/i/Tespit

  1. 1.
    +1
    Açacağım ilk başlık olacak ve normalde çok fikir paylaşan biri değilim ancak dün yetenek siz bir arkadaşın çalıntı ile 500 bin liraya çökmesinin ardından hayatın anldıbını bir daha gözden geçirdim ve tespitlerimi burada paylaşmak istedim. Bu konu hakkında bir çok kişi ile tartışıp onlarında fikirlerini aldım ve bu bir derlemedir sevgili gençler. Evet uzatmadan başlayalım hemen.

    Türkiye, sevgili gençler. Bu ülkenin ruhunda bu var. Başkasının başarıları ile övünmek var. Başkasının başarısızlığı ile kendini övmek var bu milletin ruhunda. Basit şeyler ile mutlu olmak, büyük ve kaliteliyi beklememek var. Kuzey ülkelerinde bizden daha fazla oruç tutuyorlar diye kendimizi tatmin ediyoruz. Yunanistan toplumunun, bizden daha iyi durumda olmalarına rağmen, var olan ekonomik durumu ile kendimizi tatmin ediyoruz. Basit hayatlar yaşıyoruz ve diğer insanları eleştiriyoruz. Oysaki içinde yaşadığımız durum çok da iyi değil ki zaten hayattan beklentimiz yüksek değil. Kendimizi geliştirmek gibi bir derdimiz yok. Nasıl olsa karnımız doyuyor, teknolojiyi japonlar yapar, arabayı almanlar yapar, biz de basit hizmetçiler olarak bunları izleriz ve bunları yorumlarız. Ayrıca bir de bununla gururlanırız.

    inci sözlüğü bu toplumdan ayıran özellik de budur aslında sevgili gençler. Evet, içimizde eli gibinde 5 10 yaşında veletler var, bu yazı onları dışlayarak yazılmıştır. inci sözlük yazarı düşünür sorgular sevgili gençler. Hatta öyle ki, artık yorulmuştur ve her şeyi daşşağa vurmuştur. Yani, her ne kadar öyle gözükmese bile, şu an var olan Türk toplumunun çok daha önünde bir ideolojiye ve mizah anlayışına sahiptir.

    Türk toplumu robottur sevgili arkadaşlar. Bunu kabullenmek benim için de zor oldu ama durum bu. Türk toplumu %70 sudan değil %100 ön yargıdan oluşur. Küfür ediyor diye, hayattan bezmiş diye, klişeleşmemiş diye, yeni bir şeyler arıyor diye, sorguluyor diye bizim gibi insanlar ile kendisi arasına perde örmüştür sevgili arkadaşlar. Bu toplum orjinal bir şeyler yapmaya her zaman kendisi korktu çünkü sevgili arkadaşlar. Bu yüzden üretenlere, (sadece inci mizahı değil, buna her türlü marjinal ideoloji ve buluş dahil) her zaman ön yargı ile yaklaştılar. Vestel telefon üretince "Türkler yapmış, ne kadar iyi olabilir ki?" düşüncesine, açıkçası ben bile bir ara kapılmıştım.

    Şimdi Türk toplumunu, başarılı gördükleri insana göre ayırmak lazım sanırım. ilk olarak direk Acundan bahsedelim. Acunun şu an programları direk Amerikan programlarından çalınmış programlar sevgili arkadaşlar. Türkiye'de de marjinal yarışma programları çıkartılıyor ancak bizim aklımızda "Türk konsepti ne kadar iyi olabilir ki?" sorusu oluşuyor. Bu yüzden yabancı konseptli yarışmalar prim yapıyor. Düşe kalka biz bir şeyler yapalım demek yerine "hadi hazıra konalım" düşüncesi var bizde. Ve arkadaşlar, bence en can alıcı kısım bu. Copy paste yapmak üzerine tasarlanmış bu milletimiz, en başarılı hırsızları yüceltiyor. Nuri Bilge Ceylan gibi başarılı adamlar adım attıkları zaman güvenemiyor bizim milletimiz, beleş olmadığı sürece izlemiyor bile. Ancak Acun gibilerin yarışması için 2şer liradan dağ ayılarına para gönderirken saniye tereddüt etmiyorlar. Yeni bir şey öğrenmenin korkusu olmuyor çünkü, yeni bir şey keşfetmiyorlar. Türk insanın tek derdi de bu. inci sözlüğe girip yeni bir şey görmek istemiyorlar. Biri çıksın, onlara klişeleri versin, modayı göstersin, mutlu etsin. Medya'nın bana gösterdiği yeter diyor. Üzerine kafa yormayı sevmiyor. Politikada suçu Amerikaya atıp çekiliyor, klişe esprilere gülüp geçiyorlar, orjinal esprileri dinleyip üzerinde kafa yormamayı tercih ediyorlar. Osmanlı çok başarılıydı demeyi öğreniyorlar, Osmanlı ile hava atmayı biliyorlar, ancak Osmanlının en parlak döneminin Osmanlının keşfettiği zamanlar olduğunu görmek bile istemiyorlar. Görseler bile kıçlarını yormaya tenezzül etmiyorlar. Mühendislerin başarıları ile hava atan insanları başa getiriyorlar. Kendilerine güzel günleri vaadeden imamları, üreten insanların önüne koyuyorlar. Ülkede imamlar bile doktorlarla, mühendislerle eşit seviyede tutuluyor, hatta belki de daha bile el üstünde tutuluyor. Partiler içinde, elinde kuran sallayıp güzel günler vaadedenler, güzel projeler sunanlar, bu projeler üzerinde kafa yoranlara göre daha çok rağbet görüyorlar. Bir de üstüne bu uğraşan, bir şeyler yapmaya çalışan adamlara 'boşlukta debeleniyor' diyorlar. Güvenmiyorlar. Bir şans veremiyorlar. 'Zaten Amerika bizim yapmamızı istemiyor', 'zaten bizim fıtratımızda yok' diyerek sönük kalmayı tercih ediyorlar.

    Son olarak demek istediğim şey ise kendinize güvenin gençler, bu toplumun kalitesini artıracak birileri var ise, o da inci sözlükteki kesimler gibi sorgulayan kitlelerdir. Emek hırsızlığı ile 500 bin lira alınan bu zihniyeti bizim gibi sorgulayan kesimler yıkar arkadaşlar. Sorgulayın. Sorgulamayanları uyarın ki emek hırsızları bir yere gelmesin, üreten bir toplumumuz olsun.
    ···
   tümünü göster