0
"Dün Central Park'ta Broadway dışında çalışan bir yapım-
cıyla tanıştım, bana aklındaki bir proje için çok uygun olduğumu
söyledi," dedi Emma.
"Kimmiş bu şaklaban?" diye sordu Kugelmass.
"Şaklaban değil. Hassas, ince ve şirin bir adam. Adı Jeff Bil-
memne, ayrıca Tony Ödülü'ne aday gösterilmiş."
Kugelmass o akşamüstü Persky'ye gittiğinde sarhoştu.
"Rahat ol biraz," dedi Persky. "Kalp krizi geçireceksin."
"Ha, rahat. Rahat diyor herif. Bir roman karakterini otel
odasına kapatmış haldeyim ve karımın peşime özel dedektif tak-
tığından şüpheleniyorum."
"Tamam, anladık, bir sorun olduğunun farkındayız." Persky
dolabın altına girdi ve bir şeylere büyük bir ingiliz anahtarıyla
vurmaya başladı.
"Vahşi hayvanlara döndüm," diye devam etti Kugelmass.
"Kentte oradan oraya gizlice seğirtiyorum ve Emma ile birbiri-
mizi parçalamak üzereyiz. Otel faturası da faturadan çok askeri
bütçeyi andırmaya başladı."
"Elimden ne gelir ki? Sihir dünyası bu," dedi Persky. "Her
şey nüanslardan ibaret."
"Yemişim nüansını. Karıya içirmediğim Dom Perignon, ye-
dirmediğim siyah havyar kalmadı. Yediği bitti kıyafetleri başladı.
Derken dallamanın biri kafaya almış bunu, oyuncu ajansına yaz-
dırmış, bir de profesyonel fotoğraf çekimi derdi çıktı. Bitmiyor ki
Persky. Bir de beni hep kıskanmış bir adam var, karşılaştırmalı
edebiyatçı, Fivish Kopkind diye. Flaubert'in romanında ara sıra
ortaya çıkan karakterin ben olduğumu tespit etmiş. Daphne'ye
söylemekle tehdit ediyor beni. Yıkım ve nafaka var önümde, bel-
ki hapis. Madam Bovary ile zina yüzünden Daphne beni sokak-
larda dilenecek hale düşürür."