/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 1.
    +2
    Üst edit: Kesinlikle prim amacıyla yazmıyorum. sadece babanızın değerini bilin. kaybedince çok arıyorsunuz.

    Babamı 12 Şubat'ta kaybettim beyler. Beyin tümöründen yumdu hayata gözlerini. 12 Ocak'ta kaldırdığımız hastaneden 1 ay sonra cansız bedeni çıktı. 12 Ocağa kadar hiçbir şey anlamadık hastalığıyla alakalı. Aynı babamdı. Hastaneye kaldırmadan 2 gün önce, baba ben dışarı çıkyorum diye kapıya yöneldim, gel buraya sibop dedi. Babam bana hep sibop derdi küçüklükten beri. 21 yaşındayım hala da derdi. Yanına gittim, paran var mı lan dedi hafifçe gülerek. Var baba dedi olmadığı halde. Çünkü işyeriinden parasını alamıyordu ve biraz zordaydık bu yüzden var dedim. Cebimden 2 tane 10luk çıkardı, birini bana verdi, birisi senin birisi benim hadi şimdi gidebilirsin dedi. Sağol baba dedim gülerek, kapıdan çıktım asansörü beklerken gözlerim doldu. Bu olaydan 2 gün sonra spordan eve geldiğimde annemle sohbet ederken annemi babam aradı. Annem telefonu açtı ama konuşan babam değildi. iş arkadaşıydı babamın. işyerinde fenalaşmış, arkadaşı da eve getirirken yolu unutmuş tarif edememiş. Telefonu ben aldım, ben tarif ettim. Arkadaşı babamı evin önüne getirdiğinde kendinde değildi tek bir noktaya bakıyordu sadece ve bizi tanımıyordu, kısacası şuur yoktu sadece gözler açıktı. Hemen ambulansı aradık, ambulans geldi ama bu adama madde kullanmış muamelesi yaptılar. Zar zor kavga dövüş hastaneye gittik, Ümraniye Devlet Hastanesine. Hemen tomografi çekildi, tam acile geldik, hemen Mr istediler, onu da çekildik sonra hemen ilaçlı MR istedi doktorlar. Sonra müşahade odasına yönlendirdiler. gece 2ye doğru beyin cerrahı doktoru gelip, beyninde bi kitle olduğunu sabah uzman doktorun size detaylı bilgi vereceğini söyledi. Sabaha kadar babamın başında babamın baygın halde duruşunu izledik. Sabah uzman doktorun yanına gittik, beynin tam ortasında 8 cm boyutunda bir kitle olduğunu, bu kitlenin beyne baskı yaptığını, şuurunun ondan olmadığını, ameliyat olması gerektiğini ama masadan kalkamama ihtimalinin yüksek olduğunu, kalksa bile felçli kalkabileceğini ama başka çarenin de olmadığını söyledi. Ameliyat olmazsa ne kadar böyle yaşar bilinmez dedi. Tek umudumuz olan ameliyatı mecburen kabul ettik. 9 gün sonra babamın vücudu ameliyata anca hazır olabilmişti. Çıkamaz dedikleri ameliyattan sapasağlam çıktı. 4 gün yoğun bakımda yattı sonra servise çıkardılar. Bizi tanıyor, herşeyi hatırlıyor ama 12 Ocaktan sonrasını hatırlamıyordu. işyerinde kötü olana kadar herşey tam ondan sonra olanlar ekgibti. 2 gün de serviste yatırdılar sonra yapacak bişey yok dediler eve gönderdiler. Tümörün hepsinin alamamışlardı, çünkü hepsini almaya kalksalar tamamen kaybetme riski çok yüksek olacakmış. Hastanede kendi tuvaletini yapamayan adam eve gelir gelmez altındaki bezi farkedip kendisi tuvalete gitti. kahvaltı masasına oturdu kendi yemek yiyemeyen adam çayını kendisi içti, poğacasını kendi yedi. Yemekten sonra hep o sevdiği Cengiz kurtoğlu şarkılarını babamla birlikte söyledik. O hastane döneminden sonra masal gibiydi adeta bu yaşanılanlar. 1 gün boyunca evinde aynı eskisi gibi yaşadı, çayını çorbasını içti, arkadaşları ziyarete geldi geyik muhabbeti yaptı, sadece 12 ocaktan sonrası yoktu onun için, öncesi hala duruyordu. ertesi gün babam yine kötüleşmeye başladı, baba baba desekte ne gözleriyle ne kafasıyla bir tepkisi vardı, sadece yatıyordu. tekrar ambulansla hastaneye gittik. o gece tansiyonu 19a 13e kadar çıktı. ilaçlar, iğneler, serumlar... Sabaha karşı solunum yetmezliği başladı. Sabah solunumu tamamen gidip makineye bağladılar ve tekrardan yoğun bakıma aldılar. Daha da gözünü açamadı zaten. Hür gün daha da kötüye gitti. Öldüğü gün tansiyonu 3e 1di. Cuma akşamı saat 8 sularında da babamı kaybettim. 4 kişiydik, artık 3 kişiyiz. Annem ben ve küçük kız kardeşimle yaşıyoruz. Bu yaşıma kadar babama kötü bir söz etmişliğim olmadı çünkü çok iyi birisiydi. 5,5 aydır kimseden kötü bişey duymadım, hayattayken hiç duymamıştım. şimdi babamın eski çalıştığı şirkette, babamla birlikte ben lise sondayken stajımı yaptığım yerde tekrardan çalışıyorum. Her yerde anısı var, yemekhanede, ofiste. Ve bazen nefes almak zor geliyor. Siz siz olun annenizin babanızın kıymetini bilin. Şuan sadece bana sibop demesi için bile hayatımdan vazgeçebilirim.

    Çok uzun oldu ama erkek adam gidip birisine anlatarak ağlayamıyor. Belli bi zaman sonra insan doluyor. Primci diyenler olucak biliyorum, ama prim anlamıyla yazmadım. Sadede içimi biraz dökmem lazımdı.

    Son olarak; unutmayın beyler, hayat çok kısa. Sevdiklerinizle zaman geçirin, ertelemeyin. Yarın herşey için çok geç olabilir.

    Özet yok, okumak isteyen okur, okumak istemeyene sol tarafta başlık çok.
    ···
   tümünü göster