/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 926.
    +4
    burçin..ayağa kalkmış çantasını toparlıyor..toparladı..şimdi de bize doğru ilerliyor..daha doğrusu, kasaya doğru ilerliyor diyelim..

    şoke olmuş şekilde, resmen ağır çekim izledim adımlarını..önümde konuşan iki kızın sesleri artık anlaşılmaz bir uğultu gibi geliyordu kulağıma..

    burçin yürüdü..yürüdü..gözleri yere-önüne bakar halde, sabitlenmiş bir şekilde..yürüdü..aramızda 1-2 metre kala gözleri bana dikildi..sadece 1 saniyede, onlarca sayfaya sığdırılamayacak yoğunlukta, ama ekseriyetle negatif duygular aktı o gözlerimizin kurduğu köprüden..

    hayatım boyunca tarafıma atılmış en sert bakışlar listesinde ilk 10 a girmiştir diye düşünüyorum..

    bozguna uğramış bir şekilde oturduğum yerde sindim..

    karşımda kızlar, kendi havalarında lak laka devam ediyorlar..diyorum ya, duymuyorum bile ne konuşuyorlar..neden bu kadar kötü etkilendim ki lan..o bakış hele..kahretti resmen..nasıl bir hayal kırıklığı..nasıl bir sitem..gözleriyle "yazıklar olsun" çekti resmen..

    kafamı zor bela arkaya çevirdim..onu da, hesabı vermiş, tam önüne dönerken yakaladım..komple boncuktan yapılma gibi duran renkli çantasının fermuarını çekiştirdi..bir kaç adım attı..kafasını yukarı kaldıracak gibi olunca, ikinci bir karşılaşmaya dayanamayacağımı düşünüp önüme döndüm hemen..

    lan..aslında düşünüyorum da, ne oldu sanki yani? ne oldu ki?..neden bu hareketler, bakışlar..neden hep en kötü ihtimali (ve maalesef ki doğru olan ihtimali) düşünmek zorunda ki bu kızlar?..

    ayak seslerini hissettim zihnimde..zaten duyabildiğim tek ses onlardı..etrafımdaki tüm gürültüye rağmen..

    masamızın yanından tekrar geçerken önce elifin, sonra da nilayın gözleri sanki ona takılmış gibi geldi bana..2-3 saniye boyunca arkamdaki-yanımdaki bir şeyi süzdükten sonra önlerine döndüler..her ne konuşuyordularsa şimdi susmuşlardı..ama suratlarından bir şeylerin ters gittiğini anladım..

    "işte öyle canım" dedi elif son olarak, yüzünde sahte bir gülümsemeyle..yarıda kalan konuşmalarının final cümlesi bu olmalıydı..

    sonra bana baktılar... 1... 2... 3 saniye... elif kuşkulu bir şekilde konuştu,

    "tsigalko?"

    "hı.."

    "şu..ee..demin geçen kız..tanıyor muydun?"

    "neden.." dedim incin bir şekilde..

    "bilmem..bi..tuhaf baktı da.."

    sonra gözlerini üzerimden çekti ikisi de, birbiriyle kısaca bakıştılar, ve tekrar ikisi birden gözlerini üzerime dikti, nilay konuştu,

    "tsigalkonun çevresi geniş ya..işi belli olmaz.." deyip pis pis güldü..

    elifte biraz kuşku ve bozuntu kalmış gibiydi..

    ve ben o an birden bire kalkma ihtiyacı hissettim masadan..evet..kalkmalıydım..kalkmalı, koşmalı ve burçini yakalamalıydım..kolundan tutup çevirmeli, "ne yapıyorsun kızım sen?" diye çemkirmeliydim yüzüne..kesinlikle..

    "ben... geliyorum hemen" deyip fırladım masadan..

    ne dediler, ne düşündüler, ne yaptılar, aldırmadım..koşar adım çıkışa vardım..ardından merdivenlere...

    sokağa fırladım..önce bir tarafa, sonra diğer tarafa bakındım... oh... şurada... 20, bilemedim 30 metre önümde..boynunda boncuklu çantasıyla aheste aheste yürüyor benim kız!

    yine hızlı adımlarla aradaki mesafeyi kapattım, nihayet bir kol mesafesine gelince omzunu yakaladım, nefes nefese,

    "burçin?" dedim..

    aniden döndü arkasını refleks gibi..gözlerle karşılaştım yine öncelikle..en az deminki kadar sert ve sitemli bakan, ama biraz da buğulanmış gözler..kızım manyak mısın sen lan... ne var bunda bu kadar bozulacak..ağla bari utanmadan..

    "burçin..nereye?"

    bir şey demeden bakmaya devam etti yüzüme..

    "hani beraber takılacaktık bu gece?" dedim safa yatarak..

    durdu gene..sonra,

    "takılacaktık?... " dedi... "takılırız yaa... sen fırsat bulduğun bir zaman bana haber gönder takılırız!" dedi sonlara doğru sesini yükselterek..

    ellerimi iki yana açtım..ne oldu şimdi dercesine..

    "canım,onlar..ya benim arkadaşlarım..ben gelicektim senin yanına?"

    acı acı gülümsedi,

    "bana ne ki?" dedi.."ayrıca..bu..bu samimiyet niye?" diye ekledi histerik bir şekilde, omzunu da elimde kurtardı..

    hem kızmış, hem utanmış hem de şaşkınım..ulan aynı anda hem elektro şok hem su tabancası hem de ateş topu yemiş pokemon gibi oldum anasını satayım..

    "burçin..anlayamıyorum?..ne yapmaya çalışıyorsun bu şekilde" dedim son kez çırpınarak..epeyce çaresizim..

    burnunu çekti..

    "evime gidiyorum?" dedi..sonra gene güldü aynı buruk ifadeyle.."senin ""teselli"" etmen gereken insanlar var gene belli ki.."

    haaa...

    şimdi anlaşıldı mevzu...

    elifi tanımış..da, nasıl tanıdın lan? kız o ilk akşam bildiğin ölü gibiydi..şimdi bebek gibi..nasıl da gördün, nerden de hatırladın...

    kadınlar unutmaz abicim... unutmaz..bu da kulağına küpe olsun tsigalko...

    tabi şimdi o, bu vurucu imayı yapınca, benim zaten kısıtlı olan laf sözcük stoğumu tamamen gibertmiş oldu..bir tak diyemeden geçen 3-4 saniyenin ardından bu yeniden arkasını döndü..gidiyor..bir kez daha kolunu yakaladım,

    "burçin, çok yanlış anlıyorsun..üzme ikimizi de?" diyebildim..

    kolunu tekrar kurtardı, son kez dönüp "biz kimiz ki ya?" dedi.."sen kimsin? ben kimim?.." geri geri bir kaç adımdan sonra yeniden döndü arkasını..ve hızlı adımlarla kalabalığa karışıp gözden kayboldu...

    o uğursuz sokak lambalarının birinin daha altında, yine ve yeniden, züt gibi kalmıştım..
    http://fizy.com/#s/3wn3wg

    kendime gelip kafeye dönmem ne kadar sürdü bilmiyorum..ama döndüğümde nilay artık elifin yanında değildi..kafe de epey boşalmış sayılırdı..

    dalgın dalgın gelip oturdum elifin masasına..

    gözlerini yüzüme dikti..yüzünde ise anlayışlı bir gülümseme..

    "nerdeydin diye sormuyorum? deyip gülümsedi..

    "teşekkür ederim" dedim ben de minnettar bir şekilde..

    "nilay gitmiş?" dedim sonra..

    "hı hı..bizi baş başa bıraktı (: ... nasıl kıvırdım ama?" dedi sonra muzip bir şekilde..

    nasıl kıvırdın? valla ben duymadım, o ara kendimi gibmekle meşguldüm..yine de elifi de kızdırmamak için

    "iyiydin" deyip güldüm..gece sonunda elimizde üstüne sıçmadığımız bir kız kaldı..onu da batırmayalım..

    "sen de tutmuş kıza gelme filan demişsin..tsigalko hiç mi tanımıyorsun kızları? sonra nilay o işin peşini bırakır mı?..daha beter kıllandıracaktın durduk yere.."

    "neyse ya..sen günü kurtardın.." dedim yine gülümseyerek.."iyiydin.." diye tekrarladım.."her zaman iyiydin... iyi bir kızsın sen zaten..fazla iyi hatta..bazen benle ne işin var diye düşünüyorum..sırf kullanmak için bile yakınımda olsan, yine de tuhaf... her anlamda, her açından ve her şey için benden daha iyilerini bulabilirsin sen..şu masada neden oturabildiğimi bile anlayamıyorum" dedim..

    bu sözleri ben mi söyledim lan?..tamam, çok havalı, zütü kalkık bir adam sayılmam ama, o kadar da mütevazi değilim aq..galiba, ben içimde birikip ancak dilime gelen ve burçine söylemem gereken özür sözcüklerini elife söylemiş bulundum..neyse artık..ağızdan çıktı bir kere..

    elif tip tip baktı..gülmekle gülmemek arasında..sonra konuştu,

    "tsigalko? iyi misin sen?" deyip şaşkın ve kaygılı kısa bir kahkaha attı..

    dudak büzdüm.."bilmiyorum ya..ama iyisin..eyvallah.." dedim..saçma sapan konuşuyorum lan..

    bir kaç saniye bir şey demeden bakıştık bununla..

    "demin sorduğum sorunun cevabını şimdi aldım galiba.."

    "hangi sorunun?"

    "kızı ormuştum ya.."

    "hı... evet..tanıyorum... " dedim bozuk bozuk..

    "belli ki önemli biri..seni de önemseyen biri? ama biraz..limonisiniz ha?"

    "öyle sayılır.."

    "benim yüzümden mi?" dedi kaygıyla..

    "yok ya... insan ne yaparsa kendi yapıyor..senin yüzünden değil..seninle ilgili hiç bir pişmalığım ya da keşkem yok..iyi ki varsın.." dedim..hoppala... ruhumu teslim ettim lan kıza (:
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster