Evet beyler. Konu kesinlikle yalan falan değil. Şu an inanılmaz pişman mı olsam yoksa mutlu mu olsam bilemiyorum. izmir terminalde oturmuş otobüsü bekliyordum. Yaklaşık 2 saat vardı gelmesine. O sırada yanıma 60 yaşlarında adamın teki oturdu. Adam sürekli ingilizce konuşuyordu ve bir yerden Telefon numarası alıyordu. göz ucuyla izlemeye başladım. kağıdın üstünde avustralya başkonsolosluğu gibi yazılar vardı. Kağıdım arkasında da pasopartlar. Amca birden bana döndü. Kalemini var mı evlat diye sordu. Ben de kalemim yok ama telefona yazayım dedim. Telefondan ingilizce bir numara daha aldı ve onu yazdırdı. Konuşma bitince teşekkür etti ve numarayı benden aldı. Gideceğim yeri falan sordu. Sonra başladı anlatmaya müsaitsen eğer diye sorup. Anlattığına göre adam boğaziçi mezunuymuş ve avustralyada yaşıyormuş. Avustralyalı biriyle evliymiş ve işadamıymış. Orada çiftliği varmış ve işlenmiş gıda, şarap gibi ürünler üretip satıyormuş. Dediğine göre Türkiye'de de evleri varmış ama satmış. 4 sene önce türkiye'e geldiğinde arabasıyla yoldan geçen birine çarpmamak için direksiyonu kırmış ve bariyerlere çarpmış. Zarar verdiği bariyerlerden dolayı kendisine kamu davası açılmış ve tazminat ödemeye mahkum edilmiş. Ancak bundan haberi olmadığından dolayı tazminatı ödemeyince ceza 8.5 ay hapis cezasına çevrilmiş.
Yaşlı amcamız türkiye'ye yaz başında gelişinde havaalanında hapis cezası olduğunu öğrenmiş ve bu ceza paraya çevrilemiyormuş ki kendisi fazla fazla ödemeye razıymış cezayı. Ne yapıp ettiyse de önce yabancılar şubeye sonra yabancılar cezaevine gönderilmiş. Çifte vatandaşlığı da olduğu içi avustralya hükümeti kendisine yardım etmeye çalışmış. Her ay 2000 bin lira göndermişler ve özel bir hastanede sağlık durumunu kontrol etmişler. Bu arada konsolosluk kendisi için bir avukat görevlendirmiş ve bu avukat sonunda şartlı tahliyeyi sağlamış. Buna göre kalan 5 ay boyunca izmir'de karakola gelip imza atacak ve yurtdışına çıkamayacak. Yaşlı amcamız buna bi nebze de olsa sevinmiş ve avustralyadaki ailesinden izmir'de daire kiralamak için para istemiş.( bu arada swiss otelde kalmış izmir'de para bol olduğundan ve yollayacaklarını düşündüğünden) Ailesi parayı westernunion ve moneygramla göndermiş ancak bu kuruluşlar türkiye'ye direk para gönderemediğinden (!) istanbulla Sdyney arasında epey bir yazışma ve evrak gerekmiş. Bunlarda yaklaşık 2000 tl tutmuş ve amcamız son parasını da buna vermiş. Bu arada kendisine gönderilen 100 bin sterlin ancak 1 hafta içinde kendisine verilebilirmiş. ( evet banka ekstresini gözlerimle gördüm) Bu arada izmir'de karakola imza atması gerektiğinden istanbul'dan tekrar izmire gelmiş. Şimdiyse parayı almak için tekrar istanbula gitmesi gerekiyormuş ki yol parası kalmadığından karakola gitmiş. Gerekirse pasoportunu bırakabileceğini geri dönünce misliyle vereceğini söylemişler ancak polisler valiliğe göndermişler. Valilik de olumsuz yanıt vermiş. adamı dinlerken ben of çektim. Aartık öyle bir öfkeli ki türk devletine. Her seferinde sosyal bir devlet olmadığımızı söyleyip durdu. Ben haline acıdım. Banka ekstrelerini, pasoportu ve şartlı tahliye kağıdını görmesem inanmam ama bu ülkede ne kadar usta dolandırıcılar olduğu da malum. Ancak ben inanmayı tercih ettim. Amcaya biletini kredi kartından çektim. Karnını doyurdum. Çok mutlu oldu kendisi. Resmen gözleri parlıyordu. Defalarca bunun karşılığını vereceğini söyledi ve avustralyaya dönünce kendidini ağırlamaktan mutluluk duyacağını artık orada da bir dostu olduğunu söyledi. Siz böyle bir durumda olsanız ne düşünürsünüz?