/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1026.
    +2
    kıyamam ben sana.. kıyamam..aileci çıktı bu da..canımsın..

    "buralı mısın yoksa?"

    "yok, aslında ailem buralı ama çanakkale de oturuyoruz.. daha yakın artık"

    "hıı..ne güzel (: evet..iyi olmuş :}"

    nasıl beceriyorum da konuşabiliyorum, ben de şaşkınım..ama hala arada nefes almayı unuttuğum oluyor, neyse ki cümleleri fazla uzatmıyorum da nefessizlikten sesim incelip yüzüm morarmaya başlamıyor aq..

    soluk kesilmesi dedikleri şey var ya..

    tam da bu olsa gerek..

    "sen nerelisin?" diye soruyor herhangi bir anlam yüklemeksizin..ama bu bile beni mutlu ediyor, bir an ayaklarım yerden kesilir gibi oldu... bana soru sordu lan? inanabiliyor musunuz? bana soru sordu..

    "..bursa.. bursalıyım..baba tarafım karadenizli ama, annem bursalı (:"

    "hıı sizin oralardan geldim denebilir o zaman (:"

    gülümseme.. yalvarırım daha fazla gülümseme yüzüme.. bağımlısı olmaktan korkuyorum..

    "yani, biraz daha batısı işte bizim memleket (:"

    masa susmuş..biz konuşuyoruz.. gerçi, masada birbirini tanımayan tek ikili biz olduğumuz için buna özel anlamlar yüklemek abartı olabilir, ama ne bileyim be beyler, yine de, sanki ikimiz böyle spot ışıklarının altında, baş rolü oynayan oyuncular gibiyiz.. öyle hissediyorum.. özel hissediyorum kendimi..onu.. bizi..

    "çıkalım mı yavaş yavaş sınıfa?" diyor gülşen

    "kaç dakka var? çıkalım hadi" diyor alper..

    ağır adımlarla önce kantinden çıkıyoruz, sonra da merdivenleri çıkıyoruz..

    kantinde masamızı paylaşmamıza müteakip, derste de önlü arkalı oturma şerefine nail oluyoruz... hayatımın en keyifli dersi başlamak üzere..
    yan yana oturduğumuz alperden dirsek teması alınca baktım, pis pis gülüyor bıyık altından "hadi gene iyisin" dercesine..

    valla iyiyim lan.. çok şanslı olduğum kesin.. düşünsene, dün kızı görüyorsun.. gördüğün gibi maymun oluyorsun, hemen ertesi gün de konuşma, tanışma fırsatı buluyorsun ve bu, çok doğal bir şekilde gelişiyor.. kasmak, zorlanmak, tasarlamak zorunda kalmıyorsun, kızı ürkütmüyorsun, kendi karizmanı düşürmüyorsun (ki böyle bir durumda elbette bu benim umurumda bile olmazdı)..

    konuştuk, tanıştık lan..ve bunun devamı da gelir yani.. gelmeli..

    gerçi konuşmakta da bir şey yoktu, çünkü kız, gayet normal lan.. fazla normal hatta.. nerdee bebek taklidi yapıp fok balığı gibi fıkırdayan ayşen, nerde feleğinden çemberinden geçimiş ayağı yapan ayça, burçin bilmem kim..

    hatta, hayatı her daim "dram-komedi-trajedi" tarzında modlarda yaşayan nilaydan bile daha normal lan bu kız..oha.. hayatımda ilk defa, sorduğum mantıklı sorulara, bu derece mantıklı, kasmayan, espri yapma-yaptırma çabası gütmeyen cevaplar veren birini tanıyorum desem yeridir..

    en ufak bir kendini kanıtlama, coşma cabası yok..ki bir de kız yeni yani ortamda, böyle hareketler beklersin..ama bu, bildiğin istikrarlı sol bek gibi, ofansı da defansı da dengeli..

    2 saatlik blok geride kalıyor, güzel de geçiyor.. tabi dersten bir tak anlamadım da, (dersi dinleyen kim.. adeta hipnotize oldum saçlarının parlaklığında.. düz, parlak, kestane rengi saçlar..bir dokunabilsem onlara..aah.. eminim ki yeni doğmuş bir bebeğin yanağı kadar yumuşaklar..) diğer faktörler açısından güzeldi yani..

    bu kısa, 15 dakikalık arada kızlar kayboldular, tuvalete gittiler sanırım..ben de bir işeyip geldim.. heyecandan mesaneyi fullemişim anasını satayım, anız söndüren cinsten işedim hem de..

    geldim alperle nurişin yanına çöreklendim,

    alper, "nasıl? ilk izlenimler :p"

    "olm kız..(iç geçirdim)... kız çok tatlı lan... hani, hem zaten dış görünüşü ayrı bir konu da, böyle, konuşması, hareketleri filan da..çok iyi biri gibi.."

    "eaa acele etme o kadar daha iki laf ettiniz alt tarafı.."

    "niye olm, iyi kıza benzemiyor mu sence de?"

    "öyle gibi evet ama.. hani, biraz ağır git diyorum aga.. sonradan hayal kırıklığı olmasın diye yani.."

    "eyvallah.."

    hayal kırıklığı denince hemen aklıma, dün geceden beri beynimi kemiren konu geldi,

    "acaba sevgilisi var mı? varsa, daha baştan yatar zaten benim iş... aq..olmasın be abi..bak her şey istediğim gibi gidiyor işte.. bozulmasın aq.."

    "gülşene sorarız?"

    "aynen..ben de öyle düşündüm.. sorayım ben ona.. kızı hemen sahiplenmiş yalnız ha, helal olsun"

    "gülşen öyle ya, anaç kızdır bilirsin :p grubuna da aldı..ama buse de harbi sessiz, sakin kız, zütü kalkık da değil..bak o konuda erken karar verebilirsin işte, harbi, demi?"

    "aynen, doğrudur" dedi nuriş de, "kendi halinde gayet... havalı değil"

    bence de..zaten o halleri daha da tavladı ya beni, bir kaç dakika içinde..

    yok beyler..yok..

    sadece alper uyarmıyor beni, ben de kendime diyorum, "olm, tsigalko.. sakin ol, yavaş ol" ama, olmuyor.. ayağına beton dökülülüp denize atılmış idamlıklar gibi, dibe doğru, hızla batıyorum..

    beni ellerimden tutup çıkaracak tek eller ise busenin elleri kuşkusuz..
    gece görüşmek üzere dostlar (:
    iyi geceler herkese,

    bir kaç dakikaya başlıyorum, anca gelebildim ;)
    http://fizy.com/#s/1aip1k

    aşk..onun mantıksızlıklar denizi, sizi düşürdüğü çaresiz haller ve yaşayanın haricinde biri tarafından anlaşılabilmesi teknik olarak mümkün olmayan duygular silsilesi..

    bir ürperti hali..

    kontrol dışısınız anlatabiliyor muyum? sanki kontak kapalı, yokuş aşağı kayan bir araba gibi..frene de abanamıyorsunuz ki korkudan? patlar eder..direksiyon deseniz, zaten kitlenmiş..

    aah ulan ah..nasıl da böyle tersine döndü dünyam?..seviyorum..

    hesap edemiyorsunuz..düşünemiyorsunuz bir kere, iki kere ikiyi toplamak var hayatta hep,ama siz daha iki nin ne olduğunu bilmiyorsunuz ki? ha, pardon..biliyor da, unutmuş haldesiniz..o'nun haricinde her şey yavan, hayatınız da onun olmadığı karelerin rengi bile yok..gri, mat sahneler hep, değersiz kum taneleri gibi, o'nun olmadığı saniyeler..bir an önce aksın geçsin, çar çur olsun istiyorsunuz..yeter ki o'nunla bir an nasip olsun..bitmesin bakışmalarınız, dünya dönüyorsa dursun, doğmasın güneş bile, gerekiyorsa şayet..gitmesin güzel yüzü, yüzümün önünden..o, hep konuşsun, gülümsesin..varsın, beni bile fark etmesin..

    ben onu seyre dalarım..boğaz manzarasına müptela istanbul eskileri gibi..

    ...

    biraz daha toparladım kendimi aslında düne ve bu günün sabahına oranla, konuşmak (konuşabilmek) iyi geldi, artık onun için yabancı bir sima değilim..en azından yanımdan geçerken selam vereceği biriyim..hayatında küçücük bir kaide, nokta misali bir simgeyim..

    seviyorum be..vallahi de billahi de seviyorum..aramızda iki dirsek mesafesi, masadan karşılıklı bakışırken, daha da iyi anlıyorum..başta yabancı gelen o duyguyu, şimdi tanıyorum..

    ...

    öğle arası dördümüz kantine indik (nuriş manitasıyla takılacak)..onunla aynı masada geçirme şerefine nail olacağım bir saat daha..hadi tsigalko..ne yap, ne et, sevdir kendini..ne bileyim, en azından, ufak da olsa bir farkın olduğunu belli et, duygularının farklı olduğunu...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster