/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1026.
    +2
    "ya sevgilisi varsa?"

    "ya hoşlandığı biri varsa?"

    "ya benden hoşlanmazsa?"

    "ya uzun saçlı erkeklerden genel olarak hoşlanmıyorsa?"

    "ya da kumral olanlardan?"

    "ya hiç o taraklarda bezi yoksa? anasının bulacağı hayırlı kısmeti, ya da beşik kertmesini bekliyorsa?"

    "ya umduğum gibi biri çıkmazsa? o zaman, bir bedene, kabuğa, dış görünüşe, metaya, maddeye mi aşık olmuş olacağım ben?"

    "ya boşa giderse, zaten bin yılda bir gelecek olan sevebilme hakkım, sevebildiğim birinin beni sevebilmesi ihtimalim?"

    naparım..

    kafam yastığa gömülü..boğularak ölmeyi bekliyor gibiyim..olacak iş mi bu ya..

    belki yüz tur attım olduğum yerde..ama kurtulamadım hayalinden..bana bakarak konuşuyor, kibar gülümsemesini takınıyor arada sırada..gözlerini irileştirip, o karakteristik yüzüne mimiklerini yaya yaya konuşuyorr..konuşuyor..

    ne hayaller sığdırdım o geceye bilemezsiniz..ergen gibi hissediyorum kendimi..ağırr..en ağırından hemde... aptallaştım? aptalım evet? gerizekalının önde gideniyim..nasıl böyle kendimi kaptırabildim..tek bir bakışa..sahibi bile olmadığım bir gülüşe..

    yarın..tanışmam gerek..

    onu tanımam gerek..

    tanışmalıyım onunla..bana bunu yapan insanı tanımalıyım..ve söz veriyorum, ne olursa olsun, nasıl başlarsa başlayıp ne şekilde biterse bitsin, saygı duyacağım..buse ile hikayemiz..
    iyi geceler panpalar hepinize, değişik bir akşam oldu benim için de, o günlere gittim sanki yeniden bir kaç saatliğine (:

    yarın gece yol yorgunu olup yazamama ihtimalim var, ama bu ihtimali en düşük seviyede tutmaya çalışacağım, görüşmek üzere
    bence gelcek *
    http://fizy.com/#s/1dldfj

    ..elimde jöle kavanozu ile ayna başında harcadığım dakikalar,saçın önleri dikilir önce, muntazaman.. yatışmayan kısımlarına çekilir fön..

    ellerdeki gevreklik, az önce kafanıza yaydığınız şeyden kalan yadigardır..

    ..itina ile seçilmiş en güzel tişört, en güzel gömlek belki de..altına, ona uygun bir pantolon..ayakkabıların bağcıkları çoktan bağlı, hazır..ben giymek için eğildiğimde, üzerime boca ettiğim parfümün kokusu daha da yayılır..

    bayram sabahı gibi..bayramlığını giymiş çocuklar gibi..

    şen..mutlu..coşku ve ümit dolu..

    ...

    ..en son ne zaman hoşlandım birisinden..gerçekten?..

    ..ilkini biliyorum canım..hande.. (: taa ebesinin nikahında kaldı onunla olan anılarımız

    sonra başkaları da oldu..

    ayşen mesela... sevmiştim yani..olsak..bir arada olsak..beraber olsak..her şey çok daha güzel olabilirdi aslında..ama olmadı..

    ..en son da onun için süslenmiştim böyle..

    erkek adam süslenir mi?

    süsleniyor işte be abi..

    o ayna başında geçen dakikaları bir ben, bir de aynanın kendisi biliyor..

    bu sabah ise, yani, bu sabahın köründe ise,

    belki önlerini dikebileceğim eski kısa saçlardan yoksunum, ama gene, aldığım duşun üzerine, saçlarımı elinden geldiğince şekillendiriyorum..

    yine giyiyorum cicilerimi..sanki onlar da heyecanımı paylaşır gibiler..giydiğim her parça, taktığım her aksesuar..sıktığım deodorant..
    hepsi, fonlarında çalan, umut yüklü dizelere sahip bir şarkıya eşlik ediyorlar..

    son kez kontrol ediyorum kendimi, nasılım lan? fena olmadı be? siyah montu mu giysem yoksa, kahverengili-kızıllı olanı mı?..

    okula da, dersten yarım saat önce, henüz sadece etrafta dolanan hademeler varken varıyorum..bir check de erkekler tuvaletinde yapılıyor..

    bilmem, acaba çok mu kasıyorum?

    ama içimden bir ses, bu gün hayatının geri kalanının ilk günü, o yüzden çok ama çok önemli nasıl göründüğün! diyor..o yüzden bu heyecanım, her şeyi kontrol altında tutma ihtiyacım..

    saçımın şekli (sanki uzun saçta ne şekil olacaksa aq), gömleğimin duruşu, montumun oturuşu, yakası makası bozulmasın, kırışmasın, kaymasın diye, sanki üzerinde "kırılabilir eşya" yazan koliler gibi muamele ediyorum kendime..aldığım her derin nefesin beni sakinleştirmesini umuyorum..

    bir yanda da kendi kendime hayret ediyorum..

    "vay be.."

    vay be..

    bir daha yaşayabileceğimi sanmazdım bu duyguları..o damarlarımda dolaşan adrenalin..mutluluk hormonları..her an, her şeye gülümseyesim var..sanki her tarafta yaşını doldurmamış, ağzı emzikli tatlı bebekler, sevimli çocuklar..

    öyle bir ahval ve şerait içerisindeyim..atmayı yeni öğrenmiş de, hevesini almak istercesine, hızla, coşkuyla atıyor yüreğim..
    kantinde bekliyorum.. sabırsızlık sarmış her yanımı, dizlerim zıplayıp duruyor, masanın üzerinde trampet çalan parmaklarım rahat durmuyor..

    ne kadar bekledim bilmiyorum, ama kantin de, sabah mahmurlarının okula varışıyla hareketleniyor..o ara alper de geliyor.. hemen el ediyorum, masamı görünce yanıma gelip,

    "hacı çay alıyim geliyorum, sen de ister misin?"

    "olur aga al bana da bir tane"

    elinde çayla masaya gelirken, nuriş de giriyor kantinin kapısından,

    "günaydın beyler ;)"

    "nerdesin la sen?"

    "berili bıraktım ya"

    üç beş geyik muhabbeti çevirerek ders saatini bekliyoruz.. beş dakika sonra çıkarız sınıfa.. sonra..o da giriyor kantinden içeri.. sanki bir melek yürüyor..

    benim bakışlarımın değiştiğini gören alper de baktığım yöne bakınca anlıyor,

    "(: ehehe, bu gün tanışırsınız abi.."

    "bilmiyorum ya..nasıl görünüyorum lan? saçım filan düzgün mü?"

    "on numarasın ;)"

    ben yine kızı gözlerimle izlemeye devam ediyorum, yanında bir kızla daha sıraya giriyorlar.. çay alacaklar her halde onlar da..

    "baya baya yanıksın sen galiba he kanka?" diyor nuriş yarı ciddiyetle..

    kafa sallayıp iç geçiriyorum.. "öyle galiba.."

    "yok, yani daha önce hiç böyle görmedim de seni (:"

    kaşlarımı kaldırıp gülümsüyorum, "nihayet insani yanını gösterdin diyorsun yani (:"

    kızlar çaylarını alıp masa aramaya başlıyorlar, alper, "çağırayım mı buraya?" diyor, lan lan lan..dur..bu kadar ani mi?

    ben tırsmış şekilde gözlerimi pörtletmiş, ağzımdan çıkacaklara karar vermeye çalışadurayım, bu cevabımı beklemeden kızlara el ediyor,

    "gülşen? buse.. günaydın (: , böyle gelin? ;)"

    bunlar da selam veriyorlar, öbür kızı, gülşeni ben de tanıyorum zaten.. masaya yaklaştıkları her saniye, kendimi vakumlanan bir torba gibi hissediyorum.. sanki küçülüyorum.. eziliyorum..içimdeki havayı boşaltıyorlar bildiğin..

    "günaydın (:"

    "günaydın (:"

    "günaydın tsigalko (: " diyor gülşen,

    "günaydın :}"

    "bizle dersin mi var yoksa?"

    "hııhım..(: :] :}"

    "hadi yaa, sen de kaldıysan bundan, yandık (:"

    "niye ki?" deyip bir bana bir gülşene bakıyor alper,

    "ee dersleri iyi çocuğun? demi? başka var mı alttan?"

    "y..yok (: :} :] x)"

    gülşen, "bak, bir tek bundan kalmış, o yüzden, kesin biz de kalırız.. zaten sakat diyorlar :/"

    alper, "hee..iyi ya, aga ben derslerinin o kadar iyi olduğunu bilmiyordum ya x) pardon"

    "yok canım.. çok iyi değil zaten, hep sınırdan geçiyorum işte.. idare eder :p"

    gülşen, "püh, bi de ev arkadaşı olcan, ben senden daha iyi tanıyorum adamı bee x)"

    gülüşüyoruz..

    "ya ne biliyim, öyle çok çalışkan gibi durmadığı için dışardan x)"

    lan tamam, yeter artık şu muhabbetin öznesi yapmaktan vazgeçin beni be..

    "buseyle tanışmış mıydınız bu arada?" diyor alper,

    "ha? he..meraba.. tsigalko ((:" diyorum

    "merhaba" deyip yine mızrak gibi delip geçen gülümsemelerinden biriyle cevap veriyor.. başlarımızla, gözlerimizle de selamlıyoruz birbirimizi..

    "kendisi yeni kız :p" diyor gülşen gülüyoruz gene..

    "hayırlı olsun.. geçiş yapmışsın sanırım?" diyorum kelimeleri ittire ittire ağzımdan çıkararak adeta..

    "evet, teşekkür ederim" diyor yine sevimli sevimli.. yine sakince gülümsüyor.. kız, ilk bir kaç saniyelik izlenimime göre, stabil, düzgün, ve inanılmaz biçimde normal birisi.. valla normal insanlara o kadar hasretim ki..
    "nerden geliyorsun?" diye soruyorum tekrar, o da bana "maymundan" dese ne manyak olur ha demi ehehehe lan gıcır gıcır oldu içim haaa resmen konuşuyoruz lan kızla?

    gene dört ayak üstüne düştüm iyi mi? kız, çevresini filan bilmediğim, tamamen yabancı birisi, değil, hatta direkt olarak ortak çevre ağımıza denk geldi de denebilir.. bundan iyisi, bizim sınıfa gelmesi olurdu zaten.. hatta..bence bizim sınıfa gelmesinden bile daha iyi lan alt sınıfa gelmesi.. çünkü orada ortamım, tanıdıklarım daha fazla.. düşmanım-konuşmadığım yok bir kere orada yani..

    "samsundan" diye cevap verdi, *

    "hıı.. uzakmış (:"

    "evet (:..iyi oldu şimdi böyle hem aileme de yakınım"
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster