/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 226.
    +17
    odama çıktım,

    zaten ıslak olan kafam tamamen donmuş durumda..ama pek umursadığım söylenemez..yatağa sırt üstü yatıyorum..ellerim ensemin arkasında..

    öylece bakıyorum..tolga geliyor biraz sonra içeri..

    o da oturuyor kendi yatağına..

    gitti beyler..bu kadar işte..okan kanka, gitti.

    babası müdür oldu, çok daha büyük biri artık..bir dahi olduğunu zaten biliyordum, artık hak ettiği yerde olacaktır..

    okan, amerikada muhteşem bir hayatı olacaktır..kesin..bir kaç ay sonra belki beni hatırlamaz bile,

    başka tsigalkolar la tanışacaktır..engin ruhunun, babacan tavırlarının gücü başkalarını kollayacaktır artık..başkasına destek verecektir omuzları, başkalarını yüreklendirecektir sözleri..başkalarıyla gülecektir hayatın şaklabanlıklarına, başkalarıyla hüzünlenecektir acılarına..

    karı gibi oldum ulan bu hayat yüzünden..şu son bir ayda bu ikinci ağlayışım, koca adam olmuşum..sakalım var..yakışıyor mu?

    demeyin..

    ben, birlikte bir geleceğimiz ve hayallerimizin olduğu bir kardeşimi gömdüm az önce..çıkıp gelmez..hiç boşuna teselli vermeyin..

    öyle yattım biraz..ara ara yüzüm ekşidi, yine gözlerimin kenarlarından sızdı bir şeyler..göz yaşı değil onlar..başka..

    hava hafif karardı..

    tolga seslendi arkamda kalan yatağından,

    "gidelim mi abi?"

    "gidelim" dedim. tereddüt bile etmeden.

    kalktım, sessizce giyindik,

    önceki bölümlerde pub diye tasvir ettiğim yere doğru gitmek için çıktık yurttan,

    ve bu kez,öncesinde tolganın yaralarına bandaj olan bu mekanın, teselli etmesi gereken fazladan bir kişi daha vardı..
    http://fizy.com/tr#s/1agyo9

    epey içtik o gece yine..

    epey konuştuk..

    birbirimize yalandan teselliler veremiyoruz çünkü ikimiz de hırpalanmışız..ama tabi benim hasarım, kimseninkiyle kıyaslanamaz..

    bilmem kaçıncı biradan sonra saate bakmak geldi aklıma, 3 mesaj, 1 de çağrı gördüm..görmeye imkan bulamadığım.

    mine aramış, mesaj atmış..önce selam diyor..sonra hişt pişt diyor..sonra uyanınca beni ara diyor...

    hiç birini cevaplayacak gücüm yok..

    telefonu tamamen kapıyorum.

    beyler,

    size şunu söyleyeyim,
    mutluluklar, tutkal gibidir..evet..birbirine yakınlaştırır, yapıştırır adamı..

    ama o mutluluklar, kaybolmaya görsün..ıslanmaya görsün o tutkal..eskimeye görsün..

    kopuverir anında o insanlar..zorlarla, zorluklarla karşılaştıklarında.

    acılarsa,

    perçin gibidir.

    öyle bir birleştirir ki insanı, ne rüzgarlar, ne yağmurlar, ne ateşler ne sular ayıramaz onları..

    işte bu nedenledir ki, acılarla birbirine yaklaşan insanların dostlukları da, aşkları da , ailelik mevhumları da, mutlulukla birbirine yaklaşanlara göre çok daha sağlam olur.

    tolgayla bizi, acılarımız yaklaştırmıştı..sonra da hiç bir şey ayıramadı..

    son iki senemizi ev arkadaşı olarak tamamladık..hala da sık sık görüşürüz. bu hikaye bitince ona da okutacağım inşallah..mini spoiler oldu..ama olsun..gazoz değil ki bu, asidi kaçsın.

    ertesi gün okula gidemedim..

    sonraki gün de..

    yurttan hemen hemen herkes gelip bir nevi taziyelerini sundu bana, necati ısrar etti, abi gel gidelim okula, açılırsın diye..bin kurusu serhat hariç, beni tanıyan hemen hemen herkes bir şekilde desteğini, sevgisini sunmuştu, sağolsunlar..

    mine ile konuştuk telefonda..çok üzüldü..buluşmak istedi... o an beni teselli etmek için her şeyini koyardı ortaya eminim..ama yalnız kalma isteğimi de saygıyla karşıladı..minem benim..ah bir de sende olmasaydın?

    çarşamba günü, nihayet kendimi toplamış, okula gitmeye karar vermiştim.

    dersler öğleden sonraymış..

    giyindim..özensizce..

    aynaya baktım..göçmüş yüzüme, hafifçe morlaşmış göz altlarıma, kızıl göz kapaklarıma baktım,

    sakalım uzamış, kirli sakala dönmüş..

    hiç biriyle uğraşmadım..

    paltomu, botumu geçirdim üzerime..

    okula doğru yollandım..
    arkadaşlar bir de şunu söylemek istiyorum,

    malum son 2-3 yılda sosyal ağlar ve iletişim imkanları epey yol katetti. ama o zamanlar facebook vb. yok..msn de görüntülü konuşma oturmuş durumda değil, zor..e gsm ve telekomünikasyon desen, çok çok daha geride.. daha 3 yıl öncesine kadar bile avea balkon altına girince çekmezdi..

    sözün özü, o yıllarda ha amerikaya gitmiş, ha öbür tarafa gitmiş.. hemen hemen aynı şey, aq ankara değil, konya değil, trabzon değil van değil.. bulgaristan, yunanistan değil.. avrupa bile değil..

    adamla aramıza okyanus gir lan..

    anlayacağınız connection..pek kolay değil..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster