içeride bir ladyboyu ölesiye dövüyorlar. kan gölü ortalık kadın bayılıyor, geri ayıltıp bir daha dövüyorlar, en son biri palasıyla göğüs uçlarından birini kesti. o an kusacaktım ağzıma geldi, ama geri yuttum yani o sırada merdivenlerden çıkıyorduk.. iki tane siyah pitbull beyaz ninja karateci kungfucu elbisesine benzeyen bi dalga giymiş adamın yanında bekliyordu, evet düşündüğüm gibi bu tom dee sung'un ta kendisi..

yerinden kalkmadan elini uzattı.. bende yanına gidip elini sıkmaya kalktım.

arkamdaki salak herif diyip kafama vurdu, poşeti ver poşeti...

haa, dedim poşeti uzattım. tam poşeti verecekken bileğimden yakaladı ve diğer elindeki bıçakla kolumun üstünü kesip kanattı...

kan kokusunu duyan köpekleri nası havlıyorlar, aha şimdi gibi tuttuk dedim içimden ölsemde kurtulsam bari diye düşünüyordum.

T: Birdaha bir polise 300m bile yaklaşırsan seni öldürürüm

B: Bbben bbibilmiyordum

T: gibtir git şimdi.

arkama bile bakmadan aşağıya indim... dayak yiyen ladyboy lütfen beni kurtar bakışları atıyordu ki , ben kendi zütümü bile kurtaramadım henüz.. ama aklım o kadında kaldı. (Kadın diyorum çünkü cinsiyet tercihleri o yönde)

kapıdan çıkarken tekrar arkama baktım.. gözleri yaşlı ve yalvarırcasına bana bakıyordu..

birşeyler yapmalıydım.. ama bunun zamanı değildi.