/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    "Fikri sen misin? Komşular komşular kocam geri döndü." diye tüm mahalleyi birbirine kattı Nuriye Nine. Aklı gidip geldiği için herhalde onu 1 yıl önce kaybettiği rahmetli eşi sanmıştı.
    "Aaa pek de gençleşmiş. Valla fıstık gibi olmuşsun Fikri."
    "Yok teyze karıştırdın herhalde. Ben Fikri değilim."
    "Fikri kız o yanında ki kim? Aldatıyor musun yoksa beni? Bacaklarını kırarım Fikri! Kim o yelloz!"
    "Kız Nuriş benim ben. Tanımadın mı?" diyerek olayı daha fazla büyütmeden kapattım. Nihayet balkona ulaşmıştık. ilk olarak ben tırmanıp içeri girdim. Sonra da onun gelmesine yardımcı oldum.
    "Balkonuma hoşgeldin!" diye bağırdım. O da eliyle ağzımı kapatıp "Manyak mısın kızım? Gir içeri!" diye beni salonuma sürükledi.
    Salona girdikten sonra elini ağzımdan çekip kenardaki kanepeye oturdu. Bende hemen yerde bağdaş kurup oturdum. Bi süre ikimizde konuşmadık. O yine memnuniyetsiz bakışlarla odayı süzüyordu. Bende her zaman ki klagib onu izliyordum.
    "Ben acıktım yemek yiyelim mi?"
    "Olur."
    "Peki o zaman!" diye bağırıp ayağa kaktım. Sonra ayaklarımı popoma vura vura mutfağa koştum. iki sandiviç hazırlayıp tekrar salona gittim. Elimle bir tanesini ağzıma tıkıştırdım, diğerini de O'na uzattım. Bu sefer tam karşısına bağdaş kurup oturdum. Ceketinden tutup onu da aşağı çektim. Böylece tam karşıma oturmuş oldu. Önce ikimizde hiç konuşmadan sandiçlerimizi yedik.
    "Adın ne?" diye merakıma yenik olup sordum.
    "Levent." dedi gözümün içine bakarak.
    " Benim ki de Ilgın." dedim büyük bir gururla.
    "Tuhaf birinin tuhaf adı. Çok şaşırmadım." dedi yine aynı umursamaz tavrıyla.
    "Sana Levent diye mi hitap ediyim?"
    "Hayır Noel Baba de bana."
    "Peki Noel Baba." dedim gülerek.
    "Salak."diye fısıldadı.
    "Neden takım elbise giyiyorsun? Çok mu önemli birisin?"
    "Evet. Karatepe Holding'in genel müdürüyüm." dedi.
    "Oha." dedim. Ve sandiviçimden bir parça boğazıma kaçtı. Şiddetli bir şekilde öksürmeye başladım. Sonunda nefes almayı başardığımda
    "Neden ölmek istedin? Paranın gerçek mutluluk olmadığını anladın değil mi? Bu işte ki herkesin ikiyüzlü olduğunu gördün. iş hayatından sıkıldın, her gün yaptığın binlerce rutin işlerden sıkıldın değil mi?" dedim gözünün içine bakarak.
    Ve o an hiç beklemediğim bir şey yaptı. Yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kalbim şoktan hızlı atmaya başladı. Bu değişik bir duyguydu. Kafasını çekip kulağıma fısıldamaya başladı
    "Hani bana demiştin ya beni tanımadan ölmek istemeyeceksin diye. Tanıt bana kendini tuhaf kız. Anlat bana hikayeni. 1 ay söz veriyorum sadece 1 kalacağım yanında. Beni 1 aylığına yaşatır mısın?" diye fısıldadı sanki tüm hücrelerime.
    Sonra ayağa kalkıp yine kanepeye oturdu.
    "Benim uykum geldi. Bana yatacağım yeri göster." dedi sanki az önce beni öpmemiş gibi.
    "Tamam." diyerek ayağa kalktım. Sonra koşar adım odama gittim. Kapıyı kapatıp bir süre öylece kaldım. Tanrım az önce beni öpmüştü! Bu olayı çok fazla düşünmeme kararı almıştım. Daha az aklıma gelirse daha az utanırım diye. Kendimi toparlayıp, kucağımda yastık yorganla içeri gittim. Elimdekileri oturduğu kanepenin üzerine bıraktım.
    "Yatağın hazır patron!" dedim elimle asker selamı vererek.
    Ayağa kalkıp eliyle kanepeyi göstererek
    "1 ay burda mı yatacağım ben?" dedi.
    "Yoo istersen yerde de yatabilirsin." dedim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster