/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    biz mahalleye dadanan ufak tefek haydutları afaroz ederek ünleneceğimizi düşünmüyoduk tabiki. lakin bu ufak tefek haydut işleri bizim şükrü abinin kulağına sızmış. zaten bizimde yetişeceğimizi biliyor abimiz. zamanını bekliyormuş. biz böyle ufak tefek haydutları pataklayınca, bize başka işler yaptırmak istemiş. bir gün şükrü abim beni yanına çağırdı. sen dedi kimlerle takılırsın kim senin arkadaşın tayfan. dedim ağabey hepsini tanırsın zaten. ismail var bizim. cevdet falan diye bütün ekibi saydım. oturttu beni karşısına. bak dedi oğlum kemal. seni severim. oğlum gibi görürüm bilirsin. sende illaki bu saydıklarına güvenirsin. size bir iş emanet etmenin vakti geldi. artık genç oldun. yavaş yavaş elin ekmek tutsun. sağa sola biraz para at ki evleneceksin. yakışıklısın. üstüne başına canti bişeyler alacaksın. şöyle kendine aile kuracaksın değil mi ? size bir ekmek vermek lazım. sonsuza kadar burda yanımda çay taşımayacaksın. abi dedim ben mutluyum burda senin yanında. iyiyim. allaha şükür üç beş neyse kazanıyoruz. evimize ekmek giriyor diye söyledimse de şükrü abim dinlemedi. kes tatavayı kemal dedi. sana adam işi vereceğim. yapabilir misin dedi. dedim abi sen söyle biz yaparız. sen ne söyledinde yapmadık bu zamana kadar. aslanım benim dedi.

    o zamanlar dışardan mal getirmek ölüm. hükümet dışardan bişey getirince getirdiğine getireceğine pişman ediyor seni. zaten herşey serbest değil. belli şeyler alabiliyorsun. aldığınında yarısı vergiye algıya rüşvete gidiyor. bizim şükrü abimizde latife hanımın meyhanesine üç beş masa ayarlamış dışardan. tabi bu masa bildiğiniz mobilyalardan değil. latife hanımın meyhanesi normal bir meyhane aslında. ama birde bunun kabadayıları var. oraya gelipte kumar oynayan, barbut atan, zar sallayan, kağıt bekleyen babaları var. o zamanlar tabi gene şimdiki gibi serbest değil amma parayı verdimmiydi polise yaptıramayacağın iş yok. latife hanıma da göz yumar sorun çıkmadıkça kumarhanesini basmazlardı. latife hanımda sevdiğimiz mekan tabi şükrü abimde gider gelir hafta bir kafa dağıtır orda. kendisinden rica etmiş. şükrü abimin eli kolu uzun tabi. zamanında iş yaptıkları bir hristiyandan bir kaç masa sipariş etmiş. malları adalardan bizim oraya kadar taşıyacaklar. sahile kadar gemiyle gelecek. gemiden indirecekler. biz o esnada malları kontrol edeceğiz. güverteden kamyona yükleteceğiz. sonrada kamyonla latife hanıma teslim edeceğiz. sağ salim gelsinler diye de şükrü abim bizi seçmiş saolsun. dedim abi yaparız. bak dedi oğlum. latife hanıma polisler dokunmaz tamam. ama limanda her yerde zabıtlar var. bu şerefsizlerin dini imanı para. bunlara güven olmaz. dikkat et dedi. dedim abi sen gönlünü ferah tut. latife hanım yeni masalarını nereye koyacaksa onları arasın diyerek kahveden çıkıp bizim çocuklara haber verdim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster