/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +2 -1
    Sistem karşıtı bir gencin öyküsü - MAHKUM

    Haha, bu iyiymiş

    Yine bu taktan sistemin içyüzünü fark etmem kasvetli bir düşünür yapmıştı beni birkaç dakikalığına. Hep aynı ritüel, hep bir çıkış arayışında olmak. içinde işlenmeden öylece yatalak durumda gereksizce muhafaza ettiğim, çok değerli membalara ev sahibi olmak ama sesini çıkaramamak, belirti gösterememek. Ya da sadece toplumun dışlamasından korkmak. Onlardan olamamak ama bir yandan onlardan farklı olduğuna inanmak; tek çıkar yolun içindeki mahkum şekilde yatan karakterini günyüzüne çıkarmak olduğunu en küçük hücreme kadar inansamda fikir olarak bunu bırakmak...

    Bu kadar kafam açılmış iken yatağımda uzanık pozisyondan, oturur vaziyete gelip yavaş yavaş ayaklandım ve o ciksi ropdöşambırımı çıkarıp okul kıyafetleriyle odamdan kahvaltı için mutfağa ilerledim. Önce salondaki telefon bağımlısı kardeşime sataştım, ardından mutfakta 2 yumurta kaynatıp ekmeksiz miğdeye indirdim ve taktan okul günüm için kapının eşiğinde yeni aldığım beyaz renkte ve son derece görkemli ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.

    Sokağa çıkmadan önce dış kapının aynamsı camından kapı eşiğinde kendime bakınarak duruşumu kontrol ettim ve dik durmaya başladım; bu kendimden emin bir hava katıyordu. Aslında hep aklım uçkurumda olduğundan bir heyecan, bir özgüven gelse de bu ilk değildi. Ve bu sefer herkes bana bakıyordu, eskiden yüzlerce çıkışımdan farklı bir gelen tepkiydi bu. Yaptığım her dış kapıdan çıkışımda aynıydı ama bu tepki farklıydı. Evet yolda yürüyen herkes bakıyordu; otobüsten dikizleyeni bile fark ettim. Çıtırlar ise bana gayet albeni dercesine gülümsüyordu. Ne kadar güzel gelse de bu istenmeyen bir durumdu o an için. Aslında insanların geneli ayakkabımı uzunca dikizledikten sonra suratıma bakıyordu. Buna ilk başlarda çok şaşırdım. Ama bütün bu olanların tek bir açıklaması olabilirdi.

    insanlar gücün peşinden koşuyor. Bu, fiziksel güçten ayrı birşey; tabi ki fiziksel yanı da vardı. Güç derken para, iş, aşk işleri, popülerlik ve benzeri sahip olduklarınla doğru orantılı içinde bulunduğumuz adi sistemde. isterseniz küfür edin, inanmak istemeyin ya da aşşağılayın bunu ama durum bu şekilde maalesef.

    Bu sosyal ilke çelişkileri de meydana getiriyor. Buna göre sizden daha pahalı ve marka takıntısı olan biri sizden yüksek konumdadır. Bu böyle değil midir harbi ? Ben önceden işe yaramaz, sünepenin tekiyken yaz tatilinde çalışarak aldığım bir ayakkabı mı beni insanların gözünde yükseltecekti ? insanların senin hakkında yargı vermesi bu kadar kolay mıydı ? Paramız kadar mı değerliydik ? Yoksa kendimiz hakkında kıyafetlerimiz vasıtasıyla Trailer izlenim vermeli miydik ? Yoksa bu kuralları yerle bir edip, çiğneyip kimsenin arkamızdan ne dediğini takmayıp, bizi hor görecek tiplere karşı esas olanı, özgürlüğü mü seçmeliydik ? Evet özgürlük. Çünkü şuan kimse özgür, hür iradesiyle giyinip kuşanmıyor. Ya akıllarda moda diye gereksiz akım var ya da aldığı geri dönüşler, "millet ne düşünür ?" sorusu. Sadece giyim, kuşam değil, hareket ve davranışlarda da geçerli. Bazılarıyla bunu kullanıp o kadar yılışık ve yapay davranışlarda bulunuyor ki bu olayı çakozladığında sadece oturup onu izliyorsun.
    ···
   tümünü göster