/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1026.
    +3
    tuvaletten bir çıktım.. robot gibi.. nasıl bir konsantrasyon halindeyim ama var yaa, bilemezsiniz..

    türkiye-ilgiltere maçındaki milli marş okuyan alpay özalan bir, ben iki.. öyle delice bir motivasyonum var.. sanırsın az önce kadir inanır mesaj çekmiş..

    yeniden kafeye döndüm, selam verenleri selamlayıp, etrafa gülücükler saçarak ilerledim, erken kaçan ilkayla vedalaştık, önümüzdeki hafta içi bir stüdyo yapalım gibisinden ayak üstü sözleştik.. neyse, gittim oturdum gene yüzsüz yüzsüz kızların masasına..

    ilk bir kaç dakika geyikler döndü işte diğer kızlar ve bizim çocuklarla.. zaten buseye doğru bakamıyorum böyle direkt olarak.. utanıyorum aq..

    daha fazla dayanamayıp sonunda gözlerimi yüzüne çevirdim, göz göze gelinde otomatik olarak gülümsedim..o da aynı şekilde karşılık verdi..bir kaç saniyelik sessizlikten sonra, beni şaşırttı ve konuşmaya başladı,

    "şarkı için teşekkür ederim (:"

    sobaya dokunmuş el gibi irkildim bir an..yüzüne baktım, gözlerin alay, sözlerinde ima aradım... ama yok... gayet sakin ve samimi görünüyorlar?

    "rica ederim (: ... sırada..o varmış.. mış..(:"

    "anladım" dercesine kaşlarını oynattı.. yine bir ima, yaramazlık var mı bu hareketinde diye süzdüm aklımdan görüntüyü..yok lan... vallahi yok.. kızda, en ufak bir dirty lik, en küçük bir nasty lik yok? ne bir oyunbazlık, ne bir ayar verme hali..oha lan.. nasıl bir insansın sen ya? insan mısın gerçekten?..nasıl bir kızsın sen... olamazsın... en iyi ihtimalle melek filansın...
    zamkiler, iki part daha atayım, kaçıcam.. başım boynuma ağır gelmeye başladı.
    http://fizy.com/#s/1ahk2x

    biraz daha sessizlik oldu..ben, konu açayım ya da bir yerden pas gelsin diye adeta çıldırıyorum artık içten içe, sonra, buse, bir kez daha konuştu..helal be, sen de kendini aştın bu akşam (:

    "haftada kaç gün çıkıyorsunuz?"

    "iki gün (: perşembe-cumartesi..perşembeleri 8-10, cumartesi 10-12 (:"

    lan bütün secereyi döktün bee..bırak da kız sorsun işte saatleri filan? her taku söylüyorsun hemen, sonra da konuşcak konu yok diye ağlıyorsun anasını satayım..

    "iyiymiş (: ..sınav haftalarında ne yapıyorsunuz ama, zor olmuyor mu?"

    "vize-final haftalarında sadece cumaları çalıyoruz..daha doğrusu, geçen dönem öyle yaptık yani, yeni başladık zaten (: daha 3 ay anca oldu (:"

    "hıı (: baya iyisiniz ama, yıllardır çalıyormuş gibi :}"

    "(: ehehe..yok canım..şey, diğer arkadaşlar öyle olabilir gerçi, klarnetçimiz, bateristimiz filan yıllardır bu işlerin içindeler zaten, profesyonel sayılırlar (: , en amatörleri benim, müzik kariyerim henüz 3 aylık :p x)"

    "(: e bir yerden başlamak lazım..ne güzel, hobini, böyle, mesleğe dönüştürebilmişsin..gibi? değil mi? x)"

    benim mimiklerimi görünce dediğinden emin olamayıp gülmeye başladı..o an masanın karşı tarafına ışınlanıp ölesiye sarılasım geldi, streç film gibi sarmalayasım, içime sokasım..

    "ya bunu en fazla bu kadar mesleğe dönüştürebilirim zaten (: , kendi mesleğimi yapıcam inşallah, hayırlısıyla mezun olayım da..ee tabi sen tehlikeyi gördün, sektörden bir rakip eksilteyim istiyorsun demi? :p"

    gülmeye başladık..seslerimiz kesilince, bir kaç saniye göz göze kaldık... o kadar belli ediyorum ki ister istemez... kız, kesin anladı abi zaten..bence... baksana, salak salak dalıp gitmeler, şarkı armağan etmeler, sürekli sırıtmalar filan... sadece aşık bir erkek, aşık olduğu kadına karşı bu denli hırbo hareketler içine girebilir..öff..o kadar salak, saf ve zavallı görünüyor olmalıyım ki..allahtan kız iyi de, taşak geçmiyor benle..biraz kötü niyetli bir hatun olsa karşımda ağlatırdı herhalde beni..

    kafenin gürültüsü, masaların keşmekeşi içinde, birbirimize ait olduğumuz 10-15 dakika boyunca birbirimize sorular sorduk, kendimizden bahsettik biraz daha..ah..hiç bitmesin o 15 dakikalar..

    ama biter işte..her güzel şey gibi, kısa sürer..züt cebimdeki telefonum titredi, aldım, baktım..

    "gelecek misin??"

    mesajın kimden geldiğini biliyorsunuz zaten..lanet..laneett...
    burada mısınız la? valla kalabalıksanız 2+2 iki yapabiliriz yani :p

    benim de yazasım var, epeydir, parmaklar kireçlendi ara verince ;)
    buse ile, hali hazırda güzel güzel sürmekte olan muhabbetimizi içim kan ağlaya ağlaya sonlandırıp, "ya bir arkadaşıma merhaba diyim ben, gelicem hemen, ayıp olmasın (: kusura bakma :/" diyerek, bin bir mahcubiyetle kalktım masadan... kız, "yok canım nolcak (:" deyip o ölümcül gülümsemelerinden biriyle uğurladı benim..

    ah..ah ulan ah..resmen demir atmışsın kalbime.. topraktan sökmek gibi, göğsümü yırtarcasına..abi çekip gider mi lan insan sevdiğinin yanından böyle?..gitmesem de rezillik çıkacak diye korkuyorum.. burçin malı masaya filan gelip çemkirirse?..of of... düşünmek bile istemiyorum... o potansiyeli de var biliyorsunuz.. dıbını gibtimin... bu gece de ne tak diyeceksen de de, gibtir git sonra hayatımdan..

    bir yandan, geride bıraktığım masaya baka baka, yine klagib, sol taraftaki masalardan birine, tek başına oturmuş olan burçinin yanına ulaştım.. geldiğimi görünce gözlerini dikti, oturana kadar da ayırmadı..vay be..burçini sanki yıllardır görmüyormuşum gibi hissettim ..

    karşısına geçtim.. sıkkın sıkkın bakmaya başladım yüzüne.. konuştu,

    "meşgulsün gene? her zamanki gibi.." deyip acı acı gülümsedi..

    omuz silktim..bir şey demeden bakmaya devam ettim yüzüne.. gözleri derinleşti yavaş yavaş.. yüzünün hatları bulanıklaştı.. kendini kötü hissediyor olabileceğini hissettim..

    "sigaranı söndürür müsün?" dedim ters ama kaba olmayan bir tonla,

    daha yarısında olan parlamenti kültablasına bastırdı.. ezdi..ezdi.. kıvırdı..hıncını izmaritten çıkardı..

    yine bakışmalar..

    iyi de, zaman geçiyor be güzelim?..yan gözle buselerin masaya bakmaya çalıştım ama bir şey göremedim..

    birazdan rakçılar çıkıp ortalığın dıbına koymaya başlayınca, sen de konuşmaya başlarsın anasını satayım..

    "konuşmak istiyordun?" dedim daha fazla dayanamayıp sabırsızca..

    kafa salladı,

    "evet?..konuşmamız lazım? sence de öyle değil mi?"

    ya..kasma beni lütfen.. gözünün çapağını seveyim..

    "evet.. bence de öyle.. dinliyorum seni?" diyerek baskı yaptım..

    titreyen elini otomatik olarak sigara paketine attı, bakışlarımı görünce geri çekip diğer eline kavuşturdu..

    "tsigalko..bir şey sorucam önce?"

    gözlerimi irileştirdim, buyur sor..

    "sence bizim aramızda yaşananlar, yaşanış şekilleri.. doğru mu? normal mi yani böyle..bu tarz bir.. ilişki diyeyim.."

    "değil" dedim düşünmeden.."normalde kimseyle 2-3 hafta bakışarak iletişim kurmam"

    "hıı... yavaş kaldık yani öyle mi?"

    "yoo.. mesele, yavaşlık ya da hızlılık değil..bu şekilde olmaz yani.. tarz olarak.. anladın mı?"

    "anladım.." dedi kafasını ileri geri sallayıp.. yüzü gittikçe daha da bulanıyor..

    "ayrıca kimseyle bu denli polemik yaşamamıştım daha önce.. yani..yaptıkların... kafede bırakıp gitmelerin..son olanları söylemiyorum bile.. sayende bir kaç gün kendimden soğudum.. bana berbat bir pgiboloji yaşattın, teşekkürler.."

    içimdeki irini yavaş yavaş akıtmaya başlamıştım..o bana kayacak, ben ona kayacağım, nihayetinde de bir daha birleşmemek üzere birbirimizden kopacağız.. sonsuza kadar.. umarım..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster