/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 251.
    +15
    ... yurda hemen gitmedim. soğuk canımı yakacak derecede işliyordu yüzüme.. olsun, işlesindi, belki o zaman o lanet ifadeyi, hayal kırıklığını, kalbimin ve ruhumun acısının yansımalarını da silerdi.. inanın şu an yanan bir bir yüzü, akan bir burnu tercih ederim, yurda vardığımda duyacağım "ne oldu aga?" "bir durum mu var kanka" tarzı sorulara..

    salak salak dolandım, yine o kısa ve hızlı adımlarla, sakatlar gibi..

    neyse, o şekilde 1 saat filan gezdim her halde amaçsız bir şekilde, yurda gittim, tolga o kadar erken beklemiyor tabi beni, odada yok..

    bir de o oda bana sanki uğursuz geldi be beyler.. sanki o cümbüş ortamından, nam-ı diğer "kahvehane"den taşındım taşınalı, benim hayatımın da cümbüşü ve mutluluğu soluvermişti..

    yalnız olmak işime geldi, hemen yatağa girdim, telefonu kontrol ettim,

    mesaj yok.

    neden olsundu ki?

    şunu net söyleyebilirim ki, aslında o kadar da çok yakmadı canımı mine nin bu hareketi, eğer orada bizim ilişkimiz tamamen bitmiş bile olsaydı, o kadar yakmazdı, daha doğrusu, "bir anda yakmazdı" diyelim. ayşen de olduğu gibi, tır çarpmışa dönmemiştim bu sefer... o denli şiddetli değildi aslında o ilk izlenimler,

    daha ziyade bir at arabasının arkasına bağlanmış sürükleniyor gibiydim.. yavaş yavaş.. uzun vadeli bir acı yatırımı,

    ayşen de olduğu şekilde kurşun yemiş gibi değil de, sanki zehirli bir okla vurulmuş gibi,

    ve onun doldurması gereken her an da, onun yokluğu yeni bir doz olacaktı hasta bedenime..

    tuhaf ama çok güzel uyudum o gece.. bilmem belki de rahatlamıştım biraz, kabullenilmiş çaresizlik mi diyorlar buna? ben ne düşünmek istersem isteyeyim, ne yaşarsam yaşayayım,

    hala, bir şekilde,

    unutamamıştım ayşeni,

    sevgi.. nefret..intikam.. hangi duygu? bilemem..ama hatırlamanın iyisi kötüsü olmazdı söz konusu bu durum olduğunda,

    doğru.. hatırlamamalıydım..etkilenmemeliydim, mine nin dediği gibi.

    ama hatırladım,

    etkilendim beyler,

    yeniden ve yeniden..bu kez iki farklı kadeh tarafından, zehirlendim beyler..
    cuma günü,

    uyandım, giyindim-özensiz-

    okula gidiyorum, ama aklım gene çorba gibi, daha sabah kalkar kalkmaz elim telefona gitmiş ve her sabah görmeye alıştığı mesajı görememişti gözlerim:

    "günaydın aşkım * "

    bir doz zehir daha..

    sınıfa biraz erken vardım, buna rağmen gidip en arka sıraya gömüldüm, nilayla oturmak istemiyordum bugün çünkü hem ona kızgındım -ve üzerimdeki acının da etkisiyle bunun sebebini de haykırabilirdim yüzüne- hem de sorması muhtemel sorularla uğraşacak dermanım yoktu.

    neyse dersin başlamasına yakın bu geldi,her zamanki sıramızdan el kol yaptı bana "niye öyle oturdun?" gibisinden, ben de "boşver" gibisinden jest mimik sergiledim.

    ders boyu bambaşka bir alemde yüzdüm durdum,

    olayları değerlendirdim, durumu tarttım,
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster