/i/Tespit

  1. 1.
    +24 -5
    niye getirirsin ki lan koskoca kızı o sıkıcı akşam yemeklerine? sana diyorum lan yaşlı karı koca.

    yaş 14. surat ki ergenlik sebeptir her gün farklı bir şekle giriyor, alın şişiyor, burun bir gün kanca, ertesi gün davul, bir gün kırmızı, ertesi gün timsah yeşili, kendine güven hadisesi zati dibi boylamış. gel o sıfatla bir de misafirin kızına çatlak sesinle "hoşgoldon" de. kızların erkeklere göre erken ergenliğe girmesinden mütevellit kendine bir özgüven pompalamış ki, yok kendinden büyük oğlanlarla takılmalar, yok efendim kendi yaşıtı çocuklara velet muamelesi yapmalar, sofra toplamaya yardım etmeler, ruj muj sürmeler, noluyoruz lan?

    bizim dönem mi şanssızdı erken büyüyememe hadisesinde bilmiyorum ama; bizim zamanımızda oks ilkokuldan sonra yapılırdı, o zamanki adı oks değil tabii de, biz öyle girdiydik anadolu lisesine yani. ulan şimdi bakıyorum oks'ye girecek oğlanların tipine, bırak ilkokulu falan, herif liseyi bitirmiş, hatta ilk sene sınava girmiş kazanamamış, tekrar hazırlanıyor oks'ye, anadolu lisesini kazanacak. bebelerin tipinden ben bunu anlıyorum.

    boy da çük gibi tabii, keşke bana bişey sormasalar da hiçbir şey konuşmadan, şu kıza rezil olmadan gibtir olup gitse misafirler deyu dakikaları yıl gibi yaşarsın. kız rahat rahat annenle babanla falan konuşuyor, sanki onlardan biri gibi, büyümüş de küçülmüş pis karı, yüzüne bakmıyor, yoksun orada sanki. ananın zorla giydirdiği bordo pantolon, yeşil gömlek ikilisi o pgibolojiyle kundak-biberon çiftine dönüşmüş ki renklerden de anlayacağın üzere, gecenin palyaçosu olarak arz-ı endam eylemektesin.

    türk ailesinde bir de evladı koruma kollama, sahiplenme mevzuu var biliyorsun. misal geçenlerde bir eczane gördüm, eczanenin ismi "ayşe'nin eczanesi". tamam. ulan altına bir tabela daha yaptırmış herifçioğlu, yazan şu "eczane ayşe'nin". herif resmen bu fikri bana empoze etti. eczane ayşe'nin bak ona göre, eczaneyi çalıyım falan deme, hesabı.(bi bizim ailede yoktu lan bu sahiplenme taku herhalde. aha o misafirler geldiğinde, sırf konuşmuş olmak içün anama "honnö, soot koç?" deyu sorduydum da, "git kendin baksana" cevabını aldıydım aynı saniye itibariyle, rezil ettiydi kıza hehe). e şimdi bu sahiplenme hadisesi bir vakıa değil mi, kızla konuşacak olsan kızın babası tip tip bakacak, kızına bakıyor muyum diye ara ara göz möz süzüyor, ne tak yemeye getirdin lan o zaman binoz?

    ben de nasıl bir gerizekalıysam, o dönem cengiz kurtoğlu, müslüm gürses falan dinliyorum. walkmanime takıp kasetleri, en arka sırada kafayı sıraya koyuyorum, "enis olum ders boş lan, hadi aşşaa maç yapmaya gidiyoz" diyenlere cevaben, "siz gidin olum, ben efkarlıyım" sözlerini yumurtluyorum falan. gibtir lan. yaka bağır açık geziyorum hatta, sigaraya da başlamışım. misafirler geldiğinde de yeşil gömleğimin ilk üç düğmesini açarak selamladım bunları ve kızı öpmedim, elini sıktım direk. sonradan dedikodumu yapmış sıpa "ay enis ne kadar kıro olmuş öyle yaa. yaka bağır açık, hem öpmedi bile beni?". he öpeyim de sivilcelerimden tiskin di mi?

    tanım? ergenlikte dünyanın merkezinin kendisi olduğuna inanan insan evladının, kendini ispat çabası içindeyken düştüğü tak çukuru. gerginlik ki hem kendi içinde yaşadığın, hem kızın babasıyla.

    ne güzeldir lan ergenlik öncesi.. gel senlen ebelemecilik oynayalım dersin, o masum akça pakça suratınla, ebelemecilik evciliğe evrilir falan, salondakilerden zerrece s.kleyen olmaz. şimdi kıza naber demeye kalksan, babası atlayacak "iyi iyi" diye, "bu arada eczane ayşe'nin."
    ...
    misafir kızının ebeveynlerinin de kızın küçük yaşta olgulaşma çabalarını onaylamaları sonucunda aynı ölçüde pgibopatlaşmaları ve evin çocuğunu ortaklaşa rezil etmelerini sağlayan durumlar da daha bi pis yaşanır bu gerginlik. hayır en kötüsü ebeveynler de onaylayınca artık hareket bir çocuk davranışı olmaktan uzak meşru bir hal alıyor.

    o dönem metalciliğinin en sivilceli döneminde olan ben ve benim gibiler de sanırım benzer savunma yöntemleri geliştirmeye çalışmşlardır. "rokçuyum ulan ben, beni s.klemeyeni ben hiç s.klemem" anlayışını takiben ruh hastası tişörtlerle odadan çıkarsın. yanında en az senin kadar denyo bi arkadaşın vardır. şöyle göz ucuyla odadakilerin tümüne bi selam verir gibi yaparsın. sonra "anneaa ben çıkıyom yeeaa taksime gitcez yööaa" diye ergen boru sesinle (ergen boru sesi, normal boru seslerinin aksine ti değil, "hööö" gibi bir sese tekabül) çemkirdikten sonra tam çıkmaya (kaçmaya) hazırlanırsın ki o ses duyulur; "gız nurcan -kızına sesleniyor- sen bilirsin o tişörtlerdeki resimler ne demek gıı" ve akabinde kızın züt etme arzusuyla yanan gözleri görülür " ben piskopatım demek anne sanırsam".

    belki o an çaktırmamaya çalışırsın, hatta bilgiç bir ifadeyle "rak bi yaşam tarzı sen anlamazsın eheh" tarzı birkaç başarsız savunma cümlesi. ardından sokağa atarsın kendini. ve yanındaki denyo ama kader ortağı arkadaşına "sktr ordan o.spu. lan gördün mü ne denyo bunlar yeaa. aslında akraba da sayılmazlar bizim uzaktan öyle... " gibilerinden saçmalaman olayı dışarda kapattığının ancak içinde yıllarca bekletip birgün sözlükte kusarak rahatlamaya çalışacağının bir göstergesidir...
    ···
   tümünü göster