/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 276.
    +4
    Final uzun olduğundan ikiye bölüp öyle atıyorum.

    Uçak günüme az kalmıştı bu süre zarfında sevdiceğim ile bol bol vakit geçirdim bir an bile ayrı kalmadık birbirimizden çünkü ikimizde biliyorduk bir mühlet sonra uzun bir sure ayrı kalacağımızı. Artık son 1 haftaydı Nesibe askım hadi alışverişe gidelim oralarda bulamazsın belki güzel bir şey dedi benimde ihtiyacım vardı aslında alışverişe olur askım dedim ve alışverişe çıktık. Oldum olası haz etmezdim alışverişten genelde annemle giderdim o beğenirdi bak bu sana güzel olur derdi bende aa evet derdim ve onu alırdım bu sefer nişanlım ile gidecektim alışverişe. Sabah buluştuk ve başladık Dükkan Dükkan gezmeye. ihtiyacım olmasa yapacagım son Seydi alışveriş gerçekten haz almıyordum ama bu sefer farklıydı Yanıma mavişim vardı o beni alışverişi sever hala getirdi bir dükkana girince askım sen bekle derdi biraz bakınırdı eğer ki kayda değer bir şey yoksa çıkıp başka bir dükkana giderdik ama eğer ki güzel bir şey varsa askım bak bu güzelmiş sende beğendiysen bir dene bakalım derdi seçtikleri zaten hep cok güzel oluyordu bir zevki vardı yani. Öğlen olmuştu askım hadi gel yemek ısmarlayayım sana acıktım ben sen de acıktın mı dedim hemde kurt gibi dedi gittik yemek yedik yemek bitince elimi tuttu askım gitmesen olur mu seni çok özleyeceğim ya dedi askım konuştuk ama bunları niye böyle yapıyorsun dedim Haklısın askım özür dilerim dedi özür dileyecek bir şey yapma askım bu seni üzdüğü kadar beni de üzüyor ama anla iste dedim tamam dedi ama üzgündü hala ben senin moralini yerine getiririm şimdi dedim ve tuttum elinden bir mağazaya soktum seç kız istediğini benden dedim bir şeye ihtiyacım yok askım bosuna masraf yapmayalım dedi benden dedim maviş hem benim için al benim için giyersin dedim anlamıştı hava Alanında giymesi için bir Kıyafet al dediğini tamam dedi birkaç tane beğendi ama benim içlerinde en beğendiğim mavi bir elbiseydi. Onu aldı sevdiceğim benim beğendiğimi görünce ve o günkü alışveriş macerası da bitmişti. Artık son günlerimi istanbul'da. Akrabalarımı ziyaret ettim helallik istedim ve ondan sonraki kalan vaktimi sevdiceğimle ve ailemle geçirdim hep. Ben herkesi herkes de beni özleyecekti. Nesibe gün geçtikçe duygusallasiyordu ne kadar moral vermeye çalışsam da olmuyordu basit değildi tabi. Nihayet 1 Eylül günü geldi. Sabahtı uçağım Salih amcaya gelmenize gerek yok desem de geldiler sonuçta onlar da müstakbel damatlarını uğurlayacaklardı. Hava Alanına girdik artık Ayrılma vakti gelmişti. Ilk Salih Amcanın elini öptüm helallik istedim sonra da kayınvalidemin. Tuğba'nın yanaklarını sıktım ve öptüm ablan sana emanet ona iyi bak tamam mi dedim tamam ne zaman geleceksin peki dedi bilmiyorum prenses en yakın sürede dedim. Sonra babamın yanına gittim el opturmezdi kolay kolay zorlamadım hiç sarıldım direk helallik istedim ve annemin yanına gittim ağlıyordu annem tek çocuktum onun içinde zordu tabi göndermek ağlama annem dedim ne yapayım oğlum elimde değil dedi haklıydı bir şey diyemedim öptüm annemi helallik istedim ve sıra sevdiceğime gelmişti. Salih amca yapmıştı yine büyüklüğünü biz sizi yalnız bırakalım dedi ve sevdiceğimle bas basa kaldım. Dokunsam ağlayacaktı askım dedim atladı direk kollarıma içten içe ağlıyordu gözlerime bak dedim kaldırdı Basını hani ağlamak yoktu dedim ne yapayım dayanamadım dedi bak beni de ağlayacaksın ama dedim tamam dedi sildi Gözyaşlarını ve bana baktı. Sana bir şiir okuyayım ister misin dedim Basını salladı ve can Yücel'den Eğer şiirini okudum

    O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
    arkalarında doldurulması
    mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

    Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
    en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

    Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

    Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
    çalınan birinin kalbiyse eğer.

    Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
    insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

    O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
    hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

    Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
    kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

    Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
    öylesine delice bakmasalardı eğer.

    Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
    kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

    Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
    son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

    Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
    meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

    Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

    Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
    tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

    O büyük, o görkemli son, ölüm bile anldıbını yitirirdi,
    yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

    O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
    son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

    Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
    her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

    Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
    dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

    Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
    namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

    Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
    dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

    Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
    sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

    Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
    kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

    inanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
    kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

    Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
    ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

    Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
    Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

    Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
    ya canım ellerini tutmak isterse...

    Evet Sevgili,
    Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
    kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
    mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster