/i/Asosyalizm

  1. 1.
    +4
    Olmuyor bir türlü kendimi sevdiremiyorum kimseye.Öğrenemedim o ilk okul lise yıllarında herkesin mutlulukla yaşadığı sosyallik değeneyimini. Benim düşüncek acı dolu bir çocukluğum oldu aile şiddeti baskısı gibi.
    Liseye ilk başladığımda ilk hafta kimseyle tanışamamıştım döğru dürüst anlaşamamıştım.Tek umudum ilk okuldan birileriyle aynı sınıfta olabilmekti tabi oda olmadı.ilk hafta o salak tanışma merasiminde bana babamın mesleğini sordular. Bilmiyorum dedim. Hapiste dedemi bıçaklamış diyemedim.1 ay boyunca okula gitmeyip devamsızlığımı o okulun ilk günlerin bitirdim.O zamanlar halen 19.5 tu devamsızlık hakkımız. Kalan her gün okula gittim. Sıramda öylece oturdum durdum tenefüslerde bile öylece yere bakıp babamın nasıl ailemizi paramparça ettiğini düşündüm. Arada kuzenim yanıma gelirdi.Bir kaç çocukta onu onlara ayarlaya bileceğimi düşünerek tanışmıştı.Ben onları da uzaklaştırmıştım kendimden. Gece gündüz sürekli eğer ailemiz halen bir bütün olsaydı nasıl olurdu diye düşündüm.
    insanlar bana baktıklarında cidden benimde biraz deli olduğumu düşünürlerdi. Bana babamla annemin neden ayrıldığını sorduklarında ben onlara gülümseyerek babam içime cin girdiğini düşünerek beni 6 yaşımda komaya sokana kadar dövdü annemde bu yüzden ayrıldı dedim.
    Bir kaç şey daha yaşandı işte. Ananemlerin yanına taşındığımızda ablamla beraber kava ederek büyüdük. Ablam liseye geçtiğinde benimle gerçek bir arkadaş olmuştu. Annemlerin bizi ders çalışsın diye tıktıkları odada bana sürekli okulda yaşadığı şeyleri anlatırdı.Şimdiyse evdeki herkes benim birşeyler anlatmamı bekliyor üniversiteden döndüğümde.Ben bir şeyler yaşayamıyorum ki.Bana hiç bir şey öğretmeye kalkmadılar ki.
    YEDiĞiN ÖNÜNDE
    YEMEDiĞiN ARKANDA
    AL BUDA CEBiNE PARA
    NASIL YAŞARSAN YAŞA
    Bende tek başıma yaşadım işte annem. Babam.Ablam. Görüntü olarak yanımda oldunuz ben 6 yaşımda yaşadıklarımı lise yıllarımda sindirirken. Acı çekmeye ta 10 yaşımda benim doğum günüm olduğunda kimsenin gelmesine müsade etmeyip ablamın kine sırf o kız arkadaşlarını getirir diye feminist bir düşünceyle izin verdiniz.O gün den beri o gün benim için anlamsız oldu. Annem her sene yinede alır bir pasta o gün özel diyerek. Birde kıyafet saat parfüm ablam ne önerirse artık. Herkes pastadan bir dilim yer geçer. Eskiden umutta ederdim o salak mumları üflerken. Artık pastanın tadını bile sevmiyorum. Sırf onların gönlü olsun onlar kutlamadık diye kötü hissetmesin diye ben o lanet mumları üfleyip pastayı yiyorum.
    Geçmişime bakınca ben yaşarken kimse yanımda değildi. Kimse bana akıl vermiyordu. Belli erginliğe ulaştığımda hali hazırda yüzlerce kitap okumuş olan bana akıl veremiyorlardı. Bunun yerine kendilerini gözümde farkına bile varamadan düşürüyorlardı.

    Ben hep mutlu olmayı istemiştim. Lise yıllarımda edindiğim arkadaş sayısı bir elin parmaklarını belki kıl payı geçer.
    Ben hep yanımda birilerinin olmasını istemiştim. Bunun için sosyalleşmeyi öğrenmek gerekirdi ben bunu da öğrenememiş ve aptalca bir çabayla kendimi defalarca küçük düşürüp kendi kendime zarar verip kalbimi kırıp durmuştum.
    Ben hep sevdiğim birisi tarafından sevilmeyi istemiştim.Ama görüyorum ki kimseye de kendimi bir türlü sevdiremedim.Bir kişi olsun arkadaşım ailemden birisi hatta tanımadığım birisi seni seviyorum dese hıçkıra hıçkıra ağlamaya hazır duruma geldim.
    Şuan 21 yaşında üniversitede sadece 1 arkadaşlığı olan (oda sırf çıkar ilişkisi uğruna)ben her şeyden vazgeçmeye hazırlanıyorum. Anladım ki mutluluk asla beni bulmayacak.
    Nerede bir acı varsa hep ben sırtlanıcam. Etrafımda hep küçücük acıları dünyanın acılarıymışçasına anlatan insanlardan nefret ederek yürüyüp yanlarından geçip gitmeye çalışıcam.Ve bir adım bile ilerliyemiyicem. Acı çekip bir çok şeyi anlamak hiç kimseyi ileriye taşımaz aslında. Buda o duygusal acının en büyük yanılgılarındandır.Biz en önlerde olmayız asla en arkalarda önümüzde kalanları izlemekten başka birşey gelmez çünkü elimizden.
    Ne kadar arkadaysak o kadar zordur tekrar mutlu olabilmek insana belkide ilk kez mutlu olabilmektir o insana. Allah her kuluna nasib etmez belkide böyle duyguları. Belki başkalarının bir başka şeyler uğruna böyle acıları çekmeleri zorunludur.Bir görevleri vardır.
    Umutsuzluğum işte bu raddede artık. Artık adım gibi eminim hayatım boyunca mutsuz birisi olacağıma.Çünkü ben sadece istiyorum. Konuşmaları eylemleri ne kadar yapmaya çabalasamda elime yüzüme bulaştırıyorum.Bir asosyla cesaretsizliğinden yanarken ben deneyipte bir türlü başaramadığımdan yanıyorum. Olmuyo diyorum kendime.Bir ses yükseliyo içimden başka bir şey iste. Kimseyi istemiyorum yanımda diyorum ve noktayı koyuyorum. Birileri mesajlar atıyo günler sonra. Sevgiyle baktığım heycanla konuştuğum yüzlere bana farkına bile varmadıkları acılar yüzünden tiksinirek nefretle cevap veriyorum. Bunuda beceremiyorum sanırım. Halen cevap veriyorum. Halen kibar davranmaya çabalıyorum. Birileri benimle çıkar ilişkilerini yürütürken bende bir başkalarıyla çıkar ilişkisi kuruyorum sonuçta bende onlardan böyle öğrenmişim gerçek arkadaşlığı hiç görmeyen birisi nasıl böyle bir şeyi başara bilirki. Yani arkadaş diyosun ama hiç bir şeyi anlatmıyor. Uzadıkça uzadı. Bunları yaşadım işte vizeler başlayana kadar içimde.Bir kaç başlığım daha olur belki daha sonra herkesi kendimden uzaklaştırmaya çalışırken neler yaşadığıma dair. Onlarıda yazarım biter daha sonra belki incisözlük zamanıda.
    ···
   tümünü göster