/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1026.
    +5
    yiyecek bir şeyler alıp masalardan birine geçtik, sakin, köşe bir yer.. daha iyi böylesi.. dağılmasın dikkatim, ha, zaten başka kimseyi de görmüyor ya gözüm gerçi.. olsun yine de ne kadar sakin o kadar iyi.. mümkün olsa, onunla baş başa, olmayı isterdim bu masada.. kantinde..tüm bu şehirde..o olsun bir tek, bana yeter.. kaybolayım sıcak kahverengi gözlerinde..

    bir süre ortak muhabbet döndü, arada tabi ikimiz de kendimizden bahsediyoruz bu vesileyle, biraz daha tanıyoruz birbirimizi,

    iki ablası olduğunu öğrendim, belli zaten o sıcacık halinden abla şefkatiyle büyüdüğü, yine konuşuyor, gülüşüyor, mütemadiyen kibar, alımlı..

    bazı insanlar, etrafına böyle, değişik bir enerji yayar hani, nasıl desem, duruşunda, gülüşünde, oturuşunda kalkışında, her hareketinde sihirli bir şeyler vardır.. karizmadır kısacası, ışık saçar etrafına, siyah beyaz bir fotoğraftaki renklendirilmiş küçük bir kare gibidir..

    işte öyle bir kız buse de..gözlerimi alıyor.. gözlerimi alamıyorum..

    "şehri nasıl buldun? kampüsü? beklediğin gibi m? (:"

    "hı hı, güzeldir burası zaten bir iki kez gelmişliğim vardı, kampüsün de iyi olduğunu duymuştum.. güzel (:"

    "arkadaş çevresini de buldu hemen :p" diye sululuk yaptı alper, "demi ama, iyidir bizim kızlar, hemen kaynaştınız x)"

    "evet, o yönden de şanslıyım galiba, ben yalnız kalırım diye düşünmüştüm bir süre (:"

    alperin şom ağzını açmasından mıdır nedir, masaya, bizi gören iki kız daha geldi sınıftan..lan..ne güzel sakin sakin takılıyorduk bee.. şimdi muhabbetin dıbına koyarlar kesin, hele o avon-loreal bilmem ne muhabbetleri başlarsa direkt öl-sıç yani..

    tahmin ettiğim gibi masa gelen iki kızla daha da hareketlendi, bunlar aralarında muhabbet çevirmeye başladılar hep beraber, arada biz de katılıyoruz gene de, yani, umumi sohbete döndü anlatabiliyor muyum? geyik paso..o az önceki ve sabahki özel hava kayboldu.. allahı var, bizim çocuklar salçalık yapmıyordu da biz ikimiz aramızda konuşabilmiş oluyorduk..

    ben daha, işi şehri tanıtmaya ve oradan da "bir ara gezdiririm size ye :p xd" tarzı yavşak cümlelere bağlayacaktım, havada kaldı.

    neyse..

    bir yandan gevezelik edip bir yandan da öğle yemeğimizi yemeye çalışıyoruz, o ara omzumda bir dokunuş hissettim,

    "nabersiniz? selam kızlar"

    nilay gelmiş necoyla..

    "iyidir" dedim, "sandalye çekeyim size?"

    "yok yok, çok kalabalıksınız zaten (: biz yandayız hemen öyle bir selam verelim dedik :p"

    "iyi yapmışsınız (:"

    "sabah nerdeydin sen? alttan ders vardı demi?"

    "aynen" deyip sırıttım, bu da yüzüme tip tip gülümseyerek baktı.. imalarını yesinler (:

    tekrardan hepimize afiyet olsun deyip yanımızdan ayrıldılar, bir iki saniye sonra gülşen,

    "çok tatlı bu kız da" deyip gülümsedi,

    alper, "iyidir nilay, tsigalkonun kankası ;)"

    "hıı siz, baya iyisiniz demi?" deyip gülümsedi gülşen, bu sefer ince bir gülümseme ama..lan alper, sokuşturacağın anektodu gibeyim afedersin, denecek laf mı bu şimdi, milleti kıllandıracaksın..

    "iyiyiz, kankam işte (:"

    "güzel kankan var ya, şanslısın x)" dedi gülşen nasty nasty..

    bir şey diyemedim lan ne diyicem.. gülebildim sadece, gülşen üstüme geldi, zaten nedense kızlar hep böyle üzerime gelme eğiliminde aq... tanıyana kadar "ooo çok soğuk, çok artiz" ama tanıdıktan sonra da (daha doğrusu ne kadar masum bir bebe olduğumu görünce) paso sıkıştırmalar, gır gır geçmeler..

    "ya şey sorucam, bir şey olmadı mı aranızda hiç? hem o kadar iyisiniz, hem de ikiniz de düzgün tiplersiniz, ben yakıştırıyorum sizi valla x)"

    alperle birbirimize baktık "ne diyo la bu gız?" dercesine,

    "tolgayla çıkıyorlardı ya onlar canım?" dedi alper sahte bir sırıtışla,

    "haa.. sahi o da var gerçi, olsun, ne biliyim yine de olabilir diye düşündüm, kanka ayağı sonuçta (:"

    patavatsız ağzını gibeyim gülşencim.. devam böyle.. kökle gazı kökle..

    olayı ele alma ihtiyacı hissettim, zira diğer kızlar da yüzlerinde meraklı gülümsemelerle bizi dinlemekteler, dedikoduya bayılırız zaten ülke insanı olarak, hele ki gönül meseleleri üzerineyse..

    "olabilmez" dedim, güldüler, "niye, çünkü birincisi, tolgayla mazilerinden dolayı tabi, ama öyle bir durum olmasaydı da olmazdı, çünkü ben birine arkadaş gözüyle bakıyorsam, arkadaşımdır, zaten diğer anlamda sevdiğim, ya da sevebileceğim biriyle arkadaş olmam, o şekilde olmaz yani aramızdaki iletişim (:"

    "baştan çizgileri çekerim diyorsun yani?" deyip gene kahkahayı patlattı gülşen,

    "aynen öyle" dedim ben de..güzel bir atmosfer oldu masada, lan başta bu konuyu açtılar diye kızmıştım ama, sonradan işime geldi, masadaki o resmiyet kırıldı biraz, benim keyfim yerine geldi, sonra, biraz kendimi tanıtmış oldum bu gönül meseleleri bazında..bir nevi mesaj verdim kendi çapımda..iyi oldu ya..bu konudan devam edelim bakalım biraz, dur hele şu gülşeni bir utandırayım, zıpır seni,

    "senin aşk hayatın nasıl gülşencim ;) ? var mı şanslı çocuklar x)"
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster