/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +42 -17
    her daim içinde yaşamla beraber inanç duygusu barındıran insanların aklına hayatının bir döneminde takılmış sorulardır. bu sorulara örnek vermek gerekirse ;

    1-allah yapacağımız herşeyi biliyorsa neden dünyadayız?

    2- eğer herşeyin bir yaratıcısı varsa tanrı’yı kim yarattı?

    3-tanrı’nın egoist olma sorunsalı

    4-tanrı varsa neden kötülük var , neden ortaya çıkıp kötüleri cezalandırmıyor sorunsalı

    5-stephan hawking’in açıklamalarındaki sorunsallar

    6-tanrı neden insanoğlunu yarattı?

    7-evrim teorisi doğruysa tanrı’da yok mudur?

    8-bir insan neden ateistliği seçer sorunsalı

    9-müslümanlar neden bu kadar zulüm göstermektedirler?

    10- biz müslüman bir ülkede doğduk , diğerlerinin günahı neydi?

    11- din ile kandırılan ve sömürülen insanlar dinin kötü birşey olduğunun kanıtı değil midir sorunsalı

    1. ve 2. sorunun kendime göre cevaplarını şimdi sıralamak isterim ;
    öncelikle boyut kavrdıbını özümsememiz gereklidir. herkesin bildiği üzere 3 boyut vardır ve biz bu 3 boyutlu dünyada yaşamaktayız. keza dünyada gördüğümüz , dokunduğumuz ve inceleyebildiğimiz herşey 3 boyutludur. tv ekran görüntüsü bile 2 boyutlu olarak gözükse de çok az da olsa bir eni vardır. hatta mikroskobik yaratıkların bile tek boyutlu bir nokta gibi algılandığı fakat elektron mikroskobunda bakıldığında onların da 3 boyutlu birer varlık olduğu gözlemlenebilmektedir. yani yaşadığımız dünya tamamen 3 boyutlu objelerden oluşan bir dünyadır.

    bu kısa bilgiden sonra konumuzun asıl açıklamasını sağlayacak konuya açıklık kavuşturalım , yani “zaman”.

    zaman nedir?

    zamanı 3 boyutlu uzayımıza göre tanımlarsak geçmişten geleceğe doğru giden , sonsuz uzunlukta bir ip gibi düşünebiliriz. bu ip her ne kadar sabit gibi gözükse de aslında çok değişken titreşimlere uğrayabilmektedir.

    keza zaman hıza ve çekim gücü dediğimiz kütlenin uzayı bükmesi durumuna tepki vermektedir. hız arttıkça zaman yavaşlar , çekimgücü de arttıkça zaman yavaşlar. bununla beraber hız ve çekimgücünün azalmalarıyla ise hızlanır. “nasıl yani?” diyenler olacak. hemen açıklık getireyim ;

    uzayı dümdüz bir çok gergin bir çarşaf gibi düşünün ve üzerine bir bowling topu (güneş) bırakın. bu bowling topu uzayı yani çarşafı o kadar çok bükecektir ki , bowling topundan küçük kütleye sahip bilye gibi cisimler (dünya) aynı çevredeki uzayda döndüğü taktirde topun çarşafta oluşturduğu eğimden ötürü ona doğru yuvarlanacaktır. ortamda bowling topu değilde sadece bilye olsaydı , topluiğne başı da (ay) bilyeye doğru yuvarlanacaktır. toplu iğne başı ise kum tanesini kendine doğru yuvarlayacaktır. bu böyle sonsuz kütlelerden sıfır kütleye kadar giden bir durumdur. kütle çekimin genel prensibi budur. peki bu dediğime göre “dünya neden güneşin içine girmiyor?” diyenler olursa hemen açıklayayım ; belli bir hız ile uzayda savrulurken bu eğimli bölgeye girerseniz ve ortamda sürtünme yoksa o istikamette sonsuza kadar dönersiniz. örneğin bir rulet masası düşünün. rulet masasında atılan bilye , atılmanın hızıyla merkezin etrafında dönmektedir. olan eğimden ötürü doğru merkeze doğru kavislenir fakat hızın yarattığı merkez kaç kuvveti ile de dışa doğru kütle itimi yapar , bu yüzden direk merkeze doğru düşmez. eğer ortamda sürtünme olmasa ve o bilye yavaşlamasa , kesinlikle bu eğimden etkilenmeden aynı şekilde sonsuza kadar dönmeye devam edecektir. dünyanın durumu da güneş etrafında aynen budur , aslında yerçekimi denilen şey de budur. kütlenin uzayı ne kadar büktüğüne bağlı bir durum yani. kastedilenin aksine kesinlikle mıknatıs etkisi gibi bir şey yoktur.

    peki büyük kütleli cisimler uzayı böyle büküyorsa ve ortamda hız gösteren bir cisim de yoksa bu kütlesi büyük cisimler tarafından yutulmaz mı? o zaman dünya insanları neden yutmuyor? diye farklı bir sorunsal daha çıkacaktır önümüze. fakat cevap çok basittir. siz kendinize göre hareketsiz olmanıza rağmen dünyanın dönmesi ile beraber aslında ekvatoral hızı 16.744 km/h olan bir hızda dönmektesiniz. bu ise aynen rulet masasındaki bilye gibi her maddenin bir hıza ve merkez kaç kuvveti uygulamasına neden olur. yani “dünya 1 saniye dursa ne olur” derseniz , bu 1 saniye içinde dünya üzerindeki tüm cisimler dünyanın içine çekilecektir.

    hız dediğinizde ise olay farklı bir durum kazanmaktadır. hız ile uzayı dediğimiz gergin çarşafı delersiniz demek sanırım yanlış olmaz. aslında ışık hızına çıkan bir nesnede zaman durmasının sebebi , nesnenin sicim teorisine göre bir üst boyut olan ve zamanın bir döngü durumuna yükselmesidir. yer çekimi gibi bu da yanlış anlaşılan mevzulardan biridir. asıl olarak 4. boyuta geçme durumudur. eğer bu konuyu açıklamaya kalkarsam en az 40 sayfalık bir altyapı ve açıklama getirmem gerektiği için burada bırakıyorum , sadece bilmeniz gereken yeri bilmeniz , şu an için yeterlidir diyorum.

    bu durumlarda anlaşılmaktadır ki , zaman aslında 3 botuylu dünyada , kütle ve hıza göre değişkenlik gösteren hamur gibi birşeydir. bildiğimiz zaman , karadeliklerde durmaktadır. hatta uzay istasyonlarında yaşayan insanlar için de zaman hızlı geçmektedir.
    şimdi zaman algımız biraz değiştiğine göre boyutlar teorisine girebiliriz.

    boyutlar teorisinde dünyamızın sadece 3 boyuttan ibaret olmadığı , çok daha farklı biçimlerde olaşan ve biçim olarak bizim hayal dünyamızın sınırlarını aşacak (zorlayacak kelimesi çok basit kalmaktadır , hayalini bile kurmanız mümkün değildir , ancak matematik formülleriyle tasvir edilebilir , ne beyniniz nede herhangibirsey görsel yada algısal olarak bu dünyaları bize sunamaz) boyutlar olduğunu kanıtlamıştır. “e bu teori değil mi? teori kanıt değildir” diyen arkadaşlar için ise şöyle bir şey diyeyim ;

    kendi boyutunda olan hiçbir varlık üst boyutlarını gözlemleyemez. yani algı olarak bunu göremez , inceleyemez. bu dediğime göre 1 boyutlu yada 2 boyutlu canlılar 3 boyutu inceleyemez , çünkü derinlik algıları yoktur. bizde aynen bu şekilde üst boyutları algılarımızdan ötürü gözlemleyemiyoruz ama olduklarını biliyoruz.
    ···
   tümünü göster