Lüteinleştiren Hormon, hipofiz bezi tarafından üretilen ve üreme sistemini kontrol eden temel hormonlardan biri olmaktadır. Tıp dilinde lüteinleştiren hormon luteinizan veya LH diye kısaltılarak söylenmektedir. Luteinizan hormonu ön hipofiz bezi hücreleri tarafından üretilmektedir ve salgılanmaktadır. Kadınlarda lüteinleştiren hormon  adet döngüsünün iki yarısında rollere sahip olmaktadır.

Erkeklerde ise bu hormon testosteron üretmek için testislerde leydig hücrelerini uyarmaya yarar. Testosteron erkek karakteristikleri oluşturmak için tüm vücutta etki göstermektedir. Kadınlarda ise adet döngüsünün 1-2 hafta içerisinde luteinizan hormon östradiol üretmek için yumurtalık foliküllerini uyarmaya yarar. Döngünün 15. günü civarında hormon düzeyleri yumurtalıktan olgun bir oositi serbest bırakmaktadır. Hormon lüteinleştiren fertilizasyon ve gebeliğin erken dönemlerinde destek sağlayarak progesteronu üretmek için korpus luteumu uyarmaktadır. LH hormon salınımı doğurganlığı korumak için hayati önem taşımaktadır. Çok fazla lüteinleştiren hormon infertilitenin bir göstergesi de olabilir. Bu hormonun yetersizliği testis yada over fonksiyonunu etkileyerek kadınlarda ve erkeklerde kısırlığa neden olmaktadır.

Kadınlarda kısırlığın, adet dengesi bozukluğunun ve düzensizliğinin, yumurtlama bozukluğunun önemli nedenlerinden birisi ise hormonal bozukluklar olabilmektedir.

Hormonlar arasındaki en küçük bir uyum bozukluğu tüm hormonal dengeyi ciddi derecede bozabilmektedir. bu bozukluk yumurtlamayı ve hamile kalmayı önler. Bu nedenden dolayı adetin 3. günü yapılan hormon ölçümleri bu uyumu gösterme açısından önemli olmaktadır. Doktor eğer hastada diğer bazı klinik bulgulara rastlarsa prolaktin, tiroid hormonları, DHEA- S04, kortizol gibi başka hormon seviyelerine de bakabilmektedir. Lüteinleştiren hormon seviyesinin normal değeri olarak erkekte 1.1_7.0 mlu/ml kadında ise ovulasyon 9.6_ 80 mlu/ml luteal faz 0.2_6.5 mlu/ml menopoz 8_33 mlu/ml olmaktadır. Hipofizden salgılanan ve cinsiyete göre farklı etki gösteren hormondur. Yumurtlamadan hemen önce kadında LH hormonu aniden yükselir. Yükselen hormon kadının idrarına da geçer. işte adetin ortasına denk gelen günlerde idrarda yükselmiş LH hormonu saptayan basit testlerle kadının yumurtlayıp yumurtlamadığı anlaşılır. LH hormonu FSH hormonu ile beraber pulsasyon halinde salgılanarak etki ederler. Yani salınımhep aynı düzeyde değildir. Erkekte ise sperm hücrelerinin gelişiminde hem FSH hem de LH hormonu en fazla derecede etkilidir. Erkekte sakal çıkması, bıyık çıkması, penis büyümesi, koltuk altı kıllanma, ses kalınlaşması kızlarda ise adet oluşumu ve memelerin büyümesi LH hormonu ile gelişir. Kızlarda ergenlik 9-13 yaşları arasında erkeklerde ise 12-14 yaşları arasında olmaktadır. Erkeklerde LH hormonu yaş ile beraber artar ve testosteron hormonu azalır. Adet düzensizliği yaşayan yada geç adet olan veya ergenliği geçmiş fakat hala kıllanma olmayan kişilerin doktor kontrolü altında LH hormonu testi yaptırmasında fayda olacaktır. LH hormonu düşük olan kişilerde doğurganlıkta oldukça düşmektedir.

LH hormonunun ana etkisi yumurtlamanın sağlanmasıdır. Bebekler ve çocuklarda doğumdan kısa bir süre sonra LH düzeyleri yükselir ve daha sonra erkek çocuklarında 6. aylarda ve kız çocuklarda 1-2 yaşlarında çok düşük düzeylere iner. Yaklaşık 6 ila 8 yaşlarında ergenlik dönemine girmeden ve ikincil cinsiyet özellikleri gelişmeden  önce konsantrasyonlar yeniden yükselir. Bir kol damarınızdan iğneyle alınan kan numunesi veya rast gele zamanda alınan idrar numunesi kullanılır. Ancak doktorunuz bir 24 saatlik dönem içinde üretilen LH düzeylerini ölçmek isterse 24 saatlik idrar numunesinin toplanması istenebilir. LH gün boyunca aralıklarla salındığından rastgele zamanda alınan numune gerçek değeri göstermeyebilir. Bir 24 saatlik idrar numunesi bu değişkenliği elimine edebilir.