Kafeye 5 dakika erken gitmeme rağmen Nesibe oradaydı. Hemen gittim yanına selam verdim. Erkencisin dedim. Güldü bir yerlere geç kalmayı hiç sevmem o Yüzden erken giderim hep dedi. Desene güzel bir ortak noktamız var dedim. Evet hemde güzel bir ortak nokta dedi. Garson geldi ben sıkma portakal suyu istedim Nesibe ise limonata aldı ve başladık konuşmaya. ilk o girdi söze. Senin doğum günün ne zaman dedi söyledim aaaa çok kalmamış. Seninkini de böyle benimki gibi kutlarız olur mu dedi. Olur dedim. Peki sen ne istersin doğum gününde dedi. Bilmem benim sana yaptığım gibi el işi bir şeyler olursa güzel olur dedim. Tamam bunu not aldım dedi güldüm. En sevdiğin renk dedi mavi dedim o da benimde turkuaz dedi. Hangi takımlısın dedi galatasaray dedim ben takım tutmuyorum ama eğer ki sen galatasaraylı isen bende bundan sonra Galatasaraylıyım dedi. Hayırlı olsun ligin en iyi takımını tutuyorsun dedim eee Meczup tutuyorsa bu takımı vardır bir bildiği dedi. Böyle yaklaşık 1 saat daha muhabbet ettik. Nesibe ile çok fazla ortak noktamız vardı. ikimizde birbirimize daha da yaklaşıyorduk. Bir ara muhabbet kitaplardan açıldı ben çok severim kitap okumayı dedim aaaa bende çok severim en sevdiğin yazarlardan birini söylesene dedi. Glenn Meade'i beğeniyorum dedim ciddi olamazsın bende bayılıyorum ona hatta kar kurdu kitabı da en sevdiğim dedi. Nesibe'ye hayran gözlerle baktım yok artık dedim. Güldü. Ben o kitabı ilköğretim 8 deyken okudum bir günde bitirmistim koca kitabı babam ise odamda ders çalışıyor zannediyordu beni odaya bir girdi ben kitap okuyordum oğlum ders çalışmıyor musun bakayım sen dedi bana bende mola verdim baba kitap okuyorum dedim iyi güzel dedi o gün gece saat 2 ye kadar onu okudum. Babam anlatıyor odaya girmiş ben elimde kitap ile uyuya kalmışım. Nesibe bunu duyunca güldü bende 2-3 günde bitirmistim o kadar sarmisti ki bitirdiğim gün okula gitmemistim sırf kitabı bitirmek için. Sonra ikimizde o kitaptan bahsettik biraz (Spoiler olur diye burayı atladım) sonra o adamın diğer kitaplarından konuştuk böyle böyle 2 saati doldurmuş olduk kafede. Nesibe ben artık kalkayım dedi bende olur eve bırakayım mi seni yine dedim ben giderim hem sana zahmet olmasın hem de hastasin zaten daha çok hastalanma dedi. Yok canım ne zahmeti hem iyileşirim ben sıkıntı yapma sen dedim hesabı ödedim ve Nesibe ile evine doğru gidiyorduk. Yolda hesabı ödemene bir şey demedim ama bir sonraki sefer ben ödeyeceğim itiraz istemem dedi bir sonraki sefer de olacak yani dedim olmasın mı dedi olsun tabi niye olmasın hem güzel vakit geçiriyorum seninle dedim. Bende seninle güzel vakit geçiriyorum dedi. Evine vardigimizda bu güzel gün için teşekkür ederim dedi ve çantasından bir kağıt kalem çıkartıp telefon numarasını yazdı beni istediğin zaman arayabilirsin veya mesaj atabilirsin mutlu olurum dedi bende olur tabi dedim Nesibe tam içeri giriyordu ki arkasını döndü Meczup diye seslendi efendim dedim sen çok iyi birisin iyiki varsın dedi sende Nesibe dedim ve evime gittim. O gün daha da mutlu olmuştum Nesibe ile giderek yakinlasiyorduk. Bundan rahatsız değildim aksine hoşuma gidiyordu. Sonra aklıma Nesibe'nin bana telefon numarasini verdiği geldi ve mesaj attım merhaba ben Meczup diye.
Önümüzdeki 1 saatte 2 tane daha atmayı düşünüyorum.