/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    +1
    dedim "ben geliyorum şimdi siz çıkın" bunlar gitti, ben de o ara ayşen in sıraya kadar gittim, ulan
    ne cesaretli adammışım ha şimdi düşünüyorum da, toy-salak cesareti varmış demek ki,
    tipsiz arkadaşıyla oturuyorlar, "naber?" dedim.
    o da iyi falan filan derken biz gene kaynaştık orda, yanına filan oturdum, simitinden ikram etti. bu
    sefer arada arkadaşına da laf atıyorum ki gene arıza çıkarmasın.
    biz konuşurken ders arası çoktan geçmiş bile, zaman nasıl aktı anlamadım..
    bizimkiler döndüler, ben de o ara sırama gitmiştim durumu çakmasınlar diye, olayı sadece yakın
    olduğum arkadaşım yani okan biliyor, o çaktı tabi durumu da, serhat bini hemen, "abi niye
    gelmedin ya dışarı" bilmem ne diye laf yaptı iki dakikada,
    bir şeyler uydurdum, aq sanki hesap vermek zorundayım, ama kafa işte..o zamanlar kim böyle
    düşünebiliyor.
    o ders ebru paso espiri yapmaya çalıştı yanımda, ben de gülmeye.. hoca az daha dersten
    atacaktı konuşuyoruz diye, ayşen kim bilir neler düşündü.. belki de gibinde bile olmadı..ama
    sonuçta istemediğim dallar budaklanıyor gibi bir his oluşmaya başlamıştı içimde..
    günler geçti..
    3. haftanın ortalarına geldik diye hatırlıyorum,
    ben o ara ayşen e her geçen gün daha fazla tutuluyorum, ama grupla da aynı oranla daha samimi
    oluyorum, beyler, henüz gitmeyenlere ya da yeni başlayanlara tavsiyem olsun,
    üniversite de grup her şeydir..sen, etrafındaki adamlar kadar sensin..ya bir gruba dahil olacak, ya
    da kendi çevreni kendin yaratacaksın.. yoksa 4-5 sene boyunca yarak gibi elde defter gider
    gelirsiniz okula loserlar gibi.. öyle yalnız, ıssız adam havaları işe yaramıyor bilesiniz.
    bizim grubun bir kötü özelliği vardı.. inanılmaz sigara içiyorlardı. o zaman da tabi kapalı alanda
    yasak filan yok, bunlar da baca gibi çekiyorlar anasını satayım, ben nefret ederim, ağzıma
    filtresini sürmemişimdir hala daha, çok rahatsız oluyorum.
    öyle ki arada bir 5 dakika yanlarından ayrılıp nefesleniyorum filan..
    ebruyla aramız fazla iyi oldu, artık her ders bana yer tutuyor, her masada yanıma oturuyor, serhat
    bini, kızı gruba getiren eleman olarak bu durumdan hoşnut değil tabi, ben biraz seziyorum bu
    durumu ama inanın o an umrumda bile değil, çünkü benim o tayfadan 3-5 muhabbet ve
    mekanlarda öylesine takılmacadan başka bir beklentim yok, ince bir hesabım yok, olanlar
    düşünsün aq bana ne?
    benim hesabım ayşen le, tabi birde grubun içindeki en delikanlı adam olan kankam okan la..
    gerisi gölge etmese yeter..
    neyse o gün, gene paso bunlarla takılıp ayşen in yanına gidemedim.. ders bitti okuldan çıktık
    okan la atladık geldik merkeze,
    o ara da yağmur yağıyor ince ince, ama çok kıl bir yağış stili anlatamam yani.. benim üstümde
    kapşonlu var ama yağmurluk kumaşı değil, bariz ıslanıyoruz yani,
    saçak altlarından filan yürüyoruz, kafenin birine oturup dertleşeceğiz,
    o ara okan beni dürttü, "oğlum, bu senin kız değil mi ya baksana?"..
    harbiden de o, elinde şemsiye, tipsiz arkadaşıyla beraber saçağın birinin altına büzülmüşler, birini
    bekler gibiler,
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster