Gurlu ülkesini fetheden Harezmşahların hanedanlık sarayında buldukları ileri sürülen Halife'ye ait mektuplar, Alaeddin muhafazid'in Nasır'a karşı harekete geçmesinin en önemli nedenini oluşturdu. Siyasi kumpaslarla meşgul olan bir kimsenin hilafet makdıbını daha fazla meşgul etmesinin Müslümanlara zarar vermekte olduğu, bundan dolayı da Sultan'ın onu bu makamdan azletme hakkını saklı tuttuğu, üstelik halifeliğin de zaten Hz Ali soyunun hakkı olduğı yönünde ulemadan fetva alan Alaeddin muhafazid, işte Halife Nasır'ın ismini hutbe ve gibkelerden kaldırmakla başladı. Ardından Ala Tirmizi isimli bir seyyidi halife ilan eden Sultan muhafazid, bu şekilde Bağdat'a karşı harekete geçmenin meşruiyet zeminini de oluşturmuş oluyordu. Tam da bu dönemde Cengiz Han'ın batı seferine çıkmasının Halife' nin onu davet etmesiyle ilişkili olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Devrin kaynaklarında bu tür bir davetin varlığına dönük açık bir gönderme bulunmamakla birlikte, örneğin ibnü'l-esir gibi bazı müelleflerin kayıtlarından böyle bir sonuç çıkarabilmektedir. Ancak Moğolların batı seferinin söz konusu davet ile ne kadar ilişkili olduğunu tespit etmek, hele ki taraflar arasında kurulan temaslar kaynaklar üzerinden bu kadar sarih bir biçimde takip edilebilmekteyken mümkün görünmemektedir.