Kuzenim yüzüme su döküyordu fakat bir gariplik vardı, kuzenim sabit bir noktaya garip bir şekilde odaklanmış bakıyor robot gibi sürekli kolumu sıkıyordu, bana baktı baktığı yöne bakmamı sessizce söyledi ileride ki ağaçların arasında bir çift göz bize bakıyordu ben baktıktan 3-4 saniye sonra kayboldu. O an aklımda ki tek şey yakında olan dedemlerin köy evine gidip (köydeki ev bu şehirdeki değil) hemen bir bıçak benzeri bir şey alıp geri gelmek ve bu köyden gibtir olup gitmek. Dedemler köyde ki eve çok nadiren gider iyice yaşlandıkları için çiftçilik ve hayvancılığı bıraktılar zaten, şehirde emekli hayatı sürüyorlar bundan mütevellit evin bahçesi v.s bakıma muhtaç bir şekilde bekliyor. Dışarıdan gerçekten korkunç bir görünümü var. Neyse biz aldık bigibletleri evin yolunu tuttuk ve 1-2 dakika sonra eve vardık, normalde bahçe kapısı zincirle kapalıdır fakat bir baktık zincir bir tarafta kapı bir tarafta sanki içeri ordu hucum etmiş çitler falan devrilmiş. Evin kapısıda ardına kadar açık rüzgarla birlikte duvara çarpıyor sürekli. Artık o gördüğümüz yaratıktan başka bir şeye ihtimal vermiyorduk. zütümüz korka korka girdik eve, evin duvarlarına tülbentler asılmış köyün kedilerinden bir iki tanesi bacaklarından asılmış ve iç organları sarkıyor, duvarlara iç organları sıvanmış kanlarla kuzenim direk bayıldı ben zaten altıma kaçırcağımı anladım gibimi hafif çıkarttım direk duvarlara falan işedim yoksa dayanılacak gibi değildi ardından direk kustum yerlere iftarda yediğim ne varsa hepsi yerdeydi. Mehmetin yüzünü çevirdim 2 tane sağlam tokat asılınca kendine geldi zaten kalk dedim evde balta malta ne varsa buluyoruz bu evden gibtir olup gidiyoruz, kalktı hemen duvarlara falan ışık tutmamaya başladım yoksa midemdeki sıvıyı kusmaya başlayacağım. salona adımımı bir attım o da ne bir gaz lambası yanıyor ananı avradını ulan bu eve 1 seneden beri girilmiyor ne lambası ne gazı ne kibriti ne çakmağı. Duvarda zaten bir balta asılı kaptım elime o anda salona açılan diğer odanın kapısı bir anda kilitlendi. Ev zaten iki kat dedim mehmet in aşağı camdan falan atlamasın ben kapıda bekliyorum verdim baltayı benim elimde bir sopa. Kapıya vuruyorum omuzu tık yok eski köy kapısı ama sağlam arkadan sürgü çekilmiş. Vurdum dört beş kere çatırtılar gelmeye başladı baktım aşağıdan bir çığlık mehmet kaçıyor. sesinden anlıyorum göremiyorumda bir yandan bağırıyor bir yandan kaçıyor belli ki ses gittikçe uzaklaşıyor dışardan cama bakıyorum cam kapalı halen açılmamış. Yani belli ki içerde her kim varsa halen içerde