edin efsane güzellikte, manken gibi... bir bakışı var elin ayağın titriyor, nefes almayı unutuyorsun...

sonra bu kızla tanışıyorsun filan, bala züte çıkmaya başlıyorsun. titreye titreye elini tutuyorsun. o yumuşak, ince, narin elinden. aylar geçiyor sonra çılgınlar gibi dudak dudağa öpüşüyorsunuz. herkes senden nefret ediyor çünkü bu afetin erkek arkadaşı sensin. çok kıskanıyorsun, deliler gibi ona senden başka kimse tenine dokunmasın istiyorsun. o kadar aşıksın ki gibmeye kıyamıyorsun.

yıllar geçiyor artık çok müthiş bir evlenme teklifi ediyorsun o da kabul ediyor. bu yarrağa benzer tipinle nasıl böyle bir güzellikteki hatunla evleneceksin aklın almıyor.

zaman geçiyor düğün günü geliyor. en sevdiğin dostların, ailen, akrabaların herkes senin mutluluğunu paylaşıyor.

o kadar sabırsızsın ki gerdek için saliseleri sayıyorsun.

sonra o malum gece geliyor. helalinle birlikte beraber yaşayacağınız eve geliyorsunuz. sonra pantolonunu indiriyorsun 3-4 santimlik yannanın heyecandan şahlanıyor. kız seni yatağa itiyor. sonra ömrünü verdiğin kız gelinliğini çıkartıyor bir bakmışsın 30 santim damarlı yannanlı bir travesti. kaçmaya çalışıyorsun ama tüm kapılar, camlar kilitli. ses tellerini orada bırakana kadar bağırıyorsun kimse seni duymuyor. artık çaresizsin, kaçışın yok. orada kız sanıp evlendiğin helalin seni bacak kadar yannanıyla ölümüne gibiyor.

sabah seni evde baygın buluyorlar ve ambulansla hastaneye kaldırıyorlar. 1 yıl, 3 ay komada kalıyorsun. daha sonra belden aşağınız tutmuyor. tekerlekli sandalyeyle yaşdıbınıza devam edseniz ne hissederdiniz?