bildiğiniz gibi serkan denilen gönülsüz gibişin talihsiz mahsülü bundan bir iki ay önce içeri alınmıştı kısa süreliğine. neyse o aralar bizim koğuşun hanımı olan oğlan necmi koğuş ağasının tecavüzlerine dayanamayıp intihar etmişti. karısız kalan koğuş ağası gitgide sinirleniyor ve ortalık geriliyordu.

biz ağanın gazını nasıl alalım diye düşünürken gardiyan selim kolundan tutmuş tereyağlı saçları ile serkan inciyi getirdi. "çok hırpalamayın fazla kalmayacak" diye uyarısını yapıp koğuşu terk etti. koğuşa bir anda bayram havası hakim olmuş, kader mahkumları sevinçten birbirini öpüyordu. koğuş ağasına yeni hanımı bulmuştuk.

serkan herşeyden habersiz bizim sevincimize ortak olmaya çalışırken, bizde yavaştan serkanı halvete hazırlamaya karar verdik. ağamızın kesin emri vardı, serkanı bu gece göklere çıkarıp içinde gezdirecekti. biz de bu gerilim son bulsun diye serkanı bir güzel temizledik, saçlarını yağlı bıraktık (ağamızın özel ricası).

neyse çok uzatmayayım, o an geldi. serkanı duşa soktuk. garibim seviniyordu yıllar sonra duş alabileceği için. neyse koğuş ağamızıda çeşitli ritüeller ve danslar eşliğinde duşa uğurladıktan sonra, sırtımızdan kalkan bu büyük yükün hafifliği ile yataklara döndük. aradan kısa bir süre geçti ki içeriden bir anda, aaaallllaaaahhh diye bir ses geldi. tüm koğuş bir anda ayağa dikilmişti. bu inanılmaz bir sesti ve hemen arkasından bir allllaaahhh çığlığı daha. çığlıklar belirli aralık ve düzene bağlı olma sureti ile devam ediyordu.

biz ise kulaklarımıza inanamıyorduk, allah diyen kuş, aslan, keçi, koyun görüp işitmiştik ama allah diye bağıran bir muallakyi ilk defa işitiyorduk.

o anda koğuşta bulunan 10 kişiden 10u da imana geldi. ve anladık ki her işte bir hayır varmış. serkan incinin gözaltına alınması da bu şekilde bir hayra vesile oldu.

serkan o günden beri ara sıra koğuş ağasını ziyaret eder ve çevre koğuşlardan imanını tazelemek isteyen kader mahkumlarına yardımcı olur.

çok yaşa sen serkan, çok yaşa koca zütlü adam!