin farsi dillerde yer aldığı görülebilir. mesela sümer dili ölü bir dildir fakat cumhuriyet dönemi'nde ortaya atılan "güneş dil teorisi" adlı saçmalığa göre, sümer dili ile türk dili arasında büyük benzerlikler vardır - bunu doğruluğundan dolayı değil senin kutsal ırkının kutsal neferi atatürk'ün iddiası olduğundan dolayı söylüyorum, gözünde iyi canlansın asil kanlı çocuk ;) - hatta türkçe, sümer dilinin bir devamı olarak görülür. aynı örneklem eski türkçe - günümüzde kullanılan "türkçe adı verilen şey" için de geçerlidir. artık günlük hayatta kullandığın ve "dil" adını verdiğin şeyde de "öz türkçe" artık "ölü bir dilin kalıntıları" olarak varlığını sürdürmektedir en fazla. daha fazla bilgi için de şu sayfaya göz atmanda yarar var, ölü dillerle alakalı. ölü dillerin, ardılları üzerinde bir etkisi vardır. https://en.wikipedia.org/wiki/Extinct_language sonuç olarak bir dilin ölü bir dil olup olmadığı "ya bak şunun da şöyle şöyle karşılığı var" denilerek ispatlanmaz. kullanımına göre ispatlanır. dediğim gibi şu meşhur 90.000 kelimelik listeyi bekliyorum.

      ha bir de şu kürtçe meselesi var. "kürtçenin hiçbir zaman olmadığı" iddianı dayandırdığın tek olgu, kürtçe ile ilgili bildiğin tek şey olan "sayılar". madem sayılar bir dilin varolup olmaması konusunda bu kadar mühim, ben de sana bu konuda birkaç örnek sunmak isterim. norveççe, danca ve isveççe sayılara bir bakalım şöyle:
      http://www.speakdanish.dk.../phrases/0310-numbers.php (danca)
      http://www.speaklanguages.com/swedish/vocab/numbers (isveççe)
      http://www.101languages.net/norwegian/numbers.html (norveççe)

      evet, senin mantığa göre norveççe, isveççe ve danca hiçbir zaman olmadı. hahahahahahahahahaha. ha bu arada dikkatini çekmiştir, ingilizce ile de bayağı benziyor numaralar okunuşlar aynı gibi bir şey. o zaman ingilizce de yok. askdkasdmkdasdsd. dancada, norveççede ve isveççede de çekimler aynıdır. aynı olgu (sayılar ve çekimler) letonyaca, litvanyaca ve estonyaca için geçerlidir. evet, kuzey avrupa dillerinin olmadığını senin salakça yöntemine göre kanıtlamış bulunduk. : )

      anlamadığın şey, nasıl ki iskandinav ülkeleri veya baltık ülkeleri aynı kavme mensup, kültürleri ufak nüanslar hariç birbirleriyle aynı ise; bu irani kavimler olan farslar, kürtler, zazalar, soraniler, beluciler, mamasaniler, lurlar, hewramiler, goranlar için de geçerli. ufak farklar var diller konusunda da. daha fazla bilgi için median dialect - parthian dialect konularını araştırabilirsin. haydi selametle.
      Tümünü Göster
      ···
    4. 4.
      0
      Buradaki mesele 90.000 sözcük değil
      90.000 sözcük içinde birbirinden türemiş
      nice sözcük vardır. Asıl olay diğer 10-15
      bin yabancı sözcükte Türkçeye bu şekilde
      eklerle bilmem nelerle geçmiştir ki eklerini
      falan atarak bu sözcükleri örneğin 30 bin Türkçe dersek
      bu mantık ile dilimizde 3-4 bin yabancı sözcük kalır ben bundan
      bahsediyorum. Sözcük fazla dilimiz ölü değil demiyorum senin savın
      dile çok yabancı sözcük girdi ben de diyorum ki hayır öyle değil dilin
      büyük kısmı Türkçe. Dancaya isveççeden giren sözcüğe yabancı sözcük
      denmez bu dil ailesiyle alakalı Cermen dil ailesi içindeki
      bu dillerin birbiriyle benzerliği normal. Tıpkı az ya da çok da olsa
      Ural-Altay dillerindeki benzerlikler gibi. kürtçeye gelecek olursak
      dil değildir lehçe diyelim fars dilinin bir lehçesi o kadar son
      dönemlerde dil halini alması için birçoklarının elinden geleni
      yaptığı medler, bilmem nelerden diyerek ön ata bulup kafalara yerleştirilmeye
      çalışılan vasıfsız bir toplum ve konuştuğu ses.
      Gelelim Tuva, Kıpçak meselesine. genellikle bu kafadaki insanlar
      Kazaklar Türk değil, şunlar Türk değil bunlar Türk değil derler.
      Ancak olay onların zaaflarına geldiği zaman Kazakların Türk olduğu,
      Tuvaların Türk evladı olduğu hortlatılır. Al işte bak onlar da Türk
      böyle böyleler denir.. Hepsi Türktür onların. Kazakçaya ne kadar yabancı
      sözcük girdiğini bilmiyorum. Çok girmiştir özellikle Rusça. Ancak tek tek
      Tuva, Kazak,Azerbaycan,Özbek, Türkiye Türkçesi olarak değerlendirirsek bir
      kağıda dökmemiz lazım galiba şunlar Türkçe ağırlıklı, şunlar Rusça,
      şunlar Farsça-arapça diye. Genel değerlendirme yapıyorum.
      Türkçenin konuşulmayı bıraktığı yerler var mıdır bilmiyorum belki de vardır.
      Tüm dillerde olabileceği gibi ama bunun yanında her an genişleyen bir alanı da vardır.
      Yani Yakut Türklerinin uzak köylerinde Rusçu politika yüzünden dil rusça ağırlık
      kazandıysa bir yandan da dillerini korumada ısrarcı, Türkçe ağırlıklı
      konuşan insan çok fazladır. Türkçe gibi genişlemiş bir dil çok çok uzun yıllar devam eder.
      Benim değil esasen senin salakça mantığınla bakacak olursak tüm diller ölmeye başlamış.
      bir zaman sonra evlatlar dumana dönerler herhalde konuşmak için.
      Ki şu asırdan sonra dil ölmez. Milattan önce 5 binde yaşamıyoruz. az konuşulur, çok konuşulur,
      farklılaşır şu saatten sonra dil öldüremezsin.
      Ben konuşmalarımda öztürkçe sözcük kullanmak için kendimi hiç kasmam.
      Tam tersi bunları kullanmak hoşuma gittiği için, sevdiğim için kullanırım.
      Kullandıklarımda her yerde duyabileceğin şeylerdir. Dediğim gibi
      şöyle bir baktığın zaman aslında olupta kullanılmayan Türkçe sözcük yoktur. Az kullanılır
      zaman geçer çok kullanılır. Sözcük üretirler bu ne ya der marjinal havasına girenler.
      Sonra bir bakarsın herkes bilgisayar, akaryakıt, iletişim, bilişim der olmuş bir yanda ölürken diğer yanda
      yeniden canlanır dil.
      Tümünü Göster
      ···
    5. 5.
      -1
      öncelikle geldiğimiz noktayı açıklayalım kısaca.
      1) önceden kürtçe diye bir dil yoktu, şimdi var. : )
      2) türkçe önceden "90.000 kelimelik bir günlük kullanıma açık kelime havuzu"na sahipti şimdi değil. : )
      şimdi tekrar soruyorum. kürtçe sayılar farsça ile aynı olduğu için var mı yok mu? ( eğer kürtçe yoksa danca, norveççe ve isveççe de yok, bekliyoruz efendim.) danca ve norveççe birbirinden etkilenmişse hatta kimi kısımları aynıysa bu bir dilin varolmadığı anldıbına gelmez çünkü ikisi de aynı dil ailesinden gelir söylediğin gibi. peki aynısını niye farsça, kürtçe, zazaca, soranca, hewramca, goranca, lurca, vs. ye uygulayamıyoruz. bu dilleri konuşan kavimlerin ağız farklılıkları da zaten büyük ölçüde bulundukları coğrafyadan kaynaklanıyor. bu kavimler ve kullandıkları diller zaten aynı kaynaktan köken alıyorlar. niye danca ve norveççenin varolduğunu kabul ediyoruz da kürtçenin olduğunu bir türlü idrak edemiyoruz? bu kadar geri kafalı olma gözünü seveyim. ekşide iki üç gerzekçe entry okuyup kürtçe hakkında ahkam kesmeyin burada. hiç yoksa en az 500 yıldır edebi eserler verebilen bir dil bu. ehmed xeni falan araştırırsın. biraz saygınız olsun insanların kültürlerine. "emperyalizm" goygoyuyla kafa gibmeyin, kaybeden hep siz oluyorsunuz çünkü.

      hocam bak ben de sana aynı şeyi söylüyorum. öztürkçe ölü bir dildir diyorum. ölü bir dildeki kelimeler başka dilin gramer yapısına göre o dile kazandırılabilir diyorum. bak o kadar örnek verdim, vikiden link verdim. değinmek istediğim nokta türkiye'de konuşulan türkçe ile tuva'da konuşulan türkçe arasındaki farktır. ben "etkileşime açık dil ölü dildir" demiyorum. benim değindiğim şey öztürkçe kelimelerin günlük hayattaki kullanım sıklığı. sen bir yakut türkü ile, bir tuvalıyla, bir kıpçaklıyla kendini karşılaştırabilecek durumda değilsin hocam. tabii ki onların da coğrafi zorunluluklar gereği çeşitli etkileşimleri olmuş tıpkı senin gibi fakat onlar yayın iki gergin ucu arasında bu denli hızlı gidip gelmemişler. türkçe bu coğrafyada yüzlerce yıl arapça-farsça etkisi hatta gölgesi altında kaldı. 1908'den itibaren ise almanca ve özellikle fransızca arasında gidip geldi, bu şekilde yapılandırıldı. cumhuriyet döneminde de arapça-farsça-fransızca biraz da almanca etkiler olduğu gibi kabul edilerek, batıya uyum sağlayabilmek adına dil bir de latin alfabesine göre düzenlendi, arapça kelimelere de farsça kelimelere de latince yazım ve çekim düzeni uygulandı. -sondan çekimli- şimdi bunun tam olarak neresi salakça oluyor. coğrafi konuma göre erozyona en müsait ortam senin coğrafyan. bu durum da gerçekleşmiş. zaten yazının sonunda "öldüyse de canlanır yeaa" da meseleyi açığa vurmandan başka bir anlam ifade etmiyor.

      öztürkçe ölü bir dildir. kasmana da gerek yok zaten. niye gocunuyorsun ki? günümüz türkçesi de kendi kurallarını kendi koyarak özgünleşmeye çalışıyor. tdk bunun için var, cumhuriyette dil üzerine çalışmalar neredeyse hep bunun üzerine kurgulanmış. bunda bu kadar gocunacak ne var anlamadım. öztürkçe ölü bir dildir. nokta. gerçi 90.000 kelimelik listeyi görebilsek daha iyi olacaktı ama... :(

      "bu asırda diller ölmez" meselesi de çok sıkıntılı. dilin bu asırda ölüp ölmeyeceği büyük oranda geçmiş asırlarda kullanılıp kullanılmamasına bağlı. örneğin bu asırda sümerologlar artık sümerce metinler okuyabiliyorlar ancak artık sümerce konuşan bir topluluk olmadığı için bunu diriltebilecek imkanlar yok. türkçe o kadar vahim bir durumda olmasa da en azından anadolu coğrafyası için öztürkçenin günlük konuşma dili olarak kullanılması artık imkansıza yakın. köklü bir eğitim sistemi değişikliği, her türlü bilimsel meselede dile dönük tanımlamalar, toplumun kanıksama süresi falan filan... bunlar oldukça köklü değişimler, imkansız işler.
      Tümünü Göster
      ···
    6. 6.
      0
      Kürtçenin içinde farsça kadar arapça-Türkçe-ermenice sözcükler de vardır. Salt Farsçadan oluşmaz tamam Türkçede de var yabancı sözcük ama kürtçeye
      baktığımızda neredeyse her dilden eşit sözcük almış böyle dil olmaz 200-300 sözcük kökeni olmayan sözcük geri kalan
      şuradan buradan.
      Emperyalizm goygoyculuğunu. Emperyalist ingilizlerin Victory sini yani 2 parmağını
      alıp zafer işareti diyen ve aynı zamanda emperyalizm karşıtı propaganda izleyen
      komünist kürtler yapar.
      Demek istediğini net olarak burada anlattın ölü dil Türkçe değil öztürkçe dedin
      şimdi şöyle bir şey söyleyeyim öztürkçede kullanılan bazı sözcükler şu an yok,
      kullanılmıyor ancak kullanılanı da ve hatta şekil değiştireni de var: Teñri=Tanrı
      Öztürkçeye öldü deyip atmak da mantıksız. bin-iki bin yıl önceye gidersek Öztürkçe dediğimiz şeyin
      Koca Asyaya dağılmış yine aynı şekilde lehçelerden oluşan ve farklılıklar gösteren bir şey olduğunu görürüz
      Tıpkı şimdiki gibi Öztürkçeye kesinlikle şudur diyemezsin bu yüzden basit bir şekilde yargı ortaya da koyamazsın
      bazı sözcükler ölmüş olabilir ancak
      öztürkçe kökene dayanan değişime uğramış ama halen Türkçe olan sözcüklerden
      bir sürü sözcük türetildi, devam ediyor. belki şimdi cennete uçmağ demiyoruz
      ama o gün hiç olmayan bazı sözcükler de şu anın teknolojisiyle yaşamımıza girdi.
      Öztürkçe kökenli "bilmek"-"bil" den bilgi, bilgin,bilgisayar.. vb. sözcükler
      türetildiği gibi değişen coğrafya ile öztürkçe kimi yerlerde daraldı,
      değişime uğradı ancak baktığımız zaman Öztürkçe kökenli olup Türkiye
      Türkçesinde olan sözcükler vardır, bunun gibi Türkiye Türkçesinde olmayan
      öztürkçe sözcükleri Kazak Türkçesinde görmemiz de mümkün. Hiçbir ama hiçbir
      dil aynı kalmaz. ingilizce de değişti, almanca da aynı şekilde Türkçe'de
      değişime uğradı öldü deyip kestirip atmak senin benim işim değil bu dünyada
      o kadar dilbilimci, antropolog, arkeolog var birisi bile çıkıp Öztürkçe öldü
      demiyorsa sen ben de diyemeyiz.
      ···
    7. diğerleri 4
   tümünü göster