/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1101.
    +3
    derin bir nefes daha çekti..

    "okulu bırakmak zorunda kaldı çocuk.."

    "hea? niye?"

    "hasta abi.. hastaymış daha doğrusu..bu..devre arasında teşhis konmuş..iki gün önce de kaydını sildirdi.. vedalaştı filan herkesle.."

    sesi titremeye başlamıştı tolganın,

    "hadi ya... nesi varmış? çaresiz bir durum mu?"

    "lenf kanseri"..

    lenf kanseri?..
    lenf nedir, ne değildir bilmiyordum o zamanlar, ama sonundaki, ikinci kelime, durumu tanımlamak için yeterliydi her halde..

    ben de bir üzüntü-hayret nefesi çektim içime derin şekilde..

    ölümcül bir sessizlik oldu odada..

    sadece anakartını soğutmaya çalışan laptobun fan sesi duyuluyor alttan alta..

    sessizliği bozmak zorunda hissettim kendimi.. teselli vermem gerekiyordu..

    "abi..ben tam bilmiyorum ama, epey ilerleme kaydettiler kanser konusunda, devamlı yeni buluşlar vesaire duyuyoruz.. yani..kurtulma şansı vardır bence? yok mudur?"

    tolga efkarla salladı başını,

    "zor be abi.. maddi, manevi..her türlü zor.. kurtulsa bile.. tekrar edebilir.. çok lanet bir şey.. çok zor dıbına koyim..iki gecedir uyku girmiyor gözüme..ne olursa olsun, hiç tanımadığın birine bile üzülürsün, bir de bu adamla az çok anımızda vardı bizim yani..3 ay aynı odada kaldık, altlı üstü ranzada yattık.. sınıfta ayrı muhabbetimiz vardı..e bize de geldi hatta iki kere.."

    "aynen.. hatırlıyorum.."

    "öff... hayat çok taktan be abi..20 yaşında çocuk daha bu dıbına koyim.. yazık günah.. ailesi perişan olacak.. kendi ayrı.. reva mı bu dıbına koyim?"

    iyiden iyiye sesi titremeye başlamıştı artık..

    elimi omzuna attım..ne diyeceğimi de bilmiyorum ki anasını satayım.. harbiden zor bir durum..

    "çarşamba son kez geldi işte, aslında pazartesiden yatıracaklarmış, bu gelip bizi filan görmek istemiş.. sarıldık ettik hepimiz.. ağladık eşşek kadar adamlar.. gibicem... "

    "abi dua edicez ya..başka bir şey gelmiyor insanın elinde.. kendi sağlığımız için şükredicez, onun şifası için dua edicez..bu.."

    "öyle.."

    "nerde tedavi olacak? yurt dışına filan çıkarma imkanları yok mu?"

    "yok.. istanbulda özel bir hastaneye yatırmışlar işte şimdi..tam erken teşhis denemezmiş ama.. yine geç kalmış sayılmazlarmış bilmem ne..bir sürü şeyler.. açtım internetten araştırdım, onlara bakıyorum 2 gecedir... zor... off.."

    sırtını sıvazlamakla yetindim.. sözün bittiği yerlerden biriydi..

    "bir ara gitmeyi düşünüyorum ama bir daha görebilirsem göreyim diye.. gözüm yemiyor tek başına da..kötü görürsem diye.."

    tolganın söylediklerini bir an aklımdan tarttım..

    evet.. sanırım gerçekten bir katkı verebileceğim, yapabileceğim bir şey vardı,

    "beraber gidelim abi?" dedim..
    http://fizy.com/#s/1ai0eq

    bir an afallayıp baktı bana, sonra,

    "he..yok..yok be abi.."

    "ne var olm? gidelim beraber işte? hatta hemen yarın gidelim dıbına koyim?"

    "yok..aga..şimdi vizeler öncesi..sıkıntıya sokmayayım seni..vay amk bilsem söylemezdim bunu.."

    "olur mu la öyle şey? ne sıkıntısı..bak, eğer senin aklında vardıysa, içinden geçtiyse harbiden gidelim yani..gelirim aga, zahmet mahmet, gibtirme yani afedersin.."

    yutkundu..dolu gözlerle yine boşluğa baktı, acı bir gülümseme yerleşti yüzüne..

    "dıbına koyim ya... nasıl olabiliyor böyle şeyler..aklım ermiyor lan..sana ya da etrafındaki birilerine bir şey olmayınca, hastalık, kaza gelmeyince, sanıyorsun ki dünyada bunlar yok dıbına koyim..sanıyorsun ki bunlar sana uzak... yok bea..valla tesadüfen yaşıyoruz lan..şans eseri nefes alıyoruz.."

    bir şey demedim önce..yine sırtını sıvazladım, ardından,

    "ee? ne diyorsun?"

    "abi..valla seni yorucam boşuna.."

    "olm..onu geç..sen gidicen mi? gitmicen mi? aklında var mıydı yok muydu onu söyle?"

    "vardı..var.."

    "tamam o zamaaaan. gerisi hikaye..gideriz..hatta hemen yarın bile gideriz... hem çocuğa moral olur tedavi başlangıcı.."

    biraz daha durup düşündükten sonra kendini toparladı, nemlenen göz pınarlarını elinin gelişigüzel hareketleriyle kuruladı,

    "tamam aga o zaman..sana da uyuyorsa, yarın sabahtan atlarız.."

    "aynen.."

    "işte..kalmak zorunda olursak da.."

    "kalırız her türlü, yer buluruz merak etme orasını..arkadaşlar var benim istanbulda bir sürü.."

    "iyi o zaman... e..senin programın yok mu ama yarın gece?"

    "yea..giberim programı..ben arar haber veririm, gelemicem diye, pavyon değil hoş, acil iş çıktı..napıcaz, ölek mi?"

    güldü kegib kegib..

    "öyle diyorsan..tamam, yarın.."

    "kalkarız 6-6.30 gibi, artık ilk araba hangisiyse... "

    "öyle yapalım.."

    "tamam madem kaçıyorum ben odama, uyuyayım..sen de yat uyu aga.."

    "hee..yatcam aynen..iyi geceler.."

    "hadi allah rahatlık versin.."

    kalktım kapıya doğru yöneldim, tolga,

    "aga, sağ ol..eyvallah.."

    "ne demek olm.."

    "cık..eyvallah..herkes yapmaz bunu.."

    "beni herkes ilgilendirmez koçum.. (: .."cehenneme gidiyorum aga turistik geziye" desen, gelirim ;)"

    güldü gene,

    "eyvallah..hadi iyi geceler tekrardan.."

    "iyi geceler kardeşim.."

    odama gittim..

    beklenmedik bu planlama gereği, uykumu alabilmek için erkenden yattım o gece..bünye alışkın olmadığı için de hemen uyuyamadım tabi..

    vay anasını be..
    tolganın sıkıntısı buymuş demek..belli oldu..haklı adam..
    hayat, biz toz pembe dünyalarımızda gezinip, ne olduğumuzu unutadururken,
    başkalarının hayatlarını karartmaya devam ediyor..

    sanıyor musun ki, sen mutlusun diye, bütün insanlık kalender?

    yo... hiç değil... hem de hiç...
    ben, bir kolumda dostlarım, diğer kolumda sevgililerim, günümü gün, geceleri sabah eder, doyasıya eğlenip hayatımı yaşarken,
    benden hiç bir farkı olmayan,benimle yaşı aynı, başı aynı, boyu aynı, posu aynı..hatta belki hayalleri bile benzer olan bir başka genç adam ise hayatını zindan edecek, belki de sonunu getirecek günlerin arefesinde..

    hayat..

    ve tolga..(: ..duygusal kardeşim benim..ne adamsın be... valla..rahat takılır, gamsız geçinir ama, çok harbi bir adam şu tolga..hisli adam..derin adam..duygulu adam aq..belki de bu yüzden çok seviyorum onu, bu yüzden böylesine arkadaşız..

    dışı sert, alaycı, umursamaz bir kabuk..

    ama içinde kopan fırtınaları birde gel ona sor..
    bana sor..

    bize, bizim gibilere sor..

    gönül adamı olmak zor iş vesselam..

    sadece seninkileri değil, başkalarının dertlerini de sahipleniyorsun... onların adına, belki en az onlar kadar üzülüyorsun..

    bir başkası olsa, "yazık oldu arkadaşıma, lanet olsun böyle hayat" der, bir saat, bilemedin, o günün akşdıbına kadar üzülür, geçer..

    ama bizim gibi adamlar, geçemiyor bunları..
    erteleyemiyor..ne mutlulukları, ne de acıları..

    işte, dostlar, arkadaşlar da,

    hep bunları paylaşmak için var..
    sıradaki part son part olsun panpalar.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster