1. 5101.
    +6 -4
    https://www.youtube.com/watch?v=aA5iPTXJlzk

    Mecnun: Baba noluyo ya? Anneme mi bişey oldu?
    iskender: Yok yok, annene birşey olmadı. Bugün aradı hatta o. iyiymiş.
    Mecnun: Aradı mı?
    iskender: He, keyfi yerindeymiş.
    Mecnun: iyi işte, aradıysa, barıştınız. Aranız düzeldi demektir, çağır gelsin kadın napıyo oralarda?
    iskender: Yok, o haberleri izlemiş. Onun için aramış.
    Mecnun: Ne haberi ya?
    iskender: Senin kirven vardı. Ömer amcan hatırlıyo musun onu sen?
    Mecnun: Hee. Ona mı bişey oldu?
    iskender: Yok. Deden öldüğü vakit, yani senin öz deden, benim babam, annenle halan demişler biz bunu nasıl söyleyeceğiz iskender’e? Konuşmuşlar aralarında. Demişler hayatta söyleyemeyiz biz. Bunu söyleyse söylese Ömer söyler. Ömer’i çağırmışlar, konuşmuşlar. Bende sabaha kadar direksiyon sallamışım, nerdeyse sabaha kadar, böyle sabaha karşı geldim. Çektim arabayı, kitledim. Baktım kapıda Ömer duruyo. Allah dedim. Bir terso var. Yaklaştım yanına. Yekten dedi ki, baban öldü. Pat diye. 2 sene konuşmadım ben bununla.
    Mecnun: Ee?
    iskender: Eesi, böyle bişey olduğu zaman, böyle, birden… Leyla’nın uçağı düşmüş.
    Mecnun: Of baba ya. Bu muydu derdin? Sıkıntın bu muydu ya? Ya öyle şey mi olur canım yani? Ben de ne diyo diyorum ya, iki saattir ağzında ne geveliyor diyorum bu adam?
    iskender: Mecnun?
    Mecnun: Ne Mecnun’u? Ne o baba ya, yani o kadar, şey yapacak bi durum yok ki.
    iskender: Kafayı mı yedin?
    Mecnun: Hayır baba, kafayı falan yemedim.
    iskender: Kızın uçağı düşmüş.
    Mecnun: E düşsün.
    iskender: E düşsün, e düşsünle olur mu oğlum?
    Mecnun: Allah aşkına baba, nolcak ki yani? Bu bi rüya, gerçek değil ki bu. Gerçekte değiliz ki şu anda, bi rüya yaşıyoruz yani. Ve Benjamin’in kim bilir hangi oyunu bu yani. O kadar çok şeyde, kafayı taktı ya bana bu, oo, oyun üstüne oyun şimdi.
    iskender: Mecnun…
    Mecnun: Anladın mı?
    iskender: Mecnun, Mecnun… Leyla ölmüş oğlum. Ölmüş ya…
    Mecnun: Ölmüş deme baba sonuçta yani, rüya bile olsa gerçekten, hiç kaldırabilecek durumda değilim böyle birşeyi yani. Ölmüş deme de, böyle, birazdan uyanacağız zaten. Bu Benjamin’in işleri, anlatabiliyo muyum yani. Benjamin böyle taktı kafayı bi kere bana ve kim bilir daha ne, kim bilir daha uu uu, neler yapcak daha anlata biliyo muyum? Birazdan, uyanacağız. Vallahi hiç, hiç… Yapmana gerek yok, gözlerini öyle, çoğu kızarmış hep, yapma Allah aşkına. Ha işte bak iti an, kendisi de geldi zaten.
    Benjamin: Mecnun, özür dilerim.
    Mecnun: Yaa, özür mü dilersin? Ama işte hep, yapıp yapıp özür diliyorsun ama Benjamin yani. Senin tam problemin ne onu bi anlasak. Oturalım böyle baş başa. insan gibi şurda oturalım, senin problemlerini çözelim. Niye böyle yapıyorsun ki yani? Ama önce sen beni bi uyandırır mısın? Valla. Yani çünkü çok zor durumdayım, sıkıştım kaldım burda, ayakta zor duruyorum, biliyo musun?
    Benjamin: Mecnun...
    Mecnun: Beni uyandırabilir misin, gerçekten, rica etsem, Benjamin ha?
    Benjamin: Bak ben, gerçekten, gerçekten böyle olmasını istememiştim. Özür dilerim. (Asayı Mecnun’a verir.)
    Mecnun: Nasıl ya? Baba gidiyo adam, ne olur bir şey söyle. Uyandırsın beni, çünkü, çok saçma değil mi şu anda bu? Allah aşkına bir şey söyler misin? Baba gidiyo adam. Bir şey yapar mısın, lütfen, gerçekten çok, çok zor durumdayım yani. Hayır, ben böyle birşeyi kaldıramam baba ya! Anlata biliyo muyum? Ne olur ya! Şununla bi, kafama vurur musun bi tane. Allah aşkına ya, valla vur kafama! Uyanmak istiyorum çünkü yani. Kafam çok karışık şu an.
    iskender: Gel.
    Mecnun: Baba, vur kafama vur! Ne olur beni uyandır. Allah aşkına uyandır. Çok.. Ben bunu kaldırabilecek durumda değilim. Bana o kadar sert vur ki, ben öleyim, eğer, uyanmıyosam, uyandıramıyosan, baba, göm beni buraya Allah aşkına! Gelme baba ne olur, ya baba!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster