/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 951.
    +3
    sahnedekilerin her bir rakama nota basarak, bizim de şımarık şımarık ellerimiz havada , sanki çok mühim bir tak yiyormuş gibi "oonnnn... dokuzzzz... sekizzzzz... yediiiii... " diye iştirak ettiğimiz içinde bulunduğumuz son saniyelerini geride bıraktık.."biiiirrrrr" den sonra ıslıklar, alkışlar ve baterinin tangırtıları, elektro gitarız cazırtıları aldı rakamların yerini..

    evet, bir yılda daha geride kalmıştı işte..insan ömründen bir yıl daha..bir yıl daha yaşlanmıştık, ya da bir yıl daha büyümüştük..fark etmez..bizi bekleyen iyi-kötü günlere, evliliğe, çoluk çocuğa karışmaya, nihayetinde ölüme, bir yıl daha yaklaşmıştık yine..

    ve bütün bunları çılgınlar gibi kutluyorduk... zamanın elimizden istavrit gibi çırpına çırpına kayışını, akışını, sulara, dalgalara karışıp gidişini kutluyorduk... 364 gün, darlığından ya da azlığından şikayet ettiğimiz zamanı, 365. gün, "ne de güzel geçiyor" diye övüyor, tebrik ediyorduk..

    insanoğlu garip vesselam..
    http://fizy.com/#s/1agtgu

    masadakiler birbirlerini tebrik ettiler, eller tokalaştı, çakıştı, yumruklar tokuştu..bu yeni yıla, böyle hep beraberce, sevdiklerimizle bir arada girmenin şerefine yüzümüze gülümsemelerimizi astık, geri kalan tüm duygular ve düşünceler kapı dışında kalmıştı artık.."bir aradaydık.." ve "mutluyduk"... ne kadar gerçek, ne kadar sahte bilemem..ama ben de mutluyum panpalar..hani, her şey sahte bile olsa, her şey yalan bile olsa, karşımda nilay, yanımda tolgası, alperi, nurişi filan... bunlar bile yeterli ve geçerli sebepler zaten kötürüm kalbimi mutlulukla doldurmak için..

    bir kaç dakika sonra insanlar artık yeni yıl mesajları atmaya-almaya başlamışlardı, ben de masadan izin isteyip kalktım, kafenin dışına çıkıp bizimkilere telefon ettim, telefonu annem açtı, hepsiyle tek tek konuştum, yeni yıllarını kutladım, nerdesin? kimlesin diye sordular, "arkadaşlarla kafedeyiz" diye fiks bir cevap verdim, onlar da kendi fiks tembihlemelerini yaptılar, cümlelerinin başına ve sonuna "aman oğlum" u da ekleyerekten..(: ah şu ana babalar..seviyorum be sizi..beni bu dünyadan, belki de karşılıksız ve çıkarsız seven tek varlıklarım olduğunuz için seviyorum..karşılıksız ve çıkarsız olarak seviyorum..

    aklıma burçin i de aramak geldi..ama sonra ailesinin yanında rahatsız etmek istemediğim için vazgeçtim..kızı zor durumda bırakmayalım..mesaj atmaya karar verdim, "mutlu yıllar canım (:" yazıp yolluyordum ki, acaba "canım" kelimesi çok mu samimi gibi oldu diye düşünüp kasmak zorunda kaldım..elim siler gibi oldu ama silmedim..aynen o şekilde yolladım..ne var aq..sıradan bir kız arkadaşıma yazarken bile tereddüt etmediğim kelime, nedense burçin e sıra geldiğinde kafamı karıştırıvermişti... hayır, sıradan arkadaşlarım kadar bile değer vermediğimden değil..tam tersi aslında..seviyorum ben bu kızı..hoşlanıyorum bildiğin..işte tam da bu yüzden bu gerginliğim..

    tekrar içeri girdim,

    gece boyu kendimi yine zamanın akışına ve insan kalabalığına bırakarak eğlendim..burçinin cevabı "beraberce nice yıllara canım (:" şeklinde olunca daha da bir mayıştım mutluluktan..içmeden sarhoş oldum adeta..saat bire doğru, o karmaşa ve coşku, yerini dinginliğe bıraktı, ece&selim * çiftinin de katkılarıyla..aşk şarkıları söylendi, eşlik edildi..sevgililer daha da yakınlaştı birbirine..sevgili olmayanlar da tabi..artık içerdeki insanların büyük bölümünün benim gibi hissettiğine eminim..böyle bir sakinlik..ağırlık..kaynağı belirsiz bir neşe ve huzur..huzur evet..anahtar kelime bu olmalı..herkes koyverdi kendini..günlerdir gerilen ip, nihayetinde kopmuştu..hepimiz rahatladık..girmiştik işte... yeni yıla..ya da her ne ise ona..

    eda ile beraber eşlik ediyorduk şarkılara..ne ara o kadar samimi olduk bilmiyorum ama zaman zaman kendi kolumu onun sandalyesinin sırt kısmında, onun ellerini benim kolumun üzerinde, gülerken eğilen başını ve saçlarını omuzlarımda buluyordum..bu durumu pek sorgulamadım..yılda bir kere gelen ve böylesi hayatımızda muhtemelen "bir" kere gelmiş olan bu güzel geceyi sorular ve düşüncelerle mahvetmeye niyetim yok. yanımda, benden hoşlanan bir kız var, ben de kendisini sempatik buldum..eğleniyoruz işte beraber, kucağıma oturup, dudaklarıma yapışmadıktan sonra ne istiyorsa yapabilir..aslında onları da yapabilir de (eheh) sonradan şey olmasın yani..üzülmesin..çünkü aramızdaki yakınlaşmanın bir geleceği yok malum..

    saat ikiye doğru artık kafe yavaş yavaş boşalmaya * başlamıştı, bizim de taa ebesinin nikahına kadar beklememize gerek olmadığını düşünüyordum..5-10 dakikaya biz de kalkalım... acelemiz var..

    telefona baktım saati kontrol etmek için, o ara gelen mesajları gördüm, bursadaki vefakar kankalarımın "yeni yılın mutlu olsun, noel baba zütüne koysun" minvalinden kutlama mesajları, yine uzaktaki bir iki arkadaşımdan daha tebrikler ve eliften de "biz eve döndük, mutlu yıllar ;))" şeklinde mesajlar gelmiş, baktım atılış zamanına, biri çeyrek geçe gibi..erken dönmüşler evet,

    "birazdan biz de kafeden çıkıcaz, kızları yurda bırakırsak yarım saat sonra sendeyim (:" yazdım.

    baktım bizim masadaki ahali daha hala istifini bozmuş değil, seslenme zorunda hissettim kendimi,

    "gençler (: ..kafe kapacak 15-20 dakikaya,eğlenceye doyamayan dışarıda ya da diskoda devam edebilir :p"

    hemen konuşmalar kesildi, gülümseyen sıfatlarla bana bakmaya başladılar çıldır çıldır..ahaha, herkes kendinden geçmiş lan, tiplere bak adfadgfad

    tolga,

    "arkadaşlar kalkalım artık, sahibi kızmaya başladı" dedi beni ima ederek, millet yarıldı..bin ya bu çocuk (:

    bir kaç kişi daha onay verince zengin kalkış yapıp topluca önce kasaya, sonra çıkışa yöneldik..başlangıçtaki masadan kalanlar bizim beşli, nilayların tayfası ve begümlerdi, tolganın kankaları ve diğer figüranlar gitmişlerdi..ha sahi bir de beril ve dilara var tabi..

    çıkışta iki saat ne yapsak ne etsek diye karar vermeye çalıştılar, gibicem ha..acelemiz var dedikçe element uyduruyorsunuz..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster