/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1051.
    +4
    ..ben sırıta sırıta önden, o arkadan girdik içeriye..tıpkı busenin tahmin ettiği gibi, bütün masalar dolu..

    biri hariç.

    yola bakan tarafta, üstelik mekanın en arka köşesindeki masa..ilk bakışta dışarıdan fark edilememesinin nedeni de köşe masa olması..vay be..afferin be abla..elimle seçsem bu kadarını seçemezdim, allah razı olsun (:

    reserve masaya doğru ilerlemeye başladım, buse de tam olarak durumu çözememekle beraber peşimde, her ihtimale karşı, kasaya doğru da bir bakış attım, kadınla göz göze geldim, "aferin sana" der gibi gülümsedi..gittik masanın başına, tam oturucam, buse,

    "aa..ben de niye bi tek burası boş diyordum, reserveymiş meğer cık cık..çakallık yapalım dedik ama olmadı galiba (:" deyip "kısmet değilmiş" der gibi boyun büktü gülerek,

    "evet reserve?" dedim sandalyelerden birini onun oturması için çekerken..

    bir iki saniye yüzüme baktı boş boş..sonra jeton düştü, yüzüne, suya damlayan bir mürekkebin yayılışı gibi yayılan bir gülümseme eşliğinde,

    "oo.." dedi, "cidden sen mi ayırttın?"

    ben gayet sakin, "ee..evet, ne var ki bunda bu kadar şaşıracak? ;)"

    gözlerini iri iri açık sırıtarak otururken, "iyi bakalım.." dedi, "jestler de 2-0 mı oldu ne burada x)"

    "aynen, 2-0 öndeyim ona göre (:"

    off..çok hoşuna gitti be beyler..(: valla..

    biraz sonra kadın kendisi gelip masadaki reserve tahtacığını kaldırdı, gülümseyerek "hoş geldiniz tatlım, menüyü bırakayım ben size, çocuklar bakarlar karar verince ;)"

    "teşekkür ederim (:" dedim ben de minnetle gülümseyerek,

    tekrar gözleriyle selamladı bizleri ve menüleri bırakıp masadan ayrıldı,

    buse hınzır hınzır gülümsüyor çaktırmadan..

    "noldu? (:" dedim

    "bişey yok ya, kadın çok hoşuma gitti ona gülüyorum (: ... "tatlım" x) "

    sesli güldüm ahaha..

    "hıı... (: ..epeydir müşterisiyiz buranın da, tanıyor artık, o yüzden bu samimiyet (:"

    "güzel yer ama ya, hem de güler yüzlüler, gördüğüm kadarıyla..ya da belki de sadece sana öyledirler bilemicem :p"

    buseden ard arda gelen ince esprilere, herhangi birinden duyduğumda güleceğimin iki misli keyifle gülüyorum..çünkü bunlar hep, hoş diyalogların, rahat, doğal, içten muhabbetlerin yolunu açan güzel detaylardır..

    birer neskafe söyledik, buse tatlı gülücüklerle etrafa, bana bakınıyor, ben de onun bu sevimli hallerine..
    biraz sonra, içeceklerimizi yudumluyorduk..

    "burası sadece kafeden ibaret değil bu arada" dedim,

    "hıım?"

    "yazları şu an bizim bulunduğumuz ön kısmın üstünü filan açıyorlar, restoran tarzı bir yer oluyor, kahvaltı-ya da fast food yiyecekler var..iç taraf her zaman kafe-bar şeklinde, alttaysa disko var x)"

    "hıı (: bak sen"

    "ama tabi ben cici çocuk olduğum için gitmiyorum o kısımlara :p ..maksimum bir kaç masa ileri kadar otururum işte, ilerisi beni bozar x)"

    güldü, "kesin öyledir x)"

    konuşmaya devam ettik..o, heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıp, hem beni güldürüp, hem kendi gülerken, arada kendimden bir şeyler sıkıştırarak ya da onun söylediklerini yorumlayarak katılıyorum sohbetine..ve doyasıya izliyorum onu bu vesileyle..

    doya doya..

    sanki ilk defa görüyormuşum gibi hevesle..

    sanki son defa görebilecekmişim gibi tutkuyla..

    onu anlatmak istiyorum biraz.. nasıl bir kız bu buse? nasıl görünüyor?..ne yer ne içer, nasıl düşünür, nasıl hisseder kısmını zaten ilerleyen bölümlerde takunu çıkarana kadar işleyeceğim zaten..ama bu gece, bana kendini şimşek hızı ve gücüyle aşık eden bu kızın güzel yüzünden, gözlerinden bahsetmek istiyorum..

    bir kere, muhteşem bir kahverengi timsali kendisi... karakteristik, paintin, filli boyanın, monami pastel boyanın kahverengisini kıskandıracak kadar güzel, kahverengi gözler.. içleri gülen, ne çok iri, ne çok ince, anlamlı, badem gibi gözler..

    ve canlı, gür, düz kahverengi saçlar.. omuzlarına dökülüyor, yanaklarına değiyor, gözlerinin önüne düşüyorlar bazen, bazen de zarifçe süzülüyorlar kulağının arkasından..

    insan hiç cansız bir varlığın yerinde olmak ister mi arkadaş?

    aha işte ben o saçların yerinde olmak istiyorum neredeyse..tek bir saç teli bile olsam yeter, ama asla dökülmemek, sonsuza dek yanaklarında, boynunda, omuzlarında, gözlerinin önünde kalabilmek şartıyla (:

    buğday tenli bir kız buse.. benim gibi, benden biraz daha koyu olabilir, belki 1-2 ton.. gözlerinin ve saçlarının kahvesiyle çevrelenince bu ten, bu kez de sütlü kahve gibi bir şeyler çıkıyor ortaya.. içmeye doyamayacağınız türden.. şekerli, ballı.. köpüklü..sıcacık..

    çok hoş bir ses tonu var.. konuşması, diksiyonu, vurguları..

    öyle konuşan fok balığı gibi değil yani, aman allah korusun.. tatlı bir kız olabilmek için, kişinin 5 yaşındaki halinin sesiyle konuşmaya çalışmak zorunda olmadığının en büyük kanıtı benim için kendisi.. ince, berrak sesi her daim kulağımın keyfini yerine getiriyor.. duydukça duyasım geliyor.. eminim güzel şarkı da söylüyordur..bir ara söyleteceğim bakalım x)

    yuvarlak yüz hatları var, ve o yüzün üzerindeki her bir detay, sanki rönesans döneminden bir heykel tıraşın elinden çıkma gibi.. yahu bir insanın hiç mi kusuru olmaz arkadaş? biraz daha büyük ya da yamuk olsaydı burnun ne olurdu ki sanki? ya da kaşların biraz daha kalın, dudakların biraz daha ince olsaydı?..zaten yeterince güzel, güzel huylu değil misin be sevgilim? ne olurdu sanki kulakların da biraz kepçe olsaydı?..gene de severdim ki ben seni?..ama bu mükemmellik niye?..korkuyorum bu kadar güzel olmandan.. kendimi yetersiz, tipsiz, öz güvensiz hissediyorum hacı??..kendimde, yüzümde, gözümde, vücudumda, her şey bana batar oldu senden sonra,

    "acaba burnum yamuk mu lan?" "ağzım çok mu büyük?" "göbeğim mi var yoksa?" diye kendime sormaya başladım sayende..

    ama senin güzelliğin yanında, bütün güzellikler vasat be sevgilim.. vasat hissediyorum kendimi.. eziyorsun resmen beni..ne vardı bu kadar güzel olacak?..
    http://fizy.com/#s/1ajen7

    yalan değil, kızın vücudunu da inceliyorum onu süzerken her seferinde..hemen fesatlaşmayın be işte..utandırmayın beni (: ..öyle hislerle bakmıyorum ki?... hunhar bakışlar değil bunlar..ağzımın suyunu akıtmıyorum..gözlerim dalıyor, sadece hayran kalıyorum..

    zaten hiç bir zaman öyle bakamadım ya kimseye?

    öylesine takıldığın, duygusal olarak umursamadığım kızlara..ayçaya bile, elife bile..öyle tecavüzcü coşkun, şahin k gözüyle bir türlü bakamadım aq..hiç kimseyi, hiç birini, şöyle çatır çatır domaltıp gibsem nasıl olur diye inceleyemedim..

    evet mallık var biraz bende farkındayım (:

    ama olmuyor? bin adam olucaz, şöyle takılıcaz, kızlara böyle yavşıycaz bilmem ne dedik, dediklerimizi yaptık da biraz biraz? kötü olucaz, kötülük yapıcaz dedik? eh..yaptık da biraz again..

    da, bir türlü o adamlardan olamadık..olamadım amk? napiyim?..

    ben, ne yaparsam yapayım göremiyorum o gözle kadın kısmısını... belki ertesi sabaha yüzünü bile görmek istemeyeceğim bir kadınla bile, saygı duyarak sevişiyorum o gece..ona, bedenine..o sanat eserini yaratan ustaya saygı duyarak..

    herhalde böyle fazla el bebek gül bebek büyütülmenin yan etkileri bunlar (:

    neyse, ne diyorduk? buse evet..tabi, iç çeke çeke, imrenerek, hayran hayran süzüyorum tepeden tırnağa her daim..

    türkiye standartlarında uzun bir kız sayılır buse..ama eliften filan kısa..hatta nilaydan da kısa..başının elmacık kemiğimin biraz altına, yanak civarıma filan geldiğini düşünürsek..evet, bir yetmiş filan olabilir..ne güzel işte? 8-10 santim topuk giyse maksimum, huyu huyuma, boyu boyuma (:

    narin bir kız ayrıca..üstüne binip sürdüğüm, altına girip ezildiğim bazı kısrakgiller gibi değil anlayacağınız..böyle..sülün gibi..kibar..iri kemikli değil öyle..ince bilekli..kıyamam... ince bilek iyidir..sonra parmakları..ah..evet..ilk gördüğüm gün de, en çok dikkatimi çeken şeylerden biri o uzun, ince parmaklar..çok güzel elleri var..kim bilir nasıl da güzel dokunuyorlar..ve o parmaklar..eminim çok becerikli hamarattırlar..

    işte böyle bir kız buse..güzel... çok güzel... hele benim gözümde..belki siz yanından yürüyüp gidebilirsiniz dalgın bir gününüzde pek dikkat edemeden..
    çünkü ciksi değil? bir megan fox, bir kate upton, stoya bilmem ne değil..

    ama o ışığı var ya..o klas duruşu..her haliyle elit bir havası var..ağır..çook ağır bir güzellik..ve dediğim gibi..altında mini eteği, üzerinde dekoltesi olmadığı takdirde yanından geçip gidilebilir..ama eğer bir kez yüzüne bakar, gözlerini yakalar-yakalanırsanız gözlerine..o gece yatmadan önce kesinlikle gelecektir hayali gözlerinizin önüne..ya "hoş kızdı ya" der geçersiniz..
    ya da benim gibi, o hayalin peşinden delicesine gidersiniz..

    delicesine seviyorum buse..delicesine peşindeyim..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster