/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +25 -1
    Dışarıdan Görünen Ölüm,

    Kuran'a baktığımızda ise oldukça önemli bir gerçekle karşılaşırız... çünkü Kuran'da haber verilen ve tarif edilen ölüm, "tıbbi ölüm"den, yani diğer insanlar tarafından gözlemlenen ölümden çok farklıdır. Bir başka ayette, bu "gözlemlenemeyen olayların inkarcılar için bir zorluk anı olduğundan bahsedilir: Dışarıdan ölümü izleyen insanlar, yalnızca tıbbi ölümü bilirler, hayati fonksiyonları sona ermek üzere olan bir beden görürler. Ölen kimseyi seyredenler, ne onun yüzüne ve sırtına vurulduğunu, ne ayaklarının dolaştığını, ne de canının köprücük kemiğine dayandığını görürler. Bu görüntü ve hislerle yalnızca ölen kişinin ruhu muhatap olur. Oysa gerçek ölüm, dışarıda insanların göremeyeceği bir boyutta ölen kişi tarafından bütün yönleriyle "tadılmakta"dır. Bir başka deyişle, ölüm sırasında yaşanan olay, bir "boyut değişikliği"dir.

    Ölüm anında ruh, bu dünyadaki insanların içinde yaşadıkları boyuttan ayrılırken, geride cansız bedenini bırakır. Deri değiştiren canlılar gibi, bu dünyadaki bedenini geride bırakır ve asıl hayatına doğru ilerler. Ancak geride kalan bedenin karşılaşacakları da ibret vericidir. Özellikle bu bedene hayattayken gereğinden fazla değer verenler için. Peki öldükten sonra bu bedenin başına neler geleceğini ayrıntılı olarak düşündünüz mü hiç?.. bir gün öleceğiz... belki hiç beklenmedik bir şekilde. Ekmek almak için bakkala giderken yolda bir araba kazası geçireceğiz. Yada amansız bir hastalık hayatımıza son verecek. Veya bir anda kalbimiz duracak. Bu andan itibaren de, bedenimizle hiçbir ilişkimiz kalmayacak. Hayat boyu "ben" dediğimiz ve sahiplendiğimiz o beden, sıradan bir et parçası haline gelecek. Ölümümüzle birlikte bedenimizi başka insanlar taşımaya başlayacaklar. Etrafta ağlayanlar olacak, "daha dün buradaydı", "dağ gibi adamdı" diyenler olacak. Sonra o bedeni alıp evin bir odasına, belki de morga koyacaklar, orada bir gece bekleyecek. Ertesi gün toprağa verme işlemleri başlayacak. Cansız bedeni alıp toparağa gömecekler.

    Böylece ölümün sonraki boyutlarını tatmaya başlayacaksınız.

    Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir. Bir başka ayette ise, "gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur denir. "Asıl hayat"ımız olan ahiret ile geçici bir yurt olan dünya arasında, perde kadar ince bir sınır vardır. Ölüm, işte bu perdeyi kaldırır. Ölümle birlikte bu dünya ve bedenle olan ilişki kesilecek, yepyeni bir yaratılışla sonsuz hayata başlangıç yapılacaktır. Ölümle birlikte başlayacak olan hayat gerçek hayattır. Ekgiblik, kusur, geçicilik dünyaya ait kanunlardır. Gerçek kanunlar; kusursuzluk, ölümsüzlük, mükemmellik üzerine kuruludur. Bir başka deyişle, normal olan, bir çiçeğin hiç solmaması, bir insanın hiç kirlenmemesi, hiç yaşlanmaması, bir meyvenin hiç çürümemesidir. Asıl kanunlar, insanın her istediğinin anında gerçekleşmesini, insanın hiçbir acı ve hastalık yaşamamasını, hiçbir zaman üşümemesini, yada terlememesini gerektirir. Ancak asıl kanunlar, asıl hayatta; geçici kanunlar da geçici olan bu dünya hayatındadır. Asıl kanunların yurdu, yani ahiret ise çok yakındır. Allah dilediği an insanın buradaki yaşdıbına son verip, onu ahirete geçirebilir. Bu geçiş, bir göz açıp-kapaması kadar çabuk gerçekleşecektir. Rüyadan uyanmak gibi...

    Ölümle birlikte sona erecek olan dünyanın, ahirete göre ne denli kısa olduğu Kuran'da şöyle anlatılır: Dedi ki: "Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün yada bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor." Dedi ki: "Yalnızca az bir zaman kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz," "Bizim, sizi boşbir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?.. Ölümle birlikte rüya sona ermiş ve gerçek yaşam başlamıştır. Yeryüzünde "bir gün yada bir günün birazı kadar", hatta "bir göz çarpması" kadar kalmış olan insan, yaptıklarının hesabını vermek üzere Allah'ın huzuruna çıkar. Eğer dünyada iken ölümü aklında tutmuş, Allah'a kavuşacağının bilincinde olarak yaşamış ise, kurtulmayı umacaktır. Kuran'da "kitabı sağ eline verilen" bu kişilerin şöyle diyeceği haber verilir:"... Alın kitabımı okuyun. Çünkü ben, gerçekten hesabıma kavuşacağımı sanmış anlamıştım." Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri küfre dönenleri, şeytan kışkırtmışve uzun emellere kaptırmıştır. Şeytan Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey vaat etmez. Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine vermekte olduğumuz mal ve çocuklarla, Biz onların hayırlarına koşuyoruz veya yardım ediyoruz? Hayır, onlar şuurunda değiller. Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azaplandırmak ve canlarının onlar inkar içindeyken zorlukla çıkmasını ister.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -5
      Helal et
      Babasının ölümü izlemiş amk pgibopati. Doktorlara haber verseydin bari
      ···
      1. 1.
        0
        Olm makaleyi yazan manyağa sölücen onu.
        ···
   tümünü göster