/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Emma, arkasını döndüğünde sıçradı. "Aman Tanrım, beni
    korkuttunuz," dedi. "Kimsiniz kuzum?" Romanın çevirisindeki
    özenli dille konuşuyordu.
    Dehşetengiz bir şey, diye düşündü. Derken, kadının onunla
    konuştuğunu fark edince, "Affedersiniz," dedi, "Ben Sidney Ku-
    gelmass. City College'da öğretim üyesiyim. Beşeri bilimler dalın-
    da. CCNY neresi derseniz, şehrin yukarısında kalıyor. Of be!"
    Emma Bovary cilveli bir gülücük attı ve, "Bir içki ister misi-
    niz?" dedi. "Bir kadeh şarap mesela?"
    işte bu güzel, diye düşündü Kugelmass. Yatağını paylaştığı
    mağara cücesinden ne kadar da farklıydı! Karşısındaki görüntü­
    yü kollarına almak ve ona hayatının kadını olduğunu söylemek
    istedi.
    "Şarap içerim," dedi çatlak bir sesle. "Beyaz olsun. Yok, kır-
    mızı. Yok yok, beyaz. Beyaz olsun."
    "Charles bütün gün gelmez," dedi Emma, niyetini sezdiren
    işveli bir sesle.
    Şaraptan sonra Fransa'nın muhteşem doğasında bir yürü­
    yüşe çıktılar. "Hep esrarengiz bir yabancının çıkagelip beni bu
    bayağı kırsal hayatın tekdüzeliğinden kurtaracağını hayal et-
    miştim," dedi Emma, adamın elini tutarak. Küçük bir kilisenin
    yanından geçtiler. "Giysilerinizi çok beğendim," diye mırıldandı.
    "Buralarda hiç böylesini görmemiştim. Çok. .. Çok modern."
    "Spor ceket diyorlar," dedi romantikçe. "indiri! Ildeydi."
    Aniden kadını öptü. Sonraki bir saat boyunca, bir ağacın altına
    uzanıp birbirlerine güzel sözler fısıldadılar ve sözle ifade edeme-
    diklerini, çok derin, anlamlı bakışlarla anlattılar. Derken Kugel-
    mass dikildi. Bloomingdale'de Daphne ile buluşacağını hatırla-
    mıştı. "Şimdi gitmem gerek," dedi kadına. "Ama merak etme,
    tekrar geleceğim."
    "Umarım," dedi Emma.
    ···
   tümünü göster