/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +20
    Sorunlarımı içerek çözmeye karar verdim, babama çekmiştim belki de. Bu arada, Yağmur’a annemin durumunu anlatıp neden gelemediğimi anlatmıştım, anlayışla karşılamıştı ama onu da boşladığım için kötü hissediyordum. Herkese aynı anda yetişmeye çalışıyordum, üstelik daha kendimi bile toplayamamıştım ve o zamanlar kendimi nasıl hırpaladığımın farkında değildim, şimdi geriye bakınca anlıyorum.
    Aslı’nın annesinden aldığım özel ders paraları bana yetiyordu, annemin gönderdiği paranın büyük kısmını ve ders parasının kullanmadığım kısmını biriktiriyordum. Param sadece sigarayla bazen biraya gidiyordu, yemeği ucuza getirmeyi öğrenmiştim zaten. 3-5 lirayla da doyuyordu karın. Kitap için o kütüphaneye gidiyordum, yetmiyordu param. Ersin’in televizyonu yoktu. Kitap çalmayı çok düşündüm beyler ama yapamadım, muhtaç olmadıkça hırsızlık bana hep adilik olarak gelmiştir.
    Aslı’yla çok vakit geçiriyordum, gerçekten çok zeki bir kızdı, fikirleri ve mantığı beni afallatıyordu bazen. Ben hep zekama güvenmişimdir ama solluyordu beni. Hayran olmuştum kıza. Ara sıra Yağmur’un attığı mesaj geliyordu aklıma, istediğinle yat şeklinde olan. Aslı’nın lisesi bitmişti zaten, o üniye yeni başlamıştı, ben sondaydım. Eskisi gibi garip bir durum yoktu yani, birlikte olabilirdik. Dediğim gibi, o yıl çok zor bir yıldı, kafamdaki her şey karışıktı.
    Annem telefonda hep iyi olduğunu, yürüyüşlere falan çıktığını anlatıyordu, bazen komşu dedikodularını, her zamanki gibi neşeliydi ve bunun sahte olmamasını umuyordum. Kanser bildiğim kadarıyla ilerlememişti ama o kadar illet bir hastalıktı ki ne tak olacağını bilemiyordun.
    Yağmur… Mesajlarıma cevap vermiyordu, ne telefona ne de msn’e. Bazen tek tük kısa cevaplar geliyordu, kötüleşiyor olmalıydı. Annem, Aslı, Yağmur, kanser, borderline, vajinismus, hepsi kafamı gibmişti artık. Beynimi bir rafa kaldırıp uymak istiyordum, aylarca.
    Üniversiteden nasıl mezun oldum bilmiyorum beyler. Ne okula gittiğim vardı, ne not tuttuğum, koskoca üniversitede arkadaşım bile olmadı. Olduk işte. ismi bilinen bir üniversiteden mezundum, diplomam vardı. Artık hayata atılabilir, günde 10 saat çalışıp patron çenesi çekebilirdim. Aslı aradı beni, (artık ders mers kalmamıştı zaten) kutlayalım bunu dedi. Ne kutlaması lan, toplasan 5 kişiyi anca tanıyorum zaten. Zorlaya zorlaya parti gibi bir şey yaptı evinde, daha çok beni arkadaşlarına tanıştırma partisi gibi. Böyle ortamlarda minibarın yanına yuvalanıp kimseyle konuşmayan bir eleman mutlaka olur ya. O benim aq. Ara sıra Aslı’nın peşinde dolanıyorum, umursayan yok tabii ki. Aslı o gün fıstık gibiydi, mor bir elbise vardı üstünde, saçları at kuyruğu. Ve dediği gibi topuklu giymişti, partideki erkeklerin çoğuna tepeden bakıyordu ama benim yanıma yakışıyordu işte. Parti bir süre sonra dağıldı, canıma minnet işkence benim için çünkü. Sızanlar falan kaldı sadece. Aslı beni minibardan uzaklaştırdı ve öpmeye başladı, dudakları kalın, öpmesi çok güzel ama kötü hissediyorum. Anlayıp durdu, noldu dedi, bozulmuştu doğal olarak. “Bunu yapmam doğru mu bilmiyorum,” dedim, kısaca bahsettim Yağmur’un dediğinden. Baktı, baktı, “istiyorsan gelirsin,” dedi sadece ve annesinin odasına girdi.
    Birkaç dakika oturdum, sızan birkaç kişiyi izledim, sonunda odaya girdim.
    3 yıl sonra bir kızla ilk sevişmemdi ve en iyisiydi. Bu ciks olaylarını anlatırken nasıl ayrıntıya girilir bilmiyorum beyler idare edin. Memnun muydum? Evet. Pişman mıydım? Köpek gibi.
    Bunu Yağmur’a söylemedim, bana söyleme demişti zaten. Aslı hiç sevgili olaylarına girmedi, arkadaşlık hep aynı biçimde devam etti. ipek gibi yapsaydı nasıl sıyrılırdım işin içinden bilmiyorum zaten.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervation
      ···
   tümünü göster